Hacker | Minsung

Bởi charmvenom

429K 45.3K 90.7K

• Başlamadan önce bunun 'uzun soluklu' bir kurgu olduğunun bilincinde olun. İleride yorumlarda veya orada bur... Xem Thêm

1》random dom dom
2》tanışalım mı
3》gay misin
4》güzelsin
5》arkadaş olalım
6》yatakta en çok ne yapmayı seversin
7》herkes birbirinin ağzına veriyor
8》orul orul organic evlatları
9》hyung deme lazım olur
10》seni seviyorum
11》ellerimizin yönelimi var
12》seni istiyorum
13》pardon, hapisteydim
14》go sucuk yourself ne demek
15》hacker yarası değil dom dom kurşunu
16》ama evlisin benim degilsin
17》adanaya gidek mi
18》hangimizin donu araya kaçmıyor ki
19》fan servis ;)
20》random dom dom aşireti
21》saydım kaç gün oldu
22》aradığım şey sensin
23》çatır çutur
24》wattpad hatasına kurban giden bölüm
25》özür dilerim
26》evime gel hanji
27》chan hyung felixin poposunu yiyor
28》virüs
29》hyung linea s2s teklifi
30》hyung dedik bağrımıza bastık
31》3f yani fan fin fon
32》başkası adına utanmak
33》kedilerin ikinci babası
34》okeyci tae
35》sugar daddy? no, hacker daddy
36》§exting, §exy thing (M)
37》kaleyi içten hacklemek
38》müneccim elinden su içenler
39》send dudes
40》1F.y0( ). c4π. ®34D. T|-|15. y0 ( ). ª®3. 6ªÝ
41》her hackerın bir okey oynayışı vardır
42》badakokkiri 바다코끼리 kostümlü garsonlar
43》çok yorgunum minho
44》drive with me baby (M)
45》cookin' like a chef I'm a 5 star 미슐랭
46》süpürgeci hanji
47》hüp diye içine çek beni
48》aranan hacker bulundu
49》uchiha hyunjin'in genjutsu tekniği
50》wthatehfcuk
51》doğruluk mu cesaret mi
52》date üstüne date
53》neye gülüyorsun açıkta bir yerimizi mi gördün
54》en büyük asker bizim asker
55》acılarla harmanlanan düğün
56》minho'nun iç dünyası
57》dondan tutan dilenci çetesi
58》hanji kod yazıyor
59》güzelsin 2
60》adaya veda eden isim: minho
61》çin yolcusu kalmasın
62》mezara kadar değil taezara kadar
63》(ma) lee minho x6
64》vien & kibhruk
65》minho görevde
66》ilk kod çözüldü
67》uzun zaman sonra ilk haber
68》itiraflar ve dargınlıklar
69》aç kollarını ben geliyorum
70》lee hanji
71》öpüşelim barışalım zinciri
72》minho'nun hazinesi
73》dom dom con dom
74》kepler havaya donlar aşağıya
75》aralık bırakılan kapı
76》dirty talk random kalk (M)
77》sus ve yalovaya devam et
78》ilk adım
79》hanji on top (M)
80》günde devri alem
81》s.w.a.g
82》sektirsem seni
84》tüm kalpler hacklendi! (final)
85》kiseki (alternatif bölüm-f)
86》fbi open up (alternatif bölüm-f)
87》çınar ağacı (alternatif bölüm-f)
88》betelgeuse söndü (alternatif bölüm-f)

83》son hack

1K 126 318
Bởi charmvenom

Hyunjin şişirdiği balonları cam kubbeli yapının içine rastgele bir şekilde dağıtmaya başladı.

Chan, Felix'i bir hamlede omuzlarının üstüne aldı, Jeogin ise süslemeleri Felix'e uzattı. Felix süslemeleri cam duvara asmaya başladığı sırada Changbin ona müdahale etti ''Yamuk duruyor.''

Chan göz ucuyla arkadaşına baktıktan sonra konuştu ''O şekilde yatarsan her şey yamuk görünür.'' ardından kaşlarını çattı ''Ayrıca sen neden yatıyorsun? İşlerini bitirdin mi?''

Changbin yan duran başını düzeltti ''Seungmin beni kovdu.'' Seungmin yüksek sesle karşılık verdi ''Yalan söyleme!'' Changbin onu duymazdan geldi ''Bana mutfaktan uzak dur dedi.''

Seungmin bir kez daha bağırdı ''Pastadan uzak dur dedim. Geçip yat ve totonu büyüt demedim.'' Chan bitkinlikle sordu ''Işıklandırmayı ayarladın mı Changbin? Hava kararmak üzere.''

Changbin sevimli bir gülüşün hemen ardından ayağa kalktı ''Bende neyi unuttuğumu düşünüyordum.'' Changbin cam yapının içinden çıkarken Hyunjin de yerdeki balonları tekmeleyerek sevgilisinin yanına doğru yürümeye başladı.

''Tilki gözlüm, bende seni kaldırayım mı?'' Jeongin önce sevgilisine ardından da Chanlix çiftine baktıktan sonra yanıtladı ''Bence ben seni kaldırayım.'' Hyunjin sevinçle bağırdı ''Olur!''

Jeongin elinde kalan son süslemeyi de Felix'e uzattıktan sonra öne doğru eğildi. Hyunjin hiç beklemeden onun omuzlarının üstüne oturdu. Ardından da Felix'i dürttü.

''Hey Felix, hadi deve güreşi yapalım.'' Felix süslemeyi büyük bir odakla duvara yapıştırırken konuştu ''Hyung bekle biraz. Şu anda önemli bir iş üstündeyim.'' cümlesini bitirdikten sonra dilini dışarı çıkararak onu ısırdı. Odaklanmış yüzü sevimliydi.

