21.17

By nazzdanhikayelerr

340 68 471

Basit bir aşk hikayesiyle başlayan bu hikaye geçmişin sırlarıyla sizi bambaşka bir yere sürüklüyor. Her bölüm... More

GİRİŞ
Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17

Bölüm 5

15 4 32
By nazzdanhikayelerr


"Çok özledim seni." Dedi sarılırken.

"Ben de çok özledim." Dedim ondan ayrılırken.

"Özür dilerim gelemedim hastaneye."

"Her anımda yanımdaymışsın gibi konuşma."

"Öff hep böyle açık sözlü olmak zorundasın değil mi?" dedi sıkılgan bir şekilde.

"Bunun açık sözlülükle alakası yok. Senin yüzünden ben bu haldeyim, normal insanların aileleri sağlam bağlarla kuruluyor bizim sözde ebeveynler bunu beceremedi. Sen peki sen? Başıma ne geldiyse senin yüzünden olmadı mı Hazal? Hiçbir şeyi tam anlamıyla bilmiyorum ama tek bildiğim biz asla bir aile olmadık, olamayız da." Sözlerime karşılık göz devirmesi gerçekten sinir bozucuydu.

"Aile, aile, aile... insanların en büyük zaafından başka bir şey değil. İnsanlar en çok zaaflarından yara alır küçük kardeşim. Seninle görüşüyorum çünkü seni önemsiyorum. Değer vermekle önemsemek farklı şeyler ve ben kimseye değer vermem."

"Kendinden başka kimseye değer vermezsin."

"Elbette. En çok kendimi seviyorum. Ah bir de parayı."

"Senin bir kalbin yok ki sen kendini bile sevemezsin." Dedim bazen o kadar saçmalıyordu ki onu kendine getirmek için kafasını duvara vurup kıvılcım çıkarmak istiyordum.

"Drama yapma Bahar! Kalp kan pompalamaktan başka bir işe yaramaz. Sen kalbinle sevdiğini sanıyorsun ama sevme emrini veren beynindir."

"Bazen gereğinden fazla sinir bozucu oluyorsun."

"Eee ben babamın kızıyım." Dedi söylediği şeyden kendisi bile iğrenerek.

"Ay, sus Allah aşkına."

"Neyse tamam. Sen nasılsın gerçekten? Pek iyi değilsin galiba." Dediğinde güldüm.

"Hayırdır, bunlar senlik sorular değil. Kafana saksı falan mı düşürdün?"

"Ben de biraz olsun insanım sonuçta ya hani."

"Allah tren kazası vermesin derler deyip konuyu kapatıyorum ve ben artık gidiyorum." Dedim ve oturduğum yerden kalktım.

"Daha karpuz kesecektim sana niye kalktın hemen?" dedi alayla.

"Maşallah mizahın da hiç gelişmemiş."

"Kendine iyi bak, bir daha ne zaman görürüm seni gelmeye bilmiyorum. Peder İspanya ҆ dayım sanıyor. Gitmediğimi fark edince küplere binecek." Dedi sinsi bir gülümsemeyle.

"Nerede kalıyorsun sen şimdi?"

"Bir arkadaşın evinde."

"Aman bana bir olumsuzluğun olmasın başka şey istemiyorum. Kendine dikkat et bir de tabii."

"Hı hı tabi tabi."

Onunla vedalaşıp eve yürümeye başladım. Hazal biraz tuhaftı ama ne olursa olsun kardeşimdi ve zıtlıkların ötesinde bir şekilde anlaşıyorduk. Eve gittiğimde yine bir misafirim vardı. Son zamanlarda eve giren çıkan eksik olmuyordu. Gelen kişi babamın yeni eşi Ender ҆ di. Babam gelememiş olacaktı ki karısını yollamıştı. Onun aksine Ender ҆ i severdim.

"Baharcığım nasılsın?" diye sordu ona selam verirken.

"İyidir sen nasılsın?" diye sordum karşısındaki koltuğa otururken.

"Eh işte diyelim. Daha erken gelecektim aslında ama Hazal ҆ ın İspanya uçuşuyla ilgileniyordum." Dediğinde gülesim gelmişti.

