Julietta

By blacklove2022

405K 15.7K 8.1K

Çıkmaz bir sokak gibiymiş demek ki AŞK insan bir kere gönül verdi mi geri dönüşü mümkün olmuyormuş. More

TANITIM
Bölüm 1
Bölüm 2
Çarpışma
Fena Çarpıldım
Ceza
Zihnime Kazındın
Davet
Ay Işığı
Eşsiz Bir Tablo
Bölüm 12
Rüya Gibi 1
Rüya Gibi 2
Rüya Gibi 3
Rüya Gibi 4
Kevın'dan Uzak Dur
Çiftlik 3
Kevın'ın Sevgilisi
Kurt ve Kuzu
Panik Atak
Rebeka
Taş Kalpli
Sen Benimsin
Özgürlüğe İlk Adım
Yeni Başlangıç
Selam Bebeğim
Aşkın İki Yüzü
Cooper Brown
1. Kitap Final
2. Kitap Özgürlük (Kutlama 1)
Seni Seviyorum
Kutlama 2
Günaydın Bay Kevın
Hadi Bebeğim
Arzuyu Aşk İle Karıştırmak
Yıldızların Altında
Kevın Ve Olivia
Kevın'ın Odasında
Kahve İçin
İş Yemeği
YAKINLAŞMA
Kıskançlık
Muhteşem Öpücük
Olan Oldu
Yıldızların Altında
Kıskandırma Oyunu
Sıcak Saatler 1
Sıcak Saatler 2 (+18)
Gece Kulübü (İtiraflar)
Asansör
Şeytan Üçgeni
Ateşli
Sürpriz Doğum Günü
Arthur'un Hesabı
Bayan Brown
Güle Güle Olivia
Randevu
Seninle Bir Ömür
Meleğim +18
Aşk Sahoşu +18
Aleksander Jones
Ben Senin Öz Babanım
Kırık Kalpler
Ceza
Güzel Günler
İki Baş Belası (Sofia ve Olivia)
Aleksander Jones'un Hikayesi
Reklam Yıldızı

Yardım Eli

8.1K 463 170
By blacklove2022

Herkese merhabalar. 

Keyifli okumalar....

 Ertesi gün odam da oturmuş anneme kitap okuduğum sırada Agata teyzenin bana seslendiğini duydum.

"Meleğim seni görmek isteyen biri var tatlım. Lütfen gelir misin?" Kafamda büyük bir soru işareti oluşurken kimin gelmiş olduğuna dair hiçbir fikrim yoktu. Büyük bir merakla salona gittiğim de salonun ortasında kendine has duruşuyla dikilen Cooper ile karşılaştım.

"Aman Tanrım" dedim onu görmenin verdiği şaşkınlıkla.

"Sana da merhaba." diyerek karşılık verdi yarı şaka yarı ciddiyetle.

"Seni gördüğüme şaşırdım. Neden buradasın?" Sinirle söylenmiştim onunda kalbimi kırmasını istemiyordum. Agata teyze oluşan gerginliğin farkına vararak araya girdi.

"Sizi yalnız bırakayım. Ben Linda'nın yanında olacağım." Bu düşünceli davranışına karşı ona sevgi ve minnetle baktım. Sonra da kaşlarımı çatarak Kaya'ya döndüm.

"Siz Brown erkekleri hiç laftan anlamıyorsunuz ve her zaman kafanıza göre hareket ediyorsunuz." Sevimli bir şekilde gülümsemesi bana Kevın'ı anımsatınca kalbime bir hançer saplandı.

"Bizi çözdün demek?"

Emin değildim ama çözmüştüm sanırım. Kendine has rahatlığıyla koltuğa yayılan adamı izledim. Nasıl da her ortama uyum sağlayabiliyordu. Abisine kıyasla daha rahat bir adamdı Cooper. Çaprazına düşen tekli koltuğa çöktüm. Onu görmek Kevın'a olan özlemimi hatırlattığı için durağanlaşmama neden olmuştu. Etrafı incelemesi bittikten sonra bana çevirdi bakışlarını.

"Farklı bir tarz ama sevdim." Onların evinin yanında burasını harabe olarak adlandırabilirdim.

