"Gidelim buradan"demesiyle yumduğum gözlerimi açarak ona baktım ve çeneme koyduğu baş parmağının baskısının giderek arttığını hissettim.Yeni uyanmanın verdiği etkiyle kedi misali gerinirken beni kalp fışkıran gözleriyle izledi.Kulağıma yaklaşıp tahrik edici bir tonda fısıldadı."İyi uyudun mu pisicik?"
Gözlerimi manda gözü gibi kocaman yapıp ona sinirle baktım."Sabah sabah neden sinir etme gereği duyuyorsun Harry?"Kulak mememi dişleyip sırıttı."Hrrr!"Çıkardığı ses karşısında istemsizce kıkırdayıp elimi saçlarının arasına daldırıp okşamaya başladım."Bakıyorum bu sabah pek bir neşeli ve enerjiksin"
Geri çekildi ve dudağımı uzunca öptü."Çünkü gökyüzüm evimize geri geldi"Bende onu öpmek için uzanmıştım ki Gio yatağın içine atlayıp ardı ardına havlamaya ve patilerini göbeğimin üstünde gezdirmeye başladı.Harry Gio'yu işaret etti."Seni çok özledik"
Ellerimi çıplak ve mermer gibi sert göğüslerinde dolaştırırken ona göz kırptım."Bana ne kadar özlediğini göstermek ister misin?"
"Büyük bir onur duyarım"Dilini dışarı çıkarıp boynuma yönelmişti ki Gio araya girdi ve yüzümün her karesini yalamaya başladı.Harry'nin sinirle homurdandığını duydum."Sanırım oğlumuz özlem gidermek için benden çok daha hevesli"Yatağın hafiflemesiyle Harry'nin gittiğini anladım ve dün gece ona banyo yaptırdığımızdan dolayı tüyleri parlayan Harry'nin tabiriyle 'oğlumuz'Gio'yu kucağıma çektim.
"Hanimiş benim oğlum,babayı özledin mi?"İki kere havlayıp kucağımda daha çok yayıldı ve bende kafamı yastığa geri koydum.Harry'nin geri geldiğini yaklaşan adım sesleriyle anladım ve hafif doğrulduğumda bana uzattığı kahve kupasını görmemle gülümsedim.Kendisi yanıma oturup kolunu omzuma atarken dönüp yanağını öptüm."Teşekkür ederim"İşaret parmağıyla dudağını gösterdi."Ancak buradan öpersen teşekkürünü geçerli sayarım"Kahveden bir yudum alıp çatlamış dudaklarına yumuşak bir öpücük bıraktım.
Sanırım uzun bir aradan sonra gözlerimi açtığım en huzurlu sabahtı.
Aklıma Harry'nin sabah uyandığımda söylediği ilk cümle geldiğinde meraklı bakışlarımı ona yönlendirdim."Gidelim buradan derken ne demek istedin?"Ciddileşip elindeki kupayı yanındaki komodinin üstüne bıraktı."Bir kaç gün buradan uzaklaşmak anlamında demek istemiştim"Neden böyle bir şey istiyordu ki?
"Bunu ne için yapalım ki?"
Önüme düşen saçlarımı geriye ittirdi ve açılan alnıma öpücük bıraktı."Bir şey için değil kendimiz için,bizim için yapalım istiyorum.Farkında değil misin son zamanlarda o kadar çok kavga ettik ki sen bir kaç gün evimize gelmedin bile,geldiğimiz noktaya bak"Değindiği konuyla sıkıntıyla bir nefes verdim."Bu kavgalar durduk yere çıkmadı Harry,sürekli kapımıza gelip bize nasıl evlenme teklifi aldıklarını anlatan kişiler yüzünden çıktı"
Gio benim kucağımdan onun kucağına geçiş yaparken kafasını yatak başlığına dayadı."Asi gökyüzü moduna geçiş yapmadan önce beni iyi dinlemeni istiyorum.Gideceğimiz yerde evlilik teklifleri olmayacağı için kavga sebepleri de olmayacak"
Tek kaşımı kaldırmış ona bakıyordum ki kapı sesiyle Gio kulaklarını havaya dikip süper bir hızda koşmaya başladı ve kapının önüne oturup havlamaya başladı.İkimiz de hala yatağın içinde uyuşuk şekilde otururken Harry'i ittirip yatağın içinden fırlarken bağırdım."Kapıya önce varan kazanır"Tam kapıya koşmaya başlamıştım ki arkadan belime dolanan kollar ardından kafam yere bakacak şekilde güçlü bir omzun üstüne atıldım."Harry bu haksızlık!"
