Arda telefonuna gelen mesajla kas katı kesilirken kulağına "bir sorun mu var?" diye fısıldadım. Kendine gelerek "hayır güzelim." dediğinde pek inanasım gelmesede kafa sallamakla yetindim.
Bir terslik olduğu her halinden belliydi.
Elbet kokusu çıkar diyerek sustum.
Bütün gün o sıkıcı derslerin ardından eve kapanmak istemiyordum. Ardaya kafa mı kurcalayan bütün soruları soracaktım. Çıkış zili çaldığında ayaklandık.
Sınıf boşalırken Ardaya baktım. Ağır bir şekilde ayağa kalktı ve üzerini düzeltti. "Arda" diyerek bana bakmasını sağladım. "Efendim güzelim." Dediğinde "konuşabilir miyiz?" Dedim.
Başta şaşırsada "tamam konuşalım" dedi. Arda nın kendini her zaman attığı uçurum kenarına geldik. Arabadan inerek uçuruma yaklaştım . Arda da yanıma geldi ve önümde durdu. Sonra ilerledim ve uçurumun kenarına oturdum.
Arda da aynı şekilde yanıma oturdu.
"İlk önce her şeyi yalansız anlatacaksın!" dedim. Tamam anlamında başını salladı. "Söz ver." Dediğinde "söz" dedi.
"Baban ne iş yapıyor?" dedim. Konuyu uzatmadan. "Tam olarak her şeyiyle ne iş yspıyor" dedim. "Öğrenmek istiyor musun?" Dediğinde "yalansız bir şekilde" dedim. "Tamam ozaman kesme ve dinle" dedi.
" Babam bütün dünyada gördüğün ÇETİN kelimesi geçen her şeyin sahibi. Çetin Holginleri. Çetin otel zincirleri. Çetin barları. Aklına gelebilecek her şey. Ama bu babamın sabah 8 den akşam 8 e kadar yaptığı bir iş. Akşam 8 de gece 2 ye kadar babam yer altının en ünlü, en pis mafya babası. Bütün insanların korkulu rüyası." Dediğinde gözlerimi ondan ayırdım.
Uçurumun manzarasına bakarak diğer sorumu yöneltim.
"Sen bu işlerin içinde misin? Sen ve abin." dediğimde tekrar gözlerine baktım.
"Babam ne derse o Rüya. Şu an ona karşı gelecek gücüm yok. Ona karşı gelirsem beni bitirir. Canından çok sevdiği veliahtını yerle bir eder. Bu yüzden her ne kadar dediklerini yapmak zorunda olsam da bende kötü hissediyorum. Senin gibi saf masum temiz birinin yanında kirli biri olmak istemiyorum." Dediğinde bir diğer sorumu yönelttim.
"İşlerin ne kadar içindesin Arda" dediğimde " Bunu sana nasıl anlatırım bilmiyorum güzelim ama babamdan sonra piyasada ki en tehlikeli adamım." Dedi.
Biliyordum...
"Arda peki benim babam?" dediğimde böyle bir soru beklemediği her halinden belliydi. Epey şaşırmıştı. "Baban mı?" Dediğinde "evet Arda benim babam ne kadar bu işlerin içinde?" Diye sordum. Alıcağım cevabı az çok biliyordum. Aşık olduğum taptığım adam olan babamın da bu pislikte olduğunu biliyordum. "Baban da bu işlerde. Bunu az çok biliyorsundur. Benim babam kadar olmasa da babanında namı mafya babası olarak anılıyor. Gündüzleri her ne kadar iş adamı gibi dursalar da geceyi ve karanlığı seven mafyalar onlar." dedi. Gözlerim dolmuştu. Ben bu güne kadar nasıl olmuştuda fark etmemiştim. Kahretsin.
"Emir olayını zaten biliyorum anlattıkların doğrıysa kurcalamayacağım?" Dedim soru sorar bir tavırla. "Emir hakkında anlattığım her şey doğrıydu." dediğinde kafa salladım.
