SİRİUS

By peteichor_

365K 16.8K 4.8K

"Ben Adel Rana Arın, bugün düştüğüm yerden kalkacaktım. Yaralarımın üstüne, basa basa kalkacaktım. Acımayan... More

~KARAKTERLER~
SİRİUS TANITIM
1. BÖLÜM: İLK KARŞILAŞMA
2. BÖLÜM: DAVET
3. BÖLÜM: PANİK ATAK
4. BÖLÜM: KAÇIRILMA
5.BÖLÜM: "SİZİ KURTARACAĞIZ"
6. BÖLÜM: KURTULUŞ
7. BÖLÜM: "GÜVENDESİN"
8. BÖLÜM: DAĞ EVİ
9.BÖLÜM: "SİRİUS GİBİSİN"
10. BÖLÜM: İLK ÖPÜCÜK
11. BÖLÜM: KURŞUN
12. BÖLÜM: KIRMIZI ARABA
13. BÖLÜM: PAPATYA
14. BÖLÜM: DİLEK HAKKI
15. BÖLÜM: MASKELİ BALO
✨YENİ KAPAK✨
16. BÖLÜM: SIRADAN HAYAT
17. BÖLÜM: GÖKKUŞAĞI
18. BÖLÜM: TUZLU KAHVE
19. BÖLÜM: HAYAL KIRIKLIĞIM
20.BÖLÜM: KALPSİZSİN
22. BÖLÜM: CENAZE
23. BÖLÜM: AÇILIŞ
24. BÖLÜM: "ANNEN GİBİ..."
25. BÖLÜM: BİLİNMEYEN NUMARA
26. BÖLÜM: SAHNE SENİN
27. BÖLÜM: KUZEN
28.BÖLÜM: YARA
29.BÖLÜM: PERDE KAPANDI
30. BÖLÜM: GÜN IŞIĞIM
31.BÖLÜM: KLİŞE
32.BÖLÜM: SÜRPRİZ
33. BÖLÜM: BULUTCUK
34. BÖLÜM: ÇİKOLATALI PASTA
35.BÖLÜM: DOMİNO TAŞLARI
36.BÖLÜM:"ANNESİYİM."
37.BÖLÜM: TERCİH
38.BÖLÜM: KAN BAĞSIZ AİLE
39.BÖLÜM: ARKADAŞ
40.BÖLÜM: SAVAŞ ZAMANI
41.BÖLÜM:YILDIZLAR
42.BÖLÜM: ARINDIRILMIŞ MASUMLUK
43.BÖLÜM: GÜZEL RUHLAR
44.BÖLÜM: ÇARESİZLİK
45.BÖLÜM: FİNAL
~VEDA~
SİRİUS 2: KAYIP GEZEGEN ~KESİT~
KAYIP GEZEGEN 1. BÖLÜM: KAYIP
KAYIP GEZEGEN 2. BÖLÜM: ACI EŞİĞİ
KAYIP GEZEGEN 3. BÖLÜM: ÇARESİZLİK
KAYIP GEZEGEN 4. BÖLÜM: İLÜZYON
KAYIP GEZEGEN 5. BÖLÜM: OPERASYON
KAYIP GEZEGEN 6.BÖLÜM: SAÇ TELİ
KAYIP GEZEGEN 7. BÖLÜM: KELEBEK ÖMRÜ
KAYIP GEZEGEN 8. BÖLÜM: DOST
KAYIP GEZEGEN 9. BÖLÜM: "İYİLİĞE KARŞI İYİLİK"
KAYIP GEZEGEN 10.BÖLÜM: YANGIN YERİ
KAYIP GEZEGEN 11. BÖLÜM: 'NEDEN?'
KAYIP GEZEGN 12. BÖLÜM: HER ŞEYE YENİDEN
KAYIP GEZEGEN 13.BÖLÜM: 'EVİM GİBİ'
KAYIP GEZEGEN 14. BÖLÜM: RUHUN GÖLGESİ
KAYIP GEZEGEN 15. BÖLÜM: TUTSAK
KAYIP GEZEGEN 16. BÖLÜM: KIVILCIM
KAYIP GEZEGEN 17. BÖLÜM: 'GERÇEKLER'
KAYIP GEZEGEN 18. BÖLÜM: SARHOŞ
KAYIP GEZEGEN 19. BÖLÜM: ACIMSIN
KAYIP GEZEGEN 20. BÖLÜM: SAVAŞ BİTTİ
KAYIP GEZEGEN 21. BÖLÜM: HİSSETMEK
KAYIP GEZEGEN 22. BÖLÜM: "TANIŞMA"
KAYIP GEZEGEN 23. BÖLÜM: ANNELİK
KAYIP GEZEGEN 24. BÖLÜM: "SONSUZA KADAR"
KAYIP GEZEGEN 25. BÖLÜM: YARA İZİ
KAYIP GEZEGEN 26. BÖLÜM: SANCI
KAYIP GEZEGEN 27. BÖLÜM: "MELEĞİM"
KAYIP GEZEGEN 28. BÖLÜM: KAYBETME KORKUSU
KAYIP GEZEGEN 29. BÖLÜM: "YILDIZ KORHAN"
KAYIP GEZEGEN 30. BÖLÜM: SONSUZ OLMAK (FİNAL)
~SİRİUS'A VEDA~

