Gece

By zamanmakinesi5991

4.4K 85 2

Süper kahraman değilim. Aşk adamı hiç değilim. İşin kötüsü normal olmayı asla beceremiyorum.. Belki sebebi be... More

Günaydın
Kahverengi
Hormonlar
Neden ben?
Şansımdan bahsetmiş miydim?
İçki sağlığa cidden zararlı mı?
Kötü şakalar...
Tango
Kahve içmekten hoşlanırım.
Kim yağmurda ıslanmak ister?
Parçalanmak. Çok fazla parçalanmak..
Sana zarar veremem
Tek gecelik mutluluk
Hayaller ve Aile
Hamburger
Benimle gel
Huzur
Mısır Gevreği
Sessizlik
Sen bu aile için hiç bir şeysin..
Give me love
Sonsuza kadar
2 ay
Mc Donald's
Siyah

Korku

115 3 0
By zamanmakinesi5991


Carl'ın tavırları oldukça esrarengizdi.Israrla bana nereye gideceğimizi söylemiyordu. Gitmediğim bir yer kaldığını cidden sanmıyordum. Konuşurken yüzü tatlı bir havaya bürünüyordü. Çocuksu gülümsemesini her gördüğümde biraz daha rahat hissediyorum yanında kendimi. Küçük çekişmemiz devam ederken bilmediğim küçük bir hamburgercinin önünde durduk.

"-Hey, gerçekten de yaratıcı değilsin" dedim omzuna vurarak.

"-Bence erken konuşma" dedi. 

Elimi tutup beni içeriye sürükledi. İçeride tek tük insanlar oturmuş hamburgerlerini yiyordu. 

Tanrım bu çocuk beni ne halt yemeye buraya getirmişti. Köftelerin başındaki adama kafasıyla selam verdiğini gördüm. Hamburgerci ince uzun, beyaz ışıklarla donatılmıştı. Dükkanın en sonuna doğru yürümeye başladık. Lavaboların olduğu bölüme geçtiğimizde yüzümü buruşturdum. 

Şu an biri naptığımızı söyliyebilir mi cidden

Elimden beni çekiştirmeye devam ediyordu. Tuvaletlerin sağındaki eski kapıdan içeriye girdik. Burnuma dolan küf kokusu yüzümü buruşturmama neden olmuştu. İnce uzun koridorda hastalıklı ve kasvetli bir hava vardı. Duvardaki boyaların dökülmüş olduğunu gördüm. 1-2 dakika boyunca yürüdükten sonra ileride beliren 2 adama bakakaldım. Önlerinde durdukları kapı oldukça büyüktü, kapının üzeri siyah parlak kadife kumaştan kaplanmıştı. 2 adamın önünde durduğumuzda Carl montunun iç cebine uzandı, içinden bir kart çıkarıp gösterdi. Adamlardan biri uzun, kaslı ve keldi. Yüzünde ki ifade hiç değişmemişti. Gözlerini kartın ve Carl'ın üzerinde gezdirdi. Cebinden değişik bir cihaz çıkarıp, kartın barkodunu okuttuğunu tahmin ettim. Güvenli bir klik sesi koridorda yankılandı. Adam kafasını onay verir gibi salladığında Carl bana doğru eğilip

"-Hazır mısın?" dedi.

"-Umarım" 

 Şu an neyle karşı karşıya olduğuma dair en ufak bir fikrim yoktu. Ya Carl bir seri katilse ve beni ayinlerine götürüyorsa? 

Jess lütfen götünden attığın şeyler biraz mantıklı olsun... 

Kulaklarıma oldukça uzaktan geldiğini tahmin ettiğim müzik sesleri doldu. Birkaç dakika sonra müzik iyice yakındaydı. Başka bir kapıya geldiğimizde artık müziğin tam ortasında olduğumuzu anladım. Carl tuttuğu elimi hafif sıkınca gergin gülüşüm bakışlarını buldu.

"-Bu geceyi asla unutamıycaksın" dedi sıcak gülüşüyle. 

Ona güvenmemi sağlayan şey hep çocuksu gülüşü oluyordu sanırım.

"-Yaşayıp görelim" dedim ve içeriye girdik. 