"Sorun değil. Hazal gitti mi bari?"

"Bir saat sonra uçağının inmiş olması gerekiyor."

"Anladım."

"Tatlım, aslında sana bir şey söylemem gerekiyor."

"Söyle tabii."

"Yarın akşam bir yemek düzenledim. Önemli bir şey olduğundan değil, içimden geldi diye. Senin de gelmen benim için çok önemli." Dedi kelimelerini özenle seçerek.

"Benim o masada bir yerim olduğunu düşünmüyorum. Yine de davetin için teşekkür ederim."

"O masadaki en değerli yer senin yerin Bahar."

"Oradan kovulunca pek de bir önemi kalmıyor."

"Sen oradan kovulmadın. Akif çok üzgün...gerçekten. Yaptığı şeyi hiçbir sözle ört pas edemem. Bunu yapmak için de uğraşmam. Ben sana değer veriyorum ve bunu anlaman için de elimden geleni yaparım."

"Annemin yapmadığını sen yapar mısın Ender? Saçlarımı okşar mısın biraz?"

"Gel..."

Bunu neden yaptım bilmiyordum ama o an anneme sarılmak istemiştim ama bunu da yapamayacağıma göre Ender ҆ den başka çarem yoktu. Dizlerine uzandığımda saçlarımı okşamaya başladı.

"Karanlıktan gelicekler
Önünde dikilecekler
Sarı sarı, dişleri olucak
Sivri pencereleri olucak
Yakalayacak sanıcaksın
Ama hep sen kazanıcaksın

Ben sana, koşmayı öğreticem
Içinden gülmeyi öğreticem

Yalanlar söylicekler
Sözlerinden dönecekler
Buzdan kalpleri olucak
Acı sözleri olucak
Yaralicak sanacaksın
Ama hep sen kazanacaksın

Üstlerine, gitmeyi öğreticem
Düşünce, kalkmayı öğreticem

Bazen de, susmayıp, bağırmayı
Utanmadan hüngür hüngür, ağlamayı

Sevgililer gelecekler
Kalbini delicekler
Ahu bakışları olucak
Tatlı dilleri olucak
Hep sevecek sanıcaksın
Ama bazen yanılıcaksın

O an orda, durmayı göstericem
Bu da geçer yahu'yu öğreticem

Bazen de, tam ortadan, kırılmayı
Yere düşen, camlar gibi, dağılmayı

Bazen yalnız bırakıcaklar
Ne yapacaksın bakıcaklar
Hep planları olucak
Hep bir başları olucak
Kırılacak sanıcaksın
Ama hep sen başarıcaksın

İçinden yanmayı göstericem
Kendini sevmeyi öğreticem

Gidipte varmayı öğreticem"

Şarkıyı söylerken sesinin titrediğini hissedebiliyordum, sesi çok yumuşaktı ve insana huzur veriyordu. Doğrulduğumda bana sarıldı ve buna karşılık verdim.

"Teşekkür ederim..." diyebildim sadece.

"Sadece senin ihtiyacın yoktu ki..." 

Ender güçlü bir kadındı, gençti, güzeldi. Tuttuğunu koparırdı, mimardı bildiğim kadarıyla ve işini hakkıyla yapıyordu. Babamı da bu yüzden etkilemişti belki de.

Ertesi gün...

"O yemeğe gideceksin Bahar, o masadaki yerini göstereceksin. Gerekirse bazılarını devireceksin ama orada duracaksın." Diyordu Peri okul bahçesinde dolaşırken.

"Of bilmiyorum Peri bana kalsa gitmem ama Ender çağırdı. Belki de onu kıramayacağımı bildiğinden onu yolladı yanıma." Dedim oflayarak.

"Bu da bir ihtimal tabii ama gidip görmeden bilemezsin. Gidip herkesle yüzleşmelisin. Evet, zor olduğunu biliyorum ama er ya da geç bu olacak zaten. Erteleyerek kendini iyi hissetmezsin."

"Düşüneceğim ama gider miyim bilmiyorum."

"Ne olursa olsun ben buradayım, ben senin her zaman yanındayım."

