Olimpos'un Varisi

By Artemis_Avcisi1

302 11 8

Olimposlular her yüzyılda bir olduğu gibi bu yüzyılda da Yunan Varis Okulu'na göndermek üzere Varis'lerini se... More

Bölüm 1: Olimpos Varisler Eğitim Okulu
FRAGMAN
Bölüm 3: Tek Pişmanlık
Bölüm 4: Olimpos Konseyi
Bölüm 5: Eski Anılar

Bölüm 2: İlk Gün

49 3 0
By Artemis_Avcisi1

Bölüm 2: İlk Gün

*Hades devam etti Persephone'yi gizlice sevmeye, ama yetmemeye başladı bu elbette. Biliyordu sevgili annesinin kızını ona vermeyeceğini, kızı Beyaz'dı, Siyah onu kirletirdi o lanet yerde. Beyaz'ın babası Zeus'a gitti son çare, onu Yeraltına mahkûm eden Tanrı'ların Tanrısına. Anlattı derdini, Zeus dinledi. Sonra gülümsedi, Hades'e akıl verdi.*

Uyanır uyanmaz önümde beliren ve "Sonunda uyandınız Leydi Luna. Ben Moon, leydim, bizzat Tanrıça Artemis tarafından size hizmet etmek için görevlendirildim." diyen gri saçları iki balıksırtı yapılmış, gri gözlü 15-16 yaşlarında ki kıza bakarken gözlerim şaşkınlıkla açıldı. Burası da neresiydi? Bu kız kimdi, adının Moon olduğunu söylemişti değil mi? Sonra Tanrıça Artemis... Bir anda kafama dank etti,

Artemis Varisi seçildin Luna, kalk hadi.

Haklısın iç ses, kalkmalı ve bir asilzade olmalıyım.

"Size de günaydın Leydi Moon. Lütfen saati söyleyebilir misiniz?" diye mırıldanınca yan taraftan şaşkınlık dolu bir ses yükseldi. Kafamı çevirip de karşımda saçları ile aynı tonda pembe bir geceliği olan, mavi gözlü bir kadın bulmam bir oldu. "Hizmetçine 'leydi' mi dedin sen az önce? Ah kusura bakmayın Leydi Luna, şaşırınca biraz edepsiz davranabiliyorum. Ben Amoria, Afrodit Varisi. Sizinle düşman Tanrıça'lara sahibiz ancak iyi anlaşacağımızı umuyorum."

Gülümsedim, tatlı ve cilveli sesinin altında yatan endişeyi fark edebiliyordum. Oda arkadaşının Afrodit Varisi olduğu için ona kötü davranacağını düşünüyor olması saçma ama bir o kadar da duygusaldı.

"Önemli değil Leydi Amoria, bir kabalık yapmadınız. Aksine, samimi davranmanız beni mutlu etti. Bana adımla hitap etmeniz beni kırmaz, sevindirir. Ayrıca oda arkadaşı olacaksak samimi olmamız gayet normal olur, kaba bir davranış olarak düşünmeyin lütfen." Dedim samimi bir ses tonuyla. Rahatlamış bir şekilde tuttuğu nefesini verdi, duygusuz biri olmamdan korkuyordu.

"Varisim, sizi böldüğüm için üzgünüm ama siz ve Leydi Amoria'nın kahvaltı için hazırlanması gerekiyor. Müsaade ederseniz sizi hazırlamalıyım." Diyerek aramıza girdi Moon. Yanındaki kızıl saçlı genç bir hizmetlide onu onayladı, o da kısaca kendini tanıttı.

"Leydi Luna, ben Love. Leydi Amoria'nın hizmetlisiyim, burada olduğunuz dönem boyunda Moon ile beraber sizin hizmetinizdeyim." Dedi yeşil gözlerinde heyecan pırıltıları ile.

Onayladığımı belirterek başımı salladım, Moon ise beni nazikçe tutup banyoya ilerledi. "Sizin için banyoyu hazırladım efendim, siz duşunuzu alın, bende odanızı toparlayayım." Dedi aceleci ve kafasında bir şeyler düşündüğünü belli eden bir sesle. Bir şey unutup unutmadığını düşünüyor olmalıydı.