"Buraya neden geldiğini söyleyecek misin?" diye sordum sabırsızlıkla.

"Söyleyeceğim ama öncesinde." dedi az öncenin aksine ciddi bir havaya bürünerek.

"Seni tebrik etmek istiyorum." Neden bahsettiği hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu. Saf saf baktım ona.

"O adamdan ayrılmakla kendini kurtardığın için mutluyum. Nihayet altın kafesteki kuş özgürlüğüne kavuştu. " Evet haklıydı Arthur'un esaretinden kurtulmuştum. Esaret dolu günler gerilerde kalmıştı.

"Bunun için bende mutluyum." Dürüst davrandım. Üzerindeki takım elbise ile onu ilk gördüğüm günden çok farklı bir görüntü sergiliyordu. Sanki o uçarı Cooper gitmiş yerine ciddi bir iş adamı gelmişti.

"Farklı görünüyorsun" dedim düşüncelerimin karşılığında. Omuz silkti.

"Bu benim iş adamı kimliğim. Diğer gördüklerin ise biri günlük Cooper idi diğeri de partilik."

"Sanırım hepsini de sevdim." Gerçekti bu. Söylediğim hoşuna gitmişçesine göğsü kabardı.

"Sakın bu söylediğini Ayda ve Kevın duymasın yanlış anlayabilirler." dedi göz kırparak.

Ah Kevın!

Onunla bir daha karşılaşacağımı sanmıyordum.

"Sen ve ben mi?" dedim dehşetle.

"Bak şimdi incindim ama." diye takıldı yapmacık bir sinirle.

"Tamam kıskanç ve sinirli bir adam olabilirim ama aynı zaman da romantik ve tutkuluyumdur." Bana tekrar göz kırptı.

"O halde Ayda şanslı bir kadın." Tam da bu arada konuyu değiştirmek en iyisiydi.

"Sahi Ayda ile nasıl gidiyor?" Başını kaşıdı.

"Bu dünya da onun kadar inatçı ve söz dinlemeyen bir kadının daha var olduğunu düşünmüyorum." Gülümsedim.

"Eminim o da senden daha kıskanç ve aksi bir adamın daha olmadığını düşünüyordur. Sanırım karakterleriniz zıt ama bu özellikleriniz sizi birbirinize daha çekici kılıyor. Sonuç olarak birbirinize çok yakıştığınızı söylemeliyim."

"Teşekkür ederim. O da senin hakkında olumlu şeyler söylüyor." Duygularımız karşılıklı olduğu için mutluydum bende sevmiştim o kızı. Cooper sırtını dikleştirerek bana baktığında asıl konuya gireceğini anlamak güç değildi. Bütün dikkatimle ona yoğunlaştım.

"Buraya sana bir teklifte bulunmaya geldim güzelim. Eminim bu ikimizin yararına bir anlaşma olacak."

Tek kaşım yukarı kalktı. "Seni dinliyorum."

"Duyduğuma göre işe ihtiyacın varmış. İşin tuhaf yanı ki 'bunun tamamen bir rastlantıdan ibaret olduğunu söyleyebilirim' benim de iş yerimde bana yardımcı olacak birine ihtiyacım var. Telefonlarıma bakacak, randevularımı ayarlayacak ve dosyaları düzenleyecek biri. Bir asistan diyebiliriz."

"Bütün bunları bugüne kadar kim yapıyordu peki?"

"Diğer müdürle ikimizin işlerini yürüten tek bir yardımcımız vardı fakat ben artık tamamen bir işadamı olmaya karar verince oldukça zorlanmaya başladı. O nedenle bende kendime güzel bir yardımcı arayışına girdim." Aslında bu gayet mantıklı bir teklifti ve iş için ne kadar kıvrandığımı düşünecek olursak reddetmem imkansızdı. Bunun bana Tanrının bir yardım eli olduğunu hissedebiliyordum.

"Bilmiyorum Cooper seni hayal kırıklığına uğratmak istemiyorum. Bugüne kadar hiç iş deneyimim olmadı ama artık hayatımı devam ettirebilmek için çalışmak zorunda olduğum da bir gerçek."

"Hayal kırıklığı mı? Beni güldürme. Sana güvenmesem burada olmazdım." Ona minnetle gülümsedim.

"Teşekkür ederim." Ayağa kalkınca bende ayaklandım. Yanıma gelip karşımda durdu.

"Teşekküre gerek yok. Tek amacım güzel bir yardımcı bularak havalı bir patron olmak."

Elimi yumruk yapıp hafifçe omzuna vurdum.

"Hey patronlara vurulmaz." diyerek çıkıştı bana. Onu kardeşim gibi sevmiştim. Cooper'ın da beni aynı karşılıkla sevdiğine emindim gözlerinde gördüğüm dostça ifadelerden bunu anlamak mümkündü. Aklıma gelen ani olasılıkla atıldım.

"Ayda için sorun olmaz umarım." Başını iki yana sallarken konuştu.

"Aksine bu iş için seni bana öneren kendisiydi. Ne yazık ki benim kıskançlık hastalığım ona da bulaşmış. Bu nedenle başka bir kadınla çalışmama asla razı gelmeyeceğini söyledi. Oysaki çok güzel patron sekreter fantezilerim vardı. Hepsi suya düştü." Bu içimi rahatlatırken onların bu sevimli halleri beni gülümsetmişti.

"Peki o halde işe ne zaman başlıyorum?"

"Hemen yarın uygun olur mu senin için?" İçime dolan ani heyecan dalgasıyla yerimde zıpladım ve hevesle atıldım.

"Elbette."

"Bu harika..." Kapıya doğru yürüdüğü sırada içimi kemiren soruyu sordum.

"Bir şey merak ediyorum bana bu iyiliği neden yapıyorsun?" Başını çevirdiğinde düşünceliydi.

"Sana bir fırsat vermek istiyorum. Herkesin ikinci bir şansı olması gerektiğine inanan bir adamım ben. Arthur ile birlikte olarak yanlış ya da mecburiyetten bir seçim yapmış olabilirsin. Ama şimdi hayatını yönetme fırsatı senin elinde. Bunu en iyi şekilde değerlendirirken özgürlüğüne kavuşan o güzel kuşun, kanat çırpışlarını görerek mutlu olmak istiyorum."

Ona sarılmak istedim ama bunu yapmadım. Sadece teşekkür ettim. Cooper'ı uğurladıktan sonra tüm günü etrafa neşe saçarak geçirdim. Hatta öyle ki gece ilk defa rahat ve huzurlu bir uyku uyumuştum. Ona borçlanmıştım bu yaptığı iyilik karşısında. Sabah uyandığımda beni ne giyeceğim telaşı sarınca soluğu Betty'nin odasında aldım. Onu uykusundan uyandırdığım için neredeyse beni öldürecekti.

"Lütfen Betty... Lütfen bana dolabından kıyafet alabileceğimi söyle?" Başını gömdüğü yastıktan kaldırmadan tek gözünü açarak baktı.

"Dev gibisin Julietta, benim kıyafetlerimin sana uygun geleceğini düşünmüyorum."

"Abartma seninle aynı bedeniz Betty sadece biraz uzunum o kadar. Şu an tek ihtiyacım olan bir gömlek ve etek hepsi bu."

"Gömleğim var ama etekten pek emin değilim ama yine de bir bak istersen. Bir zamanlar heves edip almış olabilirim."

"Teşekkür ederim." Onayı alır almaz iki kapılı dolabı açtım ve karşılaştığım karışıklık karşısında ağzım bir karış açılırken Banu'ya baktım.

"Sakın bana düzenli olmam konusunda nutuk çekmeye kalkma." diye uyarıda bulundu ne söyleyeceğimi anlamış gibi.