Aynı günün akşamı...

"Ben çıkıyorum kuzum, sen gelmiyor musun?" diye sordu Levin odamın kapısını aralayarak. Gerçekten güzel görünüyordu.

"Şu anlık gelmeyi düşünmüyorum. Bu arada çok güzel görünüyorsun." Dedim.

"Peki seni sorarlarsa ne diyeyim?"

"Bilmiyorum de."

Levin çıktıktan sonra film izlemeye başladım. Birden telefonum çalmaya başlayınca durdurdum filmi.

"Alo, efendim Utku." Diye açtım telefonu.

"Naber güzellik?" diye karşılık verdi her zamanki enerjisiyle.

"İyidir senden naber?"

"İyiyim ben de. Her neyse klasik faslı boş verelim o yemeğe git Bahar. Eğer güçlü olmak istiyorsan, iyileşmek istiyorsan yap bunu. Canını yakan herkesin gözlerinin içine bak. Ben buradayım de. Yap bunu Bahar. Yap." Dedi ve telefonu kapattı. Son zamanlarda neden herkes bana akıl vermeye başlamıştı anlamadım ama Utku söylediklerinde haklıydı. Dolabımın kapağını açıp bir zamanlar rol yapmak için aldığım Lady Diana ҆ nın ihanet elbisesinin benzeri olan elbiseyi giydim. Saçlarımı dalgalandırdım ve yaralı olan yanağımın önünde topladım. Az miktarda makyaj yapıp evden çıkmak üzereyken kapının önünde Ediz ҆ le karşılaştım.

"O-ha!" dedikten sonra kendini topladı ve konuştu. "Bir yere mi gidiyordun?" diye sordu. Yok öyle çöp atmaya gidiyordum.

"Hıhı. Gitmem gereken bir yemek var da." Dedim göz devirerek.

"İhanet elbisesi giydiğine göre dağıtman gereken bir masa var sanırım."

"Öyle de denebilir." Dedim gülerek.

Arabaya binip hızla yemeğin yapılacağı restorana sürdüm. Vardığımda herkes oradaydı Gülden Hanım bile! Bu sıradan bir yemek değildi anladığım kadarıyla keşke yalıda olsaydı da millet rezaletimizi görmeseydi.

"Selam herkese, geciktim kusura bakmayın." Dedim onlara bakarken.

"Tek geciken sen değilsin kardeşim." Hazal ҆ ın sesini duyar duymaz arkamı döndüm.

"Senin ne işin var burada? İspanya ҆ da olman gerekiyordu senin." Dedi sertçe Akif Bey.

"Hayatta tek ters köşe yapan kişi sen değilsin demek ki babacım." Dedi Hazal samimiyetsizce.

"Kızlar oturun. Bunları da konuşacağız elbette." Dedi amcam İsmail. Dediğini yapıp oturduk. Herkes kadar ben de şaşkındım çünkü Hazal saklanacağını söylemişti.

"Ender, bana öylesine bir yemek olacağını söylemişti ama bana pek de öyle gelmedi. Hayırdır olmayan aile bağlarımızı güçlendirme kararı falan mı aldık?" dedim alayla.

"Cık cık cık. Tatlım biraz daha mı düzgün konuşsan acaba?" dedi yengem Seval. Kendisi Levin ҆ in annesiydi ve tıpkı Hazal gibi paraya aşıktı.

"Sevalciğim üzerinde hiçbir sorumluluğu olmayan biriyle böyle konuşmaman gerektiğini kimse söylemedi mi sana?" diyerek lafa girdi Ender. Annem yerine o beni savunuyordu her zamanki gibi.

"Enderciğim üvey anneliğin takdire şayan gerçekten." Diyerek karşılık verdi yengem.

"Ah değil mi? Senin gibilerinden daha çok annelik yapıyorum." Diyerek son noktayı koydu Ender.

"Hanımlar yine sakinliğiniz üstünüzde. Şimdilik sadece yemeklerinize odaklansanız olmaz mı?" diye sordu Levin alayla.

"Tatlım soy adlarının hakkını vermeleri gerekiyor." Dedi Gülden Hanım kinayeyle.

"Ne yapsalardı yengeciğim senin gibi geri mi tepselerdi?" diye sordu aynı şekilde Levin.

"Yeter artık! Susun ve yemeğinizi yiyin." Diyerek herkesi susturdu Akif Bey.

"Susun ve yemeğinizi yiyin tabii tokat yemek istemiyorsanız." Dedim gülerek.

"Sonrasında da drama quennlik yapıp sinir krizi geçirmeyin." Dedi yabancısı olduğum bir ses.

"Sen de kimsin?" diye sorduğumda Gülden Hanım elindeki çatalı yere düşürmüştü.

"Aileye bak be. Rönesans tablosu resmen. Hanginizin normal olduğunu düşünürken hiçbiriniz normal değilmişsiniz. Öncelikle Akif Bey ҆ den başlayalım. Sen tam anlamıyla bir şerefsizsin. Sen hamile karını dövecek kadar adisin. Sonra da o çocuk doğum da öldü denildiğinde aylarca ağlayan bir zavallısın. Sen İsmail Bey korkak herifin tekisin. Sırf karın senden soğumasın diye paranoyanın gizleyen birisin. Ama dur söyleyeyim karın seni ortağınla aldatıyor. Sen Levin... sana kızamıyorum nedense sen de Hazal ҆ ın tuzağına düştün. Aşık olduğunu düşündün o adam seni taciz etti. Sonra ortadan kayboldun herkes her şeyi öğrendiğinde de cesaretsizliğin yüzünden annene karşı çıkamadın. Yılanın başı Seval... sen sadece parayı seviyorsun. Kızından neden nefret ediyorsun? Ah Hazal ah... senin içinde olduğun şeyleri anlatırsam polisle gelmem gerekiyordu o yüzden sana bir şey diyemiyorum. Ender Hanım... geçmişte kaybettiğin bebeğinin yerini dolduruyor mu bari Bahar? Gülden hanım senden öyle nefret ediyorum ki...sen anneliğin a sını bile hak etmiyorsun. Sen adi bir kadınsın. Ah Bahar... sana sahip çıkamadığım için özür dilerim. Bu hikayenin en masumu sensin... özür dilerim kardeşim." Bu kimdi bilmiyorum ama herkesin kirli çamaşırlarını ortaya dökmüştü.

"K-kardeşim mi?" diye sordum şaşkınlıkla.

"Evet, kardeşim. Ben senin abin Berkay. Akif Bey ҆ in Gülden Hanım ҆ ı hamile olduğu sıralarda dövmeye başladığı bebek. Ama şimdi onun sonu olacak adam. Her şeyimi çaldın sen benim, şimdi sıra bende. Değil sokaklarını, sana ait olan her evi başına yıkacağım." 

 Bence mükemmel bir bölümün daha sonuna geldik. Her zamanki gibi sorularım var sizlere.

Aile nedir? Sakin ailesinin neyi eksik?

Bahar ҆ ın bir sonraki adımı ne olmalı? Berkay ҆ a güvenmeli mi?

Hazal ne yapmış olabilir?

Ender mi Gülden mi?

Levin kime aşık olmuş olabilir?

Son olarak da bölüm hakkındaki yorumlarınızı alayım. 

Continue Reading

You'll Also Like

218K 19.2K 35
Alışılmadık bir aile kurgusudur💥 Bol kahkaha garantilidir💃🏻 Kitaptan küçük bir alıntı⤵️ 🪷 Gözlerime bakmaya devam ederken sordu. "Sen benim kim o...
387K 22.5K 44
Staj yaptığım hastanede karışan o kız çocuğu bensem?
322K 6.6K 28
+18 bölümler olacaktır. SPOİ!! ➡️ "Bora nolur affet bida kaçmam söz" "Sen şansını çoktan kaybettin damla bugün zevk alsan iyi olacak çünkü ben...
ALACAKAN By Yazal

Teen Fiction

390K 26.4K 9
Kalbini savaş meydanında bırakmış bir asker, o intikamı elbet bir gün alır. ... Alakurt lakâbıyla bilinen Kurter Alacakan, ülkesinin en başarılı aske...