"Aman Allah'ım bu kitapta bahsedilen kız benim..." Gündeme bomba gibi düşen Celladın Numaraları adlı kahrolası kitabın içindeki dokuz numaralı kızı okudukça kendimi yaşıyordum sanki. Kitapta katil on kurban seçiyor ve hepsini yakından takip ederek onlara bir numara veriyordu. Bana verdiği numara dokuz. Kurbanlarına önce bir çiçek gönderiyordu, en sevdikleri çiçek...geçen hafta kapımda bir buket papatya bulmuştum. Sonra güzel bir hediyeyle onları şımartıyordu...çantamda bulduğum sinema bileti gibi mi? Sonra kapıya konulmuş bir kitap, nerede ve nasıl öleceklerini konu alan bir kitap. Boğularak mı ölecektim? Kahretsin bütün bunlar gerçek olamaz! Şizofren hastası bir kız...Zeynep. Kendi küçük dünyasına sıkışıp kalmış zihnindeki sesleri susturmaya çalışırken hasta olduğunun farkında değildi. Zihninin oyunlarını görmezden gelmeye çalışması gittikçe daha zor olmaya başlamışken, bir gece kapısında üzerinde isminin yazdığı bir not ve Celladın Numaraları isminde bir kitap bulmasıyla tüm hayatı tepetaklak olmak üzereydi. Siz hiç kendi yaşantınızı anlatan bir kitabı ellerinizin arasında tuttunuz mu? Peki ya nasıl öleceğinizi satır satır okuduğunuz oldu mu? "Benden ısrarla ne sakladığını bilmiyorum, ama onu bulduğumda umarım seni tutuklamak zorunda kalmam." Sırf bu yüzden hiçbir şey bilmemeliydi çünkü koskoca şehirde bir polise denk gelecek kadar talihsizdim. O bir polisti peki ben neydim? Ben belirsizlikler içinde kaybolmuş bir pervaneydim, ateşe tutkun, yanmaya meyilli aptal bir pervane. Peki pervane nedir bilir misiniz? Onun sol tarafındayken bir anda namlunun ucunda olmaktı pervane demek. "Senden bir şey isteyebilir miyim?" "Söyle." "Beni benden korur musun?" Anlamamıştı, bu sözlerin ne anlama geldiğini anlamamıştı. O dışarıdaki düşmana karşı tetikteydi ama bilmediği şey düşmanın en büyüğü zihnimdeydi.