FERİDE

nurayergen0133 tarafından

1.6M 117K 16.4K

(TAMAMLANDI) Hayat.. Bazı şeyleri kafana vura vura,bazı şeyleri de kalbini kıra kıra öğretir. Ben kalbi kırıl... Daha Fazla

ALINTI
1.BÖLÜM
2.BÖLÜM
3.BÖLÜM
5.BÖLÜM
6.BÖLÜM
7.BÖLÜM
8.BÖLÜM
9.BÖLÜM
10.BÖLÜM
11.BÖLÜM
12.BÖLÜM
13.BÖLÜM
14.BÖLÜM
15.BÖLÜM
16.BÖLÜM
17.BÖLÜM
18.BÖLÜM
KERİM & HASAN
19.BÖLÜM
20.BÖLÜM
21.BÖLÜM
22.BÖLÜM
23.BÖLÜM
24.BÖLÜM
25.BÖLÜM
26.BÖLÜM
27.BÖLÜM
28.BÖLÜM
29.BÖLÜM
30.BÖLÜM
31.BÖLÜM
32.BÖLÜM
33.BÖLÜM
34.BÖLÜM
35.BÖLÜM
36.BÖLÜM
37.BÖLÜM
38.BÖLÜM
39.BÖLÜM
Alıntı
40.BÖLÜM
ALINTI
41.BÖLÜM
42.BÖLÜM
43.BÖLÜM (FİNAL PART 1)
FİNAL (PART 2)

4.BÖLÜM

39.4K 2.8K 301
nurayergen0133 tarafından

Timur

Aylardır hayatıma dair değişmeyen tek bir şey varsa,oda gün bitiminde işçiler evlerine dönerken her zaman ki yaptığımı yapıp onu takip etmekti.

Bu günlerimin ve aylarımın değişmeyen,rutin haline gelen tek geleneğiydi.

Ve o gelenek bugün de bozulmamıştı.

Yine yorgun,yine dalgın,yine yapayalnızdı...

Meğer ne kadar zormuş insanın sevdiği kadını uzaktan izlemesi...

Ne kadar zormuş ver elini de derdine derman olayım diyememesi..

En acısı da gidip tüm hissettiklerini yüzüne karşı diyememesi..

****
Kafamda dolana düşüncelerimi bir kenara bırakıp sessiz adımlarla onu takip etmeye devam ettim.Kerim,Şehmuz ve Hasan üçlüsü benimle güzel bir şekilde dalga geçtikten sonra onları arabadan atmış,daha sonra iş yerine gitmiştim.

Öğle sonu ufak tefek işleri halletmiş ve en sonunda yine sevdiğim kadına kavuşmuştum.

Ben buna kavuşma diyordum.Kavuşmak başkası için farklı anlamlar içerse de benim için kavuşmak,gözlerimin onu gördüğü andı.

Sevmek güzeldi...Biliyordum ki sevilmekte güzeldi ama aynı zamanda sabir gerektiren bir şeydi.Bu yüzden değil miydi zaten böyle rezil bir şekilde her gün onu takip etmem.Koskoca Timur Çelebi her gün bir kadını takip ediyordu.Kırk yıl düşünsem aklımın ucundan bile geçmezdi lakin gerçek gün gibi ortadaydı işte.

Aklımdan geçen düşünceler beni gülümsetirken takip ettiğim kadının,tahta kapıyı aralayıp evine girmesini bekledim.Sonrasın da da hep yaptığım gibi bir kaç dakika daha ayakta durup onu izledim.Küçük bir kümesi vardı,hatta içinde kaç hayvan olduğunu bile biliyordum.Bir kaç kez yamuk olan kümesi tekrar yapmaya yeltenmiştim fakat sonra vazgeçip bunu kendi lehime çevirmenin daha mantıklı olduğunu düşünmüştüm.Az değildim kabul ediyordum,hatta firsatçıydım.Ama bu onunla daha fazla konuşmamı,iletişim kurmamı sağlayacaksa gözümü kırpmadan her şeyi yapardım.

