"Uğruna beklenilen her şey, güzeldir. En az ahududu kadar."
Hafif kavruk teniyle, üzerine serpiştirilmiş kahve çekirdeği tonlu saçları ahenk içindeydi. Şaşkınlığın getirisi olan, kırpışıp duran uzun kirpiklere titreyen dudaklar eşlik etti.
Dünyanın en kaliteli güldürüsünü duymuş gibi, sivri köpek dişleri yaverliğiyle kahkaha atarak güldü. Gülüşü, bir dakika boyunca kesilmedi; öyle ki, gözlerinden akan şeffaf damlalar bile sivri çenesinden süzülüp gitmişti.
-Ben, dedi işaret parmağını kaldırıp durumun ehemmiyetini adama hatırlatırcasına, asla seninle olmam. Asla! Bu saçma teklifini de git kime yaparsan yap!" Öfkesiyle kabaran damarları, ince boynunun zerafetine tezat durmuştu.
-Sen bilirsin." Karşısındaki adamın umursamaz duruşuna, cam masa üzerinde ritim tutan parmaklarına baktı metin olmaya çalışarak. "Başka seçeneğin varsa."
Tık...Tık...Tık...Adamın masadaki uzun, işaret parmağında takılı olan yüzüğün çıkardığı ses beyninde yankılandı.
Kıskıvrak yakalanmıştı. Hayatta çaresiz kalmamak için her çareyi deneyecekti. Arkasını dönüp hiçbir şey söylemeden ayrıldı, ferahlığının aksine, içine kasvet çöktüren odadan.
İnsanoğlu, ilk "asla" dediğinde yapardı hatayı.
Ve ikinci hatası da öfkeyle söylediği sözlerin ardından gelen sessizlik olurdu. O "asla"nın dönüşeceği "belki" ve "evet" in başlangıcı sessizlikle atılırdı çünkü.
Tutkular ahlak çerçevesinde yaşanmaz, aşklar da filmlerdeki gibi masum başlamazdı her zaman.
Bazı tutkular ahududu renginde olurdu, bazı aşklar ceylan dutu tadında. Bolca ihtiras, hastalıklı bir aşkın köklerini salardı.
***İlk Bölüm Yayımlanma Tarihi: 23.01.2018
Doğum gününden sonra, kardeşiyle eğlenmek için konsere giden bir genç kız...
Fırtına yüzünden iptal olan konserden eve dönmeye çalışırken, kendini bir anda hiç bilmediği bir yerde bulursa...
Ve bu bilmediği yerden, evine dönecek hiçbir yolu olmasa...
Kendisini yabancı hissettiği bu şehirde, tüm bunlar yetmezmiş gibi, aklını karıştıran ve tüm yolları kendisine çıkaran gizemli bir genç adamla karşılaşırsa...
Neler olur?