Chan ve Jeongin ise göz göze gelmemek için büyük çaba harcıyorlardı. Çünkü göz göze gelirlerse eğer kesinlikle gülerler ve muhtemelen sevgililerini de deve güreşinden önce yere düşürürlerdi.

Seungmin cam kubbenin mutfak kısmındaki işini bitirdikten sonra kendisini koltuğa attı ''Benim işim bitti.'' Jeongin omzundaki Hyunjin ile birlikte Seungmin'e doğru dönerek sordu ''Minho hyung ne zaman gelecekmiş?''

Seungmin anında yanıtladı ''Bilmiyorum.'' bunun üzerine Jeongin bir soru daha yöneltti ''Hyung ne yapıyor? Normalde onun tüm gün boyunca burada olması lazımdı.''

Seungmin bu soruyu da hızlıca yanıtladı ''Önemli bir işi olduğunu söyledi. Büyük bir hack işi almış sanırım.'' bu kez soru soran kişi Hyunjin oldu ''Hyung yeniden mi büyük hack görevleri almaya başlamış?''

Seungmin dudaklarını büzdü ''Changbin'e kişisel bir durum olduğundan bahsetmiş. Daha fazla detay yok. Yine de Hanji'den önce burada olur.''

Felix işini bitirdiğinde ellerini birbirine vurdu ''Hyunjin hyung, işimi bitirdim.'' Hyunjin anında pozisyon aldı ''Minik tilkim, göster gücünü.'' oysa ki gücünü göstermesi gereken kişi oydu...

Felix hafifçe aşağıya eğilerek Chan'ın yüzünü ellerinin arasına aldı ''Düşmeme izin vermezsen eğer bir hafta boyunca her gece seninle birlikte uluyabilirim. Ayrıca her sabah uyanır uyanmaz sana en sevdiğin tatlıdan da ikram ederim.''

Chan, Felix'in imasını anladığında dudağını ısırdı. Hyunjin ise merakla sordu ''Ne tatlısı?'' Felix parmaklarıyla kendisini göstermeye hazırlanırken Chan hızla araya girdi ''Kaybeden ne alıyor?''

Jeongin, Hyunjin'in bacağını bırakarak elini cebine sokup çıkardı ''Yalnızca bir dolarım var.'' Chan elbette ki bu yalana inanmadı. Yine de asıl konuyu değiştirebildiği için mutluydu.

Onlar güreşe başladığında Changbin yukarıya kalkmış saçlarıyla birlikte içeriye girdi. Seungmin sevgilisinin o halini gördüğünde oturduğu yerden panikle fırladı ''Ne oldu sana böyle?''

Changbin karizmasından ödün vermeyerek konuştu ''Aşkın beni çarptı.'' Seungmin bu iltifata sevinse mi yoksa sevgilisinin elektrikle çarpılmış olmasına üzülse mi karar veremedi.

Changbin gözlerini diğerlerine doğru çevirerek sordu ''Asıl onlara ne oldu?'' Seunmin göz devirdi ''Her zamanki halleri. Sorgulamamayı öğrenmeliyiz.'' Changbin sevgilisinin haklı olduğunu düşündü.

Onu kollarının arasına almak için hamle yaptığında çat diye bir ses duyuldu ve her ikisi de hafif bir sızı hissetti ''Bak Seung, senden elektrik alıyorum.'' ardından yere çöktü ve top haline gelerek bağırdı.

''Pika, pika, pikachu!'' giydiği sarı eşofman takımı çıkardığı sesi tamamlıyordu.

Seungmin karşısındaki sevimli görüntüye yenik düştü ve aynı pozisyonu aldı ''Ben hangi pokemon karakteriyim?'' Changbin birkaç saniye boyunca sessiz kaldıktan sonra yanıtladı ''Charmander.''

Seungmin merakla sordu ''Neden?'' Changbin parmağını kaldırdı ''Çünkü kuyruğun ateşli.'' Seungmin başını arkaya doğru çevirip baktığında uzun hırkasının ucunun yandığını gördü.

Hırkasını bir hışımla üstünden çıkardıktan sonra onun üstüne basarak yoğun olmayan ateşi söndürdü. Changbin elektrik çarpması yüzünden sağlıklı düşünemiyordu. Dolan gözleriyle birlikte hırkayı eline aldı.

''Charmander... O öldü mü şimdi?'' Seungmin yanık hırkasını ve kafası gidik sevgilisini görmezden gelerek diğerlerine doğru dönerek bağırdı ''Hangi salak mumları şimdiden yaktı?''

Hyunjin arkadaşını yanıtladı ''Salak değil de kokulu mum bağımlısı diyelim.'' Seungmin bu durumdan sorumlu kişinin kim olduğunu anladığında devreleri yanmış olan sevgilisini düzeltme işine geri döndü.

Felix biraz hile yapmanın eğlenceli olduğunu düşünerek harekete geçti. Yüzüne şaşkınlık ifadesi takındı ve ağzını açarak camdan olan yapının tepesine, Hyunjin'in arkasına doğru baktı.

''Oha! Minho hyung Spiderman olmuş.'' Hyunjin bu yalana anında inanarak arkasını döndü ve tam o sırada Felix onu itti. Hyunjin ve Jeongin dengelerini kaybederek yatağın üstüne düştüler.

O ikisi sızlanadursun, Felix ellerini birbirine vurduktan sonra öne doğru eğilip Chan'ın burnunu öptü ''Kazandık!'' Chan gülümsedi ''Birlikteyken kazanamayacağımız hiçbir şey yok.''

