Medya da; Meriç var.
İyi okumalar;
Defne 'nin anlatımı;
1 ay sonra;
Burnumu kaşındıran tüylü bişey hissedince gözlerimi açtım.
Hadi ama bunu bana sen yapmış olamazsın.!
"Fırat nabiyorsun sen en tatlı uykumdan uyandım ben."
Fırat kendini yüzüstü yatağa bırakıp elinde ki tüyle oynamaya başladı.
"Napim kızım iki saattir uyanmadın bende başka çare bulamadım tüyle uyandırdım."
Oflayip yataktan kalktım. Artık yürüyebiliyordum. Pınar 'in gidişinden sonra herşey güzel gidiyordu tedavilerim sonuç veriyordu. Sonrası da yürümeye başladım işte. Bir ay oldu benim iyileşmem bu süreçte bütün ailem yanımda oldu maksat destek amaçlı Fırat da zaten bir dakika bile yanımdan ayrılmaz oldu ya neyse. Banyo ya ilerleyip günlük rutin işlerimi hallettim. Odaya geçip dolaptan lacivert askılı etek aldım. Bugün hava gayet güneşliydi. İç çamaşırlarımi da alıp giyinme odasına geçtim. Fırat 'in yanında giyinecek halim yok ya. Bir çırpıda üstümü giyip odadan çıktım. Beyaz spor ayakkabı mi da altına giyip saçlarımı taradım. Hafif bir makyaj yapıp Fırat ' a seslendim.
"Aşkım ben aşağıya iniyorum."
"Beni zaten beklesen şaşardım in in bekletme kaynanani, çocukları in."
İlk önce çocukların odasına geçtim onları çok özlüyordum bugün belki onlarla vakit geçirebilirdim. İçeri geçince Ayaz ve Elif yataklarını topluyordu.
"Günaydın benim
yakışıklı prensim ve güzel prensesime."
İkisi de beni görünce kucağıma doğru koştular. Kollarımı açıp ikisine sarıldım.
"Sizi çok özledim çocuklar."
Ayaz;
"Bizde seni çok özledik Defne abla."
Elif;
"Mal o Defne abla değil Defne yenge. Dayımın nişanlısı bizim de yengemiz oluyor."
"O nasıl konuşma öyle Elif hemen Ayaz 'dan özür dile bidaha öyle şeyler ikinizin de ağzından duymicam."
Elif;
"Özür dilerim Ayaz."
Ayaz hemen elif 'e sarıldı.
"Hadi çocuklar aşağıya inip bir güzel karnımızı doyuralim."
Çocuklar kabul edince ikisi de benim elime girdi. Odadan birlikte çıkıp aşağı inecekken acayip sesler duydum. Aşağıya inince kapıda Şevval 'i görünce yüzümü kocaman gülümseme doldurdu. Çocuklar elimi bırakıp Şevval 'in yanına koştular.
Şevval;
"Biriciklerim benim sizleri çok özledim."
Bende gidip ona sıkıca sarıldım. Belki unutmuşsunuzdur. Şevval Fırat ve Buğra 'nin kız kardeşi yani bizim de görumcemiz oluyor.
Şevval;
"Çok özledim seni yenge."
"Bende seni çok özledim şevval. Hadi kapıda kalma geç içeri de hasret giderelim."
Sibel anne benim ve Şevval 'in yanağına öpücük kondurup mutfağa ilerledi.
Şevval;
"Abiii."
Fırat 'in hangi ara indiğini bilmiyorum. Şevval ile sarılıp saçlarını karıştırdı Fırat.
Fırat;
"Bakıyorum da bizim bücür Fransa dan gelmiş."
Şevval;
"Ya abi bücür falan sen hayırdır. Farkındaysan nişanlandim ben."
Ha size söylemedim değil mi?
Şevval ile Fırat ve ailesinin en yakın dostunun oğlu ile nişanlandı. Oğlanı bir görseniz taş yada metor mu desem bilemedim. Ama benim aşkım gibi kimse olamaz hih.
Fırat kolumdan çekince dünyama kaldığım yerden devam ettim. Meyra ile Şevval tanışıp kaynaşmislardi bile. Masaya geçip yerlerimizi aldık. Ben tabağıma ne bulduysam koydum.
Meyra;
"Sen hiç doymaz mısın Defne. Bide yarasa bari."
Ben;
"Hergün sofrada bana sataşmaktan bıkmadın mı sen."
Meyra;
"Hep bu günleri istemişimdir şimdi bırakta gerçeklestireyim."
Ben;
"Aman be ne halin varsa gör."
Meyra bana öpücük atınca bende ona öpücük attım.
Fırat 'a yüzümü çevirdim. Tabağıyla oynuyordu. Daha çok düşünceli gibiydi. Kulağına yaklaşıp benim ve onun duyacağı şekilde fısıldadım.
"Neyin var niye bu kadar düşüncelisin."
"Bişeyim yok sen yemeğini ye."
Buğra;
"Abi bugün acil dört tane toplantımız var hemen gitsek iyi olur."
Fırat yanağıma öpücük kondurup salondan çıktılar.
Ben;
"Ee şevval nişanlılik nasil gidiyor."
Şevval;
"Çok iyi gidiyor yenge beni hiç üzmüyor. Eskiden ne kadar istemesem de şimdi iyi ki istemişim diyorum. Ya senle abim hala ne durumdasınız."
Ben;
"Bildiğin gibi değişen bişey yok."
Şevval;
"Bayadan beri nişanlısıniz hala bir gelişme yok mu."
Meyra;
"Malesef bir sürü olay geldi Defne 'nin başına o yüzden düğün hep ertelendi."
Şevval;
"Yarın akşam nisanlimin ailesi düğün için konuşmaya gelecekler."
Aman ne güzel?!
Egosu tavan yapmış!?
!Kıskanma güzelim.
? Hah ben mi kıskanıyorum.
Meyra 'nin da suratı düşmüştü. O da istiyordu evlenmek ama bizim öküzler bir türlü yapamıyordu düğün hep bir aksilik oluyordu.
"Size afiyet olsun ben biraz hava almak istiyorum."
Şevval;
"Abimden izin almalısın yoksa abim o havayı burnundan getirir biliyorsun."
Bu kızın derdi ne ya inşallah boğazında kalır o peynir ve reçel.
"Hava almak için ona soracak değilim."
Defne qapak yaptı ve qol oldu.!
Suratı birden düşünce yüzüme sahte gülücük ekleyip salondan çıktım. Kapıya geçip bir ay önce Meriç 'in bana hediye ettiği Phone 6 mi alıp birazda para alıp evden çıktım.
Ardımdan kapı tekrardan açılınca çıkan kişiye baktım.
Meyra!
Yanıma gelip koluma girdi.
"Seni yanlız bırakacak değilim kardeşim."
"Bugün eğlenmeye ne dersin kardeşim."
"Yessss beybi derim."
Yanaklarına öpücük kondurup anayola ilerledik. Taksi durdurup lunaparka sürmesini söyledik. Bugün çocukluk yapmak eğlenmek istiyorduk.
😎😎😎😎
Fırat 'in anlatımı;
"Şurayı da imzalayın efendim."
Gösterdiği yeri de imzalayıp odamdan çıkmasını ve kimseyi içeri sokmamasini söyledim. Bugün Defne 'ye supriz yapacaktim ama ne yapmalıydim ona hala karar veremedim işte. Odama Buğra girince gözlerimi camdan çekip ona baktım.
"Bugün kızlara supriz evlenme teklifi yapcaz ama hala aklıma bir şey gelmiyor."
"Benim de gelmiyor bişey aklıma."
"Bence güzel bişey ve anlamlı bişey olsun."
"Eskiden yaptıklarım klasikti bunun klasik olmasını istemiyorum."
"İki tane vapur tutalım. Hem meyra 'nin üvey annesi aynı günde evlenmelerini istiyorum demiş ya bizde aynı günde aynı şekilde teklif edicez nasıl."
Kulağa çok cazip geliyordu. Teklifi eder etmez hemen de nikahı basacaktik.
"Fena fikir değil aslında ee sonra nolcak."
Buğra bana planı anlatınca onu onayladım. Gayet güzel bir plandi Defne ile Meyra bu supriz evlilik teklifine bayılacakti.
"Eee ne duruyoruz çıkalım o halde akşama şurada ne kaldı ki zaten."
"Haklısın çıkalım."
Buğra ile holdingden çıkıp arabalarımıza bindik. Gideceğimiz yer belliydi zaten.
Umarım DEFNE bu supriz evlenme teklifini beğenir.
《♡》《♡》《♡》
Meyra 'nın anlatımı;
Defne ile bugün doya doya eğlenmek küçükken yapamadığımız şeyleri yapacaktık. Biz Defne ile küçüklüğümuzu yaşayamamıştık çünkü o zamanlar Defne beni ölü biliyor ben ise bir kardeşimin olduğunu bile bilmiyordum. Eğer ayrilmasaydik küçüklügumuzu çok iyi yaşayabilirdik.
Defne;
"Lunaparka geldik ben biletleri alıp geliyorum."
Onu onaylayinca bende pamuk şekercinin yanına ilerledim. Defne ile herseyimiz ortaktı. Resmen ikiz gibiydik.
