Kardem ❄ kim taehyung

By dontlosehope7

14.8K 1.6K 441

"Senin gökkuşağının benim gecemde yeri yok. Sen gökkuşağıysan , ben gri ayışığıyım. Aşk, yağmur gibi. Senin i... More

0.0 ❄️ deal!
0.1❄️nightmare
0.2 ❄️addicted
0.3 ❄️butterfly effect
0.4 ❄️hello!
0.5 ❄️kim tae hyung
0.7 ❄️father
0.8 ❄️strange boy
0.9 ❄️hollow-hearted
1.0 ❄️ why?
1.1 ❄️please,stay
1.2 ❄️ lemon cake
1.3 ❄️horcrux 1- necklace
1.4 ❄️start the fight.
1.5 ❄️corner
1.6❄️chaos
1.7 ❄️deal!

0.6❄️favorite blue of the sky

667 85 27
By dontlosehope7

Medya:Tamino-Indigo night [yazarınızın şarkılarına aşık olduğu şarkıcı ektedir.]

'Asya!Asya iyi misin?'


Bütün karmaşaya aldırmadan ismimi duyduğunda bana baktığına göre adımı hatırlıyor
diye geçirdim içimden.Sanki şu an önemli olan buymuş gibi. 

Seslenen tiyatro hocamız jj yani Jung Jihyun her insanın "böyle kafa bir hocam olsa keşke" diyebileceği gibi birisidir. Kırk yaşına yaklaşmış olmasına rağmen hepimizden daha genç ve enerjik bir adam olmakla beraber istediği zaman mükemmel bir disipline hakim olup istediğindeyse bizden daha serseri olabilme becerisine sahiptir.Olgun bi çekiciliği olduğunu itiraf etmek gerekirse,aklına koyarsa tavlayamayacağı yaş grubu ya da tür tanımıyorum.Bense onun özel hayatındaki ayak işlerini bile yapıyordum ki sevgililerine hediye almak işinden tut köpeğinin mamasına kadar her işini bana yaptırırdı.Çünkü dekan yardımcısıydı ve beni sevmesi gerekiyordu,eh ben de bunun için elimden geleni yapıyordum.

'Nefes al ve acele et '

'Efendim?'

'Önce nefes al.Sonra git güvenlikçi ahjussiden yeni gelen dekorları buraya getirmesini iste.'

Başımı hızla sallayarak onayladım,ve rezil bir şekilde gözümün dalışını örtbas ederek birkaç adım attım.
Ve tekrar JJ'in sesini duyduğumda ses tonundan bu cümlenin bana yönelik olmadığını anladım.

'Sen niye orda dikiliyorsun'

Şimdi ona daha yakındım ve o başını uyuşuk bir hareketle kaldırıp benim arkamda duran hocaya baktı.Saçları o kadar karışıktı ki karakteri saçlarına bile yansımış diye düşündüm.Dalgalı koyu kahve rengi saçlarının arasında parlak bi kaç tel gördüm.Beyazlamış mı diye dikkat kesilirken fark ettim ki saçlarının arasında griler  vardı.Bazılarının rengi o kadar açıktı ki beyaz gözüküyordu.Dudakları bir erkeğe göre fazla büyüktü.Yüzüyse tam bir erkeğe aitti.Surat ifadesi bu kadar katıyken ona bebek yüzlü yada sevimli diyemezdiniz.Yüzünün itici bir düzgünlüğü vardı.Ve duruşuyla,bakışıyla kocaman bir adamdı resmen.

Hocaya dikleneceğini düşünüyordum ki beni şaşırtıp yavaş hareketlerle hocanın yanına doğru yürüdü ve tam dibinde dimdik durdu.Evet bu duruş sözlü bir tersleşmeden daha sert bir tepkiydi,üstelik direkt bir tepki olmadığı için hocanın ona kızmak için somut bir gerekçesi de kalmamıştı.Şah ve mat.Kolay yoldan kazanılan zaferlerden hoşlanacak kadar zalimdi.

Adımlarımı hızlandırıp kapıdan çıktım ve biraz uzakta olan kulübeye gidip ahjussiyle birlikte dekorları taşımaya başladık.Taşıdığımız şeyler gerçekten ağırdı ve üç dört kez gidip geldikten sonra yaşlı ahjussinin gücü tükenmişti. 