Müzik artık damarlarıma kadar girmişti. Etrafta olan kafeslerin içinde kadınlar vardı. Kafamı sola çevirdiğimde erkeklerinde olduğunu gördüm. Düzeltiyorum tam önümdeki kafeste bir erkek ve bir kadın vardı. Loş olan ışıklar, mor ve siyah duvarların üstünde ahenkle dans ediyordu. Kristalden yapılmış ışıklar, ortama eski ve bir o kadarda zengin bir hava katmıştı. Sanki her an havalı bir vampir çetesi önünüzden geçebilirmiş gibiydi. Kadınların üstlerine giydikleri satenden ve ipekten kumaşlar sadece zevkinizi okşamıyor, kendinizi defilede hissetmenize sebep oluyordu. Erkeklerin hepsinin kadınları tamamlar nitelikte olduğunu gördüm. Hepsi birer film yıldızı gibiydi. Ağzım 5 karış açık kalmışken Carl'ın dudaklarının kulağıma sürtündüğünü hissettim.

"-Arkadaşlarımın yanına gitmemizin sakıncası var mı?"

"-Tabi ki yok" diye bağırmak zorunda kaldım.

 Beni sürüklerken insanları yararak geçiyorduk. Koltuklu özel bölümler olduğunu gördüm. Hepsinin önündeki küçük masalarda bir sürü içki olması hoşuma gitmişti. 3. koltukları geçtiğimizde kalabalık gruba doğru ilerledik. 

"-Hey millet biz geldik " dedi. 

Bize dönen yüzlerde sıcak gülümsemeler yakalamıştım. Hepsi birbiriyle selamlaştı.

"-Arkadaşım Jess" dedi Carl saçlarını karıştırarak. 

"- Selam "

2 tane yan yana oturan öldürücü derecedeki güzel kızın sevecen bir tavırla el salladığını gördüm.  Yanlarındaki çocuğun oldukça yüksek sesle Selam demesine gülümseyerek karşılık verdim. Sağ taraftaki çiftte meraklı gözlerle bana bakıyordu. 

Tanrım yeni insanlarla tanışmaktan hoşlanmıyorum.. 

Carl'la siyah parıltılı koltuklara oturunca bana içki koymasını izledim. Kolunu koltuğun arkasına atmıştı.  Bardağı bana uzatınca

"-Teşekkür ederim. Şimdi bana burada neler döndüğünü anlatacak mısın?" dedim kaşlarımı kaldırarak

"-Jess lütfen bana birşey sorma. Çünkü anlatamam. Bunu görmeni istedim. Neden bilmiyorum ama görmeni istedim.." dedi yarım gülüşüyle.

2 dakika gözlerimi gözlerine diktim. Ancak bu konuda savaşmamam gerektiğini anladım. O an sahneye bir kadın çıkıyordu. Kadının öldürücü derecede seksi olduğu kesindi. Siyah elbisesi dar ve uzun gözükmesine rağmen sanki parçalanmış gibiydi. Buda kalçalarının ve gögüslerinin bir kısmını açıkta bırakıyordu. Işıklar söndüğünde nefesimi tutmuştum. Sadece kadının üzerinde beyaz ışık vardı. Sessizlik öyle derindi ki içinde kaybolmaktan korkttum. Elindeki mikrofonu dudaklarına götürdüğünde oldukça meraklanmıştım. 

Sesi öyle yumuşak ve öyle mest ediciydi ki sanki rüyaya dalmış gibiydim. Dubstep melodi sizi öldürmeye yeterdi. Kadından gözlerimi ayıramıyordum. Carl parmaklarımın arasına sigara sıkıştırdığında dudaklarıma götürdüm, sigara değildi. Ot olduğunu anladım. Beynime girmesiyle müziğin içinde kaybolmaya başladım. Kafeslerdeki insanları izlemeye başlamıştım. Tam karşıya bakarken gözlerime kahverengi gözler kilitlendi. Üzerindeki gömleğinin düğmeleri açıkta kalmıştı. Koltukta yanında oturan kızıl kafayı gördüm. Onun dışında birkaç kişi daha vardı. Gözlerini benden hiç ayırmıyordu.

  Bana ne anlatmak istiyorsun?.. 

Ne düşünüyorsun? 

Kafamı sağa yatırıp dudaklarımı yaladım. Uzakta olmasına rağmen aramızdaki insanlar sanki kaybolmuş gibiydi. Gözlerimi kapadım. Ritimle birlikte boynuma dokunuyordum.

Sanki o dokunmuş gibi.. 

Parmaklarımı yavaşça yukarıya doğru çıkardım.Dudaklarıma götürdüm. Dokunuşum havada asılı kaldı. 

Sanki dudakları dudaklarımdaymış gibi.. 

Gözlerimi araladığımda pozisyonu hiç değişmemişti. Her zamanki ifadesiz yüzüyle gözlerimin içine bakıyordu.

Burada ne işin var?

Carl elimden tuttuğu gibi beni insanların içine sürükledi.Umarım biraz önce yaptığım hareketleri görmemiştir diye içimden geçirdim. Belimden beni kavradığında bedenlerimiz birbirine yapışmiştı. Kollarımı boynuna dolamaktan çekinmedim. Dansımız insanların bedenine karışırken rahatlamaya çalıştım. Carl'ın dudakları boynumu bulduğunda kafamı geriye atma ihtiyacı duydum. Tepedeki ışıklar gözlerime dolduğunda sanki cenetteymişim gibi hissediyordum.

"-Çok güzelsin" 

Kulağıma dolan ses bana rüyamı hatırlatmıştı.Gözlerimi araladım. Dudakalarımı dudaklarına yaklaştırdım. 

"-Hisset" dedim. 

Parmaklarımı kollarında gezdirdim. Tişörtünün altında sıcacık bedenini buldum. Kendi sıcaklığına beni katmak istercesine kendine bastırdı.

"-Sen insan olamazssın" derken dudakları neredeyse dudaklarımdaydı.

"-İnsan olmanın pek bir numarası yok" dediğimde dudaklarımı kavradı.

 Nefesimi tüketmek ister gibi, dudaklarım tutunduğu son şeymiş gibiydi öpüşü. Dilimi dudaklarının üstünde gezdirince hırıltılı iniltisi kulaklarımı buldu. Kalçalarımı kavraşıyı bedenimden küçük bir dalga yayılmasına sebep oldu. Bir anda Carl'ın arkasında arkadaşının olduğunu gördüm. Kulağına bir şeyler söyledi ve gitmedi.

"-Jess ben hemen geliyorum bir yere ayrılma olur mu?" dedi hafif yüzü asık bir şekilde.

 İstemsiz kaşlarım çatılmıştı. Kafamı sallamakla yetindim. Müzik o kadar güzeldi ki her ritim içimde patlıyordu. Kadının mistik sesi, sert ritimle birleşince adrenalin bedenimde dalgalanıyordu. Gömleğim çok fazla gelmeye başlamıştı. Kollarımdan düşmesine izin verdim. Kısa tişörtüm belimi açıkta bırakmıştı. Ritmin beni özgür bırakmasına izin verdim. Vucudum şarkıda kaybolurken, iki sıcak elin belimi kavradığını hissettim. Dokundukları yerler sanki yanıyorlardı. Bedenim daha fazlasını istedi. Belimi kendine bastırırken kalçalarım sertliğine sürtündü. Kokusu burnuma dolunca inlememi bastıramadım. 

Oydu biliyorum

 Sırtıma değen kalp atışları onun gerçek olduğunu gösteriyordu. Müzik yavaşlıyınca ellerini karnımda birleştirdi. Kafamı omuz boşluğuna yerleştirdim. Gözlerimi açmadım. Bu anın uçup gitmesine izin veremezdim. Yavaş ritimle sallanırken sıcak nefesini alnımın köşesinde hissediyordum. Bedenime değen nefesi bütün bedenimi yakmaya yetmişti. Onu buraya hapsetmek istedim.. Şarkı bittiğinde bedenini bedenimden ayırdı. Üşümüştüm o olmadan. Kafamı sola çevirdiğimde benden uzaklaşan bedenini gördüm. Çoktan arkasını dönmüştü. Bütün dansımız boyunca ona dönüp bakacak cesareti kendimde bulamamıştım. 

Neden benimle dans etmişti?

 Derin bir nefes aldım

 Hiç anılarınızı kaybetmekten korkttunuz mu?


Continue Reading

You'll Also Like

385K 26.3K 32
" Lan madem Türklerle bu kadar ilgilisiniz . İnsan azıcık Türk tarihine bakar it herif." Sinirle bir yumruk daha çaktı ama ben hala gülüyordum... ***...
47.8K 2.9K 30
Aşiret Gerçek ailem serisi : İzem Güneş Ulukan 21 tanesi abisi olan izemin gerçek ailesi ortaya çıkarsa ne olur? Kaos tabi ki ! Neyseki izem kaos aş...
9.5K 756 12
"Aile, benim kabuk tutmuş yaramdı ve şimdi o yarayı deşiyorlardı." Gerçek aile kitabıdır fakat birçok farkla... Çünkü Eliz evli ve hamiledir. 🤍 "Sür...
546K 27.1K 33
Bir gece birlikte olan bir hemşire ve bir askerin aylar sonra aynı karargahta karşılaşma serüveni... Arkanda, bir ölü bırakıp gittin ama katil deği...