GÜZ BAHÇESİ ( AŞİTİ AĞA)

By EylemAcikel

577K 12.1K 885

"İstemiyorum dede. Ben daha küçüğüm istemiyorum. " "Dün yüzükler takılırken aklın neredeydi Dilan hanım." "Ev... More

Karakter Tanıtımı
B-1
B-2
B-3
B-4
B-5
B-6
B-7
B-8
B-9
B-10
B-11
B-12
Duyuru
B-13
B-15
DUYURU
ÖNEMLİ

B-14

29.3K 634 76
By EylemAcikel

Medya :

Müslüm Gürses-Sensiz Olmaz 🌸

Ben ne yaparsam yapayım hep eksik hep yarım hep yalnızım. Benim sırdaşım yazılarım , beni benden alıp götüren hikayelerim ve ben ruhu kaybolmuş kadın tutun elimden düşüyorum.

                        Eylem Can Açıkel

|
Lütfen oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin. Beni motive eden cümlelerinize ihtiyacım var..
                                                          |

"Güzelim kıyafetlerin sabah yerleştirilmişti , üzerini değiştir istersen. Elbise ile rahat edemezsin. Duş almana yardımcı olacağım."

Söylediği şey ile gözlerim anında onu bulurken buna nasıl izin vereceğimi düşünüyordum.

"Ben kendim halledebilirim. Sadece yaramın üzerini kapatalım , su değmesin yeterli."

"Hayır Dilan bu senin için sakıncalı olabilir."

"Aşiti.."

"Dilan benden utanma. Ben senin kocanım. Birbirimize alışacağız."

"Bilemiyorum. Şu an buna hazır değilim."

"Tamam Meriye çağırırım olur mu ? O yardımcı olsun. "

"Eğer canım yanarsa sana çağırırım fakat kimseye çağırma lütfen."

"Tamam güzelim tamam."

Ellerimden tutarak beni kaldırmış ve tam banyoya doğru giderken kapı çalmaya başlamıştı.

Korku ile Aşitiye bakarken o gel demişti.

"Abi kusura bakmayın sizi rahatsız ettim ama bir şey söylemem gerekir."

"Söyle Meri. Ne oldu ?"

"Abi Rojbin.... Rojbin intihar etmiş."

                            B-14

Acı bizim ruhumuzun ham maddesiydi. Acı ile varolmuştuk ve acı ile yok olacaktık.

Kanım damarlarımdan çıkmak istercesine çağlıyordu. Ruhumun sızlayaşı canımı acıtırken ne yapacağımı bilmeyerek Aşitiye bakakalmıştım.

Rojbin canına kıymıştı.

Sebebi bizdik.

Sebebi binlerce cümle olabilirdi fakat canına kıyacak kadar ne yaşatılmıştı ?

Bir yanım bana yaptığı şeyi unutturmuyordu. Evet beni de hayattan koparıp almak istemişti fakat yine de onun ölmesini isteyemezdim.

Bu , bu canilik olurdu.

Meri odamıza bir bomba bırakmış ve koşarak aşağıya inmişti. Nefes alamıyordum , üzerime düşen bu suçluluk hissi beni boğuyordu.

Gözlerimi Aşitiye çevirdiğim de ise bomboş gözler ile bana bakıyordu.

Sonra sesini kulaklarıma duyurdu.

"Ağlama."

Ağladığımın farkında dâhi değildim ki.

"Aşiti.. biz..ben..."

Ne diyeceğimi bilemeyerek sustum.

Ne diyebilirdim ?

Ben bir şey yapmamıştım , o bize yapmıştı fakat yine de bu hissi bize yaşattırıyordu.

"Bizlik bir şey yok Dilan. Biz ne yaptık ? O seni bıçakladı. Canına , canıma kastetti. Şimdi bizim yüzümüzden deme. Ağlama gulemın. Gidip bakacağım. Sana haber veririm olur mu ?"

Sözlerini tamamlarken yanıma gelmiş ve alnıma uzun bir öpücük bırakmıştı.

"Yaranı kapatmadık. Duşa girme sakın."

Ah.

Şu an da bile beni düşünmesi yüreğimi dehşete düşürmüştü.

Gözlerimde binbir duygunun karmaşı ile ona bakmış ve kollarımı ona dolamıştım.

"Sağ salim gel olur mu ?"

İçimde yersiz bir korku vardı.

"Gidip geleceğim. Sana döneceğim."

Kafamı sallamak ile yetindim ve gitmesi için kollarımı ondan çektim. Son kez bana bakıp kapıya ilerledi ve çıktı.

Avluya bakan cama doğru yürüyerek Aşiti'nin gidişini izledim. Sert adımları bir felaketin habercisi gibiydi. Odadaki sevgi dolu yüzü yerini sert yüzüne bırakmıştı ve yeri hırsla döven ayakları korkunun baş askeriydi.

Avlunun kapısından çıktıktan sonra yatağıma geçerek uzanmıştım. Hâlâ yaram tazeydi ve acısı belirgindi. Düğün günümüzden bu yana bir normal günümüz geçmemişti bugün evleneli 4 gün olmuştu fakat daha Aşiti ile uyuyamamıştım bile.

Ah düşüncelerim beni utandırırken gözlerimi kapatarak bu anın bitmesini bekledim.

Zaman geçsin ve Aşiti bana gelsin istiyordum. Yanımda olmadığı her an ruhumun sızısı artıyordu.

Rojbin.

Aklıma getirmemek için çabalasamda aklımdan çıkmıyordu.

Şu an bir ateşin ortasındaydım.

Bir yanımda beni bıçakladığı her anın görüntüsü aklıma hücum ederken diğer yanımda vicdanım vardı.

Ne olursa olsun ben onun gibi bir canavara dönüşemezdim.

Ölmemesi için dua ederek gözlerimi kapattım. Günün yorgunluğu beni sararken gözlerimi kapatarak kendimi bilinmezliğe bıraktım.

Beynimde bir çok ses vardı. Uykumdan kopmak istemezken seslerin şiddeti arttığı için gözlerim benden izinsiz açılmıştı. Bir ses yankılanıyordu.

Bir ses ve binlerce cümle.

Öldü.

Kızım öldü.

Sizin yüzünüzden kızım öldü.

Siz kızımın katilisiniz.

Sizin yüzünüzden.

Beynim cümleleri algılamak istemezken ellerim titremeye başlamıştı.

Rojbin.

Rojbin ölmüş müydü ?

Yaramı umursamadan hızla ayağa kalktım. Ayağa kalkmam ile acı bedenime nüksetmiş ve nefes alamamıştım. Elim yaramı bulurken kendimi zorlamış ve kapıya doğru yürümeye başlamıştım.

Hayır hayır Rojbin ölmemişti değil mi ?

Adımların hızlanırken kapıdan çıkarak merdivenlere yönelmiş ve kalakalmıştım.

Aşitinin yengesi Meral yenge yere çökmüş ağlıyordu.

Rojbinin annesi.

Aşiti yanı başında durmuş kaskatı kesilmişti.

Bir adım attım , adım sesim ile tüm gözler bana çevrildi.

"Katil!"

Bana demişti değil mi ?

"Yenge haddini aşma. Sana kızın ölmedi diyorum ölmedi."

"Yalan söylüyorsunuz. Odadan çıkarıp götürdüler. Gitti kızım gitti."

"Sevk edildi. Daha iyi hastaneye gönderdiler. Burada hastane yeterli değilmiş."

Konuşmalar beynimi döndürürken ellerim ile taş olan merdiven kenarına tutunmuştum.

Ölmemişti ama annesi bize katil demişti.

Ölmemişti ama beni öldürmek istemişti.

Ölmemişti fakat ruhu çoktan ölüydü.

"Bir katil arıyorsan o senin kızın. Benim karımı bıçakladı unuttun mu ? Gelin ağasını bıçakladı. Şimdi de kendi hayatına kıydı. Biz değil herkesin hayatına kıymaya çalışan o."

Tüm hiddeti ile bağıran adama baktım.

Kocama.

Nefreti dilinin kelimelerine hükmetmiş ve acımadan tüm hislerini bir bir söylemişti.

Tek bir yanlış veya eksik cümlesi yoktu.

Fakat acıydı.

Acımasızdı.

Onun acısı tüm acılara ağır basmıştı.

"Aşiti."

