Nilipek - Gözleri aşka gülen
"Sen söylediklerimi anladın değil mi? Bu gece ne yaparsa yapsın ağzıyla kuş dahi utsa ona taviz vermek. Kendine yaklaştırma tamam mı?"
"Yenge zaten aynı yataklarda yatmıyoruz ki? Sırf yara izim kayboldu diye üstüme atılayacak hali yok."
"Of, sen çok biliyorsun abisi kılıklı." Okan bizden tarafa gelince söylediklerimi sakın unutma diye bir kez daha uyarı çektim. "Gidelim mi?" Iyi gidin evde ne var bilmiyorum ki sabahtır gidelim diye kızın gözünün içine bakıyor.
"Yengecim yine görüşürüz abime dikkat et olur mu?" O iş bende diyerek çok sevdiğim görümceme sarıldım. Okan iyi geceler dediğinde yüzümü buruşturarak iyi geceler dilemiştim.
Onların ardından ablam yanıma gelerek bizde gidelim demişti. Neden gitmeyin desemde gözüyle Raşit'in kucağında uyuyan Aysima'yı gösterdi. "Aysima çok şanslı kendine gerçek bir baba buldu." Elimi ablamın karnına götürdüğümde "Mutlu musun?" Diye sordu,
"Mutluyum ablam Kartal, kalbime denk düştüğü günden itibaren ben hem mutluyum. Biliyor musun ilk defa bizi hissettim. Artık biz olduk, ikimizin sevgiyi yaralarımıza merhem olacak."
"Sen muluysan bende mutluyum." Ablamı öptüğümde Raşit'te yanıma gelerek burnumu sıktı, "Yine gelin."dedigimde olur, demişlerdi. Insaların sevdiklerinden başka kimi vardı ki?
"Evet, sonunda başbaşa kalabildik." Kartal arkamdan sarıldığında elini tutarak gözlerimi kapattım. Boynuma öpücük bıraksa da geri çekilmeyen Kartal odamıza gidelim mi diye sormuştu.
"Olur sevgilim sana sarılıp uyumayı çok özledim." Arkamı döndüğümde kocamin yüzü asıktı. "Ne oldu?" Ellerimi yüzüme koyduğumda hiçte üzgün işareti yapamadığını fark ettim.
"Ben bir güzellik yaparız diye düşündüm." Baş parmağını alt dudağıma götürdüğünde tatlı gülüşlüm, demişti. Dudağımı götürdüğü elini tutarak "Tabi bir güzellik yaparım kocacım, önce odaya çıkalım ben yapacağım sana güzellik." Demiştim.
Kartal bana pek inanmış gibi görünmesede elinden çekiştirerek salonun ışığını kapattım. Oradan da mutfağa geçerek bir sürahi suyu kocamin eline verip bende elime bardak almıştım. "Kartal çok bitkin görünüyorsun, biraz gülümser misin?' Kartal bana kötü bir gülüş gönderdiğinde vazgeçtim gülme dedim.
Odamıza çıkıp ışığımızı yaktığımda Kartal elindekileri bırakarak giyinme odasına gitmişti. Bende banyoya giderek dişlerimi fırçaladım. Odaya tekrar geldiğimde Kartal pencere kenarında dışarıya seyrediyordu. Ses yapmadan bende giyinme odasina girdim. Tam da tahmin ettiğim gibi her şey yerli yerindeydi. En sevdiğim renk olan mor geceliğimi alarak giyinmiştim.
Derin bir nefes alıp odamıza girdiğimde Kartal bu defa yataktaydı be odada yalnızca gece lambası yanıyordu. Varlığımı fark eden Kartal doğrulunca elini uzatmış bende uzatılan eli geri çevirmeyerek sıkıca tuttum. Elimi dudağına görünce seni özledim, demişti. Elimi bıraktığında bu defa da geceliğimin üstünden karnıma öptü.
"Yakinda koca bir aile olacağız senden iki kız bir de erkek çocuk istiyorum. " Sözleriyle gözlerim dolarken "Sen çok zayıfladın biraz kilo alman gerekiyor."demişti.
"Kartal o kazadan sonra bir daha çocuğumuz olmazsa yine beni sever misin?" Kafasını kaldıran Kartal dehşete düşmüş gibi bakışlar atmıştı.
"Sevmek mi? Sen delirmiş olmalısın bu nasıl bir soru? Ben çocukları seven bir adam hiç olmadım, ben yalnızca senden gelenleri sevebilirim. Sen yoksan ne çocuk ne de başka bir şey gözüme durur, yalnızca sen anlıyor musun? Yalnızca sen!"
Elimin tersiyle gözyaşlarımı silerek güldüm. "Hadi dön arkanı." Anlamadığında yatağa çıkarak arkasıni geçtim. "Sana bir güzellik yapacağımı söylemiştim değil mi?" Yatakta dizlerimin üstünde durunca ellerimi omzuna götürerek masaj yapmaya başladım. Kartal sessizliğini korurken acaba ne düşüyor diye iç geçirdim.
"Bak böyle masajı hiçbir yerde bulmazsın."
