Ordu rotasında ilerlerken atımla başka yöne doğru gittim. Onlara yetişmek kolay olacak.
Konutluk yolumuzun üzerinde sayılır. Kontluğun önüne vardığımda beni gören korumalar hemen içeri aldılar.
Kont Williams veliahtı destekleyen soylulardan biri ama oğlu savaşa katılınca garndükü desteklemeye başladı.
Kısaca şuan müttefiğiz. Ben oturduktan hemen sonra kont geldi.
-Merhaba majestleri dük Arendale bu şerefi neye borçluyuz?
-Kont Williams sizinle önemli bir mesele hakkında konuşmak için buradayım.
-Devam edin lütfen.
-Oğlunuzu istiyorum.
-!
O sırada içeri giremez kontun oğlu, ben, kont ve hizmetçilerin bakışması sadece yaşanabilir, anlatamam.
Kont şaşkınlıkla sordu.
-E..efendim?
-Oğlunuzu istiyorum.
Kontun oğlu benden iki yaş büyük bekar bir delikanlı. Sosyetede çok görünmez çünkü kendisini odasında çalışmalarına adamış bir hayat yaşamakta.
Kontun oğlunun adı neydi hatırlamıyorum. Ama kendisi kapıda taşlaşmış bir şekilde duruyor.
-...Ma... majesteleri bu istek bir anda nereden çıktı?
-Savaşa giriyorum yani kendime birini bulmam gerekiyordu. Sonra oğlunuz öldü akıllı olduğunu duydum.
Neden bu kadar saldırdıklarını anlamıyorum.
-Yine de majesteleri bu tür ilanlar bu şartlar altında yapılmaz yani...
Kontun oğluna döndüm.
-Sen gelmiyor musun?
Kişi robot gibi içeri girdi.
-Ben Daniel Williams majestelerine saygılarımı sunuyorum.
-Kont şimdi anlaştık mı?
Kont hala şaşkın şaşkın etrafa bakıyordu.
-Majesteleri siz şuan savaşa gidiyorsunuz ve törenler yapılamaz. Bu imkansız.
Savaş ve tören?
-Kont neden bahsediyorsunuz törene ne gerek var sadece yanımda kalması gerek.
Şimdi herkes daha da şaşkın duruyordu.
-Majesteleri bu olamaz imparatorluk kurallarına göre törenlere ihtiyaç var. Tanrıdan ve imparatorluk ailesinden de izin alınmalı. Ve oğlumun gönlü razı gelmezse onu size veremem.
Huh?
Dur yoksa!? (Daha yeni anladı)
-Bi...bir dakika bir yanlış anlama var. Ben savaşta stratejist olarak onu almak istiyorum.
-Yani evlilik teklifi değil miydi?
-Hayır sadece savaşa götürmem gerek.
Daniel'a döndüm.
-İmparatorluğun sana ihtiyacı var bu kutsal görevde bana katılmanı istiyorum.
Tereddütlü duruyordu.
-Savaş... Majestleri ben dövüşemem.
-Dövüşmene gerek yok. Stratejist olarak geleceksin.
-Ama...
Haah. Zamanım yok reddetse de gelecek.
-Haha. Yanlış anladığın bir yer var. Sadece kibarlıktan soruyordum. Sana üç saat veriyorum her şeyini topla.
Bu sefer kont ayaklandı.
-Majesteleri bu ne anlama geliyor!?
-Kont! Bu bir oyuncak değil. Savaşa gidiyoruz ve düşman beklemez. Oğlunuzun yeteneklerine ihtiyacımız var. Eğer reddederseniz ihanet suçuyla yargılanacaksınız.
-Bir anda onu evden alamazsınız! Bu bir hakarettir. Majestleri...
-Kont oğlunuzun sağ salim döneceğine yemin ediyorum.
-Bu...
-Ona şuan gerçekten ihtiyaç var. Gelmezse zor kullanmak zorunda kalacağım.
Kont bir iç çekti.
-O zaman bizi bir süre yalnız bırakır mısınız?
Odadan çıktım ve beklemek için başka bir odaya yerleştirildim.
Ahh at üstünde her yerim tutuldu. İki gündür yoldayız ve az molalarla ilerliyoruz.
Stratejist almak istememin nedeni bizim ön göremediğimiz şeyleri görebilmesi.
Babam ordunun başında olsaydı buna ihtiyaç olmazdı. Ama onun yerini doldurmak için elimden geleni yapacağım.
Biraz gözlerimi kapattım ve açtığımda iki buçuk saat olmuştu. Az süresi kaldı.
Biraz daha bekledim ve sonunda kapı açıldı.
-Hazırım majestelerine.
-Doğru karar.
Birlikte dışarı çıktık. Sırtında kocaman bir çanta vardı.
-Bu kadar kıyafete gerek yok üniforma verilecek.
-Bunlar kıyafet değil majesteleri.
-Öyleyse?
-Notlarım ve bir kaç kitap.
Heh. Bu çocukta ışık va...
Derken atta binemeyip düştü.
-Çantayı bana ver.
Kırmızı bir yüzle çantayı uzattı.
Böylece orduya yetişmek için yola çıktık.
________
Yazar:Villainesssss