Gözleri korlar içinde bana döndü ve lavları yaramın üstünde duran elime kaydı.

Böyle bakmasaydı konuşmak daha kolay olabilirdi. Şu an içindeki yangın beni dâhi yakar kül ederdi. Alevleri bir bedene bürünmüş herkesi yakmıştı.

Yakardı.

Yakacaktı.

Ben yanmaya razıydım.

"Odaya çık Dilan. Geliyorum."

Ev halkı burada değildi sadece korumalar ve yengesi vardı fakat yine de Aşiti demem onu rahatsız etmiş olabilirdi bu yüzden bir kez daha seslendim.

"Ağam..."

"Geç dedim."

Bana tüm hiddeti ile bağırması ile yerimde sendelemiş ve bir adım geri atmıştım.

Oysa ki yengesini ne olursa olsun yerden kaldırmasını söyleyecektim.

Kırgın gözlerle ona bakarken onun gözleri de beni bulmuş ve dişlerini kırmak istercesine sıkmıştı. Kendi kendine mırıldanmış ve  Allah kahretsin Aşiti diyerek gözlerini sıkıca kapatmıştı.

Gözlerim yüzünü incelerken çenesine takılı kalmıştım. Dişlerini sıkmaktan çenesi acıyacaktı ve bunu bir ara ona söylemeliydim.

Şu kırgınlığın ortasında onu düşünmem beni hayretlere düşürürken burada daha fazla beklemeden arkamı dönerek odaya doğru ilerlemeye başladım.

Canım yanıyordu.

Yaram acıyordu fakat bundan daha fazla Aşitinin sesiydi ruhumu acıtan.

Bana bağırmasının bir anlamı yoktu.

Kırgınlığımın bu kadar çabuk gün yüzüne çıkmasından nefret ediyordum.

Ben her derdi içimde yaşayan biriydim. Halılarımı sırdaşım yapar onları dokur , dokudukça dertlerimi binbir desen ile süslerdim.

Halılarım aklıma gelirken annemlerden halılarımı ve dokuma aletlerimi istemeyi aklıma yazdım. Bu evdede bana eş olacaklardı.

Düşünceler içinde odaya vardığımda içeri girmiş ve kapıyı kapatacakken bir el beni durdurmuştu.

Bunun kim olduğunu biliyordum ve kapıyı zorlamama gerek yoktu. Gücünün yarısını kullansa açardı. Ona direnecek halde değildim.

"Dilan."

"Buyur ağam."

Derin bir nefes ciğerlerine çekti. Kafam önüme eğikti. Ona bakmak istemiyordum çünkü her an ağlayabilirdim.

Bir çok duyguyu son yarım saatte yaşamış ve karmakarışık olmuştum.

"Sana bağırmak istemedim."

"Sorun değil."

Sorundu.

Ama ona söylemeyecektim.

"Aşiti dedin diye odaya dön demedim. Yengem daha fazla saçma sapan konuşmasın diye dedim."

"Anladım."

"Yapma ne olur.. Böyle kırgın durma."

Bu sözlerinden sonra gözlerine bakmıştım.

Görüyor musun beni Aşiti ?

Sevgimi ?

Yangınımı ?

Ruhumu ?

Seslerimi duyuyor musun ?

Yoksa sessizliğim de mi kahroluyorsun ?

Beni görüyor musun ?

Dilanı ?

Yoksa sende diğerleri gibi görmek istediğin kadar mı varsın yanımda ?

Gözlerim sonsuza dek konuşurdu fakat önemli olan bunu anlamaktı.

"O güzel gözlerin bana kırgın bakmasın. Ben senin için dedim fakat o anın sinirinden sesimi ayarlayamadım."

Derin bir nefes aldım. İkimizde üzgün ve gergindik. Uzatmaya gerek yoktu.

"Tamam Aşiti sorun değil. Hepimiz dağıldık."

"Neden kalktın ? Ne olursa olsun ilk önce kendine dikkat edeceksin. "

"Sesleri duyunca.... Rojbin nasıl ?"

"Hayati tehlikesi sürüyor fakat daha büyük bir hastaneye sevk ettiler. İyileşecek."

"İnşallah bir an önce ayağa kalkar."

Sözlerimden sonra bir kaç adımda yanımda bitmiş ve bana sarılmıştı.