Aklıma gelen bir şeyle titredim ve Ardaya baktım. "Peki evinde odanın içinde küçük bir odan neden sadece benim resimlerimle kaplı" dediğinde "sikeyim onu nerde gördü." Diye bir tepki beklemiyordum açıkcası. "Gördüm işte." Dediğimde derin bi nefes verdi. "Madem gördün anlatayım. Seni ilk 9 yaşımda gördüm. Belki sen hatırlamıyorsun ama ben unutmadım. Babalarımız çok eski dosttu. Yıllar sonra bizim sayemizde bir araya geldiler. 9 yaşımdaydım ben bize gelmiştiniz. Sanırım zorla getirildiğin için bütün gece annenin yanında oturarak ağladın. O gece bir sürü resmini çekmiştim. O zamanlar amacım dalga geçmekti. Daha sonra bir çok kez karşılaştık hep resimleri çektim. Onları bi kutuya kaldırmıştım. Yıllar sonra o kutu elime geçti. Seni araştırmaya başladım. Evini buldurttum. İstanbulda değildin o zamanlar. Hep resimlerini çektiriyordum. Her attığın adımı takip ettiriyordum. Yoksa sana nasıl 3 günde aşık olabilirim ki." Derin bi nefes aldı. Bense bölmeden onu dinlemeye devam ettim. "Odamın içinde bulunan küçük bir odaya resimlerini yapıştırdım. Hatta babama anlattım seni. Oda babanla iletişime geçmiş. Baban o yüzden burada iş kurdu. Hem babamlar eski dostlardı aralarının bozulmasını istemezlerdi. Hemde biz evlenirsek büyük bir güç ortaya çıkardı." Yani babamın her şeyden haberi vardı. O yüzden Ardayla görüşmeme bir şey dememişti ve araları bu kadar iyiydi. "Yani okyanus gözlüm uzun zamandır takibimdeydin. Yanımda olman için her şeyi yaptım ve başardım. Lütfen kendini benden çekme." Dediğinde ayağa kalktım.
Benimle birlikte ayağa kalkara önümde durdu. Ellerini belime koyduğunda sağ elimle ensesini kavrayarak kendime yaklaştırdım ve ensesini öptüm.
"Kendine zarar verecek bir şey yapmadığın kendini koruduğun sürece her zaman ya yanındayım ya arkandayım." dedim. "Seni ne olursa olsun seviyorum. Ve vazgeçmek istemiyorum." dediğimde "bu yüzük parmağında olduğu sürece senden vazgeçmeyeceğim zaten" dedi. Ve Tektaşı parmağıma taktı.
Ellimdeki tek taşa bakarken boynuna atladım. "Şu an sözlü veya nişanlı değiliz." Diyerek cebimden ona aldığım yüzüğü çıkardım. "Sende bunu taktığın sürece bende senden vezgeçmeyeceğim." diyerek yüzüğü ona uzattım.
Alyans almam doğru olmazdı. O yüzden bunu beğenmiştim. Ardanın aldığı 5 taş parmağıma biraz büyük geldiği için sürekli takamıyordum. Ama bu tam olmuştu.
Arda da yüzüğünü takarak bana sıkıca sarıldı. "Sormak istediğin başka soru varsa ben dökülmeye hazırım" dediğinde "bütün merak ettiklerimi öğrendim. Yalan söylemediğin için teşekkür ederim." Dedikten hemen sonra Tolga geldi aklıma. "Ha" dedim. Bana baktığında "peki şu Tolga?" Dediğimde. "Ha Tolga zehir gibi çocuk ya babam eğiticek onu." dediğinde suratımı eşkittim. Aman neyse neydi.
"Artık beni eve bırakır mısın?" Dedğimde "tamam güzelim hadi bin" dediğinde arabaya doğru yürüdüm ve bindim. Artık aramızda yalan yoktu. Arda her ne kadar doğru işler yapmasa da onu seviyordum. Ve o benim için en iysiydi. Ama babama sinirliydim hemde çok sinirliydim onu affetmemeyi düşünüyordum. Ama o bunları yapmasaydı da asla Ardayla tanışamayacaktım diye düşünüyordum. Öyleydiyde. Ama ne olursa olsun biz bir aileydik. Bilmem gerekirdi. Sonuçta artık çocuk değildim.
Eve geldiğimde kızların evde olduğunu az çok tahmin edebiliyordum. Ardayı öperek arabadan indim ve eve girdim.
Tahmin ettiğim gibi hepsi bendeydi. Meraklılar. Ayakkabılarımı çıkararak koltuğa atladım. Hepsi başıma üşüşüp bir yığın soru sorarken onlara her şeyi anlattım. Hepsinin ağzı 10 karış açılmıştı resmen. Hepsi kendince yorumlar yaparken hiç birini dinlemeyip elimdeki tek taşla oynuyordum.
Kızlar onları takmadığımı fark edince yavaştan ayaklandılar. Özge onları geçirirken ben hala bu günü düşünüyordum. Aklımdan bir türlü çıkmıyordu. Çok seviyorum be diyerek ayağa kalktım ve Özgenin garip bakışları altında odama doğru yol aldım.
Yarın okulsan sonra babamın yanına gidecektim. Bu yüzden nasıl bir konuşma yapsam diye düşünerek uykuya dalmıştım.
Sabah gözümü Tarçının suratımı yalamasıyla açtım.
"Namussuz Tarçın yalamasama lan." Diye çemkirirken yataktan kalktım. Tarçın tek amacı beni kaldırmakmış gibi yerme yatmasıyla oflıyıp banyoya yöneldim. Kısa bir duş aldım ve üzerimi giyindim. Sanırım Özge daha uyuyor diye düşünerek mutfağa indim ve ikimize tost yaptım. O sıra Özge zar zor kalkarak üzerini giyindiğini belli eden bir sıfatsızlıkta aşağı indi. "Günaydın" diyerek tostuna yumulurken"günaaydınn." Diye karşılık verdim.
"Sabah sabah ne bu neşe" dediğinde "aslında hiç güzel uyanmadım. Tarçın saolsun" diyerek tostumdan bir ısırık daha aldım. Özge gülerken "hadi hazırsan çıkalım" dedim. "Tamam tamam" diyerek hızla tostunu bitirdi. Evden çıkarak arabaya bindik.
Arda maluum işleri yüzünden bu gün okula uğramayacağını ama akşam yanıma geleceğini söylemişti. Bütün gün okulda sıkılırken nihayet okul bitmişti. Kızlara babamın yanında olacağımı söyleyip arabaya atladığım gibi holdinge gelmiştim.
Daha kapıdan girer girmez herkesin bana selam vererek "hoşgeldiniz Rüya Hanım" demesi gözümden kaçmamıştı. Hepsini başımla selamlayıp asansöre bindim. Ve idari kata çıktım.
İdari katta duran sekrete babam odada mı diye sormadam hızla odaya doğru ilerledim. Sekreter kız "Rüya Hanım ba-" dediği sırada onun elimle susturdum.
Kapıyı çalarak gel denmesini beklemeden içeri girdim. Banam şaşırmış olacak ki kekeleyerek "Rü-Rüya" dedi. Sadece yüzüne baktım. "Hoşgeldin kızım." Dediğinde "hoşmu geldim acaba" diyerek koltuğa oturdum. "Hayırdır Rüya" dediğinde iç ses 'asıl sana hayırdır bey amca' derken dışımdan "konuşmamız gerek" dedim. "Çok mu önemli?" Dediğinde "çok önemli yer altının mafya babalarından olan biricik babacım" dediğimde gözlerime baktı. "Sen" dediğinde "bırak beni baba asıl sen? Sen nasıl yapabildin? "Dedim.
Babam önündeki evraklarla ilgilenirmiş gibi yaparken "baba" dedim. Sesim istediğimden de sert çıkmıştı. Babam beni ilk defa bu kadar ciddi görüyor olmalıydı. "Rüya bunları sonra konuşalım" dediğinde "hayır şimdi" dedim.
