Mafya Doktor

By GeceyarisiLeydisi

78.4K 3.9K 4.8K

Bu benim ilk kurgumdur. Okumanızı öneririm. İnşallah kitabı beğenirsiniz. ........ Ben Sedef Gaye. Çok ünlü a... More

1.Bölüm
2.Bölüm
3.Bölüm
4.Bölüm
5. Bölüm
Karakter Tanıtımı
6.Bölüm
8.Bölüm
9. Bölüm
10.Bölüm
DUYURU
11.Bölüm
12. Bölüm
13. Bölüm
14. Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm
17.Bölüm
18.Bölüm
19. Bölüm
20.Bölüm
21.Bölüm
22. Bölüm
23.Bölüm
24.Bölüm
25.Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm
28. Bölüm
29. Bölüm
30. Bölüm
31. Bölüm
32. Bölüm
33. Bölüm
34. bölüm
35. Bölüm
36. Bölüm
37. Bölüm

7.Bölüm

3.1K 145 88
By GeceyarisiLeydisi

Bir sonraki bölüm hazır olduğu için sizi bekletmek istemedim. Günde 2 bölüm attım. Severek okuduğum bir kitap var. Harry Potter fanları için güzel bir kitap. Yazarımız  emmanarsissamalfoy kitabın adı da Karanlık Sırlar. Okumanızı öneririm.
Neyse hadi bölümü okuyun yorum yapıp beğenmeyi unutmayın...

.....

Birkaç şey daha konuştuktan sonra arabaya bindim. Arabayı son gaz biyolojiklerin evine sürdüm. Alp’e söz vermiştim burada kalacaktım...

Eve geldiğimde pardon konağa geldiğimde hızlıca içeriye girdim. Odama doğru giderken birinin bana seslendiğini farkettim. Arkama döndüğümde Egemen'i gördüm.

"Neredeydin be kızım?" Deyip bana sarıldı. Üzerinde deri bir ceket vardı. Üstünde siyah bir tişört altında ise kot bir pantolon vardı. Ben ona sarılmadım. Bunu farkettiğinde hemen geri çekildi.

"Kaç kere aradım. Ulaşamayınca korktum. Şimdi polise gidiyordum." Dediğinde sinirimi yatıştırmaya çalışarak derin bir nefes aldım.

"Tamam merak etmeyin. Benim işlerim bazen uzun sürebiliyor." sesim çok cansız çıkmıştı. Aklımda bir sürü düşünce varken şu an en son düşüneceğim şey Egemene hesap vermek olabilir.
çocuk seni merak etmiş Sedef abartma
merak etmesin ya. Kimse beni merak etmesin. Şu zamana kadar kimse merak etmedi bundan sonrada etmesinler, istemiyorum.

"Tamam ama bundan sonra haber ver." Allahım sen bana sabır ver. "Tamam veririm. İyi geceler." Deyip hemen odama gittim.

Üstümdekileri çıkarttım ve üzerime pijamalarımı geçirdim. Kendimi yatağa bıraktım. Telefonuma baktığımda Poyraz çevrim dışıydı.

Üstüne tıkladım. En son görülme 20.06 idi. Poyrazın hakkında kısmına girdim. 'ya yemek yiyordur ya uyuyordur.' yazıyordu. Profiline girdim.

( Poyrazın profil fotoğrafı)

Sinirle yüzümü buruşturdum.
"Kimsin sen Poyraz Akay?"
Bu soru kafamı kurcalarken uykuya daldım.

Sabah uyandığımda saat 09.30’du. Baya geç uyanmışım. Beni uyandıran ise dışarıdaki bağırış çağrışlardı. Gözümü ovuşturarak dışarıya çıktım. Gördüğüm manzara çok güzeldi.

Egemen Ahu’yu kovalıyor, Ahu’da ondan kaçıyordu. Duvarda ise Esila yani yengem koluna attığı havluyla duruyordu. Bir dakika Egemenin kafasındaki şey ne? Lan bu cadı şapkası.

"Gel bakalım prenses."
"Olmaz baba, banane ben yıkanmayacağım." Birden Egemen Ahu’yu yakaladı ve kucağına aldı.

"Ama burda baban yok, burda büyük ve güçlü bir büyücü var. Ve bu büyük büyücü sana yıkanman gerektiğini emrediyor." kıkırdadım.

"Hayır yaa. Anne ben yıkanmak istemiyorum." Egemen Ahu’nun yanaklarını öpmeye başladı.
Birden durdum. Ben küçükken hiç böyle bir şey yaşamadım. Ben ve Alp hiçbir zaman oyun oynamamıştık. Oynayamamıştık... Oynatmadılar...

Gözümden bir yaş geldi ama kimse görmeden sildim.
"Baba ya!" Diye bağıran Ahu'nun bakışları bana kaydığında ona gülümsedim.

"Hala beni kurtar." gülümsedim ve onlara doğru yaklaştım. Egemen hemen Ahu’yu kucağıma verdi. "Gel bakalım halacım. Ne istiyor senden bu koca kötü büyücü."

"Yıkanmamı..." konuşurken aynı zamanda dudaklarını büzüştürdü aşırı tatlı duruyordu. Egemen kafasından cadı şapkasını çıkardı. Esila ise gülümseyerek duvardan ayrıldı ve cadı şapkasını aldı.

Ahu’yu sulu sulu öptükten sonra  koklamaya başladım.
"hmmm bence kötü büyücü haklı. Sizin yıkanmaya ihtiyacınız var prenses Ahu."

"Banane ya."
"Ama bak eğer yıkanmazsan yakışıklı prens gelmez yanına."
Egemen yalandan öksürmeye başladı. Bende bunu farkedip lafımı değiştirdim.

"Yani gelmezse de bir şey olmaz. Çünkü seninde bir prense ihtiyacın yok. Şu an güzel, güçlü bir prenses büyüyüncede güçlü ve kudretli bir kraliçe olacaksın. Ama bütün bunları yapmak için önce yıkanman gerek."
"Cidden mi?"
"hıhım cidden."
"Tamam o zaman baba ben yıkanmak istiyorum." Egemen gülümsedi.

"Tamam kızım git bakalım annenin kucağına." Ahu hızla kucağımdan indi ve Esila’nın kucağına gitti.
"Gel bakalım prenses." Esila onu koskocaman öptü ve banyoya doğru gitmeye başladı. Egemen bana baktı ve konuşmaya başladı.

"Teşekkür ederim."
"ne demek."

Egemen daha da bir şey demeden gitti. Gitmeden önce başımın üstüne bir öpücük kondurmuştu. Çok güzel hissettirmişti. Silkinip ben de odama doğru gittim.

....

Yatakta telefonum ile uğraşırken telefonum ötmeye başladı. Arayan Merve idi. Telefonu açarken dua ediyordum. Umarım düşündüğüm şey yoktur...

"Alo?"

"Alo Merve bulabildin mi bir şey?"

"Evet bir şeyler buldum. Bir iyi bir kötü haberim var."

"İyi olandan başla." iyi bir şeylere ihtiyacım vardı.

"Yapabildiğim kadar bilgi buldum instagram hesabına kadar. Bu iyi haber."

"Kötü haber?"

"Kötü haber, Poyraz Akay hakkında bir yerden sonra başka bilgiye ulaşamıyorum. Sanki biri bulmamızı engelliyor."

"Nasıl öğrenemezsin Merve. Lavinya’nın güçlerini kullansana!"

"Kullandım ama yok bir yere kadar gidebiliyorum. Senden güçlü biri engelliyo."

"Offf tamam 'O'na sorarım. O belki bilir sen ulaşabildiklerini söyle."

"Hemen söylüyorum. Poyraz Akay... 26 yaşında, İzmir’de doğmuş. Üniversiteye kadar Türkiye de kalmış. Üniversitede tıp fakültesini kazanıyor. Okumak için İngiltereye gidiyor. 6 yıl orada kaldıktan sonra türkiyeye geri dönüyor. Sıcakkum’da Akay olarak tanınıyor. Sanırım en iyi dövüşçüymüş. Sonra oradan kazandığı parayı... " burayı biliyorum zaten.

"Oradan kazandığı parayı biraz biriktirir sonra yüklü bir miktar olunca çeker ve gider. Biliyorum geç buraları. "diye sözünü böldüm.

"T_tamam. Senin çalıştığın hastande acil servis doktoru olarak çalışıyor. Şu an yaşadığı evi buldum birde. Tatlı, şık bir sitenin içinde küçük bir daire. Konumunu ve İnstagram hesabını sana atarım. Bitti bu kadar."