Felix onun omuzlarından indikten sonra konuştu ''Ek bir ödül daha ister misin?'' Chan keyifle başını salladığında Felix elini Chan'ın karnının üstüne yerleştirdi ''O halde yarın ilk işim yeni tarif defteri almak olacak.''

Chan'ın kalbine giden yol midesinden geçiyordu. Kalbinde kurabiyelerden yapılmış bir taht vardı ve onun hemen üstünde de Felix oturuyordu. Chan mutlulukla konuştu ''Baklava yapmayı denemelisin.''

Bir eliyle Felix'in belini kavradı diğeriyle de onun elini tuttu ''Tanrım, senin yaptığın baklava cennet seviyesinde olur. Düşünmek bile salyalarımın akmasına sebep oluyor.''

Felix kıkırdadı ''Aşkım, salyaların kurt olduğun için akıyor olmasın sakın?'' Chan duyduğu şeye hafifçe güldü ''Doğru. Avım önümde öylece dururken salyalarımın akması çok doğal.''

Dudaklarını Felix'in boynuna yaklaştırdı, ardından da onun boynunu hafifçe ısırarak geri çekildi.

''Eğer isterseniz yatağı boşaltabiliriz.'' dedi Jeongin onları uyarmak amacıyla. Chan ve Felix yalnız olmadıklarının farkına vararak arkadaşlarına doğru döndüler.

Hyunjin yatağın üstünde bağdaş kurmuş bir halde oturuyor, cebinden çıkardığı çekirdekleri Chanlix'e dikkatlice bakarken çitliyor ve boş kabukları da elinde biriktiriyordu.

''Boş yapma Jeongin.'' dedi Chan tehditkar bir ses tonuyla. Felix sevgilisinin koluna girdi ''Bana da kızar mısın lütfen?'' Chan sevgilisinin isteğini yerine getirmek amacıyla bakışlarını Jeongin'in üstünden çekti.

Ancak işler planlandığı gibi gitmedi. Chan, Felix'in yüzünü görür görmez eriyip bitti. ''Kızamam ki.'' dedi dürüstçe. Hyunjin ofladı ''Ya Chan hyung ne yapıyorsun sen?'' Chan anlamadığını belirten bir yüz ifadesiyle birlikte Hyunjin'e baktı.

''Felix ile tartışman, onu duvara yaslaman ve en sonunda da onu öpmen gerekiyordu.'' Jeongin sevgilisine hayretler içerisinde baktı ''Madem böyle şeylerin var neden benimle yapmıyorsun?''

Hyunjin dudaklarını büzdü ''Seninle bunu yapmayı denemiştim ama sen bana tokat attın.'' Jeongin birkaç saniye boyunca unuttuğu anıyı hatırlamaya çalıştı.

''Ha... Ama suç yine sende. Dirty talk ya da o tarz şeyler yaparken karşındaki kişinin yedi sülalesine küfür edemezsin.''

Hyunjin direkt olarak kendisini savundu ''Dirty talkı nereden bileyim ben tilki gözlüm? Dirty talk dediğin kekolar gibi yedi ceddine sövmek değil midir?'' Chanlix çifti onların sohbetlerini büyük bir ilgiyle dinliyordu.

Jeongin merakla sordu ''Benden önceki ilişkilerini ciddi anlamda çok merak ediyorum. Daha önce kıskançlıktan çatlamamak için sormadım ama daha fazla dayanamayacağım. Hiç dirty talk yapmadın mı?''

Hyunjin garip bir yüz ifadesiyle yanıtladı ''Senden öncekiler beni tipim için seviyordu. Kısacası onlarla kurduğum duygusal bağlar da güçlü değildi ve direkt olarak muck muck kısmına geçip hızlıca bitiriyordum. Onlarla yeni şeyler deneyimleme hevesim yoktu.''

Görünüşünün aksine ses tonu ciddilik barındırıyordu Hyunjin'in. Jeongin sevgilisine soru sormak için ağzını açmıştı ki Minho içeriye girdi ''Merhaba.''

Hep bir ağızdan sordular ''Neredeydin?'' Minho onların bu tepkisine şaşırsa da yanıtladı ''Ofisteydim, işlerim vardı.'' gözleri Changbin'i buldu ''Ona ne oldu?'' Minho'nun sorusu üzerine herkes Changbin'e baktı.

''Pika pi!'' dedi Changbin herkesin kendisine bakmasının verdiği şaşkınlıkla birlikte. Seungmin, Minho'nun sorusunu çok geçmeden yanıtladı ''Elektrik çarptı ve devreleri yandı. Kendisini Pikachu sanıyor.''

Minho artık bu durumları yadırgamıyordu ''Onu dışarıya çıkar ve toprağın üstünde yuvarla.'' doğrusu bunun işe yarayıp yaramayacağını bilmiyordu.

Yalnızca herhangi bir şey söylemek ve ortamın garipliğini biraz da olsa kırabilmek istiyordu.

Seungmin bu tavsiyeye uyarak yerinden kalktı ardından da Changbin'i kaldırdı. Onlar dışarıya çıkarken Chan sordu ''Hanji ne zaman geliyor?''

Minho saate baktı ''Yarım saate burada olmuş olur. Ama işimi riske atamam.'' Telefonundan kendi kodladığı uygulamayı açtı ve Hanji'nin konumuna baktı.

''Eğer bu hızda hareket etmeye devam ederse tam olarak kırk iki dakika on beş saniyemiz olmuş olacak.''

Cümlesini bitirir bitirmez de diğerlerine sorular sormaya başladı ''Her şey hazır mı?'' Jeongin yanıtladı ''Hiçbir eksiğimiz yok hyung. Yani elektrik dışında.''