"Moon," dedim nazik bir şekilde. "Lütfen bana 'leydim' veya 'siz' şeklinde hitap etme, bir hata yaptığından endişelenme. Bütün bir yılı beraber geçireceksek samimi olmalıyız. Bana adımla seslenebilir ve sen diye hitap edebilirsin."

Luna, bana lütfen amacının onu domatese çevirmek olmadığını söyle!

Ne? Asla iç ses, bende neden kızardığını anlayamadım sanırım.

"Kusura bakmayın leydim, bunu bende çok istesem de bu benim puanımı düşürür. Bizde burada sizin gibi bir sınavdayız, en iyilerimiz Olimpos'un Varis'ine hizmet etmekle görevlendirilecek. Bu yüzden size saygılı bir şekilde hitap etmek zorundayım, anlayış göstereceğinizi umuyorum." Dedi heyecanlı bir sesle. 15 yaşındaydı ve Varis ona samimi olmasını söylemişti. Oldukça gururlu ve heyecanlı gözüküyordu.

Hızlıca duş alıp çıktığımda odamı tertemiz buldum, Moon eserine gülümseyerek bakıyordu.

"Evet, Moon, benim için nasıl kıyafetlerin var?" diye sordum memnuniyet dolu bir sesle. Moon mutlu bir şekilde anlatmaya başladı, "İlk dersiniz okçuluk, Leydi Luna. Bu yüzden rahat bir şeyler giymenizi gerekiyor ve size bunları göstermek istedim" diyerek birkaç parça elbiseyi gösterdi. İçlerinden kısa bir deri etek, ekose siyah kilotlu çorap, uzun deri botlar, siyah askılı bir atlet çıkardım ve giydim. Moon hızlıca saçlarımı yukardan bağlayıp ördü. Ay simgeli bir kolye takıp deri ceketimi de alınca hazırdım. Moon karşıma geçip beni inceledi, "Çok güzel oldunuz ama pek Varis gibi değilsiniz efendim. Modern bir savaşçıya benziyorsunuz, özelliklede siyah, gümüş işlemeleri olan güzel yayınınızı elinize alınca. Emin olamadım leydim, değiştirseniz mi?" diye mırıldandı.

Bense sadece gülümsedim, "Okçuluk bu Moon, dersten sonra üstümü değiştireceğim zaten. Şimdi bırak rahat olayım, en sevdiğim şeyi yapabileyim. En sevdiğim şey okçuluktur, köyümde tehlikeli hayvanları öldüren birliğin başındaydım. Onca erkek arasında bir kız... Çok gururluydum. Şimdi minik köyüm uzakta kaldı, hayatımın geri kalanına bir Varis olarak devam etmek zorundayım. En azından en sevdiğim şeyi yaparken rahat ve normal olayım."

Moon halime üzülüyormuş gibi gülümsedi. Onun üzerinde gri bir tulum, beyaz bir gömlek ve beyaz spor ayakkabılar vardı. Pek hizmetli gibi giyindiği söylenemezdi. İkimizde 'biz farklıyız' diye bağırıyorduk. Güzel bir ikiliydik.

"Siz nasıl isterseniz efendim, şimdi sizi okçuluk sahasına götürmeliyim. Beni takip edin lütfen." Dedi ve ilerlemeye başladı. Bir yandan da eline gri bir yay alıyordu. "Ok atmayı sever misin Moon?" diye sordum. "Eğer yetenekliysen seninle Av'a çıkabiliriz, ne dersin?"

Şimdi sen bir şey yapmıyorsun, nasıl bu kadar kızarmayı başarıyor?

Kesinlikle mucizevi bir şey.

Kıpkırmızı bir suratla, "Sizin kadar iyi olduğuma emin değilim leydim. Sıkılabilirsiniz, ama yine de siz isterseniz elbette bana da uygun." Diye mırıldandı.

Giyinme odasından çıktığımızda Love Amoria'ya makyaj yapıyordu. Şaşırtıcı olansa Amoria'nın görünüşüydü. Bakışlarımı fark etmiş olacak ki utanarak mırıldandı. "Okçuluk Tanrıça'sının Varisi'sin Luna, sen en doğru şekilde giyinirsin diye düşündüm ve benzer giyinmek istedim."

