İNTİKAM MELEĞİ (TAMAMLANDI)

By K_kumralhanim

337K 14.2K 6.1K

20.03.2023 #ezik kız 2. sırada 🌲 TANITIM 🌲 "Sen benimsin anladın mı, sadece benim!" diye bağırdı birden. G... More

🌹 KARAKTERLER 🌹
1. BÖLÜM
2. BÖLÜM
3. BÖLÜM
4. BÖLÜM
5. BÖLÜM
6. BÖLÜM
7. BÖLÜM
8. BÖLÜM
9. BÖLÜM
10. BÖLÜM
11. BÖLÜM
12. BÖLÜM
13. BÖLÜM
14. BÖLÜM
16. BÖLÜM
17. BÖLÜM
18. BÖLÜM
19. BÖLÜM
20. BÖLÜM
21. BÖLÜM
22. BÖLÜM
23. BÖLÜM
24. BÖLÜM
25. BÖLÜM
26. BÖLÜM
27. BÖLÜM (PART 1)
27. BÖLÜM (PART 2)
28. BÖLÜM (PART 1)
28. BÖLÜM (PART 2)
29. BÖLÜM
30. BÖLÜM
31. BÖLÜM
32. BÖLÜM
33. BÖLÜM
🙂 DUYURU 🙂
34. BÖLÜM
35. BÖLÜM
36. BÖLÜM
37. BÖLÜM
38. BÖLÜM
39. BÖLÜM🌷 (SEZON FİNALİ)
🙂 DUYURU 🙂
🎀 YENİ HİKAYE 🎀
YENİ BİR HİKAYE DAHA
KİTAP ArYa (SATIŞTA)
🌸 YENİ HİKAYE 🌸

15. BÖLÜM

6.5K 327 127
By K_kumralhanim

Matematikçi: "EVİM YANIYOR!!!!!!" "Koş, kanka! Matematikçinin evi yanıyor."
"Bize gerek yok kanka. O her problemi çözer."

😂😂😂😂😂😂😂😂😂

Sabah okula geldiğimde hemen her zaman oturduğumuz banka baktım. Ben hariç herkes oradaydı. Yanlarına gittiğimde, "herkese günaydın." dedikten sonra onlardan da aynı karşılığı alınca ben de oturdum yanlarına. Bulut hemen kolunu omzuma atmıştı. Dün o Ozan piçi ve çetesinin işlerini bitirmiştik. Söz verdiğim gibi intikamları çok güzel bir şekilde alınmıştı. Ve şu son bir kaç gündür de aklımda olan şeyi gruba nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum. Fakat söylemem gerekiyor artık.

"Size bir şey söyleyeceğim."

Hepsi de bana bakmaya başladı.

"Ne söyleyeceksin abla?"

Arel'in sorusuyla birlikte herkeste göz gezdirdim önce. Daha sonra aklımda ki şeyi sonunda söyleyebildim.

"Ben başka bir okula gideceğim."

Şaşırdıkları yüzlerinden bariz belli oluyordu. Ama sonra Bulut gülümseyerek, "tamam güzelim. İstediğin bu olsun. Gideriz." dedi. Şimdi bunu nasıl söyleyeceğim ben yaaa. Ama söylemeliyim.

"Şeyy, ben yalnız gideceğim. Siz bu okulda kalacaksınız."

Hepsinin de kaşları çatılmıştı şimdi de. Ve Kuzey, "neden?" diye sordu sinirli sesiyle. Ben daha bir şey söyleyemeden de Bulut, "hayır, böyle bir şey olmayacak. Sen nereye, biz oraya." söylediği şeye gülümsedikten sonra konuştum.

"Hayır olacak. Bakın, eğer hepimiz gidersek o zaman bu okulu sahiplenmeye falan kalkabilirler. Gördünüz işte. Ben gideceğim." dedim ve Bulut'a bakıp devam ettim.

"Sen de benim intikamımı almaya devam edeceksin bir süre." ardından dudaklarımı büzüp, "bunu benim için yapabilirsin dimi." dedim masum bir sesle. Daha sonra Hira'ya döndüm.

"Siz de daha Enes'le aranızı düzelteceksiniz. Çocuk kaç gündür seninle konuşmanın yollarını arıyor. Artık konuş ve affet. Sana anlatacakları doğru." Ondan sonra da Arel'e bakmaya başladım.

"Sen de artık Selin'e açıl." bana şaşkınlıkla bakmaya başladı. Hafifçe gülümseyerek, "bana öyle bakma. Senin ona olan bakışlarını gördüm." diyip Arel'e biraz daha yaklaştıktan sonra fısıltı şeklinde devam ettim.

