KIRMIZI ODA

By yazarlola

132K 7.3K 4.7K

*Laris adında bir kız tesadüf sonucu yanlış girdiği linkle oyuna benzeyen bir siteye girer. Normal bir oyunda... More

Oyun
Kırmızı Oda
Karanlık
Kutu
Kesit
Avcına "Merhaba"de!
Bir Yere Mi Gidiyorsun?
Siyah Atlı Kahraman
Gerçeklik Algısı
Okula Dönüş
Veliaht
Beni özledin mi?
Kırmızı Not
00.00
İddia
Kumsal
Çarpışma
Kaos
Azrail
Fırtına Öncesi Sessizlik
Birilerinin Canı Fena Yanacak
Sipariş
Siz tanışıyor musunuz?
Şef
Elektrik Kesintisi
Kaza
Süperwoman
Yeni Yıl Kutlaması
Dilek
Yangın Alarmı
Davetsiz Misafir
Ajan

Parti

12.3K 450 177
By yazarlola

Karnımı doyurup odama çıktım. Bilgisayarımın karşısına geçip zaten açık olan ekrandaki chat kısmına tıklayarak yazdım.

Deammortuis: Yedim.

Arez: Aferin küçüğüm. Sen iyi bir öğrencisin.

Deammortuis: Artık giriş amacım için bir şey yapmaya başlamak istiyorum.

Arez: Her şeyden önce benim istemediğim hiçbir seçeneğe yönelmemen gerektiğini biliyorsun değil mi? Şayet yönelirsen bedelini ödersin.

Deammortuis: Biliyorum.

Bu oyunu şans eseri fark etmiştim. Bir linki denerken bu oyun karşıma çıkmıştı. Herkesin kolay kolay bulamayacağı bir linkti kullandıkları link ve normal bir site linkinden fazlasıydı. Karanlık bir yönünün olduğunu anlamam çok uzun sürmemişti ki daha sonrasında bu oyuna girmekten kendimi alıkoyamadım.
Girdikten sonra fark ettim ki oyun anlayışları çok farklıydı. Buradaki hackerlar öylesine donanımlı ve tehlikeliydi ki... Kolayca birçok bilginin erişimine ulaşabiliyorlardı  ama "kırmızı oda" adlı kısım hepsinden çok daha farklıydı. Öyle ki buradakiler hakkındaki dedikodulara göre onların oyunları çok daha gerçekti. Çoğu zaman bizzat kendilerini tehlikeye atarak para kazanıyorlardı. Duyduğum her bir söylentiyle daha çok istemiştim buraya girebilmeyi tehlikenin haz verici hissiyatı beni ele geçirmişti ve başarmıştım. Çömez diye adlandırabilirdim belki ama oradakilerin hepsinden daha cesur ve iddialıydım. Kesinlikle para kazanmak da istiyordum ama her bir ödülün bedeli vardı. Ve maalesef ki güvenmesem de bana yardım edebilecek tek kişi oydu.

Deli olarak adlandırılırdı kırmızı odadakiler. Farklı hazlara sahip tehlikeli insanlardı.

Bu gerçeği aklımdan çıkarmamaya dikkat ediyordum. Kimseye güvenemezdim. Arez'e de güvenmiyordum ama bu yolda her türlü yardım işime yaradı yani ne kadar Arez nickli kişi normal biri gibi gözükse de kesin bir kanıya varmak için daha yolun başındaydım. Zaman onun nasıl biri olduğunu bana gösterecekti.

Arez: Şimdi sana bir link göndereceğim küçüğüm. Bu linkteki kodlamayı kırıp bilgilere ulaşmanı istiyorum bu bir test. İyi iş çıkar ve onurlandır beni.

"Onurlandır beni." kelimesine göz devirmek istesem de bu isteğimi zapt ederek cevapladım.

Deammortuis: Pekala.

Linki yolladığında üzerine tıkladım ekranıma gelen kodlama dizeleriyle kısa bir bakışmanın ardından beni zorlayacağını az çok tahmin edebiliyordum. Hadi bakalım, yapalım şu işi!