"Nasıl bitti? Bu kadar mı? "

”Evet bu kadar. "

"Merve çıldırtma beni. Abisi veya kardeşi var mı? Anne ve babası nerede? Doğup yaşadığı ev nerede? Bu 6 yıl boyunca Türkiye’ye döndü mü? En önemli bilgileri bulamadın mı?"

"Dinlemiyor musun sen beni? Diyorum ya senden üstün bir güç engelliyor diye. Hem sen ne yapıcaksın çocuğun ailesini? Kızım aşık mı odun çocuğa? Niye abisi veya kardeşi var mı yok mu diye araştırtıyon?"

"Sonra anlatırım Merve ama 'O' ile konuşaman lazım bak çok önemli."

"Tamam.”

Telefonu kapattıktan sonra kapımın çalındığını duydum.
"Gel.”
Kapıyı açanı gördüğümde kaşlarımı kaldırdım. Annem...

"Kızım ben kek yapıcam sende gelir misin diye soracaktım." afalladım. Sinirimi çaktırmamam lazım.

"Tamam ben birazdan gelirim."
Hemen dolabımdan Alp ile olan evimizden getirdiğim rahat bir kıyafet aldım ve giydim.

(kıyafet)

Sonra odadan çıkıp mutfağa doğru ilerledim. Mutfağa vardığımda annem bir önlük giymiş malzemeleri çıkartıyordu. Beni gördüğünde sıcak bir tebessüm yerleştirdi yüzüne.

"Hoşgeldin kızım. Gel şu önlüğü giy sonra başlayalım yapmaya." başımla onayladım.
“Herkes nerede?” Diyerek anneme baktım. Evde hiç ses yoktu.

“Görkem ile Çağın ders yapıyor. Ahu okulda Oğuz ise uyuyor. Diğerleri de işe gitti” dediğinde kafamı salladım ve uzattığı önlüğü aldım.

Önlüğü giydikten sonra bir kap aldım ve keki yapmaya başladık. Aslında her şey çok normal gidiyordu. Benim  yanlışlıkla unu tabak dışında her yere dökene kadar.

Nasıl becerdiysem yüzümde bile un vardı. Annem ilk baş fark etmese de daha sonra yüzümü görünce gülmeye başladı. Kadının gözünden yaş geldi lan.
normal
hakkat normal.

"Tamam kızım tamam ben düzeltirim." gözünden gelen yaşları silerken yanıma geldi ve yüzümü silmeye başladı. Ben kendimi daha rahat hissetmeye başlamıştım.

"Hadi bakalım ne kaldı geriye?"
Ben çiğ keke aşkla bakarken hala saçımda duran unları umursamamaya çalışıyordum. Bu hayatta çiğ olarak yemeyi sevdiğim şeylerden biri dolma diğeri ise çiğ kek. Dayanamadım ve parmağımı çiğ keke soktum ve parmağımı yalamaya başladım. Annem bu hareketime şaşkın şaşkın bakarken ben beğendimi dile getiren sesler çıkardım. Annem acıyla gülümsedi.

"Sevdin mi tadını?"
"hıhım." ben parmağımı ağızıma soktum. Aslında bu hareketime herkes iğrenerek bakardı ama annem... Daha çok gururla bakıyordu.

"Ben de çok severim çiğ keki. Hatta ailede tek keki çiğ yemeyi seven benim." sonra birden hata yapmış gibi konuşmaya devam etti. "Yani bendim. Artık sende varsın." ben ağızımdaki parmakla kalakalırken annem buna güldü.

Oda parmağını çiğ keke batırdı ve parmağını yalamaya başladı. Düşündüğümde yüzü bana çok benziyor.

Ben parmağımı ağızımdan çıkardım ve konuşmaya başladım. "Tamam şimdi çikolata parçaları kaldı geriye başkada bişi kalmadı." Birden annem burnumun ucuna parmağı ile çiğ keki sürdü. Ben bi burnuma bi anneme bakarken o gülümsüyordu. Bende güldüm ve parmağımı çiğ keke batırdım ve annemin burnuna sürdüm. İkimizde birbirimize gülmeye başladık.