21. BÖLÜM: KAYBETTİK

4.8K 219 81
By peteichor_

Ben o ormanlardan yolumu bulup çıkmıştım, kaybolmak bu kadar cazipken bu kadar kolay yolumu bulmam haksızlık gibiydi.

                21. BÖLÜM: KAYBETTİK

Üç saatlik; Batuhan ve Güneş'in sohbetiyle geçen yolun sonunda Kocaeli'nde bir kamp alanına varmıştık. Arabadan indiğimizde, merakla etrafa bakmaya başladım. Kamp alanının yanında bir göl vardı. Orman yemyeşildi, kuş sesleri insana sonsuz huzur veren türdendi. Ben etrafa bakmayı sürdürürken, Barlas'ın üzerimde dolaşan bakışlarını hissediyordum. Kendimi tutamayarak sinirle Barlas'a döndüm. Barlas ona döndüğümde gözlerini kaçırmıştı.

"Ne bakıyorsun?"

"Anlamadım?"

Sinirle güldüm.

"Neyi anlamadın? Neden baktığını soruyorum."

Barlas dalga geçer bir edayla bir adım bana doğru geldi.

"Sana baktığımı nereden çıkarttın? Öyle olmasını mı isterdin?"

"N-Ne alakası var?"

Barlas bir adım daha bana attığında bir adım geri gittim. Yine aynı şeyi yapıyordu; ilk gün yaptığı gibi burnumun ucuna kadar gidiyordu.

"İstemez miydin?"

Bir adım daha gerilerken, şaşkınlıkla sordum.

"Neyi?"

"Sana bakmamı..."

Verecek cevap bulamazken beni bu çıkmaz sohbetten kurtaran şey, Güneş'in sesiydi.

"Adel! Gelsene!"

Güneş'in sesinin duyduğum an, bu andan kurtulduğum için mutluydum. Bakışlarım bagajın yanındaki Güneş'i buldu.

"Geldim!"

Barlas'ı orada bırakıp, Güneş'e doğru hızla ilerlediğimde; Güneş, Görkem ve Batuhan arabadan eşyaları indiriyorlardı. Batuhan'ın bagajdan çıkarttığı gitar, kaşlarımın çatılmasına sebep oldu.

"Gitar mı çalıyorsun?"

Batuhan başını kaşıyarak hafifçe tebessüm etti.

"Evet ilgim var."

Bir anda Güneş, gülümseyerek araya girdi.

"Ne ilgisi civcivim! Adel Batu çok eskiden birkaç mekanda solistlik yapmış. Sesi çok güzel!"

Gülümsedim.

"Dinlemek için sabırsızlanıyorum o halde."