Her denediğim seçenek hüsranla yanıtlanıyordu ama hırslıydım. Sabahtan beri kırmaya çalışıyordum ve zaman öylesine akıp gitmişti ki neredeyse yeni gün doğacaktı. Arez de hiçbir mesaj atmamıştı. Ben kırıp ona mesaj atana kadar da bana mesaj atacağını sanmıyordum.Bir kez daha denediğimde sonunda kırmayı başarmıştım.

Başardım!

Ama hiçbir bilgi yoktu tek şey "KARANLIK" yazısından ibaretti.

Deammortuis: Karanlık?

Arez: Düşündüğümden de erken kırdın. Beni onurlandırıyorsun. En iyi öğrencim sen olacaksın.

Deammortuis: Ben senin öğrencin değilim.

Cevabımı göz ardı edip bana bir link daha yolladı. Linke tıklayıp girdiğimde bunun bir alışveriş sitesi linki olduğunu gördüm ve fazlasıyla pahalı duruyordu. Bana kullanıcı adı ve şifre de yollayarak girmemi söyledi.

Arez: Bir partiye gidiyorsun küçüğüm ve bu yüzden güzel görünmelisin.

Şaşkınlıkla mesajına baktım. Limit yoktu istediğim ürünü alabilirdim ve dur bir saniye beni bizzat bir göreve yolluyordu. Hiç kimsenin bu kadar erken yollandığını duymamıştım. İçimi şuursuzca bir heyecan kapladı. Ona cevap vermeyi erteleyerek yolladığı linkteki kıyafetlere göz atmaya başladım. Serice bakışlarım her bir kıyafetin üzerinde dolanıyordu. Ardından bir elbisede duraksadım. (multimedyadaki kıyafet) Her bir ayrıntısına dikkatle göz gezdirdim. Her bir zincir detayı o kadar mükemmeldi ki hızlıca sepete ekledim. Kolyeyi de eklemeyi unutmamıştım. Ardından ayakkabı seçeneğine dokunup orada da serice göz gezdirdim. Deri siyah çizme ve bot arasında gidip gelen harikulade eşyaya baktım. Alt dudağımı istemsizce ısırırken onu da sepete ekledim. Küçük siyah kutu şeklinde zincirli askılı çantayı da sepete attım. Ardından kargoyla gelmesi için ev adresimi vermek yerine en yakın postanenin adres bilgilerini girdim. Ne olur ne olmaz diye ev adresimi yazmamıştım. Arez'e zerre güvenmiyordum. Aramızda çıkar ilişkisi vardı sadece. Ardından mesaj bölümüne girdim.

Sence istese ev adresini bulmaz mı cidden?


Dalga geçercesine bu fikrimi küçümseyen iç sesimi görmezden gelerek Arez'e mesaj attım.

Deammortuis: Tamamdır, hallettim. Parti için hazırım neredeyse. Tek gereken siparişimin gelmesi.

Arez: Şimdi uyu saat epey geç oldu. Uyandığında diğer detayları da konuşuruz.

Deammortuis: Pekala.

Onu ikiletmeden yatağıma geçip kendimi uykuya teslim ettim.

"Uyanma vakti küçüğüm." duyduğum sesle uykumdan sıçrayarak kalktım.

"Şşt. Sakin ol küçüğüm, benim." duyduğum kısmen robotik gibi gelen sesle şaşkınca etrafa bakınmayı bırakıp bilgisayara bakındığımda ekranda küçük bir şeyin açık olduğunu gördüm. Yataktan kalkarak bilgisayara yaklaştığımda bunun konuşmasını sağlan program olduğunu anladım.

"Yüreğime indiriyordun." hafif bir kıkırtı duyuldu, ardından devam etti.

"Uyandırmasam uyanmayacak gibiydin." dediğinde alarmım çaldı. Bunun üzerine cüretkar bir şekilde alayla kameraya baktım.

"Hadi ya?" dedim sesime fazlasıyla alaycılık tonunda çıkarırken. Alarm kurmuştum her ihtimale karşı.

