𝓟𝓻𝓲𝓷𝓬𝓮𝓼𝓼 𝓓𝓸𝓮𝓼𝓷'�...

Bởi Jeonsexual97

47.1K 4.1K 4.2K

TAMAMLANDI✔✔ 《𝓚𝓲𝓶 𝓣𝓪𝓮𝓱𝔂𝓾𝓷𝓰》 Taehyung sevdiği kadına aşkını ve ondan vazgeçmeyeceğini göstermekte k... Xem Thêm

1.Bölüm
2.Bölüm
3. Bölüm
4.Bölüm
5.Bölüm
6.Bölüm
7.Bölüm
8.Bölüm
9.Bölüm
10.Bölüm
11.Bölüm
12.Bölüm
13.Bölüm
15.Bölüm
16.Bölüm
17.Bölüm
18.Bölüm *1K*
19.Bölüm
20.Bölüm
21.Bölüm
22.Bölüm
23.Bölüm
24.Bölüm
25. Bölüm
26.Bölüm
27.Bölüm
28.Bölüm *2K*
29.Bölüm
30.Bölüm
31.Bölüm *FİNAL*
Hikayenin Aslı/Teşekkürler🌌♡
İnstagram❤✔
Kitap Reklamı 😌
5K ÖZEL BÖLÜM🌌
10K SON ÖZEL BÖLÜM🌌
YENI KITAP SNOW TALISMAN
Yeni One Shot
TANITIMLI KİTAPLAR
Yazarı tanımak isterseniz adlı bölüm
Yayımlandılar=)
Harley Ve Joker

14. Bölüm

1.1K 111 87
Bởi Jeonsexual97

Biraz dert yanayım okumak istemeyen hemen geçer.

Günlerdir Tale of the  nine tailed dizisini izliyordum ve ne fark ettim biliyor musunuz?

Daha 17 yaşında, 30 yaşından büyük insanlara ilgi duyduğumu kdodlrşfld

Lan küçüklere ilgi duyan pedofili oluyorsa ben ne oluyorum tam olarak öğremeye korkuyorum....

Ama neden ya?

Neden Lee Dong Wook 39 yaşında ????😭 Neden 25 değil?

İç sesim: Sanki 25 olsa sana bakacak aq

Senin 39 yaşında olduğuna inanmam im-kan-sız,çıkar göster!

Bu arada ben öyle kolay kolay  kore dizisi beğenmem ve devam etmem arkadaşlar. Çok az izlemişimdir. Ve genelde ortada bırakırım diziyi. Çünkü ilgimi kaybederim ama 3 günde 10 bölüm bitti resmen.

Eternal Monarch
W-Two World

Bir bu iki diziyi daha böyle hızlı izleyip bitirdim.

Diğerleri zor bitti veya bitmedi.

Kısaca bu çocuğa ve bu diziye çok pis düştüm tşk

Hadi okumaya💋

Yıldıza basıp başlasak bölüme=)

Satır arası yorum yaparsanız çok mutlu olurum =)

Keyifli Okumalar ♡

Kim Seksi Elli Taehyung'tan;

Hepiniz aynısınız!

Bu laf beynimde yankılanırken Lina arkasına bile bakmadan gitmişti.

Gözümden bir yaş düşerken hala arkasından ona bakıyordum.

Gerçekten şu bir ayda ona yanaşmaya çalışan bir pezevenk gibi görünmüştüm yani?

Hayır hayır! Böyle bir şey olamazdı.

O sadece sinirine hakim olamamıştı. Ve içinde küçük bir ses eminim ki onu rahatsız etmişti bile.  Onu tanıyordum. Kafenin önünde bana sert çıkınca da karşısında sanki başka biri var gibi konuşmuştu. Şu anda da böyle olduğuna emindim.

Bu yüzden Lina güvenlikçiye doğru ilerlerken hızla kolumla yüzümü sildim ve kendime gelmeye çalışarak adımlarımı onun gittiği yere yönlendirdim.

Her ne kadar bana dedikleri ile kalbim kırılmış, parçaları sözleri altında ezilmiş olsada onu bu uğradığı haksızlıktan dolayı yalnız bırakamazdım.

Bu yüzden gizlice peşinden giderek niyetini öğrenmiştim. Güvenlikçiden o anın kamera kayıtlarını kanıt için istediğini duymamla hızla toplantının yapıldığı ana kampüse ilerlemeye başladım.

Benim kanıta ihtiyacım yoktu. Plan yapma da yalan olduğu için kendi yöntemimle çözecektim.

Aslında şu anda kalbimi kırdığı için defolup gitmeliydim ama yapamazdım ve bu şeyle gurursuz herifin teki gibi gözüktüğüm doğruydu. Ama bu umurumda bile değildi. Aşıktım ve sevdiğim kadına zarar vermeyi kendine had bilmiş adama haddini bildirecektim.

