üç kılıç | hyunin

By luvejeongs

5.8K 642 1.1K

Yorma kendini boşuna. Yapabiliyorsan bana kendini kanıtla. Anca öyle ikna edersin. Kelimelerin beni kendine a... More

¹
²
³
¹⁰
¹¹
¹²
¹³
¹⁴
¹⁵ (minsung)
¹⁶
¹⁸
¹⁹
²⁰
²¹
²²
²³
²⁴
²⁵
²⁶
-F-

¹⁷

160 17 57
By luvejeongs

Hocaya bir haftadır yalvarmama rağmen benim yerimi değiştirmemişti. Hyunjin de sessizdi bir haftadır ben de. Ne kadar sinirli olsam da her gün, bir adım bekliyordum. Hyunjin arada bir espri yapıyordu. Komik gelse de gülmüyordum zaten. 

Ders zili çalmıştı ve sınıf yavaştan dolarken Hyunjin de gelmişti yanıma. İkimiz de sessiz bir şekilde duruyorduk sadece. Birden sınıfa dalan beden sınıftaki herkesi şaşırtmıştı.

"Hyunjin, gelsene bi"

"Noldu Jae"

"Burda konuşulmaz" demesinin ardından kalkışmışmıştı Hyunjin de. Sınıftan çıkmadan önce son bir kez arkasını döndüğünde de gözgöze gelmiştik.

Seungmine döndüğümde o da başını iki yana sallayıp bilmediğini belirtmişti. Bu sırada da Minho yanıma gelmişti.

"Jae senden hoşlanıyordu"

"NE? ŞİMDİ Mİ SÖYLENİR BU"

"Jeongin sen de hiç fark edemedin mi"

"Ya bakıyordu sürekli de ben tehdit olarak algılamıştım. Hyunjin ne alaka"

"Sence ne alaka"

"Dayak mı yiycek"

"Büyük ihtimalle"

"E niye engel olmayacaksınız"

"Bire bir de ondan"

"Benim yüzümden mi bu şimdi"

"Jeongin sormak için mi soruyorsun"

"Of ne bileyim ilk defa yaşadığım bi olay" derken bu sırada da yanımıza Changbin gelmişti.

"Arka bahçedelermiş, ama dayağı yiyen Jae sanırım" diye bilgi vermesi beni içten içe mutlu etmişti.

Hoca geldiğinde de herkes yerine geçmişti. Ama derse o kadar odaklanamıyordum ki. Hocadan tuvalet izni isteyip bahçeye inmiştim ben de. Arka bahçeye doğru gittiğimde Jae'nin yerde yattığını, Hyunjinin de onu yumrukladığını görmüştüm.

Yanlarına doğru koşup Hyunjini kaldırdığımda o da beni gördüğünde şaşırmıştı.

"Napıyosun sen burda"

"Gözün dönmüş senin. Sen napıyosun asıl"

"Sana ettiği lafları duysaydın" derken tekrar üstüne doğru yürümeye çalışmıştı. Belinden tuttuğumda durup sadece laf atmaya başlamıştı.

"Bırak da yedireyim laflarını Jeongin"

"Sıçtın sıvıyorsun, gecen sefer zaten çok zor kurtulduk sınav senesindeyiz diye. Şimdi napacağız Hyunjin ya"

"Sen gelmiyorsun"

"Hyunjin başıma ağrılar soktun" derken ellerimin hala belinde olduğunu yeni fark etmiştim. Ellerimi çekip bi adım geri çekildiğimde o da dudağının ucuyla gülüyordu.

"Ee napcaz"

"Revire gidelim"

"İyi tamam" derken Jaenin yanına gidip çökmüştü başına.

"Kalkabilcen mi sokuk"

"Siktir git Hyunjin" derken yavaştan ayağa kalkmıştı o da.

"Jeongin" demişti Jae.

"Ne var"

"Hyunjini seçtiğin için pişman olacaksın"

"Birini seçtiğim yok keş şunu" dememden sonra sessizce çıkmıştık revire.

Revirde neyse ki kimse yoktu. Jae kendi kendine bir yerleriyle uğraşırken ben de kollarım bağlı bir şekilde duruyordum. Bu sırada da Hyunjin yanıma gelip dibimde durmuştu.

"Dayağı yiyen ben olsaydım napardın" demişti sakin bi ses tonuyla"

"Dayak yiyen bir sen olmazdın. Ve dayağı yiyen de ben olmazdım" dememle tatmin olacak ki büyük bi sırıtmışla geri çekilmişti önümden. Bu sırada hemşire geldiğinde haliyle ne olduğunu sormuştu.

"Jae düştü de yardım ediyoduk"

"Yüz üstü mü düştü"

"Chae abla oraları karıştırmasak" dediğimde bir nefes verip tamam demişti. Genelde böyle kavgalarda susan taraf olurdu ve müdüre haber vermezdi.