Batuhan'da gülümsediğinde eşyaları indirmeye devam ediyordu. İki tane çift kişilik çadır, semaver, beş tane küçük minder, bir örtü ve ihtiyacımız olan her şeyi indirdirdiğimizde; gözlerim Görkem'i aradı. Görkem'i yanımda göremeyerek korkuyla etrafıma baktım. Gözüm bizim az ilerimizde kedi seven Barlas ve Görkem'i bulduğunda, buruk bir gülümseme geçti dudaklarımdan. Kendimi hızla toparlayıp Güneş ve Batuhan'a yardım etmeye devam ettim. Çok geçmeden hep birlikte yerleştiğinizde hepimiz çadırlara dağılmıştık. saat akşam olmak üzereydi. Güneş ve Batuhan çoktan çadırdan çıkmıştı. Bugün için Güneş'in hazırladığı atıştırmalıklardan yiyecektik.

"Hadi gelin!"

Batuhan'ın sesiyle çadırdan çıktığımda, Barlas'ın da yanımdaki çadırdan çıktığını fark ettim. Çok kısa bir bakışmanın ardından gözünü ilk kaçıran Barlas olmuştu. Görkem'in elinden tutarak Batuhan ve Barlas'ın yaktığı kamp ateşinin etrafındaki minderlere doğru ilerledim. Hepimiz yerleştiğimizde bir süre sessizce kamp ateşinin sesi eşliğinde Güneş'in getirdiği yemekleri yemiştik.

"Civcivim hadi bir şeyler çalda dağılsın şu kasvetli hava!"

Batuhan gülümseyerek yanında duran gitarı çantasından çıkartıp eline aldı.

"Peki öyleyse. İlk şarkı benden. Gerisini istek olarak alacağım ona göre!"

Hepimiz kafa salladığımızda Batuhan parmaklarını gitarın üstünde gezdirerek başladı şarkısına.
...
"Sensiz ne günüm geçer
Ne аy ne güneş güzel
Derdim sen
Derdim bitmez..."
...

Batuhan şarkısını, Güneşe bakarak söylerken; benimde Gözüm hiç istemediğim birine gidiyordu. Barlas'a... ara ara bakışlarını yakalasam da çok sürmeden birimiz mutlaka gözlerimizi kaçırıyorduk. Ne ara bu hale gelmiştik bilmiyordum. Bize ne olmuştu? Barlas neden yapmıştı? Hayal kırıklığıyla kafamı iki yana salladım. Batuhan şarkısını noktaladığında Güneş heyecanla alkışlayıp Batuhan'ı yanağından öptü. Gülümsedim.

"İstekler hazır mı?"

Barlas bir anda herkesten önce davrandı.

"Hazır."

Batuhan soran gözlerle Barlas'a bakarken Barlas'ın gözleri beni buldu.

"Gittiğinde."

Barlas bu sefer gözlerini kaçırmamıştı. Batuhan cevap vermeden şarkıya başladığında, Barlas sonunda gözlerini benden alıp Batuhan'a dönmüştü.
...
"Susmasan olmaz mı?
Anlatsan bir kere
Önümde kilitli kapılar
Anahtarları sende

Gitmesen olmaz mı?
En azından bir gece
İçimde, bir kara orman
Yanıyor gittiğinde..."
...

Şarkının sözleri kulaklarıma dolarken hüzünle göz yaşlarımın arasında gülümsedim. Ne zaman akmaya başladığını farkına bile varmadığım göz yaşlarım beni epey zorluyordu. Bakışlarım Barlas'ı bulduğunda hüzünle bana baktığını fark ettim. Tekrar Batuhan'a döndüğümde Batuhan şarkısını noktalamıştı. Güneş yerde duran elimi sıkıca tuttuğunda Güneş'e bakıp gülümsedim.

"Başka isteği olan var mı?"

"Var."

Bu kez bunu söyleyen bendim.

"Çok yazık."

Batuhan hafifçe kafasını sallayıp şarkıya girdiğinde gülümseyerek Batuhan'a baktım. Barlas'a bakarak dinleyecek, söyleyecek gücüm yoktu.
...
"Belki durup dururken
Belki hiç beklemezken
Bir sarılsan geçer..."