Kimse benim güzelime zarar veremezdi.

Elbette kendini koruyabileceğini biliyordum ama görünmez kalkanı olmak istediğim kaçınılmaz bir gerçekti.

Merdivenleri hızlı bir şekilde çıkarak geldiğim 5. katta direktörün odasına ilerledim ve toplantıda olduklarını bildiğim halde umursamadan odaya dalıp hocaların ve direktörün dikkatini üstüme çektim.

"Jang hoca ve direktör hariç hepiniz dışarı çıkın!"

Sinirlerim kalbimin kırılması üstüne hat safhaya gelmişti ve anlımdaki damarın belirgin bir şekilde attığını hissedebiliyordum.

Ayrıca şu anda tek bir hedefim vardı.

O herife kafa atmak.

Herkes şaşkınca bana bakarken direktör Mingyu ayağa kalkıp yanıma geldi. "Taehyung! Bu ne saygısızlık? Asıl sen hemen çık dışarı!" Eliyle kapıyı gösterip sesini yükselterek konuşmasını umursamadan cümlemi daha sert bir şekilde hocalara bakarak tekrarladım. Şu anda yaptığım şey onlara çok büyük bir saygısızlık olabilirdi ama ben az önce hayatımı sorgusuz sualsiz önüne sunabileceğim kadının ikinci kez bir erkek yüzünden kriz geçirdiğini görmüştüm.  "Jang Hoca ve direktör dışında herkes hemen dışarı çıksın! Yoksa bu okulda bugün ki son iş gününüz olur!"

Öğretmenler son lafım ile gözleri korka korka itiraz etmeye çalışsalarda beni ve ailemi biliyorlardı. Nüfuslu insanlardandım. Kimse lafımın üstüne -Lina dışında- laf söyleyemezdi. Hâlâ sertçe onlara bakarken nihayet ayaklanıp homurdanarak çıkmışlardı. Bakışlarım hızla karşımda oturan adama kaydı.

Yanımda duran direktör Mingyu bana hem kızgınlık hem merakla bakarken Jang hocaya yaklaşıp onu ayağa kaldırarak kafa attım. Elim günlerdir kavgalı olduğumuz çocuklar yüzünden kaşınıyordu zaten. Bu da tuzu biberi olmuştu.

"Ne yapıyorsun sen be?! Kendine gel hemen!"

Burnunu tutarak can havliyle beni durdurmaya çalışıp direktörün arkasına geçen Jang hocaya parmağımı sallayarak, "Asıl benim sevdiğim kadına sürtük diyerek ve tokat atmaya çalışarak sen ne yaptığını sanıyorsun hoca?!" diye gürledim.

Direktör bir anda şaşkınlıkla Jang hocaya döndüğünde bana şokla bakan Jang hoca ne diyeceğini bilemeyerek ikimize baktı. "Ne diyor bu serseri? Öğrencilerle bir husumetiniz mi oldu sizin?"

Jang hoca direktörün sorduğu soruyla kafasını sağa sola salladı korkuyla. "Kimden bahsediyor bilmiyorum bile."  Lina'yı o durumda bıraktıktan sonra toplantıya elini kolunu sallayarak girmiş olması ayrı bir kriz sebebiyken, 'Kimden bahsettiğini bile bilmiyorum.' demesi ile kan resmen beynime sıçramıştı.

"Yarım saat önce üstüne yürüdüğün kızı nasıl hemen unuttun?" Tehlikeli sesimle dişlerimi sıkarak konuşunca gözleri büyüdü. Ellerini alelacele havaya salladı. "B-ben sadece Lina ile düzgünce k-konuşmak istemiştim. Ama o bana saygısızca konuş-"

Üstüne sinirle yürüyünce lafını yarıda keserek benden kaçmaya çalışsa bile yakasını tutup onu sarstım. "Ne olursa veya ne derse desin bir kadına böyle ithamlarda bulunabilecek haddi kendinde nasıl buldun? Bu karaktersizlik ve bu pezevenklikle nasıl direktör yardımcısı oldun sen!? Her şeyi geçtim, ona nasıl fiziki zarar vermeye çalışırsın?!"

Anlından akan terle aşırı korktuğu belli olan Jang hoca kekelemeye devam edip kendini aklamaya çalışmaya devam edince onu ittirdim ve saçlarımı karıştırıp sakin olmaya çalıştım ama yok, olmuyordu.

"Bir yanlış anlaşılma olmuş olabilir mi Taehyung?" Ilımlı sesiyle ortamı yatıştırmaya çalışan direktöre alayla gülüp, " Lina bana yalan söyledi yani, öyle mi?" dedim.