"Öyle bir niyetim yok" dedim ama akşam işten çıkıp eve gelir gelmez yapacağım ilk iş Betty'nin dolabını düzenlemek olacaktı. Bunu ona bir minnet göstergesi olarak seve seve yapacaktım ve tabi düzeni sevdiğim için de. Nihayet askıda ki beyaz gömleği buldum. Benim bedenim de olduğu için şükrettim. Alt rafta ki çamaşır yığınlarının arasında biraz oyalandıktan sonra nihayet gabardin kumaş bir etek bulduğumda mücevher bulmuş kadar mutluydum. Kırışık olsa da temiz olduğu için işime oldukça yarardı. Yatağın üzerine atladığım da Betty'nin çığlıkları ve savurduğu edepsiz küfürler eşliğinde onu sevgiyle kucaklayıp öptüm. Tabi bundan kesinlikle hoşlanmamıştı. Eteği ve gömleği ütüledikten sonra hızla giyindim. Saç konusunda pek yetenekli olduğum söylenemezdi gelişigüzel ensemde topladım. Son olarak bir de hafif makyaj yapınca hazırdım.

Mutfakta kahvaltı hazırlayan Agata teyzenin yanına gittiğim de bana sevgi ve beğeniyle baktı.

"Harika görünüyorsun güzel kızım." Kucaklayıp öptüm onu. Heyecandan yerimde duramıyordum.

"Çok mutluyum Agata teyze. Tam da söylediğin gibi hayat sürprizlerle dolu... Kırk yıl düşünsem Cooper ile çalışacağım aklıma gelmezdi. "

"Evet tatlım bir sürprizde benden sana, kaşarlı tost. Hadi hemen oturup bir şeyler atıştır bakalım." Heyecandan canım yemek yemek istemese de onu kırmayıp birkaç lokma atıştırdım. Beni kapıdan uğurlarken bana annemden daha fazla şefkat gösteren bu kadına sıkıca sarıldım. Bunca şey karşılığında duygulanmıştım.

"Dilerim harika bir gün olur senin için."

"Teşekkür ederim."

Cooper'ın bana verdiği karta göz atarak durağa gittim. Alıştığım rahatlıktan uzak ve benim için tamamen farklı olmayan bu hayatı yadırgamamıştım. Aksine bunun beni daha çok kamçıladığını hissediyordum. Beklediğim otobüs geldiğinde bindim ve arkalarda ki koltuklardan birine oturdum. Motive olmak için yol boyunca güzel hayaller kurdum. İşe yaramıştı çünkü otobüsten indiğimde bulmakta zorlanmadığım binaya bakarken bir an önce işe başlamak için can atıyordum. Döner kapıdan geçtikten sonra asansöre bindim ve en üst katın düğmesine bastım. Hemen sol tarafımda duran esmer kadının delici bakışları karşısında kendime olan güvenimi geri kazanmak için, duruşumu dikleştirmek zorunda kalmıştım. Ama yine de biliyordum ki görüntüm buraya ait olmadığımı fazlasıyla belli ediyordu. Bunca lüksün ve kalitenin yanında oldukça basit kaldığımın farkındaydım. Neyse ki kadın dördüncü katta indiğinde derin bir nefes verdim. Şimdi çok daha iyi hissediyordum. Asansör ineceğim katta durduğunda, hızlanan kalp atışlarımı dengeye sokmaya çalışıyordum. İnmeden önce derin bir nefes alıp verdim ve kapı açılır açılmaz kendimi dışarı attım. Etrafa bakındığım da geniş bir lobiye açılan koridordaydım. Yuvarlak genişçe bir alandan oluşan sekreter bölümünün çevresinde dört kapı bulunuyordu ve danışma kısmında bir bayan oturuyordu. Bölmenin dışında duran başka bir kadınla sohbet ediyordu, aslında dedikodu desek daha doğru olur. Kırklı yaşlarında ama gayet bakımlı ve hoş bir fiziğe sahip olan orta boylu bir kadındı bu. Bölmenin içindeki ise otuzlu yaşlarının ortasına gelmiş benim boylarımda kızıl kısa saçlı bir kadındı. İlk konuşan kızıl saçlı kadın oldu çünkü diğeri çalan cep telefonuna bakmakla meşguldü o sırada.

"Buyurun size nasıl yardımcı olabilirim?" Panik atak yüzünden baş gösteren mide bulantısını düşünmemeye çalışarak en içten şekilde gülümseyerek yanıtladım.

"Merhaba adım Julietta. Bay Cooper benden bugün işe başlamamı istemişti."