"Masaj mi? Sen buna masaj mı diyorsun? Bildiğin beni hunharca..." Kartal diye çıkıştığımda ellerimden öptü. Yine de vicdana gelmeyerek özlediğim yatağıma yattım. Kartal da yattığında arkanı dön dedi. Neden, diye sorduğumda bir kez daha döner misin, diye sormuş bende arkamı dönmüştüm.
"Sana şu şekilde sarılıp uyumayı ne kadar özlediğimi bir bilsen salya sümük ağlarsın." Bana arkamdan sıkıca sarıldığında gözlerimi yumdum.
"Uykum var, bugün yorgunluktan öldüm."
"Bu gece rahat bir uyku çek yarın sana uyku yok."dediğinde dudaklarım yukarıya kıvrıldı.
"Biliyorum yarın abinler gelecek Raşit sana mangal ateşi yaktıracakmış..." Aklıma Hira geldi acaba şuan ne yapıyordu. Yarını beklerken inşallah çatlayıp ölmem. "Yarın Hira'larda gelir mi? Okan'a söylediğinde dilinin ucuyla evet dedi. Bana kalırsa bir bahane uydurup gelemeyecek gibiler. Inşallah gelirler eğer gelirse ilk defa büyük bir aile olacağız. " Durup cevap bekledim. O kadar uzun konuştum ki hangisine cevap vereceğini mi şaşırmıştı.
Bir kez daha Kartal, dedikten sonra arkamı döndüm. Kartal uyuyordu. Canım benim nasılda masum uyuyor. Biri bunu Kartal için söylediğimi duysa kafayı yediğimi söyleyebilir, ama bilmiyorlar ki bu bende ki sevgi onun dünyanın en mükemmel adamı yapıyor.
****
Ertesi gün erkenden kalkarak hazırlıklara başladım. Kartal eskisi gibi adamlarına takarken beni işleri yetiştirememe telaşı sardı. Allah'tan ablam erken gelmişti de imdadıma yetişti. Öğlene doğru Bade be tatlı kızı geldiğinde dudak büzdüm. Kızı o denli tatlıydı ki onu dileşmek istiyordum.
"Bade bu denli bir tatlı kızı nasıl doğurduğunu söyler misin?"
"Görümcem sağ olsun doğum sancılarımın erken gelmesine vesile oldu." Bu sözlerine epey gülerken yardıma ihtiyac var mı, diye sordu.
'Aslında yok ama yine de yardımı hayır, demeyiz. Hep beraber bir şeyler yapmak hoşuma gidiyor. "
"O hâlde kızımı babasına götürelim, biraz ilgilensin." Ben götürebilir miyim, diye sorduğumda ablamla bakıştılar. "Elbette belki inanmazsın ama zamanla ağırlaşiyor."demiş bende korkarak küçüğü kucağıma almıştım. Kucağıma aldığımda alnına bir öpücük bırakıp hemen geliyoruz demiştim.
Mutfağın balkonundan bahçeye çıktığımda emin adımlar yürüdüm ki bebeğe bir şey olmasın. Kartal'ları gördüğümde üçü birlikte konuşuyorlardı. Bu adamlar elleri cebinde uzun muhabbetler etmekten keyif mi alıyorlardı.
Bizi fark eden Kartal, bize tatlı bakışlar atmıştı. Yanlarına gittiğimde Aysima bacağıma sarılarak öpcem öpcem diyor başka bir şey demiyordu. Yere doğru eğildiğimde küçüğüm korkarak Zeynep'i öptü.
"Tatlı bebek cicik bebek." Bir zamanlar tıpkı onu sevdiğimiz gibi o da Zeynep'in yüzünü okşuyordu. Sevmelere doymak bilmeyince ayağa kalktım.
"Kartal tutmak ister misin?" Kartal ilk zamanlar küçüklügünden dem vurarak yaklaşmıyordu. Kocama yaklaşınca yalnızca bebeğin alnından öperek "Ben tutmayı başaramam bir tarafı falan acır olmaz."demişti.
"Korkma Kartal, bir zamanlar bende kucağıma almaya korkuyordum şimdi kucağımdan inmiyor." Kartal'a bir kez daha alaması için uzattığımda bebeğin koltuk altlarından tutarak havaya kaldırdı.
"Hira geliyor." Raşit'in sözleriyle başımı çevirerek gelen arabaya bakmıştım. Araba durunca arabadan ilk Hira inmişti. Acaba Okan gelmedi mi diye düşünürken o da inerek varlığını gösterdim. Kocama baktığımda Zeynep'i çoktan babasına vermişti.
Hira'ya yanımıza geldiğinde ilk Zeynep'e koştu. Okan bizimkilerle selamlaşırken Hira'ya göz işareti yaptım. Yeğenini verip yanıma geldiğinde hazırlık için mutfağa geçiyoruz demiştim. Meraktan çatlarken eve girer girmez hemen anlat dedim.
"Yenge dün gece tam bir fiyaskoydu. Gece kavga dövüş geçti. Ev ahalisi de beni sabah görünce epey afalladılar, anlayınca sıfıra sıfır elde var sıfır...."
"Lina Hanım, biz sizi beklerken siz burada entirikalar peşinde misiniz?" Ablam ve Bade'yi görünce Hira'ya baktım.
"Galiba çetemiz büyüdü."
Sevilmek, anlaşılmak en büyük mutluluktur.
Vadideki Zambak, Honore De Balzac
Instagram; Sldakser
₩