TEKRAR EDEN ŞARKI

By birsuskunyazar

189 21 3

"Hayat radyoda tesadüfen denk geldiğiniz şarkıya benzer. Tekrar dinlemek istersiniz ama bunun için radyoyu ba... More

1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
13
14
15
16
17
18
19
20

12

4 1 0
By birsuskunyazar

Yol boyunca ikimizden de çıt çıkmıyordu. Bir şeyler söylemek istiyorduk sanki ama söyleyemiyorduk. O gün otele girerken ne de çok utanarak girmiştim. Yine de o anki kalp atışlarıma rağmen teşekkür edebilmeyi unutmamıştım:

-Her şey için teşekkür ederim Rüzgar.

-Ben de teşekkür ederim Irmak. Bu arada ben senden özür-

-Özür dilemen gereken bir şey yok. Lütfen kendini suçlu hissetme.

-Peki iyi geceler o zaman.

-İyi geceler.

Arabadan inip hızlı adımlarla yukarı çıktım. Kendimi yatağa attım ve hayallere daldım. Rüzgar o günden sonra bana o derece çekici ve iyi biri olarak geliyordu ki. Düşüncelerimi durdurmak bir kenara asla sahip çıkamıyordum. Sanki "gel" dese boynuna atlayacaktım. Bugün sanki tüm dünya benim için unutulmuştu. Ne aklıma babam geliyordu ne de başka bir şey. O gece dört döndüm adeta. Sabah uyandığımda otelin hayli sessiz olduğunu fark ettim. Pijamalarımla odadan çıktım ve koridorda Rüzgar ile karşılaştım:

-Günaydın Irmak.

-Günaydın Rüzgar... Niye bu kadar sessiz her yer?

-Restorasyon çalışması var da ondan bu kadar sessizdir. 

İkimizde sırıtmıştık. 

-Ben dün gece kod çalışmalarına başladım. İstersen sana bir kahvaltı söyleyeyim de beraber inceleyelim. 

-Süper olur ama önce üstümü giymeliyim. Sen restorana in ben on dakikaya geliyorum.

-Tamamdır.

Hızlıca üzerime bir şey giyip çıkacaktım ama hiç bir şey o gün gözüme güzel gelmiyordu. Ona kendimi beğendirmek istiyordum içten içe.  Hazırlanmam on dakikadan fazla sürse de çaktırmadan masasına oturdum.  Sipariş verdikten sonra konuşmaya başladık:

-Bak ben kodlu ve şifreli kartlar hazırlatacağım. Hepsinin yazılımı için de bunları kullandım. Her oda için değil ama bir kaç kral dairesinden geçişli olacak. Kapılar bu kod yardımıyla gizli bir şekilde olacak ve açılacak. 

-Bir dolap, kitaplık bunlar dikkat çekebilecek şeyler. Daha farklı olursa sence de daha iyi olmaz mı?

-Orasını da düşündüm. Buzdolabından geçişli olacak. Dışarıdan normal bir buzluk gibi görünse de tamamen şifreli ve kapılı olacak. 

-Kesinlikle böyle olması daha doğru olacak. Kodlarda sorun yok gibi. Sadece uygulama kısmında ufak tefek kısımlar var. Onlar da en son iş zaten.

-Evet şu gizli kapılar ayarlanırsa ben de uygulama kısmını hallederim. Irmak sen gerçekten çok zeki birisin. Sana hayran kalıyorum çoğu zaman. 

-Bunu kabullendiysen sorun yok. 

-Biz hep gülmeye başladık bu sıra ya seninle. Keşke hep gülsen çünkü gülünce ayrı bir güzelsin. 

-Teşekkür ederim. 

Gözlerimiz bir şeyler anlatır gibiydi. O da bana karşı bir şeyler hissettiğini belli ediyordu.  Ufak ufak birbirimize yürümeye başlamıştık. Restorasyon çalışmalarının devam ettiği her Allah'ın günü biz bir yerlere gidiyorduk. Genelde hep deniz kenarı oluyordu. Bazen yükseklerden bazen de en dibinden izliyorduk dalgaları. Birbirimizi tanıdıkça zevklerimizin ne kadar aynı olduğunu da anlamıştık. Hatta artık ortak bir şarkımız da vardı "Sezen Aksu-Unuttun Mu Beni" . İkimizde tam bir Sezen hayranıydık. Bu şarkı da sözleriyle yüreklerimizin engin denizlerinde yüzüyordu.  Sanki geleceğimizi bu şarkıyla manifestlemiştik. Gel zaman git zaman kod işlerini ayarlama zamanına geldi. İkimiz de bilgisayar başında kartlara yüklemeler yapmaya başladık. Mithat Abi de ikimizin arasında bir kıvılcımın olduğunu hissediyordu. Uzaktan ikimize bakıp gülmeye başlıyordu.  