Gülümseyerek ayağa kalktı. O esnada diğer kadının meraklı bakışları beni yakaladı ve telefon da konuştuğu kişiye daha sonra arayacağını söyleyerek anında telefonu kapattı.

"Ah evet bundan haberim var." dedi kızıl saçlı kadın. Bölmeden çıkmak için küçük bir kapıyı açtı ve yanıma geldi. Diğeri ise beni incelemekle meşguldü.

"Benim adım Abigail" Bizi ilgiyle dinleyen diğer kadını işaret ederek tanıştırdı.

"Bu da arkadaşım Viola. Alt kattaki pazarlama bölümünde çalışıyor."

"Memnun oldum." dedim başımı hafifçe eğerek.

Tanışma faslından sonra Cooper gelinceye kadar bana bulunduğumuz katı tanıttı. İki müdürün odaları yan yanaydı. Pazarlama, reklam ve halkla ilişkiler karşı tarafta kalıyordu. İşimizi tam bitirmiştik ki asansörün kapısı açılınca dikkat kesilerek oraya döndüm. İlk olarak Cooper göründü, sonrasında Kevın. Onu görmemle kalp atışlarımın hızlanması bir oldu. İyi de onun burada ne işi var? Umuyorum ki Cooper'ın bahsettiği ikinci müdür o olmasın. Şu an kendime öfkelenmekle meşguldüm. İnanamıyorum ya nasıl olurda böyle önemli bir detayı gözden kaçırabilirdim.

Kevın beni görünce anında gözle görülür bir değişim yaşarken, kaşları çatılmış ve çene kasları seğirmişti. Duraksadı ve gözlerini benden ayırmadan kardeşine bir şeyler söyledi. Onları duyamıyordum ama beni görmekten dolayı pek de memnun görünmediğini anlamak zor değildi. Hem yürüyor hem konuşuyorlardı. Git gide yaklaşırlarken kelimeleri az da olsa duymaya başladım.

"Seninle dertleşmemin nedeni, gidip onu işe alman için değildi."

"Hadi ama fazla tepki göstermiyor musun?"

Abigail ve Viola'nın neler olduğunu anlamaya çalışırken şüpheci bakışları beni bulunca onlara tedirgin bir tebessüm gönderdim. İki kardeş yanımıza geldiğinde Kerem'in delici bakışları karşısında gözlerimi ayakucuma indirmiştim.

"Günaydın Julietta." diyen Cooper'a karşılık verecekken Kevın girdi araya.

"Hemen benimle gel."

 Bu emir karşısında hızla gözlerimi kaldırıp ona baktım ardından Cooper'a. Bana her şey yolunda bakışını sundu. Ona güvenerek sert ve aceleci adımlarla yürüyen abisinin odasında aldım soluğu. Demek Kevın Brown imparatorluğunu buradan yönetiyor derken beni karşılayan büyük odaya hayranlıkla bakakaldım. Odanın kapısını kapar kapamaz Kevın konuştu. Sert acımasız bir avcı gibi hançerini çıkarmış saldırmaya hazır görünüyordu.

"Senin ne işin var burada?" Beklemediğim bu ani çıkışla ne diyeceğimi bilemeden şaşkınca bakakaldım ona. Kevın'ın bakışlarında ise onu besleyen öfkeden başka tek bir ifade bile yoktu.

"Çalışmak için buradayım." Bu sert çıkışı karşısında gücenmiş olsam da belli etmemeye çalıştım. Ondan yayılan gerilimden uzak durmak için kapıya yakın durmam biraz acınası görünüyordu.

"Benden kabul etmediğin yardımı Cooper'dan mı kabul ediyorsun? Cevap ver bana Julietta bunu neden kabul ettin?" Demek bütün sorun buydu. Kendisinin yardım teklifini değil de kardeşinin iş teklifini kabul ettiğim için kızmıştı. Düz bir sesle cevapladım onu.

"İşe ihtiyacım olduğu için kabul etmiş olabilir miyim?"

"Bir gün öncesinde sana geldiğim de işe ihtiyacın yok muydu?" Nasıl da öfke saçıyordu etrafına.