"Ne öğrenmek istiyorsun kızım?" Dediğinde "beni bu zamana kadar nasıl kandırdığını baba." Dedim. "Sen kandırmadım sadece sana mafya babası olduğumu söylemedim." Dedi. "Tam olarak mafya babasıda sayılmam kimseyi öldürmedim. Sadece sizi koruyabilmek için bazı şeylere öyleymiş süsü verdim." Histerik bir kahkaha attım. "Altında çalışan o kadar adam varken zaten neden sen öldüresin ki baba." Dediğinde "haklısın." dedi. Yerinden kalkarak karşımda ki sandalyeye oturdu.
"Hepsi sana ve annene iyi bir gelecek hazırlamak içindi. Asla sizi tehlikeye atacak bir şey yapmadım yapmam da. Bu alemde bir saygınlığım var ve bana bir şey olsa bile size asla bir şey olmayacak." Bulmaca gibi konuşuyordu babam. Ne deidğini anlamasam da beni sevdiğini biliyordum. "Sana her ne kadar kızgın olsam da teşekkür edeceğim konularda var Ardayla beni karşılaştırman gibi." dediğimde "mutluluğunu istedim. Bunu benim zorumla yapmanı değil de kendi isteğinde yapmanı istedim. Sadece biraz yardımcı oldum." Dediğinde "benden artık bir şey saklama baba" dedim. Ayağa kalkarak yanıma geldi ve bana sarıldı. "Sen benim için her şeyden önce geliyorsun kızım." Dediğinde "sende öyle baba." Diyebildim.
Bir süre daha babamla konuştuktan sonra arabama binerek eve geldim. Özge mesaj atarak geç geleceğini ve Çağatayla olacağını bildirmişti. Diğer kızlarda ya evlerindeydi ya sevgilileriyleydi.
Odama çıktım. Üzerime pijamalarımı giyerek tekrar salona indim. Mutfağa geçerek kendime bir kahve yaptım. Tekrar salona gelerek televizyonu açtım. Yanancı bir filmde bırakıp izlemeye başladım.
Uyku bedenimi ele geçirirken kapının açılma sesini duydum. Özgenin geldiğini düşündüğümden kalkıp bakma gereği duymadım.
Ama koltuktan havalanınca hızla gözlerimi açtım. Ardayı görmemle derin bir nefes aldım. "Uykun mu geldi güzelim" dediğinde "seni beklerken dalmışım" dedim. Arda merdivenlere yönelerek beni odama çıkardı. Yavaşça yatağa bırakacağı sırada onu bırakmadım. Yatağa kucağında benimle yatmak zorunda kalmıştı. Ama halinden memnundu.
Rüda temsili❤️
Boyun girintisine sokularak kokusunu içime çektim. Babamla konuştuklarımın özetini geçerken Arda da şaşırmıştı. Artık büyüyordum ve olgunlaşıyordum. Düşünce tarzım ve fikirlerim değişiyordu. En son Arda nın "Ne olursa olsun Bana güven." Dediğini ve "uyu güzelim" diye kulağıma fısıldadığını hatırlıyorum.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Upppp uzuuuuuuun bir aradan sonraaa ben geldimmmm. Bu gün nedense bölüm yazmak içimde geldi ve yazdım. Hazır boş vakit bulmuşken. Yazım yanlışlarım olduysa affola. Yetiştirmeye çalıştım. Ama şunu fark ettim ki gerilemişim. Yazarken çok zorlandım ve defalarca önceki bölümleri okudum. Ama olsun. Sizin için değer. En kısa zamanda bütün bölümleri baştan düzenleyip yeniden bölüm yazmaya başlayacağım.
Neyse ballarım sizi çok seviyorummm. Uzun bir süre bekletmeme rağmen okuyanlara ve yorum yapanlara çok teşekkür ediyorum. Hepiniz iyi ki varsınız😋
Kendinize iyi bakın. 😘😘😘
Şahsi sosyal medya hesaplarım;
Instagram : simgeesvml
Snapchat : simgenizz
Twitter : Simge (sisinizz)
Facebook : Simge Svmli
Fan sayfamız : Sisihikayeleri
Kitap adına açılmış sayfalarımızı ve beni takip etmeyi ihmal etmeyin 😍
FACEBOOK: Mafyanın Aşkı - Simge Sevimli
FACEBOOK: Wattpad-Mafyanın Aşkı-Sisiniiz