Kintsukuroi ✨

נכתב על ידי Buluttss

2.8K 195 370

Heaven'ın 3. bölümü. Kırık parçaların birleşip, nasıl yeni ve güzel bir hal aldığını anlatan son bölüm. Biri... עוד

Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Bölüm 25

Bölüm 4

132 8 34
נכתב על ידי Buluttss


Keiji sevgililerine anlatmamıştı olayı. Tetsuro aslında söylemesini beklerdi. Çünkü takip eden günler gerçekten de biraz durgun bir hali vardı.

"Bro" balkonda sigara içerken Bokuto yanına geldi.

"Gelsene Bo."

"Sana bir şey sormam gerekiyor."

"Sor."

"Keiji'de bir gariplik var mı sence?"

"Ah sanmıyorum." dedi içi suçlulukla burkulurken.

"Yani geçen haftadan beri biraz, yani değişik."

"Bilmiyorum ki. Ne dedi, sormadın mı?"

"Sordum. Geçiştirdi beni."

"Ne dedi?"

"Yorgunum falan dedi. Genel olarak biraz uzak duruyor bizden sanki."

Mutfakta yemek yapan arkadaşına baktı, elinde değildi belki de verdiği tepki. "Biraz daha zaman ver ona, bence bu dönem düşündüğünden hızlı başladı. Derslerim ağır falan diyordu. Ödevleri çok sürekli yazmaya çalışıyor."

"Tamam sana bir şey anlatırsa söyle bana."

"Tamam." tekrar kalbinde o sıkıntıyı hissetti.

"Sağol bro." omzuna vurdu. Ona gülümseyip içeri girdi.

Tetsuro Keiji'yle konuşmak istiyordu. Bokuto'ya böyle yalan söylemek istemiyordu. Tabii ki ona düşmezdi Keiji'nin sorununu anlatmak ama kendi söylemeliydi. Bokuto'nun gidip ona sarıldığını gördü. Sırtından sarılınca Keiji gülümseyip kollarında döndü, dudaklarını öptü. Aslında gayet normal davranıyordu ama Kei'nin de göz ucuyla onları izlediğini fark etti. Belki de o da fark etmişti durgunluğunu. O gün Bokuto hakkında söylediklerini düşündü, istemeden çıkıvermişti ağzından. Bokuto bir taşı bile, beni bile, kendine aşık edebilir. İçini çekti, öyle güzel ilgileniyordu ki sevgilisiyle. Kucağına almış dans ediyorlardı şimdi. Bir sigara daha yakıp başını çevirdi. Hayal kurmaya hakkı yoktu onun.


Birkaç gün geçmişti. Bokuto hala gözlemliyordu sevgilisini. Üçü okuldan çıkıp onu almışlardı. Yemek yedikten sonra eve gideceklerdi. Hepsi çok yorgundu yemek hazırlamakla uğraşmak için.

Bir kafeye oturup yemek siparişlerini verdiler. Bir yandan da birbirlerine yaptıklarını anlatıyorlardı gün içinde. Yemekleri bitmek üzereydi.

"Keiji?" biri yaklaştı. Bokuto sevgilisinin bir anda bembeyaz olduğunu fark etti. Ayağa kalktı hemen.

"Ne istiyorsun?"

"Sadece selam vermek istedim."

Keiji öne doğru eğilmişti "İstemiyorum dedim nesini anlamıyorsun?" sessiz olmaya çalışıyordu, onların duymasını istemiyor gibiydi.

"Yanlış bir zamanda mı geldim?" dedi çocuk çekingence onlara selam verdi.

"Bak her zaman yanlış senin için tamam mı? Şimdi git."

Bokuto dayanamayıp kaktı çok merak etmişti. Sevgilisinin sesinin titrediğini duyabiliyordu. "Bir sorun mu var?" dedi gülümseyerek. Keiji onun elini tuttu hemen. Terlemişti eli, buz gibiydi. "Hayır arkadaşım gidiyordu."

O sırada ileri masadan biri seslendi "Kenjiro hadi gitmemiz gerekiyor."

"İyi akşamlar size." dedi çocuk. "Sonra görüşürüz." Bokuto hala duyduklarını anlayamıyordu. Kenjiro mu demişti? Sevgilisi titreyerek masaya oturdu tekrar.