Üzerinde pembe bir şort, beyaz bir askılı atlet, beyaz kilotlu çorap, pembe muz çoraplar, beyaz topuklu botlar ve pembe bir hırka vardı. Pembe saçları balıksırtı örülmüş, sağ tarafından salınmıştı. Denizyıldızı şeklindeki beyaz tokaları örgüsüne serpiştirilmişti. Kenarda beyaz-pembe bir yay duruyordu.

Rahat ve atletik bir Afrodit Varisi... Rüyalar aleminde olmadığına emin misin Luna?

"Gördün mü Moon, sana tek böyle giyinen ben olmam demiştim. Okçuluk için gayet güzel görünüyorsun Amoria, çok güzel olmuşsun." Dedim samimi bir sesle. Amoria kocaman gülümsedi.

"Evet Love, Moon, lütfen bizi okçuluk sahasına götürün," diye kibarca rica etti Amoria.

Moon ve Love aynı anda "Elbette leydim," dediğinde gülmemek için kendimi zor tuttum. Ama bunu başarmalıydım.

"Leydi Amoria, Leydi Luna. Erken gelmişsiniz, daha dersin başlamasına yarım saat var." Dedi tamamen deri bir etek, siyah bir tişört giymiş siyah saçlı siyah gözlü bir kadın. "Ben Pugnator Laila. Okçuluk ve Dövüş Sanatları eğitmeninizim. Varislerim."

"Açıkçası bütün Varisler'in elbiseli geleceğini ve çalışamayacağını düşünüyordum ancak siz gayet uygun giyinmişsiniz. Özellikle siz Leydi Amoria, beni şaşırttınız."

Amoria kibarca gülümsedi, "Oda arkadaşım Luna bildiğiniz üzere bu konularda uzman. Ve bende bu derste onu dinlemeliyim diye düşündüm. Siz de onayladığınıza göre kesinlikle Luna'ya her konuda güvenmeliyim Profesör Laila." Dedi nazik bir şekilde.

Hadi ama! Neden gururlandın ki? Şimdi sende onu övmelisin Luna!

"Emin olun Profesör, benim de giyim konusunda Amoria'dan öğrenmem gereken pek çok şey var. Giyim ve Zarafet dersinde bana yardımcı olacağını umuyorum, ve erken gelme sebebimiz dersten önce ısınmaktı, ben avlanmayalı 1 ay kadar oldu, Amoria ise bu işi bilmiyor. Müsaadeniz olursa biraz çalışmak isteriz." Dedim olabildiğince saygılı bir sesle.

Gözleri parladı, bu iyi bir şey değil mi?

Umarım iç ses, umarım.

"Elbette çalışabilirsiniz Leydi Luna. İşte, oklarınız şurada. Beyaz, üzerinde pembe kalpler olan oklar Leydi Amoria'nın, siyah, üzerinde hilal olan oklarda sizin." Dedi gülümseyerek. Hocanın yeterince gözüne girdiğimi düşünerek bir şey demedim ama Amoria kibar bir şekilde teşekkür etti.

"Hadi Amoria, oklarını al. Sana erkeklerin önünde rezil olmadan ok atmayı öğreteyim.

Bu onun umurunda ama senin umurunda mı Luna?

Hayır iç ses, asla.

Ama sen yine de rezil olma!

Yaklaşık 10 dakika boyunda Amoria'ya yay tutmayı öğretmeye çalıştım.

Boşa uğraşıyorsun Luna, bu kızdan adam olmaz.

İzle ve gör içses.

Kendi kendime girdiğim iddia beni iyice gaza getirdi ve Amoria'yı daha şevkle eğitmeye başladım. En sonunda yay tutmayı kavrayıp ok atmaya başladığında ders başlamak üzereydi. Onu biraz kendi haline bırakıp kendim çalışmaya başladım. Amoria yanımda atış yaparken bende arka arkaya oklar göndermeye başladım. Sırayla 30,40 ve 50 metrede atışlar yapıyordum, 50 metredekini tam ortadan vurunca yakından bir alkış sesi geldi.

"Tebrikler Leydi Luna, kuzenim olduğunuzu belli ediyorsunuz," dedi alkışların sahibi ve altın sarısı yayını gererek benim okumun tam ortasına attı.