Batuhan şarkıya devam ederken bir anda şarkıya girdim.

"Yollarım dikenli, taşlı, ellerimde
Fotoğrafın, yüzünde aynı gülümseme
Sormadım neden sonumuz geldi böyle
Çok yazık..."

Güneş, Barlas ve Batuhan şaşkınca bana bakarken, gözlerimi kapatıp kendimi gitarın tellerinden gelen huzur verici müziğe bıraktım.

"Kollarım yuvan, sarardı gökyüzünde
Yıldızım ağlarsan düşer ellerine
Korkmadım karanlığınla yüzleşmeye
Parladım..."

Göz yaşlarım gözlerimden usul usul süzülürken, şarkı bittiğinde ilk tepki veren Güneş olmuştu.

"Oha!"

Gülümeyerek Güneşe baktığımda Barlas bir anda ayağa kalktı. Kimseye bakmadan, konuşmadan sert bir şekilde çadıra girdi. Batuhan endişeyle Barlas'a bakarken daha sonra mahçup bakışları bizi buldu.

"Kızlar yorulduk belli ki... Bugünü noktalayalım. Sizde dinlenin. Adel bu arada sesin çok güzel. Seninle Düet yapmak isterim, tabii sende istersen."

Burukça gülümseyerek kafa salladım.

"Olur, neden olmasın."

Batuhan gülümseyerek kafa salladı.

"İyi geceler güzelim. İyi geceler Adel."

Güneş, Batuhan'ın yanağını öptü.

"İyi geceler civcivim."

Batuhan güneşin alnından öpüp kalktığında Güneş'le biz bize kalmıştık. tabi birde uyumak üzere olan Görkem bize eşlik ediyordu.

"Hadi canım bizde yatalım. Yorulduk..."

Zoraki bir tebessümle başımı salladım. Görkem, Güneş ve ben aynı çadırı paylaşıyorduk. Çadır iki kişilik olsa da Görkem bir kişi sayılmazdı. Çadıra girip uzandığımızda gözlerimi usulca kapattım. Barlas'ın ben şarkıyı bitirir bitirmez aniden gitmesi beni oldukça şaşırtmıştı. Gözlerinde gördüğüm tek şey hüzün ve kızgınlıktı. Ama kızgın olan bendim bana kızmaya hakkı yoktu. Bir haftadır uyumak istediğim her gece gözlerimi kapattığımda gözümün önüne Barlas'ın gözleri geliyordu. Ben o ormanlardan yolumu bulup çıkmıştım, kaybolmak bu kadar cazipken bu kadar kolay yolumu bulmam haksızlık gibiydi. Bana, bize haksızlık gibi... Her zaman olduğu gibi dakikalarca düşündükten sonra sonunda zihnim pes ederken kendimi uykunun kollarına bırakmıştım.

"Adel! Hadi uyan güzelim."

Güneş'in neşe saçan sesiyle gözlerimi açtığımda bir anlık boşluğa düşerek etrafıma baktım. Kampa gelmiştik ve Barlas, O da buradaydı... yeniden hatırladıklarımla gözlerimi yavaşça açıp kapattığımda yerimden doğruldum.

"Günaydın..."

Güneş'e ve gülümseyerek bana bakan Görkem'e gülümsedim.

"Günaydın!"

"Günaydın abya!"

Görkem'i gülümseyerek öptüğümde Güneş ve Görkem çadırdan çıkmış; ben ise üstüme yanıma aldıklarımdan bir şeyler seçmekle meşguldüm. Üzerime siyah bol bir tişört altıma gri eşofman giyip saçlarımı gelişi güzel bir topuz yapıp çadırdan çıktım.

Barlas ve Batuhan minderlerde oturup sohbet ederken Güneş'de yanlarında dünden kalanları hazırlıyordu.

"Günaydın..."

Sesimle Batuhan'ın bakışları bana dönerken, Barlas her zaman olduğu gibi görmezden geliyordu.

"Günaydın Adel!"

Batuhan'ın da en az Güneş kadar neşe saçan sesiyle yüzümdeki gülümseme mümkünmüş gibi daha da büyüdü.