Minho başını salladıktan sonra bir soru daha yöneltti ''Doğum günü olduğundan şüphelendi mi peki?''

Bu kez sorusu Felix tarafından yanıtlandı ''Hayır hyung. Nihayet Chan'ın tam bir uzman olduğunu ve bunu kutlamak için hepinizi buraya davet ettiğimizi söyledim.'' Minho küçüğüne tebessüm etti.

Ardından da ''O halde Hanji dışında hiçbir şey eksik değil.'' diyerek yorgun bedenini koltuğa bıraktı.

Çok geçmeden üstü başı tozlar içerisinde kalmış olan Changbin ve Seungmin içeriye girdi. El birliğiyle onları temizledikten sonra da Hanji'yi beklemeye koyuldular.

........

Hanji arabasını park ettikten sonra birbirinin aynı olan yapılara bakmaya başladı. Birkaç dakikadır herkesi aramış ancak hiçkimseye ulaşamamıştı.

Tüm şansını burada deneme kararı alarak arabasından indi. Cam kubbeli yapıların yer aldığı devasa bahçeye girdiğinde yerdeki minik parıltıyı fark etti.

Yere eğilip onu eline aldığında ise bunun minik ve karanlıkta parlayan bir kurbağa figürü olduğunu fark etti.

Birkaç adım ileride bir başka figürle daha karşılaştı. İkisini de cebine atıp ilerlemeye devam etti ve bir tane daha buldu.

Bunu Minho'nun yaptığına adı kadar emindi artık ''Beni uğraştırmayı ne de çok seviyorsun hain dom dom.''

Figürler son bulduğunda cam kubbelerden birinin hemen yanında duruyordu. Kubbeye yaklaştı ve cama yaslanarak içeriyi görmeye çalıştı, ancak yapamadı.

Fakat içeridekiler onu rahatlıkla görebiliyor ve hatta gülmemek için kendi ellerini hunharca dişliyorlardı.

Kubbenin kapısını tıklattı, çok geçmeden de kapı Felix tarafından açıldı. ''Hanji'm!'' Felix kendisini arkadaşının üstüne attı ve ona sıkıca sarıldı.

''Beni bu kadar çok özlemenin bir sebebi var mı tatlım?'' diye sordu Hanji. Felix aldığı soruyu anında yanıtladı ''Seni uzun zamandır görmüyorum.''

Hanji güldü ''İki gün önce birlikteydik.'' Felix ondan ayrılırken kaşlarını çattı ''Zaman algısı insandan insana değişiklik gösterebilir.''

Hanji onun yanağından makas aldı ''Kızma hemen. Bugün yoğun bir iş günü geçirdim... Üzgünüm.'' Felix sorun yok anlamında başını salladıktan hemen sonra içeriyi işaret etti ''Tamam tamam. Hadi geç içeriye.''

Hanji içeriye girer girmez sertçe konuştu ''Hepinizi defalarca kez aradım.'' herkes aynı anda Minho'yu işaret etti ve hep bir ağızdan konuştular ''Onun fikriydi.''

Hayır, aslında bakarsanız bu hepsinin ortak fikriydi.

Minho anlık bir yalan uydurdu ''Şu sıralar bulmacalara merak sardın. Bende sana gerçek hayat versiyonunu yapmak istedim.'' Hanji ona kızamadı. Sonuçta bu davranış oldukça sevimliydi.

Hanji eşinin yanına oturup onun elini tuttuktan sonra bakışlarını Chan'a çevirdi ''Tebrik ederim hyung.'' Chan içine düştüğü yalanı oldukça üstten olacak şekilde yanıtladı ''Teşekkür ederim Sungie.''

Hyunjin heyecanla sohbete dahil oldu ''Sen yokken Changbin hyung Pikachu oldu!'' Hanji duyduklarını anlamlandıramayarak sordu ''Ne?'' Changbin ayağındaki terliği çıkararak onu Hyunjin'e doğru fırlattı.

''Changbin'e elektrik çarptı da.'' diyerek basit bir açıklamada bulundu Seungmin. Hanji bu kez de merakla sordu ''Nasıl?''

Seungmin bulabildiği en basit bahaneyi dile getirdi ''Telefonunu şarja takarken oldu.''

Hanji gözlerini cam kubbenin içinde gezdirdi ''Buranın güvenli olduğundan emin misiniz? Camlar falan üstümüze düşmesin.''

Minho yanıtladı ''Burası gayet güvenli. Güvenliğimizi tehdit eden şey ise abin.''

''Ama telefonunu şarja takmak istemiş?'' Hanji'nin sorusu Seungmin tarafından yanıtlandı ''Bozuk adaptörü prize soktu.'' Hanji'ye yalan söylemek istemiyordu ancak şimdilik buna mecburdu.

''Neyse arkadaşlar.'' dedi Felix ayağa kalkarken ''Artık yaşlanacağım kaygınız olmasın. Kocam, biricik eşim artık tam kapsamlı bir cerrah. Ayrıca popo estetikleri de sizlere ücretsiz.''

''Popo estetiği olması gereken ilk kişi sensin.'' dedi Jeongin. Bunun üzerine Chan istemsiz bir davranış sergileyerek Felix'in poposunu avuçladı ''Hayır, onunki gayet ideal.''

''Bence ideal popoyu Minho hyung'a sormak lazım.'' diyerek söze karıştı Hyunjin. Hanji büyük bir hevesle Minho'nun yüzüne baktı. Minho birkaç saniye düşündükten sonra yanıtladı ''Bence en ideali Chan'a ait.''

Hanji kaşlarını çatarak sordu ''Neden?'' Minho eşinin gözlerinin içine bakarak yanıtladı ''Çünkü büyük olduğu için hava yastığı görevi görüyor. Üstelik su balonu gibi, oynaması zevkli.''