"Elbette vardı." Bu defa duruşumu dikleştirdim. Karşısında ezilip büzülmeyecektim.

"Benim teklifimi neden kabul etmedin o halde?" Karşımda gergin bir şekilde odanın içinde yürüyen adama baktım ve ardından derin bir nefes aldım konuşmadan önce.

"Aradaki farkı sana söyleyeyim Kevın. Sen acıdığın için yardım etmek istedin ve bana iyi bir gelecek teklifin de bulundun." Anında durdu ve dehşetle süzdü beni. Cesurca devam ettim.

"Ama Cooper bir dost olarak bana yardım elini uzattı. Önüme para ve güzel bir hayat sermedi aksine para kazanmam için fırsat sundu." Öfkeyle atılan birkaç adımda yanıma geldi ve karşımda durdu. Kaşları çatılmışken oldukça haşin görünüyordu.

"İşe ihtiyacın olduğunu söyleseydin bunu ben de yapabilirdim." Pek de zamanı olmadığını düşünsem de boğazımı temizledim. Onun bu yakınlığı zihnimi bulandırmıştı.

"İşe ihtiyacım olduğunu ona söylediğimi mi sanıyorsun?" Bu kızgınlığı kardeşine miydi yoksa bana mı emin olamıyordum. Duraksarken bakışları düşünceliydi.

"Son görüşmemizde sana bir daha karşılaşmayacağız demiştim ama sen iş yerime gelmiş burada çalışacağını söylüyorsun. Bu durumda ne yapmamı bekliyorsun ki?"

"Ben Cooper ile çalışmak için buradayım. Seninle değil. Ayrıca... " diye karşı çıktım. Umarım güçlü görünüyorumdur diye bir düşünce geçti aklımdan.

"Senin burada olacağını bilmiyordum." Kısa bir an düşündü.

"Peki bilseydin yine de gelir miydin?" Nutkum tutuldu o anda, ne diyeceğimi bilemeyerek bir an duraksadım. O ise gözlerini dikmiş vereceğim cevabı bekliyordu.

"Emin değilim." Kaşlarını düşünceli bir tavırla çattı. Burun delikleri genişledi ama sakince konuştu.

"Burada çalışmanı istemiyorum." Benden uzaklaştı ve masasına gidip oturdu. Bu itirazı beni kamçılamıştı.

"Üzgünüm ama burada çalışacağım."

"Bunu seninle tartışmayacağım Julietta. Seni görmek istemiyorum. Artık gidebilirsin." Aman Tanrım beni kovmuştu. Midemde rahatsız edici bir hisle ne yapacağımı bilemeden dudağımı ısırdım. Bu hareketi yapmamla gözleri dudaklarımda takılı kaldı. Alevlenen gözlerinin tüm vücudumda gezinmesine aldırmadım. Odadan çıkmadan önce son düşüncelerimi söyledim ona.

"Merak etme sana görünmeyerek keyfini kaçırmamaya dikkat edeceğim."

"Buna gerek yok çünkü Cooper ile konuşup sana başka bir iş ayarlamasını söyleyeceğim." 

Görüşmek üzere canlar...

Continue Reading

You'll Also Like

1.9M 53K 48
Hani vardır ya hayatımızı değiştiren, duygularımızı yerle bir eden, ya da onu yaşadığımız için ömrümüz boyunca dua ettiğimiz geceler.. İşte evet o...
683K 45.6K 35
17 Yıl sonra gerçekleri öğrenen Bade, yıllardır onu arayan abilerine giderse. Azıcık dram. Bolca eğlence. Bolca aksiyon. Bir tutam da kaos. Daha...
115K 11.8K 39
053*: Senin kedin mi bu? Doğuhan: Evet, rica etsem atacağım konuma getirebilir misin? Ya da sen at ben geleyim. 053*: İşte o imkansız. Doğuhan: Ne...
43.6K 5.9K 37
Her şey bir hayat kurtarmakla başlamıştı. Yiğit... Serseri Yiğit. Bu hayatta kardeşiyle bir başına yaşam mücadelesi veren adam. Ona göre her şey çok...