"Ve benden duymuş olma ama, onun da sana nasıl baktığını gördüm." dediğimde mutlu olmuş bir şekilde gülümsedi.

Kuzey'e dönüp, "sen de Selim'le ilgilenirsin dimi." dedim tatlılıkla. Ve en son Yağmur'a baktım.

"Sen de benim kuzenim olarak okulumuza sahip çıkarsın. Ve ben eminim ki çok güzel sahiplenirsin."

Hepsine tek tek bakmaya başladım. Bulut hariç diğerleri onaylamışlardı beni. Ona baktığımda, "ama olurmu öyle. Sen orada, biz burada. Hem ben senden ayrı kalamam kiii."

Ona içten bir şekilde gülümseyip yanağına nazikçe bir öpücük kondurdum.

"Olur prensim. Çok güzel olur hem de. Ben değişmiş olsam bile, yine de bu okulda bana yapılanları unutamıyorum. Onun için başka bir okula gitmek istiyorum. Hem bu sadece bir süreliğine böyle olacak. Daha sonra isterseniz siz de gelirsiniz yanıma."

Bulut'ta onaylamak zorunda kalmıştı artık. Etrafta gözlerimi gezdirmeye başladım. Selim yine her zamanki gibi bana bakıyordu. Kaşlarımı çatarak bakmaya başladım ben de ona. Ardından omuzlarımı silkip önüme döndüm. Artık senin de yüzünü görmeyeceğim için mutluyum.

💙💙💙💙💙💙💙

Sabah alarmın sesiyle uyanıp hazırlanmaya başladım. Bugün yeni bir okula gidecektim. Dün okul çıkışına kadar ben de girmiştim derslere. Zaten daha önceden kayıt işlemlerini hallettirmiştim babama. Seve seve yapacağını söylemişti o da.

Gideceğim okulu ben seçmiştim bu sefer. Hazırlanıp eşyalarımı da aldıktan sonra aşağı indim. Hepimiz masaya oturup kahvaltı yapmaya başladık. Ardından ben evden çıkıp arabama bindim. Arel'i babam bırakacaktı. Çünkü yaşı tutmadığı için araba veya motor kullanmasına izin yoktu.

Okulun önünde drift çekerek durdum. Bahçedeki herkes bu tarafa bakıyordu. Yavaşça arabadan indiğimde bu sefer de şaşkınlıkla bakmaya başladılar. Erkekler ek olarak hayranlıkla. Kızlar ise kıskançlıkla. Umursamazca omuz silkip okulun içine doğru yürümeye başladım. Gözüm diğer banklardan, rengi de dahil farklı bir banka takıldığında 3 kişilik bir grup oturuyordu. 2'si erkek, diğeri de kız. Göz devirdim. Aralarına tek bir kızı almışlar resmen. Ve etrafa soğukça bakıyorlardı. Bana da öyle.

Yürümeye devam ederken önüme her haliyle sürtüğe benzeyen bir kızın çıkmasıyla durmak zorunda kaldım.

"Bana bak kızım, daha kim olduğun belli değil. Ne bu havalar." diye cırlayınca gerçekten de kulaklarımı kapattım.

"Bu ne biçim bir sestir yaaa. Hayır, siz cırlamaktan ne anlarsınız."

Onun bir şey söylemesine fırsat vermeden, tekrar konuştum.

"Ayrıca da, ben hava atmıyorum. Senin gibilerin havasını alıyorum. Hepsi bu." diyip bahçedekilerin şaşkın bakışları altında ilerlemeye devam ettim. Fakat kolumdan tutulmamla yine durmak zorunda kaldım. Tutan ise tabiki de o sürtüktü. Ona 'ne var' bakışı atınca;

"Sen kimsin ki bana ayar çekiyorsun yaaa. Kendini popüler sanan tatlı kız."

Bahçedekiler ise bizi izliyorlardı. Ben de sinirli bir şekilde onun önce kolumu tutan eline, daha sonra da yüzüne baktım. Ve sertçe kolumu ondan kurtarıp konuştum.

"Eğer beynin olsaydı benim kim olduğumu zaten bilirdin. 10 gram beynin var, benimle dalga geçmeye çalışıyorsun. İnanılmaz gerçekten."

Bana öfkeyle bakıyordu. Ama benim umrumda mı, tabiki de hayır. Bana tokat atmak için elini kaldırdığında anında sertçe tutup arkasında birleştirince sadece acı çığlığı duyulmuştu. Ardından yüzünü yüzüme yaklaştırıp en korkutucu sesimle konuşmaya başladım.