Hanji ve Lix aynı anda birbirlerine baktılar. Jeongin telefonunu çıkararak hüzünlü bir meme müziği açtı.

Hyunjin ise bağırdı ''Aşk-ı memnu!'' Minho ve Chan koltuktaki yastıkları alarak aynı anda Hyunjin'e doğru fırlattılar.

Jeongin isyan etti ''Ya! Benim sevgilim şeytan mı da ikide bir onu taşlayıp duruyorsunuz?'' sorusu Changbin tarafından yanıtlandı ''Şeytan değil, günah keçisi.''

Onlar didişmeye başladıklarında Minho, Hanji'nin kulağına doğru eğilerek fısıldadı ''Parfümümü kullanmışsın.''

Hanji eşinin gözlerinin içine bakarak yanıtladı ''Sana olan özlemimi ancak bu şekilde dizginleyebiliyorum.''

Minho gülümsedikten sonra Hanji'nin boynuna yaklaştı ve burnunu o noktalarda gezdirdi.

''Hiçbir parfüm senin kendi kokunu bastıramıyor. Çok güzel...'' Hanji boynuna çarpan sıcak nefes sebebiyle irkildi.

''Tehlikeli sularda yüzüyoruz.'' dedi diğerlerine belli etmemeye çalışarak. Minho bir kez daha burnunu Hanji'nin boynuna sürttükten sonra geri çekildi ''Sorun değil. Ne de olsa ben tehlikelere alışkınım.''

Hanji gözlerini Minho'nun dudaklarına kaydırdıktan sonra konuştu ''Özür dilerim Minho.''

Minho bu cümleye anlam veremeyerek sordu ''Ne için?'' Hanji gözlerini yeniden eşinin gözlerine sabitledi.

Minho'nun gözlerindeki endişeyi görmek kalbini sızlattı. Derin bir nefes aldı Hanji ve hemen ardından özrünün sebebini açıkladı ''Yapacağım şeyden dolayı özür dilerim.''

Sonrasında Minho'nun bir şey söylemesine izin vermeyerek aceleyle öne doğru uzandı. Eşinin yüzünü ellerinin arasına aldı ve onun dudaklarına kapandı.

''Ooo, bugün herkes formunda.'' dedi Hyunjin ve hemen ardından dudaklarını büzerek Jeongin'e uzandı. Jeongin parmağını Hyunjin'in dudağına bastırarak onu hafifçe itti.

Changbin, Minho ve Hanji'ye bakmamak için gözlerini kapadı. Ardından da elini Seungmin'in dizine yerleştirdi ''Bir şeyler yap çok fena oldum. Tansiyonum düştü, gözüm karardı.''

Seungmin de tıpkı Hanji gibi sevgilisinin dudaklarına kapandı. Chan onlara çatık kaşlarla bakarken Felix, Seungmin'i kurtarmak amacıyla devreye girdi.

''Öpücük istiyorum!'' diyerek kendisini Chan'ın kucağına attı. Hyunjin ise isyanla diğerlerini işaret etti ''Bizim dudağımız mı yok? Biz neden öpüşemiyoruz?''

Jeongin gözlerini etrafta gezdirdikten sonra Hyunjin'i kendisine çekip onun dudaklarına kısacık bir öpücük bıraktı.

Geri çekildiğinde ''Çok konuşuyorsun Hyunjin.'' dedi. Hyunjin gülümsedi ''Sonsuza kadar sustur o halde.'' ve Jeongin bir kez daha Hyunjin'in dudaklarına kapandı.

Desem de inanmayın.

Minho, Hanji'ye ''Sorun değil. Ne de olsa ben tehlikelere alışkınım.'' dedikten sonra ona sarıldı.

Bu cümleden sonra gerçekleşen her şey onları dışarıdan dikizlemenin bir yolunu bulmuş olan inek kostümlü garsonların edepsiz hayalleriydi.

Bir süre boyunca herkes gününden bahsetti. Boş sohbetler döndü ve nihayet sipariş edilen pizzalar geldi.

Hanji pizzayı ısırıp dilimi ağzından uzaklaştırdı. Pizzanın peyniri uzadıkça uzadı.

Hanji dilimi ağzına yaklaştırıp peynirin sarkan kısımlarını ağzına çekti ve dilimi yeniden kendisinden uzaklaştırdı. Hiçbir şey değişmedi. Biraz önce yaşanan şey tekrarlandı.

Bir kez daha aynı hareketi yaptı ve peynirin aşağıya doğru süzülen kısımlarını dişleriyle kesmeyi denedi.

Nihayet başarılı olabildiğinde derim bir nefes aldı. Ağzındaki lokmayı yuttuktan sonra da konuştu ''Peynir mi yiyorum peynirle mi güreşiyorum belli değil.''

Minho güldü ve Hyunjin'i işaret etti ''Bence sen yiyen tarafsın.'' Hanji bakışlarını Hyunjin'in üstüne getirdiğinde güçlü bir kahkaha attı.

Nasıl becerdiği bilinmez ancak Hyunjin kendisini kaşar peynirle kaplamıştı.

Şu anda tıpkı çizgi filmlerde eski evlere giren ve her yeri örümcek ağlarıyla kaplanan karakterler gibi görünüyordu.

Jeongin ise Hyunjin'in üstündeki peynirleri umursamadan pizzasının keyfini çıkarıyordu.

Hanji, Hyunjin'in varlığını çok seviyordu. Onunla birkaç dakika bile geçirebilmek Hanji'yi fazlasıyla mutlu ediyordu. Ve Hanji, Hyunjin'in olmadığı bir hayatı hayal dahi edemiyordu.