Buna sarılmak denmezdi.

Ruhumun saçlarını okşuyordu.

"O senin canına kastetti ve sen onun için endişeleniyorsun. Güzel yüreklim."

Saçlarım da hissettiğim buse ile gözlerimi kapatmış ve bedenimi biraz daha Aşitiye bırakmıştım.

"Eğer farklı düşünsem ondan ne farkım kalırdı."

"Doğru dersin güzelim. Hadi gel uzan ve dinlen ben buradayım birazdan yiyecek bir şeyler getirecekler."

"Aşiti..."

"İtiraz yok Dilan. Yemek yiyecek ve çabucak iyileşeceksin."

Kafamı tamam anlamında sallamış ve yatağa doğru giderken ayağım halıya takılmıştı. Aşiti beni tutmaya çalışırken ben altta o üstte yatağa düşmüştük.

Son anda kollarını yatağa koyarak bana ağırlığını vermemişti yoksa altında ezilmem büyük bir olasılıktı.

Nefes nefese gözlerine baktığımda o da nefes nefese bana bakıyordu. Fazla yakındık ve bu durum kalbimi hızlandırıyordu.

"Yaran acımadı değil mi ? Niye dikkat etmiyorsun güzelim."

Derin bir nefes aldım.

"Acımadı."

Konuştuğumda güzel okyanusları dudaklarıma kaymış ve tekrar gözlerime çıkmıştı.

Öyle bir bakıyordu ki ne yapacağımı şaşırmıştım. Gözlerime derin derin baktıktan sonra yavaş yavaş dudaklarıma yaklaşmış ve dudakları dudaklarına değmişti.

Gözlerim bu anı beklercesine kapanmış ve ne yapacağımı bilemeden ona uyum sağlamak istemiştim.

Dudakları tüy kadar hafif öpücükler bırakırken , kalbim durma noktasındaydı.

Öpüşü derinleşirken ona karşılık vermeye çalışmıştım fakat ne kadar başarılı olduğum meçhuldu.

Dudaklarımda dudaklarının varlığı son bulduğunda ikimizde anın yoğunluğuna kapılmıştık. Alnı alnıma yaslandı. Ve nefesleri ciğerlerimi işgal etti.

Beni bu durum daha da nefessiz bıraktı.

Ah.

Onun aldığı nefes olmak için birbiri ile savaşan nefeslerim vardı.

"Dilanım."

Sadece onun Dilanı olmak istedi kalbim.

"A...aşiti."

Bu heyecan bana fazlaydı.

"Çok güzelsin ama eğer durmazsam....yaralısın olmaz."

Kafamı olumlu anlamda sallarken okyanusları kıyılarıma vurmuştu. Çok güzel bakıyordu.

Sonsuzluğa bakar gibi.

Gözlerinde kuyular vardı.

Belki ölüm taşıyorlardı.

Fakat durmadan o kuyularda yüzmek kimsenin inmediği derinliklere inmek istiyordum.

Yok olacaktım belki de.

Belki de yeniden varolacaktım fakat yapacaktım.

Onun kuyularında açan çiçek olacaktım.

"Ah Dilan ah. Gönlümü yerle bir edenim. Beni var edenim."

Gülümsemek ile yetinmiş ve gözlerimi kapatmıştım.

Bu an bitmemeliydi.

Bittiğinde sanki bu rüyam son bulacaktı.

"Ben kalkayım güzelim sende uyu."

Aşiti ayaklanmadan elimi bileğine sardım. Önce bana sonra bileğine baktı.

"Aşiti sende kalsan. Yengen burada."

"O gitti güzelim. Kapıda bir sürü koruma var giremez içeri ki gitmiyorum üzerimi değiştireceğim izin var mı gelin ağam ?"

Koskoca ağaya bana bakıcılık yap demediğim kalmıştı.

Utanarak kafamı eğdim.

"Estağfurullah ağam."

"Utanınca da ayrı güzel oluyor yarabbi."

Onu duymamazlıktan gelerek yatağın içine girmiş ve yorganı kafama kadar çekmiştim. Uyuyup kurtulmak istiyordum.

Bu acılarım son bulsun istiyordum.