"Bunlar son yemeklerimiz! Biz civcivimle yemekten sonra alışverişe gideceğiz!"

Bir anda şaşkınlıkla Güneş'e döndüm.

"Ben ne olacağım?"

Güneş omzuma vurarak gülümsedi.

"Sen burada kalıyorsun Fıstık! Ben alışverişe sevgilimle gideceğim!"

Oflayarak kafamı iki yana salladığımda Görkem heyecanla konuştu.

"Güneş abya bende geleyim."

Güneş bir anda Görkem'i kendine çekip öptüğünde gülümsedim.

"Tabiİ gel ablacım. Sensiz olur mu hiç?"

"Oley!"

Güneş'e sinirle baktım. Bana gelme diyip Görkem'i kabul etmişti.

"Of Güneş!"

Güneş omuz silkip elindeki tabaklardan birini Barlas ve Batuhan'a uzatıp diğerini de ortamıza koydu. Bir süre sessizce yemek yedikten sonra Güneş hızla yerinden kalktı.

"Hadi civcivim! Hadi Görkem kalkın."

Görkem ve Batuhan kalktığında Barlas sakince konuştu.

"Bende geleceğim."

Batuhan tedirgin tavrıyla kafasını iki yana salladı.

"Maalesef kardeşim. Biz sarı şekerimle gideceğiz üzgünüm..."

Barlas Batuhan'a öldürecekmiş gibi bakarken Batuhan ve güneş hızla arabaya ilerledi. Arabaya bindiklerinde çok geçmeden araba hareketlenmişti. Kendi kendime söylendim. 'Alacağın olsun Güneş...' bir anda çalan telefonumla bakışlarım telefonumu buldu. Çalan telefonla buluşan bakışlar sadece benimkiler değildi... Barlas'ın da açtık kaşlarla bana baktığını fark ettim. Barlas'a bakmadan telefonumu alıp bir iki adım uzaklaştım. Arayan Uraz'dı... oflayarak telefonu açtım.

"Alo?"

"Adel merhaba... Nasılsın?"

"İyiyim sağ ol. Bir şey mi vardı?"

"Şey... Ben seni merak ettim sadece."

"Anladım iyiyim iyi günler."

Cevap vermesine izin vermeden telefonu kapatıp döndüm. Dibimde olan Barlas ona çarpıp dengemi kaybetmeme neden oldu. Ben tam düşecekken belimden tutup dengemi sağladığında duruşumu düzelttim.

"Ne yapıyorsun sen! Düşüyordum."

"Tutardım."

Barlas'ın kararlı sesi sinirlerimi bozuyordu.

"Kimdi o?"

"Kim kimdi?"

Barlas kaşlarını çatıp sinirle bağırdı.

"Konuştuğun kişi kimdi Adel!"

"Sana ne? Seni ilgilendirmez!"

Barlas sinirle çenesini kaşıyıp bir anda beni sırtına aldı.

"Bırak beni Barlas! Ne yaptığını sanıyorsun?!"

Barlas'ın sırtında adeta tepinirken Barlas pes etmeden ormana ilerlemeye devam ediyordu.

"Sus Adel!"

"Susmayacağım bırak beni diyorum. Bıraksana Ayı mısın sen!"

"Evet ayıyım ben, şimdi sus."

Barlas sinirlerimi giderek daha da bozarken, daha fazla sırtına vurmaya başladım. Bir yandan bağırıyor bir yandan kurtulmaya çalışıyordum. Bu Adam iyice kafayı yemişti. Yeterince ileri gittiğimizde Barlas bir anda beni sırtından indirdi.

"Sen ne yaptığını sanıyorsun-"

Barlas sinirle elini ağzıma kapattı.

"Şimdi susup beni dinleyeceksin. Ben sözümü bitirmeden ağzını açmayacağım. Bak Adel, o kadını birinin tuttuğuna eminim. Sabah işe adımımı attığım an elime, bütün ayın işini sıkıştırdı. Nefes alacak alan bile yaratamadım. Konser tamamen aklımdan çıkmış. Çok özür dilerim..."

