Özgürlüğe Düş

By Gazelll0

449K 14.1K 21.1K

Gazel'in sıradan ilerleyen hayatını altüst eden takıntılı ve saplantılı Gencer Kaya , Gazel'e gerek yaptığı e... More

1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
51
52
53
54
55

50

1.6K 61 9
By Gazelll0

Düğün bitmişti ama bende bitmiştim resmen. Herkesin gönlünü hoş tutmak ne kadar zor bir şeydi böyle ya. Herkesi uğurladıktan sonra biraz eğlence yapmış ve dağılmıştık. Saat 12.00'dı.
Sabaha kadar evi ve bahçeyi eski haline getirecek olmaları şuan benim için bir lütuftu. Çünkü cıvkım çıkacaktı neredeyse.

Pusat beni kucağına aldığında anın şaşkınlığıyla ne olduğumu şaşırmıştım. Göz kırpıp kapıdan içeri girip ayağıyla kapıyı kapadığında merdivenlerden çıkmaya başlamıştı. Odaya girdiğinde beni yere indirdi. İşte şimdi bir heyecan kaplamıştı yüreğimi. Kalbimin hiç bu kadar hızlı attığını görmemiştim daha önce.

Birbirimize baktığımızda onun da heyecanlı olduğunu görmüştüm. Bir iki adım atıp arkama geçtiğinde boynumdan öpmüştü. Yavaşça gelinliğimin arkasını açtığında iki eliyle kollarımı tutup kendisine çevirdi.

"Hiç bir şey için zorunlu değilsin meleğim. Ben seni her zaman bekledim her zaman da bekleyeceğim. Korkma sakın."

Tebessüm edip başımı salladığımda korkularımı biliyordu. Neler yaşamıştım, kolay değildi ama sevgim her şeyden öndeydi benim için.

"Şimdi gidelim ve namaz kılıp şükredebildiğimiz kadar şükredip mutluluğumuzun devamı için dua edelim."

Tekrar başımı sallayıp sarıldığımda kalbinin çok hızlı attığını farketmiştim. Derince nesef alması onun da çok heyecanlı olduğunu gösteriyordu.
O namazını burada kılarken ben makyajımı silip saçımı açıp taradığımda abdestimi de alıp giyinme odasına geçmiştim.

Namazımı kılıp güzelce dua ettiğimde üzerime saten beyaz geceliği giyindim. Üzerimi kapaması için takımı olan hırkasınıda giyinmiştim. Saçımı üstten dağınık bir topuz yaptığımda derince bir nefes aldım. O kadar heyecanlıydım ki. Ama biliyordum Pusat beni incitmezdi. Beni hiç bir şeye zorlamamıştı. O bu dünyada hayatıma kazandığım tek varlıktı.

Kapıyı açıp odaya girdiğimde yatakta oturuyordu , düşünceliydi. Geldiğimi gördüğünde gözlerinde bir ışıltı görmüştüm. Yanına gidip oturduğumda elini tuttum.

"Senden hiç korkmadım , asla da korkmam. Sen bana zarar vermezsin biliyorum. "

"Beni üzmemek içinse eğer....."

Başımı olumsuz anlamda salladığımda elimi yanağına koymuştum.

"Senin böyle bir şey için kırılıp üzülmeyeceğini biliyorum. Seni seviyorum Pusat. Biz bir olalım istiyorum. Tek bedende yaşayalım istiyorum."

"Tek hediyem sensin , sevgilim, karım, yaşamam içim tek sebep sensin"

Dudağıma yöneldiğinde pır pır atan kalbim pek de yardımcı olmuyordu ama birbirini seven iki insan her şeyiyle mutluluklarını paylaşabiliyordu.

..................

Gözlerimi açtığımda belimde hafif bir ağrı olsa da hareket edemeyecek kadar değildi. Sızı gibiydi daha çok. Benim koca adamım çok naif ve düşünceli bir insandı ve çok hassas davranmıştı bana. Banyomuzu yapıp kıyafetlerimizi giyindiğimiz için kollarının arasından yavaşça kalkıp geceliğimin hırkasını giyindiğim gibi aşağıya inmiştim. Mutfağa girdiğimde kahvaltı hazırlamak için İçeri Maviş girdiğinde yanağından öptüm.

