Benimki;):Söyledim
Aral:Neyi?
Benimki;):Sevgili olduğumuzu
Aileme söyledim
Aral:Söyledin mi?
Ne dediler peki?
Benimki;):Bir şey demediler
Aral:Yani?
Benimki;):Annem iki üç kelime anca konuşuyor
Babam yüzüme bakmıyor
Ablamsa kendi açısından bir problem olmadığını, beni her zaman destekleyeceğini söyledi
Aral:Sen nasılsın?
Benim için önemli olan tek şey bu
Benimki;):Garip hissediyorum
Ama kötü anlamda değil
Rahatladım aslında
İyiyim sanırım
Şey
Eğer müsaitsen yanına gelebilir miyim?
Aral:Sormana gerek bile yok
Seni gelip almamı ister misin?
Benimki;):Lütfen
Aral:Yarım saate orada olurum.
Merih telefonu çalışma masasının üstüne koyduktan sonra elleriyle yüzünü sıvazladı.Dolabından temiz bir pantolon ve tişört çıkartıp onları giydikten sonra
Elleriyle saçlarına şekil verdi.Zorlukla yutkundu.Çok iç açıcı bir tepki beklediğini söylemeyezdi zaten.Hatta bu olanlar kafasında kurduğu senaryodan çok daha iyiydi.
Çok geçmeden Aral kapının önünde beklediğine dair bir mesaj attı ve Merih ceketini alıp odadan çıktı.Uzun koridorda hızlı adımlarla ilerleyip kapıya ulaştı.Kimseye bir şey demeden evden çıkacakti ki annesi tarafından durduruldu.
"Nereye gidiyorsun?"
"Dışarıya." diye cevap verdi sesinin kırılmasına engel olamayarak.
Annesi Merih'in yüzünü nazikçe avuçları içine aldı. "Geç kalma,tamam mı?"
Merih gülümsedi.Gözünden akacak olan damlaya engel olmak yerine akıp gitmesine izin verdi. "Tamam."
Annesi yanağındaki bir damla yaşı sildi. "Kendine dikkat et oğlum." Parmak uçlarında durdu ve oğlunun anlına bir öpücük bıraktı.
Merih evden çıktığında biraz daha rahatladığını hissediyordu.Devamında akmış olan yaşların sebep olduğu nemliliği tişörtüyle sildikten sonra apartmandan çıktı.Sevgilisi arabanın içinde oturmuş bekliyordu.
Aral, Merih'i gördüğü anda arbadan indi ve birkaç adımda sevgilisine ulaşıp onu kolları arasına aldı.Burnunu kolları arasındaki bedenin saçları arasına gömüp hasret kaldığı kokuyu ciğerlerine doldurdu.
"Nasılsın?" diye sordu tekrardan. "Çıkarken bir şey dediler mi?"
"Annem geç kalmamamı falan söyledi.Babam zaten yüzüme bakmıyor."
Aral sevgilisinin anlına sevgi dolu bir öpücük kondurduktan sonra arabaya bindiler.
"Ne yapalım?"
Merih gözlerini kapattı ve kafasını geriye attı. "İçimden hiçbir şey gelmiyor." dedi elleriyle yüzünü sıvazlarken. "Sadece baş başa kalabileceğimiz, sana doyasıya sarılıp seni öpebileceğim bir yere gidelim."
Aral yüzündeki gülümsemeye engel olamadı. "Hay hay efendim.O zaman bana gidiyoruz."
Merih kıkırdadı. "Aklına başka bir şey gelmesin.Hiç modumda değilim."
İkisi de güldüler.
------
Eve saat 6'ya yaklaşıyordu.Aral yemek hazırlamayı teklif etmiş olsa bile Merih aç olmadığını söylemiş ve kendisini Aral'ın dağınık yatağına bırakmıştı.
"Bana kızgın mısın?" diye sordu bir anda Aral, sevgilisinin yanına uzanırken.
Merih'in kaşları hafifçe çatıldı. "Neden sana kızgın olacakmışım ki?"
Aral elini sevdiği adamın yanağına yerleştirdi ve dairesel hareketlerle okşamaya başladı. "Bilmiyorum." diye mırıldandı. "Ailenle aran tamamen bozulursa beni suçlamandan korkuyorum."
"Saçmalama,böyle bir şeyi asla yapmam." dedi sertçe Merih. "Seninle bir ilişkiye başlamak tamamen benim seçimimdi.Aileme açılmak da öyle.Beni olduğum gibi kabul etmeyeceklerse bu onların ayıbı.Ne sen ne de ben kızılacak veya utanılacak hiçbir şey yapmadık."