Barlas derin bir nefes alıp konuşmasına devam etti.

"Biliyorum geçmiyor... özür dilemek bir çözüm değil ama telafi edeceğim söz veriyorum. O kadın sana yemin ederim bir anda yapıştı Adel. İşten çıkarttım bir daha yanıma adım atamaz. Yemin ederim Adel öptüğüm tek kadın sensin."

Bakışlarım yumuşarken kafamın iyice karıştığını hissediyordum. Barlas yavaşça elini ağzımdan çekti.

"Kafam çok karışık Barlas. Şu an konuşmak istemiyorum."

"Bizde konuşmayız. Öpüşürüz."

Barlas bir anda dudaklarını dudaklarıma kapattığında kendimi tutamayarak karşılık vermeye başlamıştım. Aşık mıydım aptal mı? Barlas'a güvenmeli miydim yoksa her şeyi kestirip atmalı mı? Barlas'ın öpüşü derinleştikçe, iç sesim avaz avaz bağırıyordu. 'Barlas'a aşıksın!' İçimdeki susmayan ses bana yapmam gerekenler söylüyor gibiydi. Barlas'a güvenmeliydim... ama o kadar kolay olmayacaktı. Dudaklarımız ayrıldığında Barlas, alnını alnıma yasladı.

"Sana güvenmek istiyorum Barlas."

"Bana güveneceksiniz öğretmen hanım. Seni bir kez kazandım, bir kez daha kazanacağım. Kaybetmemek üzere..."

Hafifçe gülümseyerek alınlarımızı ayırdım.

"Bol şans o halde. Uyuz..."

Barlas gülümseyerek Saçlarımı eliyle geriye ittiğinde Gözlerime bakmaya başladı. Bakışları tuhaftı, aşktan fazlası gibiydi.

"Neden öyle bakıyorsun?"

Barlas kaşlarını çatarak gülümsedi.

"Nasıl bakıyorum."

"Değişik..."

"Ama nasıl?"

Gülümseyerek bakışlarımı yere indirdim.

"Aşık gibi..."

"Doğru bakıyormuşum."

Utanarak saçlarımı kulaklarımın arkasına koyduğumda Barlas'ın da gülümsediğini hissediyordum. Bir süre sessizce etrafa baktığımızda Boş ormanda Barlas'ın telefonundan gelen ses yankılanmıştı. Barlas telefona baktığında kaşları istemsizce çatıldı.

"Kim?"

"Bilmiyorum."

Benimde kaşlarım çatılırken Barlas telefonu açıp kulağına götürdü.

"Alo?"

"Ne! Nasıl?! Hangi hastane?"

"Hangi hastane sorusuyla korkuyla Barlas'a baktım."

"K-kim?"

Barlas kekelediğinde korkum giderek artıyordu.

"Söyle! Hangisi!"

"Allah kahretsin!"

Barlas telefonu kapatıp cebine koyduğunda merakla ona bakıyordum.

"Barlas?"

Barlas'ın bakışları yeri bulduğunda beni duymamış gibiydi.

"Barlas! Konuşsana?"

Barlas yere bakmaya devam ederken ne zaman akmaya başladığını anlayamadığım göz yaşlarım usulca gözlerimi terk ediyordu.

"Barlas!"

Barlas'ı omuzlarından sarsarak bağırdığımda sonunda Barlas'ın acı dolu bakışları beni buldu.

"K-Kaza... Güneş ve Batuhan... kaza yapmış."

Duyduğum cümle tüm vücudumun titremesini sağlarken dengemi bulabilmek için Barlas'dan destek aldım.

"Durumları nasıl ne kazası Barlas?!"

"Güneş..."

Korkuyla Barlas'a bakarken duyacaklarımdan hiç bu kadar korkmamıştım.

"Ne Güneş? Güneş ne!"

Barlas bana bakarken gücümün çekildiğini hissediyordum. Batuhan, Güneş ve miniğim... Görkem... korkuyla Barlas'a baktım.

"Barlas! Yalvarırım bir şey söyle!"