"Ah küçüğüm beni hep gururlandırıyorsun ve bu çok hoşuma gidiyor." cümlesini görmezden gelerek konuştum.

"Şimdi gidip eşyalarımı almam gerek." Bilgisayarımın başından kalkarak dolabıma yöneldim. Birkaç parça kıyafetimi alıp giyinmek için odadan çıkacağım sırada Arez konuştu.

"İstersen burada da üzerini değiştirebilirsin, sorun etmem." her ne kadar sesi robotik çıksa da sesindeki alayacılığı anlayabiliyordum. Görebileceği şekilde ekrana orta parmağı göstererek odadan çıktım.

Lavaboda üzerimi değiştirip çıkardıklarımı kirli sepetine attım. Ardından evden çıkarak postaneye adımladım. İçeride ufak bir sıra vardı. Sıranın bana gelmesi adına biraz bekledim ardından bana geldiğinde paketimi alıp geri eve adımladım. Saat 16.28'di.
E

ve geldiğimde hiç odama girmeden lavaboya girdim. Önce yorgunluğumu atmak adına duş almaya karar vermiştim. Küveti suyla doldurup zaman geçirmek isterdim fakat biran önce hazırlansam daha iyi olacağı için direk çalkalanıp çıkma mantığındaydım. Eşyalarımdan kurtulup kendimi suyun altına soktum. Çok geçmeden suyun vücuduma temas etmesiyle hoş bir hissiyat sarmaladı beni. Her zaman suyu sevmişimdir. Hızla aldığım duşla son kez saçımı sıkıp duşakabinden çıktım. Havlumla kurulandım. İç çamaşırlarımın ardından elbiseyi giydim ve aynada kendime bakındım. Tam oturmuştu ve hoş gözüküyordum. Saçımı tarayıp ardından kurutma makinesiyle kuruladım ve yerine koydum. Saçlarımı sağ omzuma alarak kolyemi taktım. Ayakkabımı da giydiğimde odama geçmek için hazırdım.Odama gelip bilgisayaramın karşısına geçtim.

"Tek kelime ile muazzam gözüküyorsun." hala yeni yeni sesine alışırken bu durumu garipsiyordum.

"Teşekkürler." hem iltifatı hem de elbise için teşekkür etmiştim. Ardından biraz makyaj yapmak için makyaj masama yöneldim.

Mavi gözlerimi ortaya çıkaracak türden vurgulu bir göz makyajı yaptım ardından birkaç küçük dokunuşla makyajımı desteklerken son olarak mat bordo rujumu sürerek makyajımı tamamlamış oldum.

"Hazırım."diyerek bilgisayarın karşısına tekrar geçtim.

"Telefonuna adres bilgisini yolladım. Aynı zamanda avının fotoğrafını da." başımla onayladım.

"Peki ne yapmamı istiyorsun tam olarak?" gözüm saate kaydığında 19.00'a geliyordu. Baya oyalanmıştım.

"Hedefinin yanında taşıdığı bir evrak dosyası var. İçindeki kağıtlardan birkaçında "gizli" başlığı adı altında bilgilerin olduğu yazılar var. O çantayı bir şekilde almanı ardından o sayfaları bulup fotoğrafını çekmeni istiyorum. Tam anlamıyla "kırmızı oda"ya uygun bir görevdi. Tekrardan başımla onayladım.

"Telefonunda kulağın olsun seni arayabilir veya mesaj atabilirim."

"Anladım."

"İyi şanslar küçüğüm." dediğinde cevap vermeyi es geçerek bilgisayarı kapattım. Çantamı alıp içine bir miktar para koyarak aşağı inmeye başladım merdivenlerden. Aynı zamanda taksi çağırmakla uğraşıyordum. Aşağı indiğimde ceket alma gereksinimi duymadan dışarı çıktım. Hava fena değildi. Taksim de geldiğinde içine bindim. Konumu söyledikten sonra gitmeye başladığımızda içimdeki şuursuz heyecanla pencereden dışarıyı izlemeye koyuldum. Kısa bir yolculuğun ardından araba durduğunda vardığımızı anladım. Tutan miktarı adama uzatıp arabadan indim. Mekana doğru adımlarken kendimden son derece emindim. Parti dediğiyse de barda yapılan tarzda kopmalık bir mekandan bahsetmiyordu. Zenginlerin lüks bir mekanda düzenlediği sakin konuşmalı bir rezervasyonlu yerdi. Görevli kişinin yanına geldiğimde gülümsedim.