"Nerde ettiniz kavgayı" derken Jaenin yüzüyle ilgileniyordu.

"Arka bahçe"

"Hangi kısmında"

"Kameralar görmez bence" demişti Hyunjin de. Rahattı benim aksime.

"Umarım öyledir" derken Hyunjine yönelmişti bu kez. Hyunjinin sadece kaşı patlamıştı. Ona da bir yara bandı yapıştırdıktan sonra Hyunjin ve ben çıkmıştık oradan. Sınıfa gelene kadar hocaya söyleyeceğim yalanı düşünmüştüm.

Sınıfın kapısını tıklamadan önce konuşmuştum cevabını beklemeden.

"Ben konuşacağım karışma" diyip içeri girmiştik. Hocadan özür dileyip açıklama yapmaya başlamıştım.

"Hocam ben tuvalete bi vardım Hyunjin de ordaymış. Midesinde problem varmış sanırım. Ben de nasılsın iyi misin falan derken revire falan gittik o yüzden geç kaldık"

"Bu ders sizi yok yazdım, teneffüste de rehberliğe gidiyorsunuz" dediğinde yerimize geçmiştik. Bizimkilere teneffüste anlatacağımı belirttikten sonra çantama yönelmiştim.

"Koduğumun rehberliği" diye mırıldanıp test kitabımı açarken Hyunjin de beni duymuş olacak ki cevap vermişti bana.

"Rehberlikçi benim teyzem. Bana hiç torpil geçmedi, yani ben hiç istemedim müdürlük olduğumda falan. Ben yine torpil istemem ama sen istersen eğer"

"Benlik bir şey yok zaten Hyunjin. Sen kendine iste torpili. Götüne tekmeyi çakacaklar zaten nerdeyse"

"Tamam, sırf sen dedin diye torpil istiycem" demesinin ardından göz devirmiştim.

"Muhabbet iyi gidiyor herhalde arka taraf" diye bağırmıştı hoca. Al buyur bu da taktı şimdi.

Çok geçmeden zil çaldığında Hyunjinle beraber çıkmıştık sınıftan. Sınıfımızın tam karşısında olan camekan rehberlik odasının kapısını tıklatmıştı Hyunjin. Beraber içeri girdiğimizde o iğrenç hava kaplamıştı bütün vücudumu.

"Ben de sizi bekliyordum" diyip masasının önündeki sandalyeleri işaret etmişti yüzü beş karış bir şekilde.

"Nerdeydiniz bakalım" demesiyle Hyunjinle gözgöze gelmiştim. Hyunjinden önce söze atladığımda Hyunjinin sinirden sandalyenin kenarını sıktığını gözümün ucuyla görebiliyordum.

"Jae geldi sınıfa, Hyunjini çağırdı. Sonra ben de merak edip peşlerinden gittim. İkisi arka bahçedeydi konuşuyorlardı. Ama Jae'nin dünden kalma sıkıntıları olduğundan dolayı revire götürdük onu da." diye sadeleştirebileceğim kadar sadeleştirmiştim.

"Hyunjine dönelim o zaman. Neydi konuştuğunuz konu"

"Ya hocam size hiç gelmedi mi Jae ile ilgili şikayet. Gözüne beni kestirmiş bu sefer de işte. Konuşarak hallettik biz."

"Size güveniyorum bu seferlik. Normalde uzatırdım ama. Şu an uzatasım yok. Jae'ye uyarı yaparım. Çıkın şimdi. Jeongin sen de Jae'yi çağır benim odaya" dediğinde kendi içimden bi küfür savurmuştum. Odadan çıktığımızda Hyunjin konuşmuştu.

"İstersen ben çağırırım"

"Gerek yok. Sen daha tehlikelisin zaten" diyip onu sınıfa gönderdiğimde Shuhua'nın da o sınıfta olduğunu bilerek yürümüştüm.

Sınıfın kapısından içeri doğru sarkarak ve sınıfa girmeyerek bağırmıştım içeri.

"Jae, rehberlik seni çağırıyor" dediğimde Jae yerinden kalkıp gelmişti. Ben de sınıfın önünden ayrılıp kendi sınıfıma doğru giderken arkamdan kulağıma eğilip "sürtük" demişti Jae. Arkamı dönüp kolundan tuttuğumda ben de fısıldayarak konuşmuştum.

"Yediğin dayak yetmedi mi Jae" diyip ittirerek elimi çektiğimde bir şey demesine izin vermeden girmiştim sınıfa.

Yerime oturup suyumu içerken benimkiler toplanmıştı etrafıma. Suyumu içtikten sonra anlatmıştım olayı sessizce. Hyunjin de sınıfta yoktu zaten.

"Ooha. Hyunjin dayak yer diyordum ben"

"Neyse, demek ki benden yiyecek bu haftaki dayağını" demişti Seungmin Jisung'a karşın. Bir şey diyememiştim. Seungmin de haklıydı sonuçta.