Abisinin önünde duran pizza kutusunu gördüğünde şaşırdı. Bakışlarını gizlice göbeğini kaşımakta olan Changbin'e çevirerek sordu ''Abi hasta mısın?'' Changbin anında yanıtladı ''Hayır, neden?''

Hanji kaşlarını kaldırarak kafasıyla birlikte kutuyu işaret etti ''Bitirmemişsin.'' Changbin karnına birkaç kez vurdu ''Diyet yapıyorum.'' bu kimseye inandırıcı gelmedi.

Chan ''11 dilim pizza yemişsin. Bu nasıl bir diyet?'' diye sordu. Changbin ise isyankar bir ses tonuyla karşılık verdi ''Eskiden olsa olsa 12 dilimin hepsini yerdim. Artık 11 dilim yiyorum. Bence aradaki fark çok büyük.''

Minho onun sözlerine katıldı ''Küçük adımlar gelecekte büyük farklar yaratır. Devam et Changbin.''

Hanji eşinin abisine destek vermesine sevindi. Changbin elini sol göğsünün üstüne yerleştirdi ''Eyvallah aslan abim.''

Hanji elini cebine sokup kurbağa figürlerini çıkardı ve onları orta sehpaya bıraktı. Pantolonundaki baskı hafiflediği için mutluydu.

Onları neden daha önce çıkarmadığını sorgularken Hyunjin ortaya konuştu ''Bende buna benzer bir şey var.''

Etrafını sarmış olan peynirlerden hızla kurtularak elini cebine sokup çıkardı. ''Ta da! Emanet kolyesi.''

Herkes Hyunjin'e garipçe bakarken Felix sordu ''O x-ray cihazlardan geçerken ötmez mi ya? Ama bu da bir takı. Yani ötmez bence.''

Felix'in kendi kendine yaptığı konuşma sona erdiğinde Seungmin sohbete dahil oldu ''Olur da öterse eğer kuş öttü dersin.''

Changbin de hemen arkasından başka bir şey söyledi ''Ya da direkt olarak emanetin emniyet kilidi dersin.''

Minho, Hyunjin'in elinde sallanan cisme boş boş bakarken Hanji sordu ''Hyung, neden böyle bir şey alma gereği duydun ki?'' ardından bunu sorduğuna pişman oldu.

Çünkü kendisi de Ohnim ve Jr. Hanji için minik hoodieler almıştı. Üstelik Hyunjin o hoodielerin varlığından haberdardı.

Neyse ki Hyunjin o konuyu hiç açmadı ''Jeongin beni karanlıkta bulabilsin diye.''

Jeongin utançla elini yüzüne kapatırken Hyunjin güldü ''Bir de karanlıkta bunu takıp dans edince güzel bir ışık gösterisi oluyor.''

Felix ayağa fırladı ''Dans demişken,'' telefonunu gösterdi ''Hadi dans partisi yapalım.'' Seungmin, Felix'i durdurdu ''Twister getirmiştim. Bence onu oynayalım.''

Bu fikir başta herkes tarafından reddedildi. Ancak Seungmin açtı ağzını yumdu gözünü ve herkesi oyuna katılmak için ikna etti.

''Keşke 10 dilim pizza yeseydim.'' dedi Changbin yeni pozisyonuna geçerken ''Karnımda yoğun bir baskı var.''

Hyunjin, Changbin'in poposuna oldukça yakın olan başını öne doğru eğip yalvardı ''Hyung lütfen bugün tüpündeki gaz çoktan bitmiş olsun.''

Dijital çark sıradaki oyuncuya, yani Hanji'ye alacağı yeni pozisyonu söyledi. Hanji yeni pozisyonunu aldığında Minho ile kafa kafaya gelmiş oldu.

Pozisyonundan ötürü zar zor gülümsedikten sonra ''Kaderimsin be adam.'' dedi. Saçlarını da Minho'nun saçlarına sürttü.

Minho titreyen bedenini ayakta tutmaya çalışırken yanıtladı ''Umarım bugün kader bizi ayırmaz Hanji'm.'' Hanji, Minho'nun zorlandığını anladığında ona psikolojik olarak destek sunmak istedi.

''Tam bir dilf, tam bir daddy, tam bir haşmet adamısın.'' Minho'nun alnından birkaç damla ter aşağıya doğru süzüldü. Boynundaki ve ellerindeki damarlar şişkindi.

Diyaframı zorlandığı için sesi de kalındı ''Sana layık olduğum sürece ne olduğumun bir önemi yok Hanji'm.''

Hanji şu anda kuduz köpek gibiydi ve Minho'ya hunharca saldırmak istiyordu.

Ama asıl kuduz köpekler dışarıdaydı. İnek kostümlü garsonlar her zamanki gibi ellerindeki çekirdekle birlikte içeriyi izliyordu.

Bu kez ekipman düzenleri de fazlasıyla iyiydi. Kamuflaj giyimlilerdi, sandalyede oturuyorlardı, atıştırmalıkları ve dürbünlü gözlükleri vardı.

Üstelik içeride yaşanması mümkün olan şeyler için iddiaya dahi girmişlerdi.

Yaptıklarının doğru olmadığını biliyorlardı. Ancak onlar bu hikayenin olmazsa olmazlarıydı ve her şeyi görüp bilmek istiyorlardı.

Felix bir gerideki noktaya ayağını koyduğunda birine çarptı ''Her kimsen özür dilerim.'' dedi kısık bir ses tonuyla.

''Benim aşkım, sorun yok.'' Felix sesin sahibini tanıdığında sırıttı ve kalçasını geriye doğru iterken konuştu.