"Güneş'in durumu çok ağırmış Adel..."

Bir anda yerin altımdan kaydığını hissediyordum. Güneş'in durumu çok ağırmış Adel... Barlas'ın sesi kulağımda yankılanırken, hıçkırıklarım göz yaşlarımı takip ediyordu.

"Barlas gidelim! Lütfen hemen!"

Barlas kafa sallayıp sıkıca elimi tutup geldiğimiz yoldan ilerlemeye başladı. Yanında ruh gibi ilerlediğimde ayaklarımın beni taşıdığından emin değildim. Barlas bana endişeyle bakıp durdu.

"Gel güzelim."

Cevap vermeden Barlas'ı izlediğimde Barlas beni kucağına almıştı. İtiraz edecek gücüm bile yoktu. Kafamı Barlas'ın göğüsüne yasladığımda hissettiğim tek duygu sonsuz korkuydu. Güneş'imin batmasıydı... Ya kardeşim? Ya ona bir şey olursa ne yapacaktım. Korkum şiddetlenirken ağlamam ona eşlik ederek beni daha da zorluyordu. Barlas'ın da benim kadar korktuğuna emindim. Kamp yaptığımız alana geldiğimizde Barlas en yakın taksi durağını bulup taksi çağırdı. Birlikte yola çıkıp taksiyi beklediğimizde taksi çok geçmeden gelmişti. Cama kafamı yasladığımda bir an önce gelmeyi diledim. Ne Barlas ne de ben yol boyunca tek kelime etmemiştik. Hastanenin önünde inip ücreti ödedikten sonra hızla hastane kapısına koştuk. Sanılmaya geldiğimizde söze ilk atlayan bendim.

"Güneş Seymen, Görkem Arın, Batuhan Yalçın. Neredeler!?"

Danışmadaki kadın bir süre ekrana bakarak anlayışla bize döndü.

"Üçüncü katta yoğun bakımdalar."

Hızla asansörü es geçip merdivene yöneldiğimizde koşarak merdivenleri ikişer ikişer çıkmıştık. Yoğun bakımın önüne geldiğimizde, gözlerim Yoğun bakımdan çıkan doktoru buldu.

"Durumları nasıl?"

Doktor maskesini çıkarırken acı dolu bakışları bizi buldu.

"Üzgünüm, elimizden geleni yaptık ama arkadaşınızı kaybettik, başınız sağ olsun..."

"K-kimi? Kimi kaybettik! Hangisini?"

Doktor, tereddütle bir bana bir Barlas'a baktıktan sonra, kalbimizi acıtacak o isim döküldü doktorun dudaklarından.

BÖLÜM SONU
_____________________________

Yeni bölüm geldii umarım seversiniz...yorumlarınızı, eleştirilerinizi, oylarınızı bekliyor olacağım. Umarım keyifle okuyorsunuzdur. Bir dahaki bölüm 8K olduğunda sizlerle olacak. Sizi seviyorum hoşça kalın🧡

TikTok: petrichor0_1
İnstagram: peteichor_0

Arkadaşlar TikTok ve İnstagram hesabımda kitap hakkında videolar paylaşıyorum bilginize
_____________________________

Continue Reading

You'll Also Like

376K 32K 17
Şarjörü doldurup atış kulaklığımı taktım. Karşımdaki hedefin kırmızı alanını delik deşik ederken rahatladığımı hissediyordum. Şarjördeki mermi bittiğ...
63.8K 3.5K 4
🫀🫀 Kalp... her kalpte dört odacık bulunur derler. O odaların hepsi ise doğduğumuz ilk andan itibaren dolmaya başlar; ailemiz, arkadaşlarımız, onlar...
1K 59 9
Hikayemiz Hera Altınok'un babasının düşmanları tarafından alınarak örgütte acımasızca yetiştirilmesiyele başlar. " Hera, Hera'yı alabilirsin hem Her...
109K 9.5K 21
Ailesinin zoruyla tatilini fındık toplamaya gitmek için harcayan Enes'in başına Ordu'nun mafyası musallat olur.