Bokuto çok sinirlenmişti. Anlayamıyordu. Bu ilk görüşmeleri değildi belli ki. "Kenjiro mu?" dedi tıslayarak. Kei de anlamıştı ne olduğunu. Keiji çok kötü görünüyordu. "Kenjiro mu?" sesini yükseltti.

"Bo." Kei sertçe fısıldadı. Gözleriyle sevgilisini gösterdi.

"Ne var?" Bokuto ona da hırladı. "Kenjiro o Kenjiro mu Keiji?"

"Evet."

"Nasıl ya? Nasıl söylemezsin bana?"

Keiji'nin gözleri dolmaya başlamıştı. "Bo kes sesini." Kei sevgilisinin gerginliğinin farkındaydı. "Hadi gidelim bebeğim." Keiji'nin elini yakaladı.

Tetsuro hemen kalktı arkalarından "Bo hadi."

"Biliyor muydun sen?" şaşkın gözlerle onlara bakıyordu. Arkadaşı hiç şaşırmış gibi görünmüyordu.

"Evde konuşacağız, hadi gel."

"Biliyor muydun dedim!" Tetsuro'nun bir suçu olmadığını bilse de ona da sinirlenmişti. Kısık gözlerle baktı ona.

"Evet, yeter artık, herkesi geriyorsun." o da dayanamayıp Bokuto'ya yükseltti sesini. "Hadi." Arabayı açtı. Kei sevgilisini alıp arkaya geçti. Bokuto da Tetsuro'nun yanına oturdu. Onun bağırmasını beklemiyordu. Hiçbir şey söylemeden dışarıyı izlemeye başladı. Çok sinirliydi. Sevgilisine zarar verebilirdi o pislik. Neden sakladı ki benden diye düşünüp çıldırıyordu. Ona söylemesi gerekirdi. Aynadan arkaya baktı. Kei'nin kucağına sokulmuştu. Onun bağırmasından nefret ederdi ama elinde değildi. Çok kızmıştı. Kei de şaşkın ve üzgün görünüyordu haberi yoktu belli ki. Ama Kenjiro ile ilgili meseleyi ilk aşmaya başladığı zamanlar yanında Bokuto vardı. Ona söylememesi çok kırıcıydı Bokuto için. Tetsuro bile biliyor, ama ben neler olduğunu bile öğrenmek için aylarca beklemiştim. Beni hiç önemsemiyor demek ki. Bir yandan da içindeki sağduyulu yanı dinliyordu. Keiji onu üzmek istememişti. Ayrıca gitmesini söyleyip durmuştu. Belki bir kere görüp bir daha görmeyeceğini ummuştu. Ama yalan söylemişti ona. Öfkeyle ellerini sıktı, gözlerine sinirli gözyaşları doluyordu. Tetsuro fark etmiş olmalıydı. Elini uzatıp omzunu okşadı yavaş yavaş. Ona da öfkeliydi. Ama yanında olduğu için de minnettardı.


Eve geldiklerinde Bokuto tüm öfkesini boşaltmaya hazırdı. "Ne zaman oldu?"

Keiji koltuğun kenarına oturmuştu. "Geçen hafta, Perşembe günü."

"Neden söylemedin bana? NEDEN?"

"Bo" Keiji hıçkırdı.

"NEDEN SÖYLEMEDİN?" gürledi tekrar.

"Söylesem ne olacaktı?"

"NE Mİ OLACAKTI?"

"BOKUTO ONU BÖYLE KARŞINA OTURTUP ÇOCUK GİBİ BAĞIRAMAZSIN YA KENDİNE GEL." Kei de çok sinirlenmişti.

"AMA O BÖYLE BİRŞEY YAPIP KENDİNİ TEHLİKEYE ATABİLİR Mİ?"

"NE TEHLİKESİ?"

"YA BİRŞEY YAPSAYDI ONA."

"YA SEN SALAK MISIN? BAĞIRACAĞINA BİR DİNLESEK. NASIL ÜZGÜN GÖRÜNÜYOR FARKINDA DEĞİL MİSİN?"

Keiji elleriyle kulaklarını kapamış ağlıyordu. Kei devam etti "SENİN NE KADAR ÖFKELİ OLDUĞUN UMRUMDA DEĞİL BO TAMAM MI? ŞİMDİ SUSACAKSIN."

Bokuto yutkunup geri çekildi. Kei hemen sevgilisinin yanın gelip sarıldı ona. "Korkma bebeğim ben yanındayım. Açmayacak ağzını." kulağına fısıldadı.