''O halde rahat olabilirim.'' Chan dişlerini Felix'in kalçasına hafifçe geçirdikten sonra karşılık verdi.

''Yaslanabilirsin. İnan benim için hiçbir sorun olmaz.'' Felix arkasını görmeye çabalarken sordu.

''Ne o yoksa burnun beni mi özledi?'' Chan anında yanıtladı ''Evet.'' Felix sırıtışına hakim olamadı ve kendisini biraz daha geriye doğru itti ''Ne tesadüf. Bende senin burnunu özlemiştim.''

Jeongin yeni poziyonunu almayı denerken dengesini kaybederek yere düştü. Onun düşüşü domino etkisi yarattı ve herkesin yıkılmasına sebep oldu.

Hyunjin yerden kalkmaya çalışırken isyan etti ''Yok anam ya, ben cidden yaşlanmışım. Gelincik lakabımdan eser kalmamış.''

Seungmin acıyla ona katıldı ''Ben bile yaşlandım. Sizi hayal dahi edemiyorum.''

Tüm hyung line ağızları beş karış açık halde Seungmin'e doğru döndü. ''Seungmin ilk defa yaşlılığını kabul mu etti yoksa bana mı öyle geliyor?'' diye sordu Hanji. Herkes aynı anda yanıtladı ''Etti.''

Hep birlikte zar zor yerden kalkıp toparlandılar. Hepsi bitkindi ancak artık kutlama vakti de gelmişti.

Minho, Changbin'e bakıp tek kaşını havaya kaldırdı. Changbin ise anladım dercesine başını salladı.

Bunun üzerine Minho telefonunu çıkarıp kısa ve gizli bir ayarlama yaptı. Birkaç dakika sonra da cam kubbenin elektriği kesildi.

Hanji haricindeki herkes sahte bir telaşla telefonlarına yapıştı. ''Telefonumun ekranı açılmıyor.'' diye bağırdı Jeongin.

Hanji cebindeki telefonu çıkarıp ekranını açmayı denedi. Ancak güç düğmesine ne kadar basarsa bassın ekran açılmadı.

''Minho, bu senin işin mi?'' diye sordu yanındaki bedene. Minho kaçamak bir yanıt verdi.

''Elektrikle uğraşan kişi Changbin'di. Büyük ihtimalle manyetik alanı bozdu ve telefonlarımızın bataryalarının gücünü tüketti.''

Kolunu Hanji'nin bedenine sararak devam etti ''Gökyüzüne baksana, bugün hava çok güzel.'' Hanji bakışlarını gökyüzüne çevirdiğinde şok oldu.

Gökyüzünde Hanji'nin dronelardan yapılma bir portresi vardı ve hemen altında da ''İyi ki doğdun!'' yazıyordu.

Hanji gökyüzüne bakmaya devam ederken Seungmin de kendi elleriyle hazırladığı pastanın üstüne mum dikerek Hanji'nin tam karşına geçti.

Changbin mumları yaktı, Felix'in önderliğiyle birlikte de mutlu yıllar şarkısı söylenmeye başlandı.

Hanji başını onlara doğru çevirirken minik kıkırtılarına hakim olamadı. Birkaç yıldır doğum günleri fazlasıyla güzel geçiyordu.

Hayır, hediyeler ya da sürprizler sebebiyle güzel değildi doğum günleri.

Doğum günlerini güzel kılan şey sevdiklerinin onun için çaba harcamasıydı. Hanji yerdeki küçük bir taşı dahi hediye olarak kabul edebilirdi. Önemli olan birileri tarafından umursanmaktı.

Mumları üflemeden önce konuştu ''Bundan sonra başka bir hayatım olacaksa eğer ben yine sizinle birlikte olabilmeyi diliyorum.'' mumlar söndüğünde ışıklar açıldı.

Hediye ve pasta kısmı geçip gitti. Sakin eğlence kısmının ardından da her çift kendileri için kiralanmış olan cam kubbeli yapıya geçti.

Minsung ise kutlamanın yapıldığı kubbenin altında yalnız kaldı.

Minho sordu ''Bir şeyler izlemek ister misin?'' Hanji bir şeyler izlemenin yorgun bedenine iyi geleceğini varsayarak onayladı ''Olur.'' bunun üzerine Minho bilgisayarını açtı.

Hanji ekranı inceliyor, Minho'nun açacağı şeyi sabırla bekliyordu. Minho galeriye girdiğinde Hanji meraklandı. Minho elini bilgisayarından çektikten sonra Hanji'nin yüzüne bakarak konuştu.

''Bir haftadır meşgul olmamın ve sana yeterli kadar vakit ayıramamın sebebi sana en özel hediyeyi verebilmekti.''

Burukça gülümsedi ''Cam kubbenin altındayken kuzey ışıklarını görmek istiyordun. Fakat biz bunu bir sonraki tatile bırakmak mecburiyetindeydik.''

Hanji'nin ellerini kavradı ''Doğrusu gökyüzüne baktığında yıldızlardan veya kuzey ışıklarından çok daha güzel bir şey görebilmeni istedim. Bu yüzden senin görüntünü dronelara kodladım.''

Hanji'nin kalbi yoğun aşktan dolayı patlamak üzereydi. Minho'nun romantikliği fazlasıyla tehlikeliydi.

Minho çıtayı arşa çıkardıkça çıkarıyordu ve bu yarıştaki tek rakibi de yine kendisiydi. O rakipsizdi.

Hanji konuşmak için dudaklarını araladığı sırada Minho bir kez daha konuştu ''Ancak en özel hediyem bu değil.''

Bilgisayarına uzandı, onu alıp Hanji'nin kucağına bıraktı ''Sonunda çocukluğuna ait birkaç video kaydı bulabildim.''