Ilık havayı ciğerlerime çekerken,elinde bir kaç yumurta ve yüzünde ki paha biçilemez gülümsemesiyle oradan oraya dolanan kadınıma bir daha baktım ve gitme vaktinin geldiğini anladım.Ama sonra suratında ki ani değişimi görünce hemen bakışlarını takip ettim ve onu gördüm.

Behram piçi...

Korkak şerfesiz...

Utanmadan karısının üstüne gül koklayan adam...

Suratını siktiğim.Takip ettiği yetmiyor gibi utanmadan bir de kapısına geliyordu.

Olduğum yerde biraz daha gizlenip karşı karşıya duran ikiliyi izlemeye başladım.Daha doğrusu Feride'yi...

Sonuçta her ne olursa olsun o adamın eski karısıydı ve ne tepki vereceğini,nasıl konuşacağını deli gibi merak ediyordum.

Saniyeler dakikaları izlerken onların yanına koşmamak ve adamın suratının ortasına yumruğumu patlatmamak için kendimi zor tutuyordum.

Neyse ki bu bekleyiş,içimi kemiren bu kıskançlık çok uzun sürmemiş ve Feride yavrusunu kaybeden anaç bir tavuk gibi kabarmaya başlamıştı.

Onun bu hâli keyiflenmeme sebep olurken,son hamlesi karşısında zevkten dört köşe olmuştum.

Feride'nin bu hâli öyle komikti ki sesli gülmemek için dudaklarımı dişlerimin arasına sıkıştırıyor,aynı zamanda bastırıyordum.

Koca kadın avuçlarına taş doldurup karşısında ki adamı taşlıyordu lakin adam ikinci postada korkak itler gibi çoktan olay yerinden ayrılmıştı...

Aklıma gelen düşünce ile bir anda yüzümde ki gülümseme silindi ve hemen koşar adımlarla açık duran tahta kapıdan içeri girdim.Bu onunla konuşmak demekse acı çekmeye razıydım...Ben onun beni fark etmesi için her şeye razıydım...

Derken beklediğim darbe gelmekte gecikmemişti.Alnıma,suratıma, yanaklarıma yediğim darbelerin önemi yoktu lakin kaşıma ve burun kemiğine denk gelenler yok mu...İşte onlar cidden nevrimi döndürmüş,canımı fena halde yakmıştı.Yakmak ne kelime nefesimi kesmişti.Özellikle burnumun yamulduğuna adım gibi emindim.Ama olsun onun için her şeye değerdi...

"Ben...Ben çok özür dilerim beyim görmedim sizi.Inanın görmedim ben-"

Yüzünde ki ifadeyi gördüğüm de kendime okkalı bir küfür savurup elimi kaşımdan çektim.

Belli ki şok olmuştu.Gözleri dolmuş,konuşurken bile dudakları titriyordu.

"Önemli değil.Buradan geçerken seni gördüm.O adamla konuşurken huzursuz gibiydin o yüzden izinsiz girmek zorunda kaldım"dedim gözlerine bakarken.

"Geçin...İçeri geçin lütfen yaranıza bakmamız gerekiyor"

"Önemli değil başımın çaresine bakarım.Siz iyi misiniz?O adam sizi rahatsız mi ediyordu?"

Vay anasını bee...Ağzından zerre yalan çıkmayan Timur ağa şu anda yalanın kitabını yazıyordu.Çocukken her yalanımı yakalayan babannem şu anda mezarında ters dönüyordu...

Bu düşünce ile tüm bedenim ürpersede bozuntuya vermedim ve ondan gelecek cevabı beklemeye başladım.

"Boşverin o adamın kim olduğunu gereksizin biri işte.Hadi bir an evvel kaşınıza bakalım."

"Gerek yok sizi rahatsız etmek istemem"

Zinhar ağzımdan çıkan her söz yalandı.Zaten amacım buydu ve planım tıkır tıkır işliyordu.Burnumun yamulması hariç tabi...