Ben artık gülmemeye çalışıyordum.
"Tamam yeter bu kadar... Anne artık çikolata parçalarını katmamız lazım." Annemm gülmeyi kesti. Ve bana şaşkınca bakmaya başladı. Gülümserken konuşmaya başladı.

"N_ne dedin?"
"Ne dedim? Ha anne artık çikolata parçalarını katmamız lazım. Fırın acayip fazla ısındı."
Annem neden ağlıyor?
Sedef ona ilk defa sen anne dedin.
Ne?
Ben ona anne mi demiştim?

Benim de gözümden bir yaş geldi ama hemen sildim. Sümeyye hanım yani anneme yaklaştım. Ona kocaman sarıldım. O hemen saçlarımı okşamaya başladı aynı anda ağlıyordu.

Ben ona sıkıca ve içtenlikle sarıldığımda daha rahat ağlamaya başladı. Sonra konuşmaya başladı.

"Özür dilerim kızım. Özür dilerim. Hepsi benim suçum. Senin bu kadar yıl benden uzakta durman. Bu kadar eziyet çekmen hepsi benim suçum. Sana hiç annelik edemedim. Özür dilerim..." hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı bende ağlıyordum. Onu sakinleştirmeye çalıştım.

"Tamam anne tamam. Her şey bitti. Ben artık buradayım. Bütün bu kaybettiğimiz yılları telafi edeceğiz sana söz veriyorum.” yanaklarını öpmeye başladım. Göz yaşlarını sildim. Bana baktığında güldü.

"Ben sana annelik yapamadım kızım affet beni. Baksana şuan bile sen benim annem gibisin. Seni ilk kucağıma aldığımda öyle güzel uyuyordun ki? Seni hiç bırakmak istemedim. Eğer böyle bir şey olacağını bilseydim sana yemin ederim seni asla bırakmazdım."

"Tamam annecim tamam hepsi geçti. Merak etme yeni bir hayat kuracağız sana söz veriyorum." yanağımı öptü.
Göz yaşlarımı sildi. Sonra gülerek kendi göz yaşlarını sildi.

"Tamam hadi keki yapmaya devam edelim. "

Bende gülümsedim. Ve ikimizde işimizde devam ettik. Keki pişirdikten sonra ki bir kekte değildi. Tam tamına 3 kek yapmıştık. Yani bizim gibi koskocaman bir aile için bile fazlaydı o derece.

Ben keki dilimlerken annem bir kap getirdi. “Kızım kek çok fazla oldu. Bir kaç dilim iş arkadaşlarına götürürsün." ben kafamla onayladım.

Annem kaba 6 dilim koydu sonra kabın kapağını kapattı. Bana doğru uzattı ben aldım. Anneme döndüm ve "Anne ben bu gün gece vardiyasındayım o yüzden..."

"Tamam kızım sen dinlen." yanağını öptüm ve odama doğru çıkmaya başladım. Odaya vardığımda bir sırt çantası hazırlamaya başladım.

Çantaya 1,5 litrelik su, annemle yaptığımız kek, not defteri, para, ilaçlarım, şarj aletim ve birkaç kalem koydum. O sırada kapı tıklatıldı. Gidip kapıyı açtığım da karşımda veledimiz Çağın vardı. Ben konuşacakken hemen konuştu ve “Abla, Allah aşkıma şu sorular da bana yardım et. Yarım saattir Görkem abim çözemedi.” Dediğinde küçük bir kahkaha attım.

“Tamam velet. Yapalım sorularını.” Kafasını sallayıp önden gitmeye başladı.

Bir odaya gelmiştik. Gri sede bir odaydı. Oha! Bilgisayara bak!
Bilgisayarın yanına doğru ilerledim ve dokunmadan sevmeye başladım.

“Nikah dairesine ne zaman gidelim bebeğim.” Dediğimde arkadan Çağın’ın kahkaha sesleri gelmişti.

“Gaye, çöpe attırma onu bana” diyen Görkem ile gözlerimi dehşetle açtım.
“Görkem, eğer böyle bir şey yaparsan seni elimden alamazlar.” Dediğimde o da dehşetle gözlerini açtı.

“Sakin olun lütfen! VE ŞU SORULARIMA BAKIN!” Diyen Çağın ile somurtarak bilgisayarın yanından ayrıldım ve test kitabının yanına gittim.