Ben kendi düşüncelerim ile cebelleşirken yatakta bir sarsılma oldu ve sonra bir kol yavaşça belime sarıldı.

Heyecanlanmayacağım.

Heyecanlanmayacağım.

Heyecanlanmayacağım.

"Güzelim uyudun mu ?"

"Yok ağam. Ay Aşiti."

"Heyecanlandın mı sen ?"

"Yoo."

Kolları ile beni kendine biraz daha çekerken nefesi saçlarımdaydı.

"Yemek gelene kadar biraz uyuyalım mı güzelim?"

"Hı hı."

Hı hı mı?

Daha neler Dilan ?

Heyecandan ne dediğimi bilmiyordum.

Nefesi saçlarımı esir alırken yanaklarıma alevler sıçramıştı.

Nefes almaya bile çekinir hâle gelmiştim. Ben böyle nasıl uyuyacaktım ?

"Güzelim nefes al."

"Ben böyle şey oldu biraz."

"Gel buraya."

Yavaşça beni yüz üstü çevirmiş ve yanağımı göğsüne yaslamıştı.

Kalp atışları huzurdu.

Kalp atışları beni yeniden mutlu olmaya inandırmak için atıyordu sanki.

"Şimdi daha iyi misin ?"

"Evet."

Bir gülüş sesi duydum. Bu benim hallerime olan iç çekmeli bir gülüştü.

Gülüşün de her dağdan gelen bir kuşun cıvıltısı vardı.

Ruhumu sevdi.

Saçlarımı sevdi.

Beni rüyalara inandırdı.

Sevdi sevdi sevdi.

Sonunu bile bile beni bu masalın ışıltısına esir etti.

Kalbimi aldı eline severcesine parçaladı.

Sesim çıkmadı.

Sesim sana hep yok oldu Aşiti.

Kalbimin sesi kulaklarımı sağır etti.

Sen duymadın.

Sevdim.

Sevildim ama biz Dilan ile Aşiti.

Güz bahçesinin yalnız çiçekleri.

Biz birbirine her kavuştuğunda sınanan kırlangıçlar.

Biz yokluğun var olmaya yüz tuttuğu fakat hiç varolmayan yüzü.

Beni uyuttun sevgilim.

Kollarında.

Zihninde.

Rüyalarımda.

Beni sevdin sevgilim tüm ruhunla.

Seninim sevgilim tüm bitmişliğim ile her defasında yeniden...

Üjjjjjj leraaaaa bejjjj leraaa....

Evetttt yeni bölüm sizlerle bebişler. Bölüm gecikmesi için çok çok özür dilerim. Çalışıyorum ve inanın bölüm içime sinmediği için silip baştan yazdım.

Evet biraz kısa oldu ama uzatırsam biraz daha bekleyecektiniz ve ben artık sizi bekletmek istemedim 🌸

Lütfen oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin. Beni motive eden cümlelerinize ihtiyacım var....

Beni iki üç hafta daha idare ederseniz işten de çıkmış olacağım ve tamamen sizinim.. gelsin bölümlerrrr shshshs.

Eeeee Balın Zehrini de okuyor musunuz ?

Profilime girip beni takip etmeyi ve Balın Zehrini okumayı ihmal etmeyin lütfen. ❤

Size Aşiti ile veda edeyim...

Continue Reading

You'll Also Like

444K 23.4K 51
Her sonun başlangıcı olduğu gibi, benim de biten sonumun başlangıcıydı bu olay... Şans verip, okumadan geçmee:) Hikayedeki karakterler ve ismi geçen...
199K 8.5K 24
İnsanların çoğunluğunu gıcık eden şey ebeveynlerin çocuklarının hayatlarına burunlarını soklarıydı. Avbanu'da bu durumdan gıcık alan insanlardan biri...
1.9M 135K 30
Onların kaderi yıllar önce yaşanmış tek bir gece sayesinde birleşti. Bir anda karşısına çıkan ve peşini bırakmayan Atmanlı aşireti genç kızın bütün s...
150K 6.7K 86
Kwon Taekjoo, Rusya'ya git ve 'Anastasia'yı bul. Milli İstihbarat Teşkilatı'nın yıldızı 'Kwon Taekjoo', Rusya ile Kuzey Kore (namı diğer DPRK) arasın...