Ben pamuk şekere bayılırım. Ve Defne de aynı şekilde o da pamuk şekerine bayılır.
"Bakar mısın bana dört tane pamuk şekeri verir misin."
Şişman göbekli amca bana dört tane pamuk şeker verince parayı verip elinden pamuk şekerlerimizi aldım.
Siz iki kişisiniz neden dört tane aldın diye soracak olursanız? Ben bitaneden doymam Defne de bitaneden doymaz o yüzden dört tane aldım.
Defne elinde ki biletleri sallaya sallaya yanıma geliyordu.
"Ooo benim biricik kardeşim bana pamuk şekeri almış."
Elimde ki iki tane pamuk şekerini ona verdim. Elimden alıp hemen yemeğe başladı. Bende paketini açıp yemeğe başladım. Şuanda ayakta pamuk şeker keyfi yapıyorduk.
"Defne heryerine bulaştırmadan yesene şunu."
"Bana diyene bak hele."
İkimizde kahkaha atıp elimizi ıslak mendil ile sildik. İyiki yanımda getirmişim.
"Hadi kalk daha eğlence yeni başlıyor."
Hız trenine doğru gelmiştik. Yükseklik korkum yoktu. Bileti adama verip hız trenine bindik.
******
Defne ile bütün oyuncaklara hemen hemen binmiştik.
Buğra ile Fırat 'in haberi olmaması işimize gelmişti. Onlar eve gelmeden biz nasıl olsa evde olacaktık.
"Çocuklara balon alıp dağıtmaya ne dersin."
"Süper olur derim."
Baloncu amcadan bir sürü balon alıp lunaparktaki sevimli çocuklara dağıtmıştik.
"Bu çok eğlenceli Defne."
Defne bütün çocukları öperek balonun veriyordu bende fotoğraflarını çekiyordum. Bütün çocuklarla fotoğraf çekilmiştik.
"Sinemaya gidelim mi?"
"Ben çok acıktım Defne ilk önce yemek yiyelim sonra da sinemaya gideriz."
Meyra ile kol kola girip lunaparkin hemen karşısinda ki lokantaya girdik.
Kırmızı duvarlar, beyaz masalar, kırmızı sandalyeler ile çok hoş bir yerdi. Defne ile cam kenarında bir yere oturduk.
Yanımıza çok sevecen bir kız gelince ikimizin yerine siparişi ben verdim.
"Köfte , patates ve vişne suyu ile portakal suyu istiyoruz iki tabak olsun."
Defne ile patetes köfteyi çok seviyorduk.
"Peki efendim."
Sarı saçlı balık etli kız yanımızdan uzaklaşınca Defne ile koyu bir sohbete daldık. O sırada yemeklerimiz gelmişti.
"Immm leziz yemekler."
"Afiyet olsun ikimize de."
O sırada ikimizin de telefonu çalmaya başladı.
Hayırdır noluyor be.
Saat akşam altıyi gösterince yerimde diklestim. Oha saatin bile farkına varamicak şekilde eğlenmiştik.
Sonra arayan kişiye baktım.
Hah bi sen eksiktin buğra.
Telefonu açıp kulağıma götürdüm.
"Efendim" oldukça sakin konuşmaya çalışıyordum.
"Neredesiniz lan siz sabah bi evden çıkmışsınız bidaha dönmemişsiniz."
"Defne ile yengemlere geldik. O kadar çok dalmışız ki sohbete saatin kaç olduğunu bile yeni farkettik."
Defne;
"Külliyen yalan."
Ona ölümcül bakışlarımı atıp buğra ya geri döndüm.
"Neyse çabuk eve gelin."
Pat diye yüzüme kapatınca olduğum yerde deli gibi kahkaha attım.
"Sen niye telefonunu açmadın."
"Açarsam ağzıma ederdi büyük ihtimalle. Neyse kalkalım mi."
"Olur."
Hesabı girişin yanında ki masaya geçip ödedik. O arada şans eseri geçen taksiye bindik. Evin adresini verip başımı Defne 'nin omzuna yasladım.
Defne;
"Çok yorgunum."
"Al benden de o kadar."
"Sence de iyi olmadı mı? Arada böyle kaçamaklar yapmak şart."
"Aynen öyle Defnem."
Alnıma öpücük kondurup başını cama yasladı.
Ben bu deli kardeşimi seviyordum!
İyi ki senin gibi kardeşe sahibim ben Defne!
Yıllardır kokusuna, gülüşüne, sıcacık kalbine özlem duyduğum kardeşim buradaydı yanı başımda.!
Bölüm sonu😘😘😘