CàtBoy ༲ Sopè ༲

By satanishappy

374K 30K 25.6K

༲ Jung Hoseok, küçük kedi Min Yoongi'yle kurduğu bağın farkında değildi. ༲ More

༲ 1 ༲
༲ 3 ༲
༲ 4 ༲
༲ 5 ༲
༲ 6 ༲
༲ 7 ༲
༲ 8 ༲
༲ 9 ༲
༲ 10 ༲
༲ 11 ༲
༲ 12 ༲
༲ 13 ༲
༲ 14 ༲
༲ 15 ༲
༲ 16 ༲
༲ 17 ༲
༲ 18 ༲
༲ 19 ༲
༲ 20 ༲
༲ 21 ༲
༲ 22 ༲ M ༲
༲ 23 ༲
༲ 24 ༲ M ༲
༲ 25 ༲
Soru-Cevap
༲ Final ༲
༲ Özel Bölüm ༲
👋🏻

༲ 2 ༲

18K 1.3K 1.5K
By satanishappy

Ya bu kitaba çokca sevgi gösterin. Bol bol yorum yapın. Yorumlarınızı gördükçe daha da çok yazasım geliyor *-*

Hoseok şu 3 gündür kendisine iş arıyordu ama bir türlü bulamamıştı. Yine bir iş görüşmesinden çıkmış üstünde ki gömleğin kollarını katlamıştı. Elleri cebinde etrafında ki insanları izlerken yavaş adımlarla yürüyordu. Cebinden pakedini çıkarıp içinden bir dal çıkardı ve dudakları arasına aldı. O böyle şeyler kullanmayı sevmezdi ama ortaokulda alıştığı için ve bırakamadığı için kendisine kızıyordu. Arada bir canı sıkkınken içerdi kendisini rahatlatmak için ve yine aynı şeyi yapıyordu.

Pakedin içinden çakmağını da alıp elini siper ederek yaktı. Pakedi tekrar cebine koyduktan sonra sigarasından derin bir nefes çekti. Boğazını yakan dumanla gözlerini kapattı. Hala bir yandan yavaş adımlarla yürüyordu. Bir kaç çocuğun sesini işitmesiyle kapalı gözlerini araladı. Dudaklarının arasından sigarasını eline aldı. Evinin yakınında ki parka ne ara geldiğini bilmiyordu. Akşam saatleriydi ve normalde bu saatte hiçbir aile çocuğunu bırakmazdı.

Hoseok adımlarını parkın girişinde durdurmuş bir kaç çocuğa bakıyordu.

"Bana bak kuyruklu şey. Sana dedim bana bak."

Küçük çocuk yerde ki bedenin kapüşonlusuna asılmış kafasından inmesini sağlamıştı. Tekrardan saçlarından tutarak yüzüne sabitlemişti.

"Bana bakmanı söyledim seni pislik."

"Hyung o daha küçük ağlayacak bak hadi gidelim ailesi merak eder hem."

"Sen de mi onun gibi olmak istiyorsun JungWoo?"

Küçük çocuk iri çocuğun dediği şeyle bir adım geriye çekilmiş kafasını hayır manasında sallamıştı. İri çocuk gülmüş tekrar saçlarına asılmış bedene bakmıştı.

"Seni satsak mı ne dersin? Sizin gibiler cinsel ihtiyaç karşılamak içinmiş. Ne kadar verirler senin için?"

Hoseok duyduğu şeylerle şaşkınlıkla bakmıştı. Ailesi o çocuklara hiç terbiye vermiyor muydu? Bu da neyin nesiydi?

Hoseok tekrardan 5 tane çocuğun olduğu yere baktı. Daha fazla bu saçmalığa katlanamazdı. O bile bunları duyduğu için üzülürken o küçük çocuk hiç mi üzülmezdi?

Hoseok tok ve keskin sesle adımlarını ilerletti. Bütün çocukların bakışları bir an da ona dönmüştü. Hoseok sert bakışlarıyla elinde ki sigarasını bir kenara fırlatmış keskin bir şekilde ilerlemişti. Hoseok sinirlenince sert durma konusunda gayet başarılıydı.

"Sahibin de geliyor sanki velet."

Hoseok adımlarını çocukların yanında durdurmuş. Sert bakışlarıyla küçük çocuklara bakmıştı. Hala küçük bedenin saçından tutan çocuğa sinirli bir şekilde güldü.

"Eğer o elini çekmezsen çocuk demeyeceğim ve seni döveceğim."

Çocuk pis bir şekilde gülmüş küçük bedenin saçına daha çok asılmıştı. Küçük bedenden yükselen acı dolu nidayla Hoseok kendisine dur diyememişti. Çocuğun ensesinden tutmuş havaya kaldırmıştı. Çocuk korkuyla onu bırakmasını söylüyordu.

"Eğer sizi bir daha burda görürsem dövmekten hiç çekinmem."

Hoseok ensesinden tutmuş çocuğun ağladığını görünce yüzünde ki sert gülüşle ona tekrardan bakmıştı. Küçük çocukların korktuğunu anlayınca serbest bırakmış parkın çıkışına doğru koşmalarını izlemişti. Hala sinirli hissediyordu ama sakinleşmeliydi yer de ki bedeni daha fazla korkutmak istemiyordu.