"Hadi ya,senin beni ittirmen neydi peki?"Beni indirmesi için sırtına vurmaya devam ederken kapının açılma sesini duymamla hareketi kestim.Popom kapıya ama başım yere baktığı için kimin geldiğini göremediğimden sorma ihtiyacı duydum."Kimmiş gelen?"
"Ah sevgili kardeşim görmeyeli uçmaya başlamış bakıyorum"
Lottie!
Harry'nin beni yere indirmesiyle sinirle hırladım ve yumruğumu ona sallamıştım ki geri kaçmasıyla yumruğum havada kaldı.Lottie ve yanında duran erkek arkadaşı Tommy sırıtırlarken Harry dalga geçtiğini aşırı belli eden bir ses tonuyla konuştu."Uuu kedicik kızdı bakıyorum"
Pislik!
Herkesin ardından beni takip eden Gio ile birlikte bende içeriye geçtim ve nereden geldiğini anlamadığım bir sevgi patlamasıyla beraber Harry'nin kucağına oturdum.Hoşuna gitmiş gibi üst dudağı yukarı kıvrıldı ve elini kalçamın üstüne yerleştirdi.
Lottie ojeli tırnaklarını kemirirken Tommy konuşmaya başladı."Rahatsız ettiysek kusura bakmayın ama biz size bir şey soracaktık.Bizim dört kişilik bir kuponumuz vardı bir otel için ama diğer iki arkadaşımızın işi çıktığı için gelemiyorlar,siz gelmek ister misiniz diye soracaktık,üç günlüğüne?"Harry bana fikrimi sormaya gerek duymadan hemen cevap verdi."Geliriz tabi"Tommy ve Lottie gülümseyerek ayağa kalktılar."O zaman biz otelle görüşmeye gidelim,görüşürüz çocuklar!"Kapının kapanma sesi ardından sinirle onun kucağından kalktım."Fikir sormak?Ah tabi ya sen ne bilirsin!"Oda ayağa kalkıp tam karşıma geçti.
"Sabah konuştuğumuz şeyi hatırlasana gökyüzü,biraz uzaklaşmak iyi gelecek"
Harry homurdanarak yerdeki kıyafetlerimi topladıktan sonra hepsini yatağın üstüne fırlattı."Bu kadar da dağınık olunmaz ki,şu hale bak!Louis buraya sadece üç günlüğüne geldik,buraya taşınmayacağız!"Yarı açık bavuldan parfümü çıkarıp üstüme boca edip onu duymamazlıktan geldim.
Ah....Uzaklaşmak çok iyi gelecekti öyle mi?
Sabah giriş yaptığımızdan beri kapalı havuzda her tarafımız kuru üzüm gibi olana kadar yüzmüştük ve akşam yemeğine kadar çıkmamıştık ki yemeklerde zaten Harry otelle anlaşma yapmış gibi sebze yemekleriydi.Harry akşam yemeğinde giydiğim kot ceketi silkelerken cebinden beyaz bir kağıt parçası düştü ve ondan önce davranıp ben kaptım kağıdı.
'Akşam yemeğinden sonra lobideki süs havuzunun önüne gelir misin?'
Buda ne sikim?....Kağıdın elimden çekilmesiyle ben daha şaşkınlığımı üstümden atamamışken Harry'nin bağırma ihtimaline karşı kulaklarımı kapadım.Ben ona bakmaya devam ederken onun ağzı bir şeyler söylüyormuş gibi açılıp kapanıyordu ama ellerim kulaklarımda olduğu için onu duyamıyordum.Acaba hangi küfürleri sıralıyordu?
Onun ağzını okumaya çalışırken odanın kapısını açıp çıkmasıyla kağıtta yazdığı gibi lobideki süs havuzunun önüne gittiğini tahmin ederek onun peşinden koşmaya başladım.Gerçekten de uzaklaşmak çok iyi gelmişti ya!