"Olur mu öyle şey beyim buyurun şöyle"

Evin kapısına ilerleyen kadını takip ederken kalp atışlarım birden ritmini değiştirmeye başlamıştı.Ona bu kadar yakın ama bir o kadar da uzak olmak,ona dokunamamak bazen öyle zor oluyordu ki...Gerçekten acınası haldeydim...

"Burada kalmam daha mantıklı"dedim birden.Oysa soktuğumun mantığı zerre umurum da değildi.

"Içeri girmek istememenizi anlıyorum beyim"demiş ve duvara dayalı halde duran tahta sandalyeyi çekerek konuşmasına kaldığı yerden devam etmişti.

"Siz burada bekleyin ben hemen geliyorum"

Söz hakkı tanımadan gözden kaybolmuştu.Sandalyeyi çektim ve acıyan burnumu yok sayarak aramızda geçecek,lakin onu daha da yakından tanımamı sağlayacak muhabbet konusu düşünmeye başladım.Sonra da aklıma bir halt gelmeyince her şeyi oluruna bırakmanın daha iyi olacağını anladım.

Burnum çok acıyordu.Kesin yamulmuştu yamulmasına da bari kırık olmasaydı.

"Çok mu ağrıyor?"

Sonuna ağam yada beyim kelimesini koymadan aramızda geçen ilk konuşmaydı bu..

"Azıcık "

Yalanını sikeyim Timur...

"Bir bakabilir miyim?"

Bana mı dokunacaktı?

Aman Allahım...

Bugün ölmezsem hiç bir zaman tahtalı köyü boylamazdım her halde...

"Sorun değil tabiki "

En son gördüğüm şey bembeyaz ellerinin havalanarak kaşıma temas etmesiydi.Sonrası ise bambaşka bir hayal dünyasıydı.

Gözlerimi kapadım ve tenimi dağlayan ellerinin dokunuşu her hücremde hissettim.Acı falan yoktu artık.Hepsi sihirli bir elin tenime dokunması ile yok olmuştu.Uyuşmuştu beynim,bedenim.Yağmuruna kavuşan kurak toprak gibiydim.Minik elleri kıpır kıpır hareket ederken yüreğim sıkışıyordu sanki.İçim gıdıklanıyor,sebepsiz yere gülümsemek istiyordum.Aylardır hayalini kurduğum şey oluyordu şu an.

Her gece yatağa yattığım da yastığımın yanında ki boş yastığa bakıp onun orada yattığını,nefesinin tenime değdiğini,saçlarının yastığıma dağıldığını ve ellerinin tenimde hareket ettiğini düşünmekten,hayal etmekten asla bıkmamış,aksine bunların gerçekleşmesi için hep fırsat kollamıştım.Ve şimdi hayal ettiklerimden biri olmuştu.

"Canınızı mı yaktım?"

Birden gözlerimi açıp hayal dünyamdan çıktım.Bunu neden söylemişti bilmiyorum ama iki parmağının arasında tuttuğu pamuğa bakılırsa işi daha bitmemişti.

"Hayır eliniz çok hafif"

"Şey...Garip sesler çıkarınca acıdı sandım"

Garip sesler mi?

Yutkundum...

Demek ki hayal dünyasında zevkten dört köşe okurken çenemi tutamamış ve ağzımdan bir kaç şey kaçırmıştım.Utanç verici bir durum du lakin bozuntuya vermedim.Zira onun bana dokunmasıyla kendimden geçmediğime şükretmeliydim.

"Yanlış anlamazsanız size bir şey sormak istiyorum ?"

Konuyu farklı bir yöne çekmek en mantıklısıydı şu an...

"Dinliyorum beyim "

Elleri hala alnımın oralarda geziniyordu.Bu kadar oyalandığına göre yara derin olmalıydı.

"O adam kimdi?"

Soruyu duyunca bir kaç saniye hiç hareket etmemiş,sonrasında ise kaldığı yerden devam etmişti.