"Sizde çok iyisiniz Lordum." Diyerek meydan okumasına karşılık verdim ve bu sefer onun okuna atıp düşürdüm.

"Ahu kuzen Varis, çok iyisiniz. Ancak arkadaşınız Leydi Amoria için aynı şeyi söyleyemeyeceğim." Dedi gülümseyerek. Sonra Amoria'nın yanına gitti, arkasına geçti, ellerini ellerinin üstüne koyarak pozisyon almasına yardım etti. Sonra beraber yayı gerdiler ve oku fırlattılar. 10 metredeki hedefi tam ortadan vurunca Amoria sevinçten Splendida'ya sarıldı. Varis önce biraz şaşırdı ama sonra karşılık verdi, ilk çekilen Amoria oldu. Utanmış gözüküyordu, çok sevimliydi.

Araya giren bir öksürük sesi ikisinin arasındaki derin bakışmayı sonlandırdı. Gelen Zeus Varisi Sky'dı. Elektrik mavisi gözleri haylazlıkla parlıyordu. Ortamdaki çekimi o da fark etmiş olmalıydı, beyaz gömleği, mavi kot pantolonu ve mavi oku ile yakışıklı gözüküyordu. Onu süzdüğümü fark etmiş olmalı ki sırıtarak "Lord Splendida Leydi Amoria'yı eğitiyor leydim, belki sizde okçuluk konusundaki diğer uzmanımız olarak bana yardım etmek istersiniz." Dedi çapkın bir sesle.

Sadece gülümsedim, ben bakire tanrıçanın varisiydim, bunlar normaldi, bu oyunlara düşmezdim. "Ah, üzgünüm lordum ancak kendimde çalışmalıyım. Şimdiye kadar hep Leydi Amoria'yı çalıştırdım, ardından da Lord Splendida gelip ufak bir gösteri yapmamıza neden oldu.."

Ne olursa olsun midenin bulandığını belli etmek yok Luna!

Bende nerede kaldı diyordum. Ama haklısın iç ses, asil olmalıyım.

"Üzüldüm Leydim, acaba size adınızla hitap edebilir miyim?"

Bu çocuk ondan etkilendiğimizi mi sanıyor?

Kesinlikle öyle düşünüyor içses.

... koyuyorum Luna.

İç sesim ile ilgili konuşmam bittikten sonra kibarca gülümsedim, asil görünmeli ve duygularımı yansıtmamalıydım. "Elbette lordum, umarım sizde bu şerefi bana bahşedebilirsiniz." dedim nazik ama etkilenmediğimi belli eden bir ses tonuyla.

O da ses tonumun farkına varmış olmalı ki samimi ama çapkın olmayan bir sesle "Elbette Luna." dedi.

"Kuzen varis, sizi tebrik etmeliyim. Şimdiden 2 arkadaş edinmişsiniz bile." diyerek araya girdi Splendida. Gülümseyerek karşılık verdim, "Bir de siz varsınız sevgili kuzen varis." dedim ve oyununda karşılık verdim. Güneş gibi sıcak bir gülümseme ile-

Dur orada Luna! Ondan etkileniyor olamazsın değil mi?

Saçmalama içses, adam Güneş Tanrısı'nın Varisi. Bir zahmet güneş gibi gülsün.

O da doğru Luna, bir şey diyemiyorum. Yine de dikkatli ol, kimseye kapılmak yok!

İçsesim sustuğuna göre devam edeyim, ...Güneş gibi sıcak bir gülümseme ile bana döndü ve "İstersen 'Varis'i kaldıralım kuzen? Çok daha samimi olur bence." dedi sırıtarak.

Bende gülümseyerek karşılık verdim, reverans yaptım ve "Kuzenliğimize bir atış yarışmasına ne dersiniz lordum? Takımlı olmalı ama." dedim. Şaşırmışa benziyordu ama hemen toparlandı.

"Elbette sevgili kuzenim, ancak kimi seçeceksin, ben kendisi de isterse Lord Sky'ı seçmek isterim." diye soru sorar bir şekilde Sky'a döndü. O ise gülümsüyordu, "Elbette sevgili lordum, açıkçası Luna teklif etse daha mutlu olurdum ama sizinle de takım olabilirim." dedi çapkın bir şekilde bana göz kırparak.