"Bana bak lan, asıl sen kimsin de bana ahkâm kesebiliyorsun, haa!" bana korkarak bakmaya başladı bu sefer de. Hızlı ve sertçe saçını çekip bıraktım. Etrafıma baktığımda kızlar bana korkarak bakarlarken, erkekler de şaşkınlıkla bakıyorlardı. Ama aralarında ek olarak hayranlıkla bakanlar da vardı. Mesela o 3'lü grup. Oturdukları banklarının rengi bile diğerlerinden farklıydı. Onların ki siyahtı. Ve o 3'ünün arasından bir erkek bana oldukça hayran bir şekilde bakıyordu. Ama sonra benim kendisine baktığımı farkedince sikkelenip kendine gelmeye çalıştıktan sonra bana doğru gelmeye başladılar.

Ve 3'ü de tam karşımda durunca bahçedekiler bana acıyarak bakmaya başlamışlardır bu sefer de. Demin bana hayranlıkla bakan konuştu en sert tuttuğu sesiyle.

"Asıl sen bizim okulumuz da ne hakla böyle davranabiliyorsun!"

Korkusuzca sırıtmaya başladım. Benim bu bakışlarıma onlarda dahil bahçedekiler şaşırmıştı fazlasıyla.

"Her şeyi bilmenize gerek yok, haddinizi bilin yeter." dediğimde bahçedekiler şaşkınlıkla bana bakıyorlardı. Umursamayıp, o grubunda bir şey söylemelerine fırsat vermeden tekrar konuştum.

"Ayrıca okul sizin olabilir, ama diğerlerine davrandığınız gibi davranamazsınız bana. En son kim olduğumu öğrendiğinizde pişman olabilirsiniz çünkü. Ama iş işten geçmiş olur o zaman da."

3'ünün de kaşları daha da çatılmıştı. Ve aralarında ki tek kız konuştu bu sefer.

"Sen bizimle ne cüretle bu şekilde konuşabiliyorsun."

Korkutucu sandıkları bakışlarla bana bakıyorlardı. Ama ben yine ruhsuz bir şekilde sırıttım.

"Nasıl konuştuğum açık değil mi sizce?"

Hâlâ bana öyle bakarlarken yine konuştum.

"Hem, diğerlerine baktığınız, o korkutucu sandığınız bakışlarla bakmayın bana. İşe yaramıyor çünkü. Bu okuldakiler gibi korkmuyorum." diyip bahçedekilerin şaşkın bakışları altında okula girdim. Müdürün odasına girdiğimde beni görür görmez ayağa kalkması bir oldu. Sınıfımı sorduğumda söyledi. Eşlik edebileceğini söyleyince gerek olmadığını söyledim ben de. Ardından sınıfa doğru yürümeye başladım.

BULUT'UN AĞZINDAN

Sabah hep birlikte - Melek'im hariç, okula geldik. Onun bensiz başka bir okula gitmesi ne kadar beni üzse de, dediğini yapmaktan başka çarem de yoktu. Ama nasıl olsa en kısa zamanda yanına gideceğiz. Sevgilimi tabiki de o yeni piçlerin arasında bırakmayacağım. Doğru, bir de o vardı dimi. Kesin şimdiden Adel'ime, Melek'ime asılan falan olmuştur. Ama Melek'in onlara yüz vermeyeceğini bildiğimden içim rahat. O diğer kızlar gibi değil çünkü.

Önüme sürtük Yeliz'in çıkmasıyla düşüncelerimden sıyrıldım. Kaşlarımı çatıp 'ne var' bakışı atmaya başladım. Arel'gil de ne yapacağımı tahmin etmişler gibi sinsice sırıtarak kenara geçip izlemeye başladılar.

"Bulut'cuğum, duyduk ki Adel başka bir okula gitmiş seni bırakıpta. Ama sen hiç dert etme, ben varım burada."

Ona iğrentiyle bakmaya başladım. Ağzını yaya yaya konuşuyordu ve gittikçe de itici oluyordu. Artık daha nasıl olabiliyorsa. Bahçedekiler de bu tarafa dönmüşlerdi.

"Yok, ben kaşar almayayım. Zaten sevmiyorum ben kaşarı. Ama eğer lazım olursa, marketlerde ki peynir reyonunda istediğimiz kadar var zaten. Sana gerek yok yani."

Etraftakiler oooo'lama eşliğinde kahkahalarla gülmeye başladılar. Ve sürtük Yeliz'in de karşımda yüzünün renkten renge girişini izledim zevkle. Daha bunlardan alınmaya devam edecek bir intikamımız vardı dimi.