"Merhaba." o da içtenlikle gülümseyerek klasik sorusunu sordu.

"Rezervasyonunuz var mıydı hanımefendi?"

"Ah, evet. Lara Kaya." Arez bu isimle rezervasyon yaptırmıştı. Bunu telefonuma yolladığı mesajda okumuştum. Adam önündeki bilgisayarda birkaç yere tıkladı ve ardından bana dönerek yanıtladı.

"Lara Hanım, hoş geldiniz."diyerek içeri girmem adına eliyle işaret ederek hafif eğildi.

"Teşekkürler." diyerek içeri girdim.

İçerisi kalabalık sayılabilecek kadar dolu olmasa da fena da değildi. Telefonumun bildirim sesiyle gelen mesaja baktım.

05** *** ** **: İlk adımı başarıyla tamamladın küçüğüm. Böyle devam et.

Etrafıma bakındım birkaç saniye, hoş baksam da onu tanımıyordum ama demek ki beni izliyordu. Arez diye kaydettikten sonra telefonu tekrar çantama koydum. Boş bir masaya geçerek beklemeye başladım. Etrafıma anlamsızca bakınırken neyin kutlamasında olduğumdan bile bir haberdim. Sadece fotoğraftaki kişiyi arıyordum. Fotoğraftaki erkek çok büyük durmuyordu en fazla benden bir iki yaş büyük gibiydi ve ben on dokuz yaşımdaydım. Sonunda Arez'in deyimiyle avımı bulduğumda istemsizce gülümsedim. Onu göz hapsine alırken o belgelere nasıl ulaşabileceğimin planlarını yapıyordum. Ara ara bakışlarımız kesişiyordu. Bir zaman sonra kaçamak bakışlar atmaya bir son vererek bana doğru gelmeye başladığında bunu algılamakta zorluk çekiyordum. Şu an cidden bana doğru mu geliyordu o? Yanıma vardığında gülümseyerek elini uzattı.

"Merhaba, ben Yağız Soykan." kendimi toparlayarak uzattığı eline elimi uzattım.

"Merhaba, ben de Lara Kaya." dediğimde elimi dudaklarına götürerek öptü.

"Memnun oldum." dediğinde.

"Ben de." diyerek mırıldandım.

"Sizin gibi zarif birisini yalnız görmeye gönlüm el vermedi." dediği şeye güldüm o da gülerken.

"Bana eşlik etmeniz hoşuma gider." yanımızdan geçen garsondan iki bardak alarak ona döneceğim sırada ayağım takıldığı için sağ elimdeki içeceği onun üzerine dökmüştüm.

"Ah, çok sakarım. Özür dilerim." diye üzüntümü dile getirirken gülümsedi.

"Önemli değil ama bir lavaboya gitsem iyi olacak sanırım." çantasını da alıp gidecekken bileğinden tuttum.

"Siz gidin çantanıza ben göz kulak olurum. Bir de onunla uğraşmayın."

"Hiç gerek yoktu asl..." lafını kestim

"En azından sizin için bunu yapsam?" mahcup bir sesle söylediğimde kabul etti.

"Pekala." içimde zafer nidaları atarken onun gözden kaybolmasını bekledim.

Aslında ayağım falan takılmamıştı, onu çantadan uzaklaştırmak adına aklıma gelen ilk fikri uygulamıştım ve sonuç başarılıydı. Görüş alanımdan çıktığında etrafımı kolaçan ederek çantayı açtım. İçinde şansıma çok fazla kağıt yoktu. Arez'in istediklerini bulmak kolay olmuştu. Çantamdan hızla telefonumu çıkarıp fotoğraflarını çekmeye başladım. İşim bittiğinde aldığım gibi çantanın içine geri koydum kağıtları. Çantayı kapattığım sırada Yağız yanımda bitmişti. Bir an için korksam da sanki onu fark etmemiş gibi çantayı elimde çevirerek inceledim. Sonradan fark etmiş gibi yaparak konuştum.