Ben bir şey diyemeden Profesör Laila araya girdi, "Kusura bakmayın Lord Sky ancak dersimde bir leydiye asılamazsınız. Aynısı sizin içinde geçerli Lord Splendida, dikkat çekmemek için Leydi Amoria'yı seçmediğiniz dikkatimden kaçmadı değil. Ben eski Athena varisiyim, bunu unutmazsanız sevinirim. Tanrıça Athena ve Tanrıça Artemis'in soyunun kırmasından doğan biriyim. Lütfen bunu göz önünde bulundurun ve adımlarınızı daha dikkatli atın." dedi ufak bir göz dağı vererek.

Splendida ve Sky biraz yıkılmış bir şekilde onaylarken Amoria utanmış gibiydi. Her geçen gün biraz daha şaşırıyordum, bu kız Afrodit Varisi idi.

Luna, bu kızda bir sorun var. Hiç iddialı giyinmiyor, aksine tatlı, erkeklerle ilgilenmiyor gibi gözüküyor ve cilve yapmıyor.

Haklısın iç ses, acaba Afrodit Varisi değil mi?

Olabilir Luna, hiç şaşırmam.

"Sanırım ben Leydi Amoria'nın bana eşlik etmesini isterim kuzen. Tabii onun içinde uygunsa." Bu sefer soru soran gözler Amoria'ya dönmüştü. Kısık bir sesle, "Luna, ben daha doğru düzgün ok atamıyorum bile!" dedi ama aldırmadım. Ben bir şey demeden Sky araya girdi, "Leydi Amoria, emin olun erkek okçumuz tarafından eğitim aldıysanız size de bir şeyler geçmiştir. En azından benden iyi olduğunuza eminim." dedi gülümseyerek ama sesinde teselli eder bir tını yoktu. Kaba bir üslupla söylersek cahilliğini ortaya koyuyordu.

Kimse bir şey diyemeden diğer Varislerde yanımıza geldi. Poseidon Varisi -Yoss- yanımıza geldi ve imalı bir sesle, "Ah leydilerim ve lordlarım, uzun zamandır sizi kenardan izliyorum, açıkçası çiftler olarak ok atmanız çok romantik geldi. Siz Lord Sky, kesinlikle Leydi Luna'nın Bakire Tanrıça'nın Varisi olduğunu unutmuşa benziyorsunuz. Ve sizin Lord Splendida, Güzellik Tanrıça'sının Varisi'ni elde etmek için uğraşacağınızı göz önünde bulundurun." dedi. İçimde çok büyük bir öfke kabardığını hissettim.

"Ah Lord Yoss, emin olun hepimiz Tanrı'mızın özelliklerine sahip değiliz. Mesela siz, Çapkın Tanrı'nın Varisi'siniz ancak çapkınlığınızı görmedik. Belki de kadınlardan bir mal gibi bahsetmeniz çapkınlık türü olabilir, bilemiyorum. Ancak size şunu belirtmeliyiz ki ben bir mal değilim. Ben bir avcıyım, ve siz de avım olmak istemezsiniz."

Yan taraftan bir ıslık sesi gelince oraya döndük, ıslık çalan Athena Varisi Sapien'di. Üzerinde deri bir etek, beyaz askılı bir gömlek ve deri bir ceket vardı. Ayağındaki botları diz kapağına geliyordu. Saçının bir tarafında beş güzel balıksırtı örgü bulunurken diğer taraf açıktı. Boynundaki baykuşlu kolye benim hilal simgesi olan kolyeme çok benziyordu. Gülümseyerek bana bakıyordu, "Leydim, Zeka Tanrıça'sının Varisi olarak etkilendim. Çok güzel ve asil bir şekilde konuştunuz. Ben Sapien, Athena Varisi. Ve müsaadeniz olursa sizinle arkadaş olmak isterim." dedi etkilenmiş bir ses tonu ile.

Ben bir şey diyemeden Splendida araya girdi, "Ah kuzen, çok sosyal bir insansın sanırım. Bakana, iki arkadaş, bir arkadaş adayı, bir etkilenmiş hoca ve benim gibi mükemmel bir kuzene sahip oldun. Bir şey diyemiyorum, ama aralarında seçim yapman gerekirse bence öğretmeni seç. Kadın çok güzel sevgili leydim."