Tetsuro da şaşkınlıkla onlara bakıyordu. Hiç bu kadar öfkeli görmemişti Bokuto'yu ve Kei'yi. Ama farkındaydı ona zarar vereceğinden korkmuştu.

"Bo gel biraz hava alalım." dedi sessizce. "Gel hadi bro." balkona çıktılar. "Sakin ol biraz, derin bi nefes al."

"Tamam."

"Sana bağırdığım için özür dilerim Bo."

"Hak ettim. Tsukki de bağırıp durdu zaten." içini çekti. "Çok korktum, ona zarar verirler yine diye." yanağına akan gözyaşını elinin tersiyle sildi hemen.

Tetsuro kollarına çekti ona "Biliyorum Bo, biliyorum."

"Neden eski sevgilinle görüştün falan diyecek değilim bro, asla demem ben öyle bir şey. Bu insanlar çok zarar verdi ona. Çok kötü şeyler yaptı. Perişan olmuştur onları görünce. Neden anlatmadı ki?"

"Sakinleşince konuşursunuz Bo. Bak nasıl üzüldü."

"Sen nereden biliyorsun?"

"Okulda karşılaştığında ben de okuldaydım. Beraber değildik ama. Sonra beni aradı eve gidelim mi diye, tamam dedim yanına geldiğimde ağlıyordu. Anlattı, çok zorlandı. Kötü bir niyeti yoktu Bo."

"Yoktu biliyorum."

"Sizi üzmek istemedi ben de bir şey söylemedim. Lütfen yanlış anlama."

"Hayır. Ben çok korktum sadece."

"Tsukki onu sakinleştirsin, konuşursunuz tamam mı?"

"Tamam. Sen ilk defa mı gördün?"

"Evet."

"Aptalın teki."

"Kentaro'nun arkadaşından ne bekleyebilirsin ki, aptal pisliğin teki Bo."

"Ona zarar vermez değil mi?"

"Hayır hayır, endişelenme sen."

Sıkıntıyla içeri çevirdi başını. Ağlayarak Kei'yle konuşuyordu Keiji. Onun gözyaşlarına, üzülmesine asla dayanamıyordu. Kalbi parçalanacak gibi hissediyordu.


"Bebeğim" Kei sevgilisinin saçlarını öptü "Çok korktuğu için bağırdı o. Sen bakma ona lütfen."

"Biliyorum, söylemeliydim belki de."

"Nedenlerin vardır Keiji. Biz de dinleyeceğiz anlatmak istersen." Bokuto'ya baktı. Tetsuro'yla konuşuyordu. Biraz sakinleşmiş gibiydi. "O da sana kızmadı aslında, çok korkmuştur sana zarar geleceğini düşünüp."

"Biliyorum."

"Tatlım sana kötü bir şey yapmadı değil mi?" Kei korkuyla sordu.

"Hayır, özür diledi, arkadaş olalım falan dedi."

"Geri zekalı pislik."

"İstemedim zaten. Selam bile verme dedim. Ben istemiyorum seni affettim yaptıklarını çoktan, bitti dedim."

Kei onu öptü. Yanaklarını sildi. "Şimdi sakinleş, aptal sevgilin gelince konuşuruz tamam mı?"

"Çok sinirlendin sen de değil mi?"

"Tatlım elimde değildi orada sana öyle salak salak bağırmaya ne hakkı var anlamıyorum." Keiji içini çekince daha sıkı sarıldı ona "Seni korkuttu o aptal." dedi öfkeyle.

"Bebeğim" Keiji kollarından kalkıp onu öptü "Yanımda olduğun için çok teşekkür ederim."

" Her zaman yanındayım ben sevgilim."

"İyi ki varsın Kei."

"Sen de bebeğim." sonra içini çekti "Sakinleşmiş gibi, çağırayım mı Bo'yu?"

"Olur."

"Tetsu biliyor mu?"

"Biliyor."

Kei bir şey söylemedi sadece başını sallayıp kalktı yanından. Balkona çıktı. "Bo gelir misin? Konuşalım."

"Mhm."

"Ben odamdayım siz rahatça konuşun. Bir şey olursa haber verin."

"Sağol bro."

"Teşekkür ederiz Tetsu"

Kei önce Bokuto'ya sarıldı "Sakinleştin mi?"

"Evet" fısıldadı.

"Özür dilerim."