Kafasını sağa sola salladı hızlıca. "Hayır evladım ben öyle mi dedim? Belki Lina biraz gözünde büyütmüştür olanları." Bu dedikleri ile bir kafa ona da atmak istesem bile kendimi durdurdum.

Sakin ol Taehyung, sakin ol.

"Yanlış anlaşılma falan yok! Zaten birazdan Lina gelecek ve kamera kayıtlarını gösterecek." Parmağımı direktöre çevirip salladım bu sefer sertçe. "Eğer hala o koltukta kalmak istiyorsanız bu hocanın diplomasını fes edeceksiniz! Duydunuz mu beni?" Bağırmamla korkarak kafasını sallamıştı.

"Mingyu bey bir serserinin lafına göre mi karar veriyorsunuz!? Kabul etmiyorum,hayır!" Kovulma lafını duyan Jang hoca fütursuzca konuşunca kör cesareti karşısında alayla gülüp yüz ifademi ciddi bir hale soktum.

"Sen Lina'nın üstüne yürüyüp işi bu noktaya getirdiğin an bitti senin kariyerin Park Jang! Bir daha değil üniversite direktörü, lise öğretmeni bile olacak yer bulamayacaksın bu ülkede. Şimdi Lina buraya gelince ayaklarına mı kapanırsın yoksa bin takla mı atarsın orasını bilmem ama bir şekilde özür dileyip bu üniversiteden siktir olup gidiyorsun!"

Jang hoca direktörün ayaklarına kapanarak kovulmamak istediğini ve bir anlık sinirle olduğunu söylesede artık çok geçti. Lina'nın yaralı olan hayatında kapanmaya çalışan bir yarayı deşmişti. Cezası benim kitabımda hafif olamazdı.

Acımasız bir insan gibi görünüyor olabilirdim şu anda ama değildim. Bir erkek bir kadına bunları yapamazdı. O kadar laf ettikten sonra bir uyarı alsaydı bunu bir daha yapmayacağı garantisi olmazdı.

Ben şu an bu adama hayatının dersini veriyordum.

Ki Lina öyle açık giyinen bir kadın değildi, hele erkeklere yakın davranan biri hiç değildi. Açık giyinse bile buna kimse karışamazdı.

Bu adam bir yerlerinden uydurup bunları diyerek  Lina'nın geçmişteki benim bile bilmediğim anılarını aralayarak kriz geçirmesini sağlamış ve az daha sevdiğim kadının ölümüne sebep olmuş olacaktı.

Bu da benim kırmızı çizgimin üstünde horon tepmesi demekti ve ben o horonu bir yerlerine dikerdim.

Kovulma nedeni ömür boyu sahip olacağı bir utanç kaynağı olacaktı.

Kadına hakaret ve fiziki zarar vermeye çalışma.

Polislik bile olabilirdi. Sonuçta psikolojik bir baskıda vardı ortada ama buna Lina gelince karar verecekti. İstemezse böyle bırakır gitmesine izin verirdim. Bu olay ölene kadar onu korkutmaya yeterdi zaten. Bir daha bir kadına böyle şeylerde bulunamayacağını anlamış olurdu.

Hele Lina'ya, bir daha asla!

"Neler oluyor burada?"

Arkamda duyduğum kapı açma sesinden hemen sonra gelen Lina'nın sesiyle ona döndüm. Bana bakarak şaşkınca konuşunca dedikleri tekrar aklıma geldiği için gözlerimi kaçırdım istemsizce.

Hepiniz aynısınız!

Beynimdeki sesi susturmaya çalışarak olayı Lina'ya  kısaca anlatmış ve kamera kayıtları ile Jang hocayı isterse polise verebileceğini söylemiştim.

Kabul edeceğine neredeyse emindim ama beni reddetmişti. Gözlerim şaşkınlıkla açıldı. Daha az önce bana nefret kusarken çok öfkeliydi ama Jang hocanın yüzüne bakıp tükürmemişti bile! Veya işine karıştığım için bana kızmamıştı.

Çok soluk bakıyordu gözleri.

Bir anda böyle olması krizden sonraki yorgunluğu muydu? Hastaneye götürmeme gerek var mıydı?

Emin olup olmadığını sorduğumda kovulması yeterli demiş ve bana mırıldanarak teşekkür ettikten sonra kamera kayıtlarının bulunduğunu düşündüğüm flash belleği direktörün masasına bırakarak 'sanırım benim açıklama yapmama gerek kalmadı.' dedi ve çıkıp gitmişti.

Gene gitmişti.

Arkasından gitsem yeniden kalbimi kıracak şeyler der miydi? Yoksa siniri ve kırgınlığı onu kısa bir an ele geçirdiği için kendini tutamadığını mı söylerdi?

Şimdilik sakinleşmesini bekleyecektim. Daha sonra ona tek niyetimin yüzündeki silinen güneş dolu gülümsemeyi geri getirmek olduğunu söylemeyi de aklıma not etmeyi unutmadım.