Soruyu bir dakika da çözmüştüm. Zor soruydu ama kısa yolunu bilirsen hemen çıkıyordu.

“Abla...”
“Çağın...”
“Twin...”
“Görkem...”

İkisi de bana çok değişik bakıyordu. Üstümde de hiçbir şey yok. “Ne bakıyonuz lan! Açıkta yerimiz mi var?” Dediğim de aynı anda yüzlerini buruşturdular.

“Abla, sen bu soruyu nasıl çözdün?” Diyen Çağın ile çözümünü anlattım. İkisi de onaylayan mırıltılar çıkarmıştı.

Yarım saate tüm sorular bitmişti ve aşırı derecede uykum gelmişti. “Ben gece mesaisinde çalışacam. Yatmam lazım. Hadi iyi geceler.” Deyip odama ilerledim.

Kendimi yatağa attım ve telefonuma son bir kez baktım. Poyraz'dan mesaj gelmişti.

Orman gözlüm : artık uyuman gerek.

Orman gözlüm : ben uyuyorum sende uyu gece çok işimiz var.

Siz: sana iyi geceler değil iyi akşamlar. 😉

Kıyafetlerimi asla değiştirmedim. Çünkü ne gerek vardı? Uyu işte bunlarla rahat bunlar. Üşeniyorum değiştirmeye.

Yastığı düzelttiğimde Merve’nin yolladığı adrese baktım burayı biliyordun. Tamam güzel en azından nerede oturuyor biliyorum.

İnstagram hesabına girdim. Bir kaç fotoğrafı dışında diğerlerinde yüzü gözükmüyordu ve doktorlukla ilgiliydi. Bir fotoğrafı benim ilgimi çekmişti. Bu fotoğrafta Mona Lisa’nın yanındaydı. Fransaya mı gitmiş? Onun hakkında hiçbir şey bilmiyorum. 'O' umarım bana bu konuda yardım eder.

(fotoğraf)

Birkaç fotoğrafına baktıktan sonra telefonumu kapattım. Tam gözlerimi kapatacakken kapı tıklatılıp açıldı.

Oraya baktığımda gelen Görkem’di. Neredeyse hiç konuşmamıştık. Sanki beni tanımak istiyordu.

“Hmm şey... Birlikte uyumak ister misin?” Dediğinde gülümsedim. Çok tatlı görünüyordu. Galiba onlara alışıyordum.

Yatakta yana kaydım ve örtüyü kaldırdım “Gel buraya.” Dediğimde hızlıca yanıma geldi. Yatağa yatıp sıkıca bana sarıldı. Boğuluyorum galiba...

Karnına yumruğumu geçirdiğimde ikimizde nefes almaya çalışıyorduk.
“Elin ağırmış.” Dediğinde küçük bir kahkaha attım. Gözleri gülüşümde takıldı. Hemen ciddi halimi aldım.
Ellerini dudaklarımın kenarına getirip dudaklarımı yukarı kaldırdı.

“Ciddi olma. Gülmek sana çok yakışıyor.” Dediğinde ona sımsıcak gülümsedim.

Bu sefer ben ona sarılmıştım. Kendimi tamamlanmış gibi hissediyordum. Bir ikizinin olması çok güzel duyguymuş.

“İyi uykular twin.” Dediğinde
“İyi geceler ikizim.” Deyip kendimi derin bir uykuya bıraktım.

.....

Bölümü inşallah beğenmişsinizdir. Bundan sonraki bölüm bildiğiniz gibi Poyraz ile doktorluk maceraları.
Yazmamı istediğiniz şeyler varsa söyleyebilirsiniz.
Yıldız tuşuna basmayı unutmayın canlarım sonra görüşürüz...

Continue Reading

You'll Also Like

523K 31.2K 32
ablasına yazacakken yanlışlıkla dünyaca ünlü boksöre yazan Ahu 💋💋 Herşey kurgu gerçek hayatla bağlantısı yoktur.
65.5K 3.8K 23
☆"Kayla ne biçim isim Rus musun sen?" "Hatırlatma travması var"
6.4M 207K 103
Karan Haznedaroğlu. 27 yıldır her istediğini elde eden, sadece adıyla bile bütün kapıları açabilecek bir adam. Şimdi her şeyden çok istediği bir şey...
387K 22.5K 44
Staj yaptığım hastanede karışan o kız çocuğu bensem?