-Irmak şu kısma hangi kodu kullanıyorduk?

-İkincisini kullanıyoruz. O daha uyumlu oluyor. 

-Tamam sağ ol. 

Bu konuşma bile yüzümüzde güller açtırtıyordu. Kod işleri hallolduktan sonra Mithat abi bir teklifle geldi:

-Irmak ve Rüzgar, çok güzel bir iş başardınız. İkinizi de kutluyorum. Bu akşam hep birlikte bir yemek yiyelim diyorum. Irmak sende ben ve ailemle yemek yemek ister misin? Sen de artık ailemizden birisin ne de olsa. 

-Rahatsızlık vermiş olmayayım.

-Duymamış olayım. Akşam Rüzgar seni alsın aynı yere gelirsiniz.

-Tamam babacığım o iş bende. 

Bu yemek beni geriyordu çünkü Rüzgar'ın annesi ve kardeşi de gelecekti. Nasıl biri olduklarını bilmediğim için biraz korkuyordum ama işin üstesinden geleceğime inanıyordum. Akşama üzerime beyaz bir gömlek siyah  etek ve siyah ayakkabılarla hazırlanmıştım. Abartı olmayan bir makyajla da tamamdım. Aşağı inip Rüzgar'ı beklemeye başladım. Karnıma ağrılar giriyordu. Niye bu kadar stres yapmıştım ki? Daha Rüzgarla aramızda hiç bir şey bile yokken... Derken Rüzgar geldi:

-Çok güzel görünüyorsun.

-Gerçekten olmuş mu ya çok abartı değil dimi? 

-Yok ya gayet güzel rahat ol. 

Arabayla bir mekanın önünde durduk. Oldukça güzel görünümlü bir restorandı. Biz içeri girdiğimizde onlar masada oturuyorlardı. 

-Hoş geldiniz çocuklar.

-Hoş bulduk babacım. 

-Hoş bulduk Mithat abi. Hepinize merhaba. 

-Anneciğim bu ne güzellik. Rana sende eh işte.

-Ne kadar moral bozucusun ya. 

-Merhabalar Sema hanım ben Irmak. 

-Merhaba kızım hoş geldin. 

-Hoş buldum. 

İlk giriş kısmı çok uzun sürmüştü sanki. Sema hanım bana aşağılayıcı gözlerle bakıyordu. İlk kısımda her şey normal ilerlerken ilerleyen dakikalar da nabızlar yükselecekti. 

-Sen okumaya gelmemiş miydin sanki Irmak?

-Evet öyleydi ama yarım bıraktım. Yakın bir zamana başka bir yerde devam edeceğim. 

-Anladım peki hangi bölümdü?

Resmen bilerek kuruyordu cümleleri. 

-Anneciğim kızı niye sorguya çekiyorsun?

-Öyle algılanmak istemezdim.

-Sorun değil. Polislik okuyordum ama burada pek mümkün olmuyor okumak tabi. 

-Anladım canım. 

"Canım" kelimesini bile o kadar aşağılayarak söylemişti ki Rüzgar annesinin yüzüne bakmıştı. 

-Burası rahat değil mi? Ne de olsa para vermiyorsun etmiyorsun beleşe yaşıyorsun. Sahi senin ailen nerede sana neden yardım etmiyorlar?

-Sema yeter!

-Ailem hakkında konuşmayı doğru bulmuyorum. Burada da beleş yaşamaya bir niyetim yok. En kısa zamanda gideceğim. 

Bunlarla beraber ayağa kalkmıştım.

-Hayır gitmeyeceksin Irmak! Lütfen yerine otur.

Rüzgar'ın konuşma tonu oldukça sertti. Ağızından çıkacak her kelimeden öfke izleri olacak gibiydi. Yüzüne anlamsızca bakıyordum. 

-Irmak birincisi beleş yaşamıyor parasını fazlasıyla ödedi ki ödemese de benim yanıma gelen hangi genci geri çevirdim Sema? O da bu vatana hizmet edecek birer birey olacak. Ona sonsuz desteklerimi her zaman vereceğim. Burada olsun olmasın. Bu konuda da sana fikir sormayacağım çünkü beni destekleyeceğine inanıyorum. 

-Mithat'cım elbette ki bir genci desteklemek güzel. Ama bizden önce ailesinin yapması gerekmez mi? Otelimizde kalacak durumları varsa kızlarını da destekleyemezler mi?

-Aile parayla ölçülseydi benim ailem de ilk sıralara çıkardı. Sorun ki parada değil. Siz de paranız var diye mi oğlunuzun ve kızınızın eğitimlerini destekliyorsunuz? Hayır siz onlara iyi bir gelecek sunabilmek için destek çıkıyorsunuz. Benim ailem öyle sizin gibi değil. Babam okumamı istemeyecek kadar katı biri. Annemin sözü dahi geçmiyor. Abim deseniz o da babamın aynısı zaten. Şimdi ne demek istediğimi anlayabiliyor musunuz Sema hanım? 

-Tamam canım ben öyle demek istemedim yanlış anlaşımasın lütfen.

-Ben ne anlamam gerekiyorsa anladım. Mithat abi kusura bakmazsan ben artık kalkabilir miyim? 

-Irmak kalkmayacaksın. 

-Rüzgar lütfen. 

-Hayır Irmak çünkü benim sana ve aileme söylemek istediğim bir şey var. Madem her şey konuşuluyor bu masada ben de biraz kendimden bahsedeceğim. Anne Irmak senin sandığından çok daha farklı bir kız. O beni anlayabiliyor. Onunla geçirdiğim her anı ben kendi cennetim sayıyorum. Sevginin parayla pulla olmadığını bana her güldüğü vakit anlıyorum. Irmak ben seninle yemeğe çıktığımız o akşamdan beri o kadar huzurlu hissediyorum ki. Hayatımda bu duyguyu sanki hiç tatmamışçasına mutluyum. Seni aklımdan bir an olsun çıkaramıyorum. Sen bana her güldüğünde nefes alabildiğimi hissediyorum. Ciğerlerim kalbimdeki senin taşmasıyla dolmuş bir halde. Irmak ben sana o günden beri deliler gibi aşığım. Beni böyle bu halde bırakıp gidersen sadece kendine değil bana da cehennemi yaşatırsın. Irmak burada herkesin önünde sana bir soru sormak istiyorum.  Benimle sevgili olur musun nefes kaynağım? 

Yere düşüp o an bayılmamama şaşırmak lazımdı çünkü kalp krizi geçirmek üzereydim bu sözlerden sonra.  Ağzımdan sadece dört kelime çıkabilmişti zar zor:

-Olurum, nefes alışlarımın sebebi... 

Continue Reading

You'll Also Like

189K 22.2K 73
නුඹ නිසා දැවුණි.....💙 නුඹෙන් මා නිවෙමි......💙
Hum For Tum By sushi

Teen Fiction

183K 13.8K 34
♡ This is an Indian highschool lovestory, full of love, drama, comedy, romance and more; where two school toppers, Aarohi: the sweet and bubbly girl...
226K 9.4K 52
|ongoing| Ivana grew up alone. She was alone since the day she was born and she was sure she would also die alone. Without anyone by her side she str...
1.4M 218K 180
《 𝖲𝗍𝖺𝗍𝗎𝗌: 𝖢𝗈𝗆𝗉𝗅𝖾𝗍𝖾𝖽 // 𝖾𝖽𝗂𝗍𝖾𝖽 𝗏𝖾𝗋𝗌𝗂𝗈𝗇》 𝖬𝗒𝖺𝗇𝗆𝖺𝗋 𝖳𝗋𝖺𝗇𝗌𝗅𝖺𝗍𝗂𝗈𝗇 𝗈𝖿 ❝穿成玛丽苏文里的女配❞ . 𝖮𝗋𝗂𝗀𝗂𝗇𝗂𝖺𝗅 𝖺𝗎...