'Bu seferki dekorlar biraz fazlaymış ha?'

Bu yılki gösteri okulun yüzüncü yıl kutlamasında sahneleneceği için,dekor da katılan kişi sayısı da oldukça fazlaydı,normaldekinden daha özenli çalışma gerektiriyordu,bu demek oluyordu ki yorucu bir yıl bizi bekliyordu,en çok da beni.Kendime işkence etmek bu yaşlı adama etmekten daha kolaydı,bu yüzden elindeki ağır parçayı aldım ve kendi önüme bıraktım.

"Ahjussi, sen yerine dön.Gerisini ben hallederim.Çok teşekkür ettim"

'Olur mu kızım öyle.Bir başına--'

Tek başıma taşımama izin vermeyeceğini belli ederek itiraz eden ahjussiye güldüm,ellerimi belime koydum.

'Bende hepsini tek başıma taşıyacak göz var mı?Içeri gidip yardıma birilerini çağırırım.'

Ve sonra ahjussiyi itekleyerek yerine gönderdim.İçeriye elimde koliyle girdiğimde herkesin elinde tekstler vardı.Müzik ekibi de kendi aralarında konuşuyorlardı.

'Hey işsizler!Bana yardım etmek isteyen var mı?'

Kim Seok Jin elindeki teksti rulo haline getirip diğer eline vura vura bana doğru yürüdü.Çocuk resmen adonisten ve yakışıklılıktan ibaretti.Üstündeki siyah tişörtü tamamen vücudunun şeklini almıştı.

'Ağır mı geldi dekorlar bakalım ufaklık?'

Yüzümü buruşturup gözlerimi kısıp ona baktım,benimle flört etmesine izin vermeye hiç niyetim yoktu,oysa hala yarım ağız gülümsüyordu.

'En işsiz sen misin hemen atladın?'

Ve yaygaracı okulumuzun haybatçı öğrencileri bir anda laf sokuşumu 'oooo'larken benim de yüzüme bir sırıtma yayıldı.
Seokjin de bozukça gülerek bana doğru yürümeye devam ediyorken bir anda birisi ona sertçe çarparak yanımızdan geçti.

Ve yönü değişen havalı Jin sert bir sesle ona çarpan kişiye 'ONEMLI DEGIL' diye bağırdı.

Döndüğümde ona çarpanın Kim Taehyung olduğunu gördüm ve tam neden böyle bir şey yaptığını anlamaya çalışırken kapıda fazla iyi giyinmiş duran adama doğru yürüdüğünü fark ettim.Tüm bakışlar ona yöneldiğindeyse öyle bir öfkeyle arkasına döndü ki ondan büyük olmasına aldırmayıp Seokjin'e yumruk atmasından korktum.Çünkü yüzü,tavırları bana onun öyle bir tipleme olduğunu düşündürtüyordu.

Ama o kısa bir an durakladıktan sonra omzunun üstünden bize doğru yavaşça baktı ve yine beni şaşırtıp önüne dönüp yürümeye devam etti.Beklenenin aksine kapıdaki adamla konuşmayıp  yalnızca öfke rüzgarını da alıp adamın yanından geçti,dışarı çıktı.Ve adam onun bu tavrını görmemiş gibi yaparak içeri girip kendini tanıttı.

Tam tahmin ettiğim gibi.Kim Joon Seo .Taehyung'un milyarder babası.Direkt olarak JJ ile konuşuyordu.Birbirlerini yakından tanıyormuş gibi rahatça fısıldaşırlarken,bizi orada bırakıp dışarı çıkışlarını izledim.

Bütün ekibin yardım etmesiyle dekorları hızla taşırken saçma bir gülme krizine yakalanmıştık.Ve hep yaptığımız gibi çalışırken çok eğleniyorduk,bazen hayatın böyle küçük neşeli anlardan ibaret olduğunu düşünürdüm.Uyumlu insanları çok severdim.Ve bu kulüpteki insanlar gerçekten harikaydılar.Kahkaha atarken elimdekini taşıyamaz hale geldim ve yavaşça yere bıraktım.