Hoseok sakinleştikten sonra yüzünde ki sinirli gülüşü silmişti. Yer de oturan küçük bedenin yanına çömeldi. Aşırı korkmuş küçük çocuğa baktı. Bir kaç gündür gördüğü mavi saçlı ve kedi kulakları olan çocuktu bu.

Hoseok ellerini yavaşça uzattı ve küçük bedenin tepkisine baktı. Küçük çocuk göz yaşları dinmiş iç çekerek kızıl saçlıya bakıyordu. Hoseok küçük çocuğun ellerinden tutunca bir tepki vermemesine karşın onu kucağına aldı.

"Selam ufaklık. Artık korkmana gerek yok onlar gitti ve ben de sana asla zarar vermem. Şimdi ailen nerede?"

Hoseok küçük beden konuşmayınca ne yapacağını bilemedi.

"Hadi ama bana ailenin yerini söyle yoksa onları bulamayız."

Hoseok tekrardan küçük bedenin konuşmasını bekledi ama istediği olmayınca tek eliyle ensesini kaşıdı.

"O halde aileni bulmak için polise gitmeliyiz."

Hoseok bunu der demez ağlayan çocukla ne yapacağını bilemedi.

"Hayır hayır. Ağlama gitmeyeceğiz. Tamam ağlama."

Hoseok susmayan küçük bedenle saçlarına dokundu. Küçüğün saçlarını sevmeye başladı. Anında susan bedenle şaşkınlıkla baktı. Hoseok garip gelen kulaklara dikkatlice baktı. Beyaz kedi kulakları vardı ve çok şirin duruyordu. Yüzünde ki gülümsemeyle küçük kedi kulaklara dokundu. Duyduğu mırlama sesiyle şaşkınlıkla küçük bedenin yüzüne indirdi bakışlarını.

Küçük beden hissettiği sevgiyle kafasını büyük ele sürttü. Hoseok küçük bedenin şirin haline güldü.

"Seni burada bırakamam ama evime de götürsem ya ailen gelirse ne yapacağız?"

Hoseok hala mırlayarak kafasını eline sürten küçük bedene baktı. O çok garipti. Hayatı boyunca kedi çocuk görmemişti ve ne tepki vereceğini bilmiyordu.

"Senin kuyruğunda olmalı nerede o?"

Küçük çocuk onu anladığını belirtmek ister gibi küçük montunun altından beyaz kuyruğunu çıkardı ve sağa sola sallamaya başladı.

"Tanrı aşkına sen çok şirinsin. Seni burada bırakamam o halde evime götürmek durumunda kalıyorum. Birkaç güne çaresini bulacağız artık."

Hoseok kucağında ki küçük bedenle evine doğru ilerledi. Evinin önüne varınca cebinden anahtarını çıkarıp kapıyı açtı ve içeri girdi. Kucağında ki küçük bedenle salona girdi ve onu yere bıraktı.

"Üstümü değiştirip geleceğim hemen gitme bir yere."

Hoseok hızlı adımlarla yatak odasına gitti. Üstünde ki gömleğin düğmelerini çözdü. Fakat kapının dibinden gelen sesle gömleğini çıkaramadan arkasını dönmek zorunda kaldı. Kapının girişinde yere düşmüş küçük bedeni görünce hızlı adımlarla yanına gitti ve onu yerden kaldırdı.

"Bir yerin acıdı mı?"

Küçük beden evet manasında kafasını aşağı yukarı salladı.

"Neresi göster bakalım."

Küçük parmağıyla dizini göstermesiyle Hoseok orayı ovuşturdu.

"Bak geçti şimdi artık acımaz."

Hoseok gülen küçük bedeni görünce o da gülümsedi. Evin içine küçük kıkırtılar salıyordu ve bu onu daha da şirin yapıyordu.

"Bana adını söyler misin?"

Küçük beden gülmeyi kesmiş elini önünde birleştirmişti. Ayaklarının üstünde bir arkaya bir öne sallanıyordu. Bir yandan da kuyruğunu yavaşça sallıyordu.

"Ama bana adını söylemezsen sana yardımcı olamam. Lütfen şimdi bana adını söyle."

Hoseok küçük bedenin konuşmayacağını anlayınca ayağa kalktı ve arkasını dönerek gömleğini vücudundan ayırdı. Onun hareketlerini kesen tek bir kelimeydi. Şirin ses tonu ve o kelimeyi doğru telafuz edemeyen küçük bir beden.

"Şahip."

~°~

Cidden çok güzeller :')))

Continue Reading

You'll Also Like

gangsta 𐤀 By d

Fanfiction

1.6M 117K 27
Jeon Jungkook, ünlü aktör Kim Taehyung'un korumasıydı. Bir süre sonra korumak onun için bir görevken, içgüdüye dönüşmüştü.
1.2M 130K 41
soyu tükendi kurbağa prenslerin
2M 186K 30
18 yaşındaki Jungkook ve 22 yaşındaki özel resim öğretmeni Taehyung arasında geçen garip yazışmalar taekook,texting
2.1M 12.4K 106
Okuduğum beğendiğim sizinde beğenebilceğinizi düşündüğüm taekook ficleri. | Bulamadığınız ficler olursa link isteyerek belirtin lütfen.|