Ben lobideki süs havuzun önüne vardığımda o çoktan ulaşmış ve elleri belinde sinirle etrafına bakınıyordu."Nerede cebine o notu koyan orospu çocuğu!?"Sanki ben çok biliyordum!Sırtıma birisinin dokunmasıyla arkama döndüm ve iki genç kızla karşılaştım.Muhtemelen ikisi de en fazla 15 ya da 16 yaşındaydı.
"Sonunda geldin,seni bekliyorduk!"
Harry'le aynı anda tepki verdik."Ha?"
İçlerinden kahverengi saçlı olan konuşmaya başladık."Ya biz seni akşam yemeğinde gördük ve anında dikkatimizi çektin,çok tatlısın ve Tanrım o gözler de ne öyle!Daha önce hiç sana bir kediye benzediğini söyleyen olmuş muydu?"Ah evet....Neredeyse herkes!
Sarışın olan devam etti."İnan hangi cesaretle o notu cebine koyduk bilmiyoruz ama böyle bir güzelliği daha yakından görmek istedik ve ailelerimizin haberi olmadığı için de fazla vaktimiz yok,biz senden bir şey rica edecektik?"Yanımda sinirden köpüren Harry sayesinde keyifle gülümseyip devam etmelerini bekledim."Bizimle bir fotoğraf çekilebilir misin?Emin ol ünlü biri olsaydın en büyük hayranların biz olurduk!"
Harry hışımla araya girdi."Hayır bir kere ben olurdum!Ve bizim de acelemiz var,çabuk olur musunuz!?"Kızlara dönüp bana uzatılan telefonu aldım ve ön kamerayı açarak onların yanına geçtim.Çekmeden önce bir özür dileme gereği hissettim."Şey kızlar kusura bakmayın erkek arkadaşım biraz kıskançtır da"
Ben fotoğrafı çekmiştim ki Harry kızların arkasında belirdi."Biraz değil çok kıskancım!Hem siz böyle her beğendiğinizin cebine not mu bırakıyorsunuz!?"
"Aslında biz daha önce hiç kimseyi bu kadar beğenmemiştik"Harry gitmeden önce ellerimizi birleştirdi ve kızlara söyledi."Aslında bende hiç kimseyi bu kadar beğenmemiştim,o yüzden size azıcık hak veriyor olabilirim"
Dakikalardır elimde duran boş bira şişesini masaya bırakıp etrafı incelemeye başlamıştım ki gözlerimin üstüne kapatılan ellerle dünyam kapkaranlık oldu."Öyle kedi kedi her yere bakma sonra beğenen falan çıkıyor deliriyorum,yüzün sadece bana dönük olsun"Harry ellerini gözlerimden geri çekerken ona tam bağırmaya hazırlanıyordum ki bardaki yüksek sesli müziğin kesilip bütün barı Tommy'nin sesinin doldurmasıyla Lottie şaşkınlıkla ağzını açtı.
Bu sefer benden önce Harry ne olacağını anlamış olmalı ki sinirle fısıldadı."Lanet olsun!"
Bir dakika yoksa Tommy Lottie'ye....Ah gerçekten de lanet olsun!
"Lottie bebeğim yanıma gelebilir misin?"Harry girdiği stresten dolayı birasından büyük yudumlar alırken bende en kötü bakışlarımı ona yolluyordum.Lottie Tommy'nin yanına ulaştığında Tommy onun elinden tutarak diz çöktü ve pantolonunun arka cebinden hepimizin tahmin edebileceği üzere bir yüzük kutusu çıkardı.Şaşırdık mı?Tabi ki hayır!
Harry'le göz göze geldiğimizde dudaklarını hızlı hızlı oynatıp bir şeyler geveliyordu,sanırım yanlış anlamadıysam Tommy'e küfür ediyordu.Benim de içimden çok farklı bir şey yaptığım söylenemezdi aslında.Sinirle konuştum."Galiba Tommy'nin ağzından çıkacak cümleyi ikimiz de tahmin edebiliyoruz öyle değil mi?"Sorum daha yeni bitmişti ki Tommy bütün barın alkış tutmasını sağlayacak şekilde sordu.
"Bal kabağım,benimle evlenir misin?"