Bu atacağım bölümlerin hepsini medyadaki şarkıyla dinlemenizi istediğimden aynı medyayı koyuyorum. Başka birşey zannetmeyin.
Aslı'dan
Sınav bitince derin bir nefes alıp evden çıktım. Tae'nin yanına gidecektim ama Tae nerde?
Cebimden telefonumu çıkarıp rehbere girdim ve arama yerine basıp telefonu kulağıma gördüm.
Tae
"A-Aslı?"
Ben
"Tae? Tae nerdesin? İyi misin?"
Tae
"B-ben onlara geldim Aslı. B-beni kurtar."
Büyük bir gürültünün ardından telefon kapandığında hızla arabama binip onlar dediği kişilerin yanına sürmeye başladım.
~~~~~~~~~~~~
Arabadan inip geldiğim yere baktım. Yine o depoydu. Neden bunu ona yapıyorlar ki?
Hızla depoya girdiğim de yerde kanlar içinde yatan bir Tae'yle karşılaştım.
Hızla yanına gidip bana bakmasını sağladım.
Ben
"İyi misin? Neden buraya geldin ki?"
Tae
"O-o adam annemi tehdit ediyor."
(Burayı kesinlikle ben uydurdum.)
Ben
"Tamam bunları evde konuşuruz. Hadi kalk."
Yavaşça kolundan tutarak kaldırdığım da belinden akan kanı gördüğümde sertçe yutkundum.
Ben
"S-sana ne oldu?"
Tae
"Önemli değil."
Ben
"Bıçaklandın mı?"
Tae
"Canım fazla acımıyor."
Kolunu omzuma atıp dış kapıya doğru yürümeye başladım. Tam kapıdan çıkacağımız zaman kapının kendiliğinden açılmasıyla biraz geriledik.
Karışımıza adeta mafya çıkarken yutkundum. İlk defa Tae'ye bu kadar sinirlenmiştim. Neden buralara tek başına gelir ki?
Ama sorun şu ki sayıları baya fazlaydı.
Adam
"Vay vay vay. Demek misafirimiz var."
Tae
"Ondan uzak dur."
Tae'nin sesi biraz öncekine göre daha güçlü çıkmıştı.
Ona kısa bir bakış attığımda birkaç adan gelip beni kolumdan tutup Tae'den ayırdı. Tae'yi de adeta kenara fırlattıklarında bağırmaya başlamıştım.
Biraz önceki adam Tae'ye doğru yürümeye başladığında bağırışlarım daha da yükselmişti. O sırada karnıma yediğim yumrukla nefesim kesilmişti. Boğuk bir şekilde inlediğimde Tae'nin bakışları bana dönmüştü.
Tae
"Ona dokunma! Ona sakın dokunma pislik herif!!"
Bu sefer Tae karnına tekme yediğinde kalbim acımıştı. Onu koruyamıyordum. Bu çok kötü bir duyguydu. Normal insanlara karşı gücümü kullanamamak beni çıldırtıyordu.
Bakışlarımı kollarımı tutan adamlara çevirdim.
İkiside bileklerimden tutarak benim hareket etmemi engelliyorlardı.
Adam
"Bana bak sürtük. Sesini kes yoksa sonun kötü olur. Aslında oldukça da güzelsin. Seni başka birşey için mi kullansak?"
Sırıtmaya başladığında yüzüne tükürmüştüm. Türk kızıyım oğlum ben.
Derken yüzüme yediğim sert tokatla başım sağ tarafa düşmüştü.
O sırada hızla sağ tarafımda duran adamın bileğini tutup hafif ateş gücümle yaktım.
Adam inleyerek geri çekildiğin de ele başları olan adama tekme attım.
Tam soldaki adama döneceğim sırada dizimin arkasına yediğim tekmeyle yerde diz çöktüm.
Tae artık bağırarak ağlamaya başlamıştı.
Adam cebinden bıçak çıkardığında Tae daha fazla bağırmaya başlamıştı. Adam sırıtarak bıçağı ele başlarına verdiğinde yutkunarak bakışlarımı Tae'ye çevirdim. Gözleri ağlamaktan kızarmıştı. Benim için üzülmüştü. Şuan birşeyler yapabilecek olsamda yapamıyordum.
Gücümü kullanamazdım. Herhangi bir dövüş eğitimide almamıştım.
Biraz önce yaptıklarım bizim kızlardan az çok öğrendiklerimdi. Ama şuan kesinlikle köşeye sıkmıştım.