Profesör Laila'nın sesi onu böldü. Kızgın bir ses tonu vardı ama eğlendiğini gizleyemiyordu- yada bilerek gizlemiyordu, bilemiyordum.

Kadın Athena Varisi Luna, kesinlikle bilerek gizlemiyor.

"Lordlarım! Size bir leydiye asılamayacağınızı belirtmiştim! Ki bende bir leydiyim, ayrıca Lord Splendida, sizi üzecek bir haber vermek isterim ki iki bakire tanrıçanın soyundan geliyorum. Beni ikna etmek için uğraşmanız gerekecek, ve aramızda 23 yaş olması da ayrı bir sorun." dediğinde hepimiz şok olmuştuk.

Yaklaşık 5 dakika sonra ilk konuşabilen Splendida oldu, "Profesör, siz 41 yaşında olduğunuzu mu söylüyorsunuz!" dedi inanamayan bir sesle.

Bu kadın en fazla 25 yaşında gösteriyor azizim.

Profesör Laila ise sadece gülümsedi ve konuyu değiştirdi, "En son Leydi Luna ile bir yarışmanız vardı lordum. Bütün varislerde geldiğine göre başlayabilirsiniz. Ancak," dedi ve gözlerinde oyunbaz bir pırıltı peydah oldu. "Önce bahis oynamak istiyorum. Varislerim, oyunuzu hangi takımdan kullanıyorsunuz?"

Herkes uzun süre düşündükten sonra ilk konuşan Sapien oldu. "Ben Leydi Luna ile Leydi Amoria kazanır diyorum. Erkeklerin bir iş başarabileceğinden şüpheliyim."

Bunu duyan Yoss sinirlendi ve kendi ırkına yapılan hakarete karşılık olarak "Ben erkeklerden yanayım. Bence onlar bir grup güçsüz kızdan çok daha iyidir." dedi öfke ile.

Luna, kalk ayağa ve şunun egoist yüzüne bir tekme geçir!

Sakin ol iç ses, bunu Dövüş Sanatları dersinde zevkle yapacağım ama şimdi onu maytaba alıp umursamamalıyım.

"Ah lordum, çok iddialısınız. İsterseniz sizde karşı takıma geçin, emin olun Leydi Amoria ile ben üçe erkeğe yenilecek kadar düşmedik." dedim alay eden bir sesle. İyice sinirlendi ve "Şimdi küçük bir atışa ne dersiniz leydim?" dedi hiç düşünmeden, o kadar sinirlenmişti ki karşısında Okçuluk Tanrıça'sının Varisi'nin durduğunu unutmuştu.

Sky da bunun farkına varmış olmalı ki onun omzunu dürttü ve kulağına bir şeyler dedi. Ne dediğini duyamıyordum ama ona kim olduğumu hatırlatmış olduğuna emindim. Bir anda yüzü korkuyla kasıldı. Sonra kendini toparladı ama az önce özgüvende dikleşen omuzları düşmüş ve gözlerine korku pırıltıları yerleşmişti.

Gülümsedim.

"Teklifinizi kabul ediyorum lordum. Sadece üç atış, 70 metre. Ben, Ulu Tanrıça Artemis'in Varisi, Luna Lux, bütün Tanrı ve Tanrıçalarımın önünde ant içiyorum ki sözümden dönmeyecek ve hile yapmayacağım." 

Continue Reading

You'll Also Like

309K 9.1K 65
I could say this is one cliché story. A college girl died and transmigrated into an otome game she once played. Unfortunately she becomes the villain...
17.5K 500 192
DISCLAIMER: I do not claim ownership over this story. I only MTLed and polished it. Original novel: https://www.jjwxc.net/onebook.php?novelid=8391517...
167K 6.3K 22
Oc female Jackson x Hermes x Apollo x Ares
804K 22.8K 59
Warning: 18+ ABO worldကို အခြေခံရေးသားထားပါသည်။ စိတ်ကူးယဉ် ficလေးမို့ အပြင်လောကနှင့် များစွာ ကွာခြားနိုင်ပါသည်။