"Seungmin sen nasıl anladın Hyunjinin sevgilisi olduğunu?"

"Chan'la yazışırken Hyunjinle ilgili sevgilisiyle sıkıntı yaşıyor onunla uğraşıyorum tarzı bir şey demişti. Sonra toplamaya çalıştı tabi de. Yapamadı."

"Ha anladım."

"Ya benim çişim geldi" diyip yanımızdan gitmişti Felix de.

~Felix

Tuvalete vardığımda elimi yüzümü yıkamıştım bir iki kez. Aklımda sürekli Changbinin dersteyken elini dizime atması geliyordu. Kapının yanındaki peçetekikten peçete alıp elimi silerken Changbin çıkmıştı kabinlerden birinden. Elini yıkarken konuşmuştu benimle.

"Sen on sekize girmiştin dimi"

"Evet girdim" derken o da yanıma gelip kapıyı kapatmıştı yavaşça.

"Güzel, ben zaten geç yazıldım" derken neyi kastettiğini anlamıştım zaten.

"Ne diyosun Changbin" dememin ardından bir adım daha yaklaşmıştı bana.

"Ne diyorum Felix" derken bi elini yanağıma atmıştı ve okşuyordu. Bu hareketine karşın kabinin birine sokup kapıyı kapatmıştım aceleci davranmadan. O da bir yandan gülüyordu amacına ulaşmış gibi.

Beni duvara ittirip kendisini de bana ittirdiğinde derin bi nefes almıştım içime. Çünkü soluksuz bir şey yapacakmışız gibiydi. Kollarını belimde bağlayıp beni hafifçe kucağına aldığında  ben de bir elimi saçlarına bir elimi de boynuna atmıştım. Haliyle ondan yüksekteydim ve başımı eğerek konuşuyordum.

"Changbin-ah"

"İleriye gitmek yok çilli" diyip dudaklarıma uzandığında ben de karşılık vermiştim ona. Bir zamandan sonra ellerim yanaklarını bulmuştu. Gözlerimiz kapalıydı, ama birden ağzını açmasıyla minik bi inleme vermiştim ağzına. İkimizin de gözleri ayni anda açılırken geri kapanmıştı tekrardan.

Uzun soluklu bir öpüşme olmadan, bizi bölen şey kapı çarpılmasıydı. Changbin beni kucağından indirirken içeri girenden uzun bi süre ses gelmeyince tırsmıştım, ama sonrasında nihayet konuşmuştu.

"Felix, tuvalete gidicem demiştin" diyen tanıdık sesi duyduğumda bi nefes vermiştim.

Kapıyı açtığımda Jisung ile göz göze gelmiştik ve anında gözlerini büyüterek ağzı açılmıştı.

"Oha diyorum." derken Changbin arkamdan sıyrılıp ayrılmıştı yanımızdan.

"Olum naptınız lan"

"Naptım hata mı yaptım gece kulüplerine gitmeyelim barlara gitmeyelim arkadaşlarından uzak tut sevmiyorum beğenmiyorum aile gibi yaşayalım dedim"

"Felix boş yapıyorsun amına koyayım?"

"Ya of öpüştük koklaştık işte bi şey yok"

"Vizyonsuzluğunuza hayran kaldim tuvalet kabini"

"Biz hayatı romantikleştiremedik kusura bakmayın Bay Han"

"Neyse zil çaldı yürü gidelim"

"Of biz sıra arkadaşıyız napcam şimdi"

"Az önce öpüştüğün adamdan mı utanıyon"

"Utanmak değil napacağımı bilmiyorum" derken yürümeye başlamıştık koridorda.

"Ondan adım bekle o zaman"

"Kendim uğraşırım tamam senden tavsiye istemedim"

"Götüm"

SELAM

HERKES OLURKEN HYUNİN:

Continue Reading

You'll Also Like

28.9K 4.3K 38
Rastlantılara inanmayacak kadar gerçekçi bir adamı ihtimallere sıkıştıran bir ajan... Kore İstihbarat Teşkilatı'nda çalışan Hwang Hyunjin'in yeni gör...
2.2K 377 27
Bambaşka krallıklara ait olan 4 arkadaş kraliyetin tek varisleri olarak özel bir okuda ders ağitimi almaya başlarlar. Ta ki karşılarında onları bekle...
39.4K 1.6K 17
Alaz'la Asi yer değiştirmiş olsa nasıl bir dinamikleri olurdu çok merak ettim. Yaman, Alaz ve Cesur'un birlikte büyüdüğü; Asi'nin Soysalanlar'ın kız...
10.3K 1.4K 15
"Aşk çocuğu," Felix gülümseyerek söyledi. Hyunjin durdu ve ona kısa bir bakış attı. "Gerçekten bu yüzden mi aşk çocuğu diyorlar?" 16.10.22