Adam elindeki bıçakla bana yaklaştığında kapının gürültülü bir şekilde açılıp içeri maskeli biri girmişti.
Bu kimdi?
Gelip önümdeki adama yumruk attı. Ardından ona yaklaşan adama sert bir tekme atıp etkisiz hale getirdi. Arkasından bir adam onu tuttuğunda hızla kafasını geriye atarak adama kafa atmıştı. Ardından adama dönüp kafasını tuttu ve aşağıya eğip diz kapağıyla burnuna vurdu.
Adamlar etkisiz hale geldiğinde bakışlarını bana çevirmişti. Bir dakika. Açelya?
Tae'ye arkasını dönerek maskesini hafif indirdiğinde Açelya olduğumu gördüm.
Maskesini geri takıp yanıma geldi ve yerden kaldırıp Tae'nin yanına gitti. Bende arkasından gidip ona yardım ettim. Beraber Tae'yi arabaya taşıdığımız da bana Tae'nin görmeyeceği bir şekilde göz kırpıp motoruna bindi.
Bende arabama binip hızla hastaneye sürmeye başladım.
Tae
"O da kimdi?"
Ben
"Bilmiyorum."
Onaylayıp bana bakmaya devam etti.
Tae
"İyi misin?"
Ben
"Evet. Sen?"
Tae
"Bende iyiyim."
Biraz daha bana bakmasının ardından bakışlarını yere indirmişti.
Tae
"Özür dilerim. Hepsi benim hatam. Seni oraya çağırmamam gerekiyordu. Ben gittiler sanmıştım."
Ben
"Senin bir suçun yok. Nerden bilebilirdin ki gitmediklerini? O yüzden bu konuyu burda kapatalım."
Tae
"Teşekkür ederim."
Gülümseyip önüme döndüm.
~~~~~~~~~~~~~~~~~
Tae'yle hastaneden sonra eve geldiğimizde onu yatağına yatırıp odadan çıktım ve mutfağa gittim. Ona çorba hazırlasam iyi olucaktı.
~~~~~~~~~~~~~~
Çorbayı hazırlayıp Tae'nin odasına girdiğimde yarı çıplak bir Tae görmeyi beklemiyordum.
Ben
"B-ben üzgünüm. Çorba getirmiştim. Bilseydim girmezdim. Çok par-"
Tae
"Aslı sakin ol. Tamam önemli değil. Giyindim zaten."
Diyerek üzerime tişörtünü geçirdi. Ah neden böyle bir zamanda girerimki odaya?
Tae gelip yavaşça elimden tepsiyi aldığında başımı eğdim.
Tae tepsiyi komidinin üzerine koyduğunda bende odadan çıkmaya karar verip haraketlendiğim de bileğimde hissettiğim elle durdum.
Yavaşça ona döndüğüm de kesinlikle kızardığıma emindim.
Biranda gülmeye başlamasıyla ona baktım.
Tae
"Y-ya-yanakların kızarmış."
Gülmeye devam ederken sinirlenip omzuna vurdum.
Ben
"Komik değil."
Tae
"Hayır çok komik."
Kahkaha atmaya devam ederken bende hafif güldüm.
Ben
"Of tamam yeter bu kadar. Git ve çorbanı iç."
Beni onaylayıp yatağına oturdu ve tepsiyi alıp çorbayı içmeye başladı.
Bende banyoya gidip aynaya baktım.
Tamam. Oldukça komikti. Aynada kendime bakmaya Son verip banyodan çıktım. O sırada Tae'de tepsisini mutfağa götürüyordu.
Tae
"Hadi dışarı çıkalım."
~~~~~~~~~~~
Şuan durakta oturmuş Tae'ye bakıyordum. Yüzündeki keyifli ifadeyle durağın camına graffiti yapıyordu.
O sırada bize doğru gelen polisleri gördüğümüzde Tae'yle kaçmaya başladık.
Ama koşarken göğsüme giren acıyla yüzümü buruşturdum. O sırada Tae bizi bir ara sokağa çektiğinde durup sessizce beklemeye başladık. Ama göğsümdeki acı git gide artıyordu.
Tae bir çılgınlık yapıp polise teslim olduğunda nefes alamaz hale gelmiştim. Tam o sırada yağmurun da yağmaya başlamasıyla acım daha da artmıştı.
Bana ne oluyordu böyle?