Ona para uzatıp, "git kantinden bize yiyecek bir şeyler al." diyerek Melek'imin yerini ben aldım. Bana öfkeyle baktıktan sonra sinirli bir şekilde elimde ki parayı alıp ayaklarını yere vura vura yürümeye başladı. Biz ise onun bu haline gülüyorduk.

"İyi laftı enişte."

Arel'in söylediği şeye hafifce sırıttım. Fakat en son söylediği kelimeyi daha yeni idrak edebilmiştim. 'Enişte' ha. Ben hâlâ alışamadım bu hitap şekline. Diğerleri de benzer şeyler söylediler. Gözüm bizim tarafa doğru bakan Selim'e takıldı. Bana nefretle bakıyordu yine her zamanki gibi. Omuz silkip yürümeye devam ettik. Çokta umrumda zaten onun bana olan bakışları.

ADEL MELEK'TEN DEVAM

Sınıfın kapısını çalmadan açıp girmem bir oldu. Öğretmenin, yüzünden sinirlendiğini anlamam uzun sürmedi. Sınıfta gözlerimi geçirdiğimde o 3'lü grubunda bu sınıfta olduğunu görmem bir oldu. Takmayıp tekrar hocaya dönünce onun da eş zamanlı olarak bağırması bir oldu.

"Sen ne hakla benim dersime bu şekilde girebiliyorsun!"

Sesini korkutucu çıkartmaya çalışmıştı ama ben de tık yok. Tabiki de korkmadım. Ona hafifçe sırıtıp, "isterseniz çıkıp yeniden aynı şekilde girebilirim. Hem bu şekilde siz de daha iyi anlarsınız nasıl girebildiğimi."

Etrafta bir kaç kişiden kıkırdama sesleri duyuldu. O öğretmen ise daha fazla sinirlenmişti.

"Sen kimsin de benimle bu şekilde konuşabiliyorsun!" diye tekrar bağırınca, ben de ifadesiz bir sesle;

"Adel Melek Soylu." dedim. Bana anlamaz gözlerle bakmaya başladı bu sefer de. Ve ağzından, "ha." nidasının çıkması eş zamanlı oldu. Onun bu haline sırıttım yine. Ve adımı tekrarladım.

"Diyorum ki, hani kim olduğumu sordun ya. Adım Adel Melek, Soyadım da Soylu."

Bana şimdi de korkmuş gözlerle bakmaya başladı. Sınıftakilere baktığımda hem şaşkınlardı, hem de onlarda aynı şekilde korkarak bakıyorlardı. Ama bir kişi diğerlerinden daha farklı bakıyordu. O da, şu bahçede tartıştığımız 3'lü grubun arasında ki erkeklerden biri. Zaten 2 erkek 1 kız. Ve bana hâlâ değişik bakan o erkekte, bahçede, okulun kendilerine ait olduğunu söyleyen çocuktu.

O bakışları tam anlayamasam da, sanki, sanki bana özlemle bakıyor gibiydi. Ama neden??? Umursamayıp hocaya çevirdim başımı. Boş bir yere oturabileceğimi söyleyince en arkada boş olan bir sıraya oturdum. Ama o hâlâ bana aynı şekilde bakıyordu. Omuzlarımı silkip önüme döndüğünde, hoca da o sırada yoklamayı alıyordu. Ve yoklama sayesinde de o 3'lü gruptakilerin adını öğrenmiş oldum. Erkeklerin adı, Rüzgar ve Yiğit, kızın adı da, Selen'miş. Bana diğerlerinden farklı bakan da Rüzgar.

Hâlâ bana özlemle bakıyordu. Ve ben o bakışlarının sebebini anlayamadım. Aslında ona şöyle bir dikkatlice baktığımda yüz simasının bir yerden tanıdık geldiğini de düşünmedim değil. Ama nereden tanıdık olacak ki. Kesin bana öyle gelmiştir. Bunu daha fazla düşünmek istemediğim için önüme döndüm.

💖💖💖💖💖💖💖💖💖

💙 Diğer bölümde görmek istedikleriniz? 💙

Continue Reading

You'll Also Like

2M 127K 53
"Benden kurtulmak mı?" derken ses tınısına yansımış alay kilometrelerce öteden dahi sezilebilirdi. "Ben senin kökünde can bulmuş bir sarmaşığım Yaba...
6.2M 331K 57
Ben Zümra Akça... Bu dünyadaki bütün acıları tadan, ufacık kalbinde sarılacak bir yara bırakmayan kadınım. Bu dünyadaki en hissiz olduğum kadar en h...
6.2M 313K 56
Kayra, gerçek ailesine alışabilecek miydi? Daha doğrusu abileri ve kardeşi Kayra'ya ısınabilecek miydi? 17 yıl boyunca bir yalanla büyüyen Kayra, 17...