Umarım sana inanmıyorum demezdi çünkü o zaman ne yapardım bilmiyordum.

Çünkü tek emelim gerçekten buydu.

Ensemdeki saçlarımı karıştırıp oflayarak direktöre döndüm. "Bu işi size bırakıyorum Direktör. Çıkışını yapın bu adamın. Yoksa yarın ben ikinizin çıkışını yapacağım." Sonra Jang hocaya dönerek, "Sana bu yaptıklarım az bile ama dua et Lina polise gerek yok dedi. Bu da sana ders olur umarım. Kendine çeki düzen verip kadınların gururlarını kırmaya çalışmazsın bir daha." dedim ve kanayan burnuna bakarak sırıttım. "Ha gene yaparsan gelir benim gibiler de senin burnunu böyle kırar."

Sinirlendiği belli olsada onu umursamadan kapıya ilerledim.

Eve gidip ablamla konuşmam ve kendimi rahatlatmam lazımdı.

•••

Çocukların eve geçtiğimde moralsiz yüzümü sorgulamalarını görmezden gelip odama çıkmamın ardından yaklaşık yarım saat bacaklarımı duvara yaslamış ve beynime uzun süre kan gitmesine sebep olmuştum.

Kendimi yeni regl olmuş genç kız gibi hissediyordum anasını satayım!

Depresyona girmem yakındı ama pes etmek yoktu. Zaten böyle şeylere hazırlıklıydım. Erkeklerden zarar görmüştü daha çok küçükken. Ve anladığım kadarıyla bu erkelerin başını babası çekiyordu.

En nihayetinde ben de bir erkektim ve onu sinirli olduğu anında darlamıştım. Bana patlamış olması normaldi. Hâlâ sesi kulağımda çınlıyordu ama ne beynim ne de kalbim onu suçlamıyordu. Sözlerine kırıldığım doğruydu ama sorun yoktu.  O da çok kırılmıştı.  Ve iyileşmek için çaba gösterdiğini görüyordum.

Ablamla tedavi aldığı için de mutluydum ayrıca. Çünkü Nara ablam işinde gerçekten çok iyiydi ve Lina'yı iyileştireceğine emindim. Lina iyileşirken de hemen arkasında gizli bir destek olarak bulunacaktım.

Her şey zamanla güzel olacaktı. Ben buna bütün kalbimle inanıyordum.

Bu düşündüklerim ile daha iyi ve rahatlamış hissedince düzelmek için bacaklarımı yana devirdim ve  ablamın mesaisinin bitmesine ne kadar kaldığına bakmak için kol saatime baktım.

Daha 2 saat vardı.

Pekala, onunla konuşmadan önce biraz uyusam güzel olabilirdi.

Alarmımı kurarak yatağımdaki siyah pikeyi üzerime attım ve Lina'nın gözlerini düşünerek uyuya kalmayı diledim.

•••

"Lan öldünüz mü?! Neden kimse kapıyı açmıyor!"

2 dakikadır zil çalıyordu ve ben uykumdan irkilerek uyanmıştım. Gerçekten korkunç bir zil sesimiz vardı. Hala kapı çalmaya devam ederken sinirle inleyerek üstümdeki pikeyi kenara attım ve küfür ede ede kapıya ulaşıp hınçla açtım.

Lina yumruk yaptığı eli havada, -muhtemelen sertçe kapıyı açtığım için- şaşkın gözlerle bana bakıyordu.

Onun burada ne işi vardı?

BÖLÜM SONU

Bu kurguyu seveceğinizi düşündüğünüz arkadaşlarınızı etiketlerseniz çok mutlu olurum. =)))

Umarım bölüm hoşunuza gitmiştir

Vote💋💋 🥰🥰

Đọc tiếp

Bạn Cũng Sẽ Thích

816K 41K 55
[TAMAMLANDI] HAYRAN KURGU İÇİNDE REKOR #2 [Bir gün düzenlenecek.] ©️ Vaℓeria☆
97.3K 8.8K 49
"Beni öyle çok sev ki içimde ona ait tek bir his bile kalmasın." Ve duyamayacağını bilsem de içimden devam ettim. 'Tamamen, tüm benliğimle sana ait o...
31.5K 1.8K 32
Kızın sesini duyunca Alaz'ın omuzları gevşedi. "Öldüm, Asi." Gözlerini kızın yüzünde dolaştırdı. "Sensiz geçirdiğim her gün biraz daha öldüm." Asi al...
1.2M 78.8K 72
''çok yakınsın bacaklarımı hissedemiyorum. Ellerimin soğukluğunu veya bu odanın boşluğunu hissedemiyorum çünkü hissettiğim tek sensin''