Gülmekten nefessiz kalan gövdemi doğrultup başımı etrafta gezdirirken onu gördüm.Arabasının önüne oturmuş kollarını da kaputa dayamış başını geriye atmış dümdüz bakıyordu.Üstünde uzun kollu gri -ben çok pahalıyım diye bağıran-bir gömlek altında da koyu renk kumaş bir pantolon vardı.Onun orada yapayalnız ve amaçsız dikildiğini gördüğümde içimde küçük bir sızı hissettim.Ve bütün temiz niyetimle ayaklarım beni onun yanına götürdü.

Karşısında dikildiğimi görünce rahatsız olmuş hatta sinirlenmişti.Gözleri öfkeliydi,yine.Sanırım bu öfke ona doğuştan biçilmiş bir duygu durumuydu,daima böyleydi.Buna alışmak güç olsa gerek diye düşündüm.
Tırnaklarımı birbirinin içine geçirdim ve gülümsedim.

'Neden burda yalnız başına duruyorsun?'

Bana sanki ona 'Ben aslında bir kuşum hadi sana da uçmayı öğreteyim mi?' demişim gibi baktı.Gerçekten aşağılayıcıydı,bir an kurduğum cümlenin yankısını zihnimden süzüp acaba aptal bir şey mi söyledim diye düşündüm.Hayır,tamamen dostane bir şey olduğundan emindim.

'Tamam sen bilirsin,ama burda böyle oturmaktansa bize yardım edebilirsin.'

Ve yine cevap vermiyordu.Bana sadece baktı.
Tamam.Pamuk gibi bir insan olabilirim.Ama benim de bir sınırım vardır.
Bir adım daha atıp ona yaklaştım ve gözlerimi diktim.

'Senin için söylüyorum bu kadar yabani olursan asla iyi bir avukat olamazsın.Mutlu bir insan da olamazsın.Çünkü yüzündeki kaslar bile nasıl gülüneceğini unutmuşlar.'

Kaşları çok küçük bir hareketle havalandı ve kollarını arabadan çekip doğruldu.
Sıçtım,diye geçirdim içimden.Doğrulunca kocaman olmuştu ve ben inatla gözlerine bakmaya devam ediyordum.Boynumu arkaya doğru bükmek zorunda kalmıştım.Beni burda öldürecek miydi? Gözlerimi çekmeyi istesem de başaramadım. Ahh.Bu kadar cesur olmak zorunda değildim.

'Sana iyi bir avukat ya da mutlu olmak istediğimi kim söyledi?'

Bingo.Hiç kimse.Bunu bana başka birisi söylese cevabı anında yapıştırmıştım ama ses tonu ve konuşması o kadar....sertti ki.Sadece gözlerine baktım ve o an fark ettim ki.Gözleri mavinin en koyu tonuydu.Hayır sadece mavi değil.Siyahla bulanmış mavi gibi..Hayır.
Gece mavisi? Hayır.
Gözleri lacivertti.İndigo! 

Gözleri "gökyüzünün en sevdiğim mavisi" rengindeydi.Ve bu beni o kadar afallattı ki.Dudaklarıma hakim olamadım.

'Sana gözlerinin lacivert olduğunu söylediler mi peki!?'

 *

'Biliyorsun

Sana kendimi gösteremem

Sana kendimi veremem

Bitkin tarafımı sana gösteremem

Yeniden maske takacağım ve seni görmeye geleceğim

Ama seni hâlâ istiyorum...'


Continue Reading

You'll Also Like

113K 6.2K 33
civciv: sarma mı yaptin gercekten __ #galatasaray 'da 1. 01.08.24 #barışalper 1. #yunusakgün 1. #millitakımlar 1. __ başlama tarihi 19.08.23 bitirm...
71.2K 5.8K 23
nasıl olsa görmez diye düşünen yağmur çözer, barış alper yılmaz'ın mesaj kutusunu not defteri olarak kullanmaya başlar. - hayat beni tekrardan 13 yaş...
16K 2.2K 51
arda, hoşlandığı çocuğa açılmak için abisinin arkadaşı ferdi'den yardım istiyor. [slowburn] [yarı texting]
39.3K 1.6K 17
Alaz'la Asi yer değiştirmiş olsa nasıl bir dinamikleri olurdu çok merak ettim. Yaman, Alaz ve Cesur'un birlikte büyüdüğü; Asi'nin Soysalanlar'ın kız...