"Sen git dinlen mavişim. Her yer temizlendi zaten kahvaltıyı da ben hazırlarım."

"Yormasaydın kızım kendini ben hazırlardım."

"Yok yok yorulmam ben. "

Gülümseyip gittiğinde kahvaltıyı hazırlamaya başlamıştım. Yaklaşık bir saat içinde her şeyi hazırlamıştım. Zaten çoğu şey hazır duruyordu dolapta. Son olarak ekmeği almak için mutfağa girdiğimde elime aldığım ekmek ve belime dolanan kollarla olduğum yerde kalmıştım.

"Günaydın meleğim."

"Günaydın koca kurt."

Yanağımdan öpüp ekmeği elimden alıp doğradığında masaya geçip oturmuştuk. Kahvaltımızı yapmaya başladığımızda Pusat'ın konuşmaya başlamasıyla dikkatimi ona verdim.

"Balayı için nereye gitmek istersin?"

Gülümsediğimde ağzımdaki lokmayı yutup cevap verdim.

"Aklımda belirlediğim kesin bir yer yok."

"Düşün meleğim ona göre söyle bana."

"Aslında bir yer var."

Merakla yüzüme baktığında gülümseyerek konuşmaya başladım.

"Beni kaçırdığın şu dağ evine ne dersin. Hem kafa da dinleriz biraz."

Düğünden sonra insan sesinden neredeyse bezmiştim. Tamam çok güzel bir şeydi bizimle ilgilenmeleri ama her yerden ayrı ses geliyordu ve ben o kadar kalabalık ortamda neredeyse hiç bulunmamıştım.

"Sen oraya gitmek istiyorsan konu kapanmıştır meleğim. Hazırlan çıkalım istiyorsan. Gitmişken de 2, 3 hafta kalır biraz kafa dinleriz."

"Tamam o zaman hazırlarım ben bir şeyler."

Gülümseyerek tamam dediğinde bende gülümsemiştim. Yemeğimizi yediğimiz gibi masadan kalktığımda merdivenlere yönelmeden Pusat bileğimden tutup yanağımdan öpmüştü. Bende kanat dövmesi olan kalbinin üzerini öptüğümde merdivenlere yöneldim.

Pusat iş için bir kaç telefon görüşmesi yapacak bende o sırada valiz ayarlayacaktım. İkimize büyük boy iki valizin yeteceğini düşünüyordum.
Gerekli olacak yada olmayacak her şeyden birer tane koyduğumda valizler hazırdı. Sonuçta bizim hayatımızda ne olacağı belli olmuyordu.

Valizleri çekiştirmeye başladığımda sinirli bir ses peyda olmuştu kulaklarımda.

"Gazellll!"

Kafamı kaldırıp kaşları çatık Pusat'a baktığımda şirince gülmseyip ellerimi valizlerden çektim.

"Ben de sana seslenecektim şimdi hayatım. Taşır mısın şu iki koca valizi."

Bir şey demesine fırsat vermeden kaçar adım oradan uzaklaştığımda merdivenlerden inmeye başlamıştım. En son havaya doğru baktığını farketmiştim. Manyak adam ne olacak.

Üzerime de siyah kapşonlu hırkamı giyindiğimde her zaman büründüğüm siyahlara bürünmüştüm. Siyah alt-üst eşofman takımım ve siyah spor ayakkabılarımla hazırdım. Saçım topuzdu çünkü neredeyse en az 3 saat sürecekti yolculuk. En son gittiğimizde sinirli olduğum için nasıl gitmiştik, nereden gitmiştik hiç hatırlamıyordum.

Pusat valizlerle yanıma geldiğinde şaşırmadan edememiştim çünkü o gri bir eşofman altı ve siyah bir sweat giyinmiş her zaman olduğunun aksine siyah da bir spor ayakkabı giyinmişti. Tekrardan söylüyorum Pusat takım elbiseli değildi ve spor ayakkabı giyinmişti. Ne yalan söyleyeyim aşırı yakışıklı görünmüştü gözüme. Gerçi dağ başına gidiyorduk kim görecekti sanki.