"Geldin mi? Ben de çantaya da sıçramış mı diye kontrol ediyordum." çatık kaşlarla bana bakarken biraz gergindim. Çalan müzikle aklıma ilk gelen cümleyi kurdum.

"Şey aslında hala bana eşlik etmek istiyorsan bu şarkıda dans eder misin benimle?" sert bakışları yerini yumuşak bir ifadeye bıraktı.

"Seve seve." içimden derin bir oh çekerken beni dans etmek için boş alana yönlendirdi.

Dans ederken sessizliğimi korumayı tercih etmiştim. Hala ufak korku parçaları içimdeydi bu sebeple sorduğu sorulara da kısa yanıtlar vererek geçiştirmiştim. Müzik bittiğinde ondan ayrıldım. Tekrar masaya geldiğimizde telefonuma göz attım.

Gönderen Arez: Parti zamanı bitti.

Artık çıkmam gerektiğini söylüyordu.
Yağız'a gitmem gerektiğini bir bahane ile söyleyerek partiden ayrıldım. Aynı zamanda çektiğim fotoğrafları Arez'e yolladığımda altına hatırlatma mesajımı da bırakmıştım.

Gönderilen Arez: Ödemem?

Çok geçmeden mesaj geldi.

Gönderen Arez: Yolun karşısında seni beklemkte olan siyah arabaya bin. Bizzat ödemeni ben yapacağım.

Kalbim tekledi anın adranaliniyle. Yolun karşısındaki arabayı gördüğümde yutkundum. Yavaş adımlarla karşıdan karşıya geçtim ve arabaya bindim.

"Bu emir gereği." siyah göz bandını gördüğümde gözlerimi bağlayacaklarını anlamıştım. Konuşacak gücü kendimde bulamazken temkinlice başımı sallayarak onayladım.

Onaylamamla yaklaşıp gözlerimi bağladılar. Hiçbir şey göremediğim kanısına vardıklarında araba hareket etmeye başlamıştı. Benim aklımda ise o vardı. Bizzat ödemeni ben yapacağım demişti. Bu ne demek oluyordu ki. Yoksa...

Onu mu görecektim?

Hey nasılsınız bakalım? Bir önceki bölüm yorumları için teşekkürler ve oylarınız için de tabii ki. Kurgumu beğendiğiniz için minnettarım. Umarım bu bölümü de beğenirsiniz.

Sizi yorumlarda görmekten büyük keyif duyuyorum. Bu bölümde de bol bol yorumlarınızı bekliyor olacağım. Oylarınızla da destek olursanız şimdiden teşekkür ederim.

Ne kadar ilgiyle yorum atar ve oylarınızla desteklerseniz o denli motive olup yb atarım. Bu da küçük bir dipnot olsun

Continue Reading

You'll Also Like

427K 22.8K 70
Anneannesini görmek için gittiği şehirde üsteğmen Göktürk ile karşılaşan Efsun hiç beklemediği gerçeklerle de karşılaşır ___ " sen benim hayatımda h...
603K 26K 23
Kardeşi Mert için gittiği bir barda seçtiği bir adamdan hamile kalmayı planlayan Duru'nun tek amacı doğacak olan bebeğinin kardeşine nefes olmasıdır...
77.6K 7.2K 32
Gerçek ailem kurgusu!!! Hep iyi kız tarafından okuduk hikayeleri. Kız iyi niyetiyle yaklaşır ancak ailesi hep ona karşı kötüdür. Karıştırıldığı kız k...
755K 19.7K 11
Yıllarca aile baskısı gören , aile sevgisinden mahrum kalan Peri. Babasına gelen telefon ile doğumda karıştırıldığını öğrenir. Peki bundan sonra ne o...