"Ben de."

"Bağırma tamam mı?"

"Tamam. Özür dilerim çok Tsukki."

"Tamam, güzelce konuşacağız şimdi gerilmeden, tamam mı?"

"Tamam" gözlerini silerek geri çekildi. Tetsuro odasına gitmeden Keiji'nin saçlarını okşadı "İçerideyim, istersen gelebilirsin."

"Tamam" fısıldadı. Tetsuro gidince onlar da kalkıp odalarına girdiler.

"Keiji özür dilerim." Bokuto sarıldı ona önce.

"Sorun değil. Ben de özür dilerim onunla karşılaştığımı söylemem gerekirdi."

"Gel oturalım." dedi ikisini de ellerinden tutup yataklarına oturdular. "Neden anlatmadın bize sevgilim?"

Keiji bütün konuşmalarını anlattı. "Bir daha görse bile gelmez sandım Bo, ama o gün çok kötü oldum. O günü yaşamış gibi oldum tekrar tekrar. Sadece Tetsu okuldaydı. Dersi de yoktu. Ben de onu aradım. Kızma buna lütfen."

"Bebeğim ne kızması, neden kızayım? İyi ki yalnız kalmamışsın."

"Sonra ağladım sinirlerim bozuldu. Ona anlattım. Benimle konuştu, o günü beraber dışarıda bir yerde geçirdik. Eve geldiğimizde rahatlamıştım. Konuşmak istemedim tekrar, rahatlamıştım, unutmak istedim. Sizin de aklınızı rahatsız etsin istemedim. Sonra on gündür falan işte görmedim onu tekrar. Selamlaşmayalım bile gerek yok dedim. Affettim seni sen benim için hiçbir şeysin dedim. Beni gördüğünü de kimseye söyleme dedim. Neden geldi bilmiyorum."

"Anlatsaydın konuşurduk."

"Geçip gitsin istedim Bo." hıçkırdı.

"Tatlım, ben konuyu başından beri bildiğim için anlatabilirdin diye düşündüm. O anda o adı duyunca şok oldum. Çok kötü tepki verdim." gözlerini sildi. "Tsukki seni de çok kızdırdım."

"Bo bak bebeğim." Kei yanaklarını tuttu. "Bak biz nadiren tartışıyoruz ama çoğu zaman senin fazla tepki vermenle başlıyor her şey, farkındasın değil mi?"

"Evet." sesi küçücüktü.

"Sinirlendiğinde biraz sakin kalıp sonra konuşmayı deneyemez misin?"

"O an çok öfkeleniyorum. Sonra toplayamıyorum kendimi."

"Biliyorum ama hem bizi kırıyorsun, hem de sonra kendin çok üzülüyorsun."

"Evet" fısıldadı "çok üzülüyorum sizi üzdüğüm için, bağırdığım için."

"O zaman bundan sonra daha dikkatli ol tamam mı?"

"Mhm"

"İkimiz de seni çok seviyoruz, her şeyden çok seviyoruz."

"Ben de sizi. Çok üzgünüm."

"Şimdi Keiji'nin ne yapacağıyla ilgilenelim tamam mı?"

"Tamam."

Uzanıp onun gözlerini de sildi Kei "Tatlım bak bir daha gelebilir yanına. Hangi bölüm dedin?"

"Tıp fakültesi dedi."

"Tamam senin binana yakın değil mi?"

"Evet."

"Bak niyetinin ne olduğu önemli. Sinirlenme Bo ama basitçe hata yaptığı için vicdan azabı çekmiş, şimdi kendini affettirmeye çalışıyor olabilir. Bu da Keiji'nin karar vereceği bir şey."

"Ben ona kızgın değilim. Ona önem vermiyorum hiç" dedi Keiji.

"Biliyorum tatlım. Ama o bu nötrlüğü anlayamıyor sanırım."

"Bo'nun elimi tuttuğunu gördü."

"Evet seni yeniden kazanmak için bir niyeti varsa yapamayacağını bilir en azından."

"Bo lütfen yeniden kazanmak falan deme. Yani bizim yaşadığımız şey. Saçma sapan bir şeydi işte."

"Tamam haklısın. Ama yani" güldü "İnsanların sana aşık olması için pek çaba harcamana gerek yok." kıkırdadı "Seni bir kere öpmüş birinin öyle çabuk unutabileceğini zannetmem."

Keiji de güldü. "Tekrar gelirse tekrar söyleyeceğim. Tamam mı? İstemiyorum, arkadaş değiliz gelme diyeceğim."

"Tamam bebeğim."

"İçin rahat mı Bo? Kızıyor musun hala?"

"Keiji hayır, ben sadece onun, sana böyle zarar vermiş birinin bu kadar yakında olmasından nefret ettim. Ya yine bir şey yaptıysa, ya yaparsa seni üzerse diye. Yemin ederim öyle farklı bir şey düşünüp kıskanmadım. Sen benim her şeyimsin bebeğim, ben sana güveniyorum. Gerçekten özür dilerim böyle düşündürdüğüm için."

"Tamam" Keiji ona sarıldı.

"Rahatsız ederse birimizi çağır yanına, eğer baş edemezsen ya da yalnız kalmak istemezsen."

"Ben boş günümde de gelirim istersen."

"Şimdilik gerek yok sanırım."

"Tetsu da olmuyor ya okulda"

"Siz olmasanız bile ben Bo'yu ararım rahatsız ederse." İçini çekti "Bakın artık eskisi gibi değil. Bana zarar veremez. Sadece böyle sıkıntılar yaratır ama bilmediğiniz için yaşandı bunlar. Yoksa önemsiz şeyler. Bana zarar veremezler artık siz yanımdasınız."

"Seni çok seviyorum bebeğim. İkinizi de çok seviyorum."

"Ben de seni Bo."

İkisine birden sarıldı Bokuto "Her şey yolunda değil mi? Aramız iyi değil mi?"

"Yolunda."

"Mhm."

Keiji ikisini de öptü "Ben bi Tetsu'ya bakayım olur mu?"

"Tamam."

"Sonra da erken yatabilir miyiz?" dedi Bokuto kızarık gözleriyle.

"Tabii bebeğim."


Keiji arkadaşın kapısını çaldı "Gelebilir miyim?"

"Gel, iyi misiniz?"

"İyiyiz konuştuk." içini çekip yatağa oturdu "Bo böyle işte bazen."

"Çok korktu Keiji, açıklamıştır zaten."

"Evet, evet biliyorum. Ama artık geçti. Hem artık bana zarar veremez."

Tetsuro sandalyesinden uzanıp elini tuttu. "İyi olmanıza çok sevindim Keiji."

"Teşekkür ederim, yani kavgalarımızdan sıkıldın biliyorum ama sağ ol yanımızda olduğun için"

Tetsuro güldü "Yoo sıkılmadım, çok güzel kavga ediyorsunuz. Tsukki'yi Bokuto'ya bağırırken görmek efsaneydi." kıkırdadı.

"Aptal." Keiji de güldü. "Erken yatacağız biz. İlacın biraz geç kaldı al." Yutmasını bekledi her zamanki gibi.

"Keiji artık kendimi öldürmek istemiyorum biliyorsun değil mi?"

Keiji gülümsedi "Biliyorum."

"İlaçlarımı kendim alabilirim."

"Tedbirli olmayı severim" kıkırdadı. Sonra eğilip yanağına küçük bir öpücük kondurdu ve odasına gitti. İlaçlarını getirmenin tek nedeni intihar etmesi korkusu değildi artık. Onunla ilgilenmek, sabahları o uykulu halini görmek, onun için bir şeyler yapmak hoşuna gidiyordu. Ama vicdan azabı çekmeden bu hislerle yüzleşmek pek mümkün değildi. O yüzden her zamanki gibi duygularını bastırdı. Sevgililerinin yanına gidip az önce yaşadıkları stresi unutmaya çalıştı. 

המשך קריאה

You'll Also Like

43.7K 2.1K 33
Kızın sesini duyunca Alaz'ın omuzları gevşedi. "Öldüm, Asi." Gözlerini kızın yüzünde dolaştırdı. "Sensiz geçirdiğim her gün biraz daha öldüm." Asi al...
12.1M 589K 87
18 yaşında genç bir kızın yolu çıkmaz bir sokakta hiç kesişmemesi gereken bir adamla kesişti. Adam hayata ve mavi renge küskündü. Genç kızla beraber...
33.2K 2.8K 12
Kim Taehyung öğrencisine fazla mı ayrıcalık tanıyordu? Daha ona sınav cevaplarını verdiği kısma gelmedik. Yaş farkı !
2.5M 215K 33
okumayın for vanilla baby