"Seni seviyorum." dedi Aral, Merih'in ellerini avuçları içine alıp öpücüklere boğarken. "Çok seviyorum."
"Bir yıl önce birisi bana bir erkeğe aşık olacağımı söyleseydi ona götümle güler,saçma salak konuştuğu için de tokat manyağı yapardım." dedi Merih gülümsemesine engel olamayarak.
"Bir yıl önce birisi bana köpek gibi aşık olacağımı söyleseydi ben de ona götümle gülerdim, emin ol."
"Benden ilk ne zaman hoşlanmaya başladın?" diye sordu Merih bir anda.Bu sorunun cevabını gerçekten çok merak ediyordu.
"Seni ilk gördüğümde oteldeki ilk günündü.Halinden memnun olmadığın fazlasıyla açıktı.Çok tatlıydın."
Merih gözlerini devirdi. "Eh işte,her zamanki tatlılığım."
"Şımarık." diye söylendi Aral sevgilisinin dudağına ufak bir öpücük kondurup anlatmaya devam etmeden önce. "Senden etkilenmiştim ama henüz hoşlandığımın farkında değildim.Dikkatimi çekmiştin ve ben de bir şekilde senin dikkatini çekmeliydim."
"Bu yüzden beni kölen yapıp şımarık bir velet gibi davrandın." diye böldü onu Merih alaylı bir şekilde.
Aral kıkırdadı. "Bu halde olduğumuza göre işe yaramadığını söyleyemezsin."
"Kesinlikle." dedi Merih ellerini sevgilisinin boynuna dolayıp ona sokulurken.
"Dikkatini çekmeyi başarmıştım fakat bu başımdan aşağıya koca bir bardak limonata döküp beni tüm arkadaşlarıma rezil ettiğin gerçeğini değiştirmiyordu maalesef."
"O bardağı götüne sokmadığıma dua et sen." diye mırıldandı Merih.
"Rezil olmuştum ama bir bakıma da aradığım fırsat ayağıma gelmişti.Sana sırnaşmak için bir bahanem vardı artık.Hemen gittim ofisten numaranı aldım hiç beklemeden sana mesaj attım."
Aral anlatmaya devam etmeden önce kendisine sokulan Merih'e gülümsedi. "İyi kötü konuşmaya başlamıştık ama kedi köpek gibi atışıyorduk.Ama ben bu durumdan fazlasıyla zevk alıyordum.Yine de beni rezil ettğin bir gerçekti ve bir şekilde senden intikam almalıydım." Son cümleden sonra Merih'in kendisine dik dik baktığını fark eden Aral sevgilisinin saçları arasına elini daldırdı ve biraz okşadı. "İntikam dediğime bakma canım,senin sinirlerini bozup ağzına sıçacaktım işte."
"Onu fazlasıyla yaptın zaten, merak etme."
Sarışın kolları arasında yatan sevgilisinin burnunu hafifçe sıkıp anlatmaya kaldığı yerden devam etti. "Bir şekilde dikkatini çekmiştim ve çok dostça olmasa da konuşuyorduk.Bulunduğumuz konumdan memnundum fakat sonra Selin olacak o yelloz yok mu, o geldi." Son cümleyi Merih'i sinir etmek için şakayla karışık bir şekilde söylemişti.İlişkilerinde Selen'in de büyük payı olduğunu biliyordu ve ona mimnettardı.Yine de ilk başlarda onu fazlasıyla kıslandığını inkar edemezdi.
"Sen Selen'e kurban ol nankör pislik.Kıza yapmadığın şey kalmadı."
"Aşırı derecede yakındınız ve ben senin dikkatini zar zor çekmişken Selen'in bunu bozmasından korktum.Üstelik sürekli birlikteydiniz ve ben sevgili olduğunuzu düşündüm.Senden hoşlandığımı yeni yeni fark etme aşamasındaydım ve sevgili yapmış olma ihtimalin keyfimi kaçırıyordu.Bir şeyler yapmalıydım."
"Bu yüzden Selen'i yollattın."
"Evet."
"Ya bir de utanmadan evet diyorsun!" diye çıkıştı Merih yastığını Aral'a fırlatırken.
"Ama aşk böceğim seni ona kaptırmaktan korkmuştum!"
"Salak."
"Ya bölmesene anlatıyordum ben ne güzel!"
"Tamam tamam, devam et!"
"Selen'den de kurtulmuştum fakat aramızdaki ilişkiyi biraz daha ilerletmem gerekiyordu.Bu yüzden odana geldip ekildiğim yalanını falan uydurdum işte.Tabii sen beni 'Selenle planım var.' diye reddedince ben iyice bozuldum, yalan yok. Sonra biliyorsun işte Selenle olan planın iptal oldu benimle gelmeyi kabul ettin ama ben bir kere kıl olmuştum. Bir de telefonun diğer tarafından kuşum falan dediğini duyunca iyice dellenmiştim.Benim kuşum olabilirsin sen ancak!Bir de senin ağzından laf almaya çalışıyorum sevgili misiniz diye adam akıllı cevap da vermiyorsun."
"Ohoo, sen ölüp ölüp dirilmişsin haberimiz olmamış." dedi Merih gülerek.O zamanlarda Aral'ın amacını çözemediğinden hiç böyle düşünmemişti.
"İlk aşk acımı senin yüzünden çektim ben bebeğim, ne sandın."
"Ee sonra?"
"Sonraaa...İşte seninle ilk randevumuza çıktık.Tabii sen bunun bir randevu olduğunu az önce öğrendin.Her neyse.İlk kez didişmeden bir gün geçirmiştik.Bu hoşuma gitmişti.Aramızdaki ilişkinin gelişmeye başladığını hissetmiştim.Tabii akşamında kendime hakim olamayıp seni öpünce rengimi belli etmiş oldum."
"O öpücük yüzünden tüm gece uyuyamamış ertesi gün zombi gibi gezmiştim amına koyayım!"
"Yaaa insanlar üzerindeki etkim böyle işte." dedi Aral alaylı bir şekilde ve sornasında anlatmaya kaldığı yerden devam etti. "Tabii sonrası tam bir kaostu.Senin inadını kırmakla uğraştım kaç hafta!"
"Ne bekliyordun ki?Hayatımda sadece 2 kez sevgilim olmuştu ve sevgililik hakkında neredeyse hiçbir bok bilmiyorken bir erkek gelip benden hoşlandığını söyleyip beni sıkıştırıyordu.Gelip hemen kollarına atlayacak halim yoktu."
"Neler yapabileceğimi düşünürken aklıma Selen'i kullanabileceğim geldi ve bu sayede seni eve attım.Güzel bir akşamdı.Seni doyasıya öpmüştüm."
Merih yattığı yerde doğruldu. "Tabii sonrasında 10 gün boyunca beni görmezden gelip kullanıldığımı hissetirmeseydin daha güzel olabilirdi."
Aral da tıpkı Merih gibi doğrulup çocuğu yine kendisine doğru çekti. "Ata'nın aklına uymak gibi bir hataya düşmüştüm.Gerçi işe yaramadığını söylemem.Değerimi anladın!" Ardından ekledi. "Kıskanınca da ayrı bir tatlı oluyorsun bu arada."
"Siktir lan oradan, kıskanmamıştım ki ben!"
Sarışın kendisine engel olamadı ve bir kahkaha patlattı. "Kesin yaşanmıştır!"
"Kıskanmadım dedim!"
"Tamam tamam...Bunların artık bir önemi yok çünkü biz birbirimize aitiz."
Merih gülümsedi.Ailesiyle -özellikle babasıyla- arası bu ilişki yüzünden bozulmuştu.Aral ile hiçbir zaman el ele sokaklarda gezemeyecek, aşkını özgürce yaşayamayacaktı.Sırf yönelimi yüzünden sözlü daha kötüsü fiziksel şiddete maruz kalacağı zamanlar da olacaktı belki.Herkes hoşgörülü değildi ne yazık ki.
Ne var ki ikisi de bunu önemsemiyorlardı.Bir aradayken her türlü zorluğun üstesinden geleceklerine inanıyorlardı.İnsanlar istediklerini düşünebilirlerdi.Rencide edici lakaplarla dalga geçebilirler,sapık damgası yapıştırabilirlerdi.
Kalpleri birbirleri için çarptıkça bunların hiçbirinin önemi yoktu.Onlar Aral ve Merih'ti.Her türlü zorluğu birlikte aşabilirlerdi.
----
Öhöm öhöm
Açıkçası ne diyeceğimi bilmiyorum.Bu kurgu benim çok severek ve eğlenerek yazdığım bir kurguydu.Üstelik Aral'ı ve Merih'i fazlasıyla benimsemiştim ve bu yüzden final yapmak beni bir miktar üzüyor ):
Teşekkür konularında çok iyi değilim.Umarım siz de bu kurguyu okurken en az benim kadar eğlenip keyif almışsınızdır ve umarım siz de Merih ve Aral'ı en az benim kadar sevmişsinizdir.Okuyan, oy veren ve yorum yapan herkese çok teşekkür ediyorum❤️🥺
İsterseniz Mithat ve Ata'nın kurgusuna profilimden ulaşabilirsiniz.Merih ve Aral da orada olacak :')
Not:Bu bölümden sonra bir de özel bölüm olacak :')