Bu tekrar sormamak için dilimi ısırdığım ama sonunda yenilgiye uğradığım,içimi kemiren bir soruydu.Sonuç olarak dayanamamış ve en sonunda sormuştum işte.

"Eski kocam"

Söylerken ses tonu bile değişmemişti.Bu benim açımdan iyi mi yoksa kötü mü tam olarak bilemiyordum.Bunun cevabını her zaman ki gibi yatağımda,yalnız kaldığım odamda bulacaktım.

"Boşanmak?Buralarda çok görülen bir şey değil?"

Şansımı zorluyordum ama cevaplar benim için önemliydi.

"Bazen gitmek gerekiyordu...Bende gittim"

"Severken ayrılmak zor olsa gerek?"dedim dişlarimi sıkarak.

"Severek ayrılmaktan daha zor olan bir şey varsa oda yanlış bir adamı sevmektir..."

"Onu hala seviyor musun?"

Bu soru ağzımdan firar etmişti resmen.Bin pişman olmuştum ama çıkmıştı bir kere o sözler.Durduramamıştım işte...

İleri gitmenin bilinciyle hemen ayağa kalktım ve sessizliği bölerek konuşmaya başladım.

"İleri gittim kusura bakmayın.Neyse teşekkür ederim her şey için.Akşam oluyor ben gideyim artık"

Konuşması için gözlerimle gözlerine yalvardım ama nafileydi.Sanki iki kelam söz söylememek için yemin etmişti...

Arkamı döndüm ve hızla oradan uzaklaşmaya başladım.Ama sonra durdum.Çünkü bekledigim cevap geç de olsa gelmişti.

"Mutlu olmak için sevmek yetmiyor beyim.Bazen öyle  bir çaresiz kalıyorsun ki kendine bile bir faydan olmuyor.Sonra ne oluyor biliyor musun?Bir zamanlar uğruna dünyayı karşına alabileceğin adam yabancılaşıyor sana.Adım adım uzaklaşıyorsun.Bir şeyler kırılıyor,dökülüyor içinde.Ve sevmenin sadece sözde olduğunu anlıyorsun"

Tek yaptığım şey sırtımı dönmeden onun sözlerini dinlemek olmuştu.

Derin bir nefes aldım ve onu sevmekten nefret ettiren adama bir kez daha bilendim.Sonra da arkamı dönüp konuşmaya başladım...

"Sevmekten vazgeçme.Unutma ki sevmekten nefret ettirenler kadar sevmeyi bilen,sevmeyi sevdiren adamlarda var bu hayatta"

Bölüm kısa oldu arkadslar.Ama yeterince beklettim ve daha fazla bekletmek istemedim.Bir kaç gün içinde böyle bir bölüm daha gelecek.Sonra memlekete döneceğim ve bölümlerin gelmesi düzene binecek insallh.Ne olur kusuruma bakmayın.Keyifle okuyun.Gelecek bölüm Feride'den ...

Okumaya devam et

Bunları da Beğeneceksin

334K 12.5K 62
[DÜZENLENİYOR] Bir hastasına iyilik yapmak isteyen Ahu, hastane kayıtlarından aldığı numarayı yanlış girip bir komutana yazarsa ne olur? Nerden bileb...
442K 23.3K 51
Her sonun başlangıcı olduğu gibi, benim de biten sonumun başlangıcıydı bu olay... Şans verip, okumadan geçmee:) Hikayedeki karakterler ve ismi geçen...
5.2M 243K 52
"Ulan bari Polat de." dedi. Sesi yalvarır gibi çıkmış gözleri beklentiyle doluydu. "Mirza demiyorsan deme ama en azından Polat de." "Sen yengeye Eli...
2.1M 87.6K 41
05*: Abinin ziyaretine çok güzel giyinip gelmişsin. 05*: Benim ziyaretime de bu şekilde gelsene. | Kitabımın kurgusu tamamen bana aittir. Herhangi bi...