"Gözlerime inanamıyorum Pusat. "

Sırıtarak söylediğimle gelip başımdan öpmüştü.

"Baş başayız rahat olmak istedim."

"Yakışmış."

Göz kırptığında kapıyı açtığım gibi baş selamı verip gözleriyle Pusat'dan izin alan Ecevit içeri girip direkt valizlere yönelmişti. Valizleri aldığı gibi evden çıktığında bizde çıkmıştık.

"Ecevit gelecek sadece. Bir kaç tane de koruma koyacağım. "

Başımı salladığımda kenarda korumalarla konuşan Levent abi beni gördüğünde elimle öpücük atmış ve el sallamıştım. Hafif gülümseyip baş selamı verdiğinde gülümsedim. Bu onun seviyorum deme şekliydi herhelade.

Arabaya bindiğimizde Pusat çalıştırıp sürmeye başlamıştı. Arkamızdan da Ecevit ve gelecek olan bir kaç koruma geliyordu. Lavin'e gideceğimizi haber vermek için eşyaları ayarlarken arayıp söylemiştim. Yoksa ortalığı velveleye verirdi.

"Aslında o dağ evinin bana hatırlattığı şeyler hiç güzel değil , ama bazı şeylere ikinci bir şansı vermek gerekir."

Dediğimle suratım düşmüştü. Her şeyi geçtim oradan dönüş yolunda yaptığımız kaza yüzünden az kalsın Pusat'ı kaybediyordum.

"Benim için tek şans sensin. Bana kalsa sana hatırlattıkları için yakardım orayı."

Dediğiyle asık suratım hafiften yumuşadığında tuttuğu sol elimdeki elini öptüm.

"Resmen kaçırmıştın beni. Bazen odun diyorum ya harbiden odunsun yani."

Dediğimle güldüğünde söze girdi.

"Ne yapayım meleğim yaptığım eşşekliği telafi etmem için o anda tek çıkış yolumdu."

"Hayır yani odunları toplarken ne kadar korkmuştum sana bir şey oldu diye. Ayağımıda kırıyordum az kalsın. Unuttum sanma."

Dediğimle kahkaha attığında elimden öperek cevap vermişti.

"Unutma zaten. İyi veya kötü ikimizle olan hiç bir şeyi unutma. Benim her şey aklımda."

"Unutur muyum koca adamım benim."

Konuşa konuşa büyük bir yol katetmiş ve şehri terk etmiştik. Yol üstünde bir petrolde durup ihtiyaçlarımızı giderdiğimizde kalan yaklaşık yarım saatlik yolu bitirmek için arabalara yöneldik.

Kısa sürede hatırlamak istemediğim yolu geçip dağ evine ulaştığımızda arabalardan inmiştik. Bavulları Ecevit ve diğer üç koruma üstlenip taşımaya başladığında Pusat gelip elimi tuttu. Eve doğru yürümeye başladığımızda kenardaki ağaca takıldı gözlerim. Pusatla konuşmadığımda o ağaca tırmanmıştım. Nasıl da davar gibi çekip indirmişti beni. Sonra ıslanıp hasta olmuştu. Sanki bu olayların üzerinden asırlar geçmiş gibi geliyordu bana.

Eve girip bir şeyler atıştırdığımızda günün yorgunluğuyla odaya çekilmiştik.

Aşk kuşlarımm uzun zamandır bölüm atmıyordum. Etkileşimlerde baya azaldı. Beğenip beğenmediğinizi yorumlarda yazmanız yeterli benim için ha oylamayıda unutmayın. Sizleri seviyorum. 💕🌸

Continue Reading

You'll Also Like

9.5M 266K 58
O sırtımı dayadığım bir ağaç değildi sadece. Güven veren bakışları benim yarınlarımdı. Sıcacık eli hayatımdaki en güzel şeydi. Ve varlığı...ruhuma gü...
569K 26.9K 24
Hayat mücadelesi içinde herkes gibi yaşam savaşı veren Neva Aktan'ın , işi gereği cezaevine aşıya gitmesiyle başlayan , Savaş Kayademir'in ilk gördüğ...
1.2M 32.3K 49
renkli bir hikaye değil soluk bir gerçek.