Hanji merakla videolardan birine bastığında bunun market, dükkan veya o tarz bir yerden kaydedilmiş olan görüntü olduğunu fark etti.

''Bunları nasıl bulabildin?'' diye sordu heyecanla. Minho kocaman gülümsedi ''Çok eski ve silinen arşivleri karıştırmam gerekti.''

Ve iç sesiyle ekledi ''Devlet verilerini hackledim.''

Hanji mutluluktan ağlamaya başladı. Ailesi onun çocukluğunu video olarak kaydetmemişti. Bunun dışında da yalnızca birkaç çocukluk fotoğrafına sahipti.

Hepsi mecburi çekimlerdi. Yalnızca resmi evraklara koyulacak tipte fotoğraflara sahipti.

''Bunu, çocukluk anılarıma sahip olamadığımı ilişkimizin başlarındayken söylemiştim sana...'' dedi gözyaşlarını silerken ''Neden bu kadar iyisin Minho?''

Minho'nun yanıtı gecikmedi ''Çünkü iyilik dolu sevginle hayat buluyorum.'' Hanji kendisini eşinin kollarının arasına attı. Onu öylesine sıkı sarıyordu ki her ikisinin de canı yanıyordu.

''Bir şey daha var.'' dedi Minho ve hemen ardından Hanji'nin saçlarını öptü. Hanji geriye çekilirken sordu ''Nedir?''

Minho çantasına eğilip birkaç defter çıkardı ''Seninle çıkmaya başladıktan bir süre sonra bu defterleri yazmaya başladım.''

Güldü ''Defterlerimin varlığından haberdar olduğunu da sarı bir civciv aracılığıyla tesadüfen öğrendim. Bence artık yazdıklarımın tümünü rahatlıkla okuyabilirsin.''

Hanji defterleri mutlulukla kabul ederken Minho da konuşmaya devam etti.

''Çok nadir durumlar haricinde hislerimi hiçbir zaman saklama gereği duymadım. Söz uçar yazı kalır gerçeğinin farkına vardığımda ise sana karşı olan hislerimi yazıya dökme gereği hissettim.''

''Minho, tüm bu hediyeler çok güzel ama benim için en büyük hediye senin varlığın.'' dedi Hanji.

Ağlamamak için kastığı boğazı cayır cayır yanıyordu ''Beni bu kadar güzel sevdiğin için teşekkür ederim.''

Minho onun ellerini kavradı ''Hayatıma girdiğin, varlığınla beni kutsadığın için teşekkür ederim Hanji. İyi ki doğmuşsun, iyi ki varsın güzel sevgilim.''

Hanji'nin tüm dengesi sarsıldı. Bir yandan gülüyor diğer yandan ağlıyordu. Minho onun yüzündeki yaşları sildikten sonra parmağının altındaki yumuşak yanağı şefkatle okşadı.

''Videoları izlemeyecek misin?'' diye sordu Minho. Hanji unuttuğu videoları hatırladığında başını olumluca salladı.

Hepsini merak ediyordu. İlk videodan başlayarak hepsini izlemeye koyuldu. Ekrandaki küçüklüğünü ağlayarak izliyordu.

Sonuncu videoya bastığında şaşkınlıkla Minho'ya doğru döndü ''Minho, bu biz miyiz? Çocukluğumuz?'' Minho başını salladı ''Biziz bebeğim.''

Videoda Hanji koşarken yerdeki oyuğa takılıp düşme tehlikesi geçiriyor, Minho ise köpeğinin tasmasını hızla bırakıp Hanji'yi belinden kavrıyor ve onun düşmesini engelliyordu.*

Minho başını Hanji'nin omzuna dayayıp esprili bir tonda konuştu ''Düşmene izin vermeyeceğim demiştim. Bak, geçmişe gidip seni tuttum.'' Hanji keyifle gülümserken video akmaya devam ediyordu.

Videodaki Minho, Hanji'nin ensesine hafifçe vurup bağırdı ''Dikkatli olsana be bücür!'' ve küçük Hanji ondan ürküp kaçmak için harekete geçtiği sırada yeniden aynı oyuğa takılarak yeri boyladı.*

Hanji omzunu yukarıya iterek Minho'yu yattığı yerden kaldırdı ve kahkahalarının arasından sordu ''Emin misin? Daha çok beni düşürüyor gibisin.'' Minho gülerek yanıtladı ''Doğrusu pek de emin değilim.''

Hanji kucağındaki bilgisayarı orta sehpaya bıraktıktan sonra parmağını Minho'nun karnına hafifçe bastırdı.

''Bu yaptığının, yani geçmişte yaptığın şeyin intikamını alacağım senden Minho.'' ve saniyeler sonra ikisi arasında bir gıdıklama savaşı baş gösterdi.

Dakikalarca süren kahkahaları cam kubbenin dışından çok net bir şekilde duyuldu.

Ve gökyüzünde bulunan sekiz parlak yıldız aynı anda aynı yöne doğru kaydı.

-ฅ/ᐠ. ̫ .ᐟ\ฅ -

Bir sonraki bölüm:
Final

Đọc tiếp

Bạn Cũng Sẽ Thích

22.2K 2.8K 11
Jisung göremiyordu ama her şeyi hissedebiliyordu tıpkı onun için atan düzensiz kalp atışlarını hissedebildiği gibi. - bxb *angst değildir *Devam k...
131K 14.2K 19
anime izleyen jisung ve fanart cizen lee know
32.6K 4.1K 10
Hyunjin, ameliyattaki sevgilisi Jeongin'den bir mesaj alır. hyunin, half text, angst(?)