Şunu demeliyim ki zamanları atlayarak yazacağım. Özel bölümlerde eskiden detayları atladığım yerler olacak. En nihayetinde Mert ve Afra'nın geçirdiği 7 yıl var değilmi? Oraları anlatmadan olmaz.
Mert somurtup duruyordu. Çünkü dün o şeyler olmasına rağmen hamile değildim! Bundan sonra gelecek saldırılara karşı dikkatli olmalıydım. Mert sıkkınca konuştu.
"Git bir daha test yap,"
"La oğlum zaten yaptım üç tane üçünde de tek çizgi çıktı sanki tekrar yaptığımda çift çizgi olacak,"
"Olur belki,"
Somurtuyordu. Cidden üzülmüştü ama napayım? Burada o çocuğu doğuracak ve her gece ona bakacak benim. Mert bey afedersiniz kıçını bile kaldırmıyordu.
Yanımda otururken bir anda sağ elini bacağıma koydu.
"Hey ne yapıyorsun?"
Eli sürtünerek yukarı çıkarken bana baktı.
"Afra'm,"
"Hmm?"
Elleriyle belimi sardı ve kucağına çekti.
"Seni ne kadar çok sevdiğimi biliyorsun değil mi?"
"Mert ne istiyorsun?"
Kafasını boynuma gömdü.
"Dördüncü çocuğu,"
Tam cevabını verecekken bir sesle yerimden fırladım.
"Can abi! Babam annemi yiyor! Baksana boynunu ısırıyor! Baba senden nefret ediyorum!"
Ve ağlayarak odasına giden 6 yaşında ki bir çocuk. Can içeriden koşarak geldi bize baktı.
"Çocuğu ağlattın adamım!"
Sonra Aras'ın peşinden gitti. Kızgınca Mert'e baktım.
"Seni pislik,"
Koşarak Aras'ın odasına gittim. Merdivenlerde az kala düşünüyordum ama kurtuldum. Aras odasında yoktu. Sesler Can'ın odasından geliyordu. Can'ın odasına gittim. Aras yatağa yatmış ağlıyordu Can'da sıkkınca yatakta oturuyordu.
"Aras babam annemi yemiyordu,"
"Gözlerimle gördüm! Babam annemin boynunu kurt adam gibi dişliyordu!"
Can sıkkınca elleriyle yüzünü kapattı.
"Oğlum şimdi Melek'le kantinde oturmak vardı,"
Diye söylendi. Odaya girdiğimde Aras direk bana baktı sonra,
"Anne! Ölmemişsin! Canım annem!"
Koşarak yanıma geldi. Direk ona sarıldım ve havaya kaldırdım.
"Gel benim odama gidelim abinin başını şişirmeyelim,"
"Görüşürüz abi!"
"Aynı evde yaşıyoruz Aras,"
"Olsun,"
Odadan çıktım. Kendi odamıza girdim.
"Hadi yatalım,"
Aras'ı yatağa oturttuktan sonra yorganın altına girdik birbirimize sarıldık.
"Anne?"
"Efendim Aras?"
"Babam neden seni yiyordu?"
"Bak oğlum baban beni değil boynumdaki sineği yiyordu,"
Üzgünüm Mert.
"Sinekmi? İnsanlar sinek yermi?"
"Yavrum senin baban kurbağa gibi bir şey."
"Kurbağamı?"
Sonra gülmeye başladı. Odaya bir anda Mert girince Aras bana baktı sonra gülmeye başladı.
"Baba?"
"Efendim Aras?"
Mert yatağa oturdu.
"Benim odamda bir sinek varda onu da yermisin?"
Bu sefer Aras'la beraber bende kahkaha atıyordum. Mert kaşlarını çattı.
"Sinek yemek mi?"
"Annem dedi ki sen kurbağaymışsın ve annemin boynunda ki sineği yiyormuşsun,"
Aras ayağa kalktı. Ben hâlâ yatıyordum. Mert'e sarılınca Mert'te Aras'a sarıldı.
"Baba yanlış anladığım için özür dilerim ben o an çok korktum annesiz kalacağım diye,"
"Tamam oğlum sorun değil gerçeği öğrendin işte,"
Aras yere zıpladı.
"Bunu hemen söyleyeceğim,"
Koşarak giderken bağırdı.
"Can abii!!"
"Yine ne var gerizekalı!"
Ve Aras çıkarken kapıyı kapattı. Mert bana baktı. Ben çoktan kafamı yorganın altına saklamaya başlamıştım.
"Kurbağa?"
Mert'in üzerime çıktığını hissettiğimde çok geçmeden yorganda çekilmişti.
"Demek sinek yiyormuşum?"
Dişlerimi göstererek gülümsedim.
"Seni tilki seni beni kurtarmak için olsada karizmamı yerle bir ettin,"
"Olmayan şey çizilmez tipsiz şey,"
"Yaa,"
Diye alaylı tonda söyledi. Bunu söylerken yüzüme yaklaşmıştı.
"O yüzden dün gece 'Dünya'nın en seski erkeğisin!' diye bağırıyordun dimi?"
"Yüzüme vurmasana,"
Valla mal bu çocuk.
"İyiydi ya kendimi o an kral zannettim,"
Doğum günü sürprizimi hatırlamıştım. O kraldı ben kraliçe. Çok güzeldi.
Mert dudağımı hafifçe öpüp geri çekildi ve yanıma yattı.
"Afra hanım ben kurbağaysam sende sinek oluyorsun,"
"Ne alaka?"
"Ben seni yiyorum ya,"
Yastığı kafasına geçirdim.
"Seni salak kurbağa bozuntusu!"
//\\//\\//\\
"Akşam yemeği zamanı Can hadi gel,"
"Tamam anne,"
Bilgisayarı kapatıp yanıma geldi. Aras ve Arya zaten aşağıdaydı. Mert'te öyle.
Can'la beraber aşağı indik ve masaya yürüdük. Masaya geldiğimizde Can hemen yerine otururken Aras konuştu.
"Anne babama sinek versene onu yiyor ya,"
Kıkırdamaya başlayınca Mert bana baktı.
"Yiyeceğim ben o sineği,"
"Hıı yersin,"
Derken herkesin çorbasını koyuyordum. Keyifli bir akşam yemeğiydi.
"Mert gidip dondurma alsana,"
Uzun zamandır yememiştim. Ve canım acaip derece istiyordu.
"Hayır,"
"Gidip ben alacağım o zaman,"
"Hayır bu saatte çıkamazsın,"
"Güvenliklerden birine diyeyim?"
"Hayır işleri var,"
"Yaa git al,"
"Hayır,"
"Neden?"
"Keyfim yok,"
"Bak sana sinek veririm,"
Aras kahkaha attı.
"Yemin et kaçmayacağına,"
"Lütfeen,"
"Yemin et,"
"Yaa.."
"Yemin et,"
"Tamam be! Yemin ederim!"
"Yemek bitince gider alırım,"
Dedi sırıtarak.
Bu adamın tanımı tek bir kelimeydi,
PİSLİK.
♣♣
Kısa bölüm kısa bölüm kısa bölüm biliyorum. Ama bu kadar oluyor bu bölümde. O yerleri yazmayacağımı biliyorsunuz. Diğer bölümlerde açık verdim azcık ama o sahneleri yazmayacağım. Kendinize iyi bakın ❤