sabah yıldızı' taekook

By adorekimh

318K 33.8K 8.7K

Kim Taehyung, Asya Bölgesi Tenis Finali maçında her şeyin iyi gideceğini düşünüyordu, son seti almak için ser... More

prologue, peace in the quiet
one, it's not the end of story
two, the shining sky hides me
three, i'm a lilac and you are my sun
four, dance around the living room
five, my taste in music is your face
six, you know that i mean
seven, eyes full of stars
eight, runnin' through my heart
nine, well you cured my january blues
ten, use your hands in my spare time
eleven, i know all your favourite spots
twelve, put your hands on me
thirteen, i won't forget the love we had
fourteen, my heart knew that i couldn't
fifteen, your favourite liquor off the top-shelf
sixteen, thought that you were smarter
seventeen, satisfaction feels like a distant memory
eigteen, when you're used to rollin' like a rollin' stone
nineteen, so close but so far away
twenty, nothing happened in the way i wanted
twenty one, i led you into to the garden of my loneliness
twenty two, i'll tell you my sins an tou can sharpen your knifes
twenty three, for you i'd bleed myself dry
twenty four, i think we're like fire and water
twenty five, i take this magnetic force of a man to be my lover
twenty six, everything cool when we're all in line for the throne
twenty seven, i believe that you see me for who i am
twenty eight, i think of you smiling with pride in your eyes a lover that sighs
twenty nine, so close your eyes, escape this town for a little while
thirty; y me prendes aunque no me estés tocando
thirty one; love your curves and all your edges
thirty two; and on this night and in this light, i think i'm falling for you
thirty three; put my finger on you thongue 'cause you love to taste
thirty four; i know but do you know i'm just as crazy as you, baby?
thirty five; you said there was nothing in the world that could stop it
thirty seven; so close your eyes, escape this town for a little while
thirty eight; i just wanna hold you tight down the avenue
thirty nine; hold your hands upon my head 'till i breathe my last breath
the end; part 1.
the end, part 2.
baby be the class clown, i'll be the beauty queen in tears

thirty six; look into your heart and you'll find that the sky is yours

4.3K 462 65
By adorekimh

36; Kalbinin içine bak ve gökyüzünün senin olduğunu anlayacaksın.

'

Kollarımda uyumakta olan bedeni yatakta yalnız bırakarak kalkarken sarılması için benim yerime yastığımı koydum, Jeongguk yastığın tamamını bedeninin yanına çekerken gülümsemeden edemedim.

Jimin ile yaptığım konuşmanın ardından Seokjin'den benim için Fransa'da sahil kasabası bulmasını istemiştim bana ve delirdiğimi söyleyerek telefonumu suratıma kapatmıştı. Birkaç saat sonra birkaç seçenek içeren internet bağlantıları göndermişti.

Jeongguk birkaç saat ayrı kalmış olmamıza rağmen beni özlediğini söyleyerek peşimde dolanırken bağlantılara ayrıntılı bir şekilde bakma fırsatı bulamamıştım, onu kollarımda uyuttuktan sonra şimdi rahat bir şekilde inceleyebilirdim.

Onu rahatsız etmemek için odadan çıkarak salona girdim, dizüstü bilgisayarı masanın üzerine koyduktan sonra açtım ve ekranın gelmesini beklemeye başladım. Sandalyeyi ileri geri sallarken kendimi oldukça heyecanlı hissediyordum.

Jeongguk'u tanıyalı sadece yedi ay gibi bir süre olmuş olsa da onun varlığı tüm hayatımı mükemmel hale getiriyordu, geriye dönüp bakmak ve onsuz geçirdiğim yılları düşünmek bile istemiyordum. Ona olan aşkımın sınırı yoktu, bir okyanus misali varlığı derine yayılıyordu.

Açılan ekrana bakarken Jeongguk'un hayalini anlattığı düğünü düşündüm, çok fazla kişi istemiyor ama gösterişli olsun istiyordu. Onun her şeyin en iyisini hak ettiğini biliyordum ve ona bunları vermek istiyordum. Jeongguk uzun bir süre boyunca bana karşı içinde biriktirdiği hisleri yaşama fırsatı bulduğu anda ailesi tarafından bir zorbalığa maruz kalmıştı, onun hastanedeki halleri ya da başındaki sargı ne zaman zihnime düşse o adamı öldürmek istiyordum.

"Hyung..."

Jeongguk'un sesini duyana kadar onun geldiğinin farkında bile değildim, kasabaları araştırmaya çok fazla dalmıştım. "Güzelim." diye mırıldandım, yerimden kalkarak onu kollarımın arasına alırken başını omzuma yasladı, gözleri neredeyse kapalı haldeydi. "Neden yanımda değilsin?" diye sordu, uzanarak bilgisayarın ekranını indirdim, bir kolumu beline dolayarak onu benimle birlikte koridora yönlendirdim. "Bir şey bakmak istedim, ben olmadan uyuyamıyorsun, değil mi?" diye sordum alayla, dudak büzerek beni onaylarken saçlarını sevdim.

Beraber yatağa uzandığımızda yastığı aramızdan alarak kollarımın arasına girdi, başını boynuma saklayarak sıcak nefeslerini tenimde hissetmeme sebep olurken "Kötü bir rüya görmedin, değil mi?" diye sordum, başını iki yana sallayarak reddederken buna inanmak zordu, Jeongguk'u ben toparlamak için savaş verdikçe insanlar yaralamaktan çekinmiyorlardı.

Yarın yapacağım maçın ardından lig araya girecekti ve hem evlilik hem de balayı için yeterli vakte sahip olacaktık. Dudaklarım yanaklarında, burnunda, alnında gezinirken kıkırdıyor, kollarımın arasına daha çok sığınıyordu. Bu halleri beni mest ederken onu izleyebilmek için başımı geriye çektim. "Bebeğim..." diye mırıldandım, dudakları boynuma değdikten sonra başını yastığa koyarak bana baktı.

"Sana dayanmak çok zor."

Dudaklarımızı birleştirirken eli enseme dolanarak beni kendine daha çok çektiğinde bir elim pijamasından içeri girerek sıcak teninde gezindi, alnına düşen saçları diğer elimle geriye çekerken üst dudağımı dişleri arasına alarak ısırdığında belindeki elimi aşağıya indirerek pijaması üzerinden kalçasına vurdum. Dudaklarımızı ayırmadan inlediğinde geri çekildim, "Sunbae..." diye sızlandığında gülümsedim, "Uyu bebeğim." dedim, alt dudağını büzerek bana bakarken gülmeden edemedim, elinden şekeri alınmış bir çocuktan farkı yoktu.

Jeongguk hakkında yanıldığım konulardan biri de kesinlikle masum olmadığıydı, bir eli pijama üstümden içeri girerek karnımı okşarken yukarı çıkmış ve bir anda göğüs ucuma sarılan parmakları tenimin yanmasına sebep olmuştu, dudaklarımın arasından kaçan mırıltılar ile elimi çekmesi için elinin üzerine koyarak oynamaya devam etmiş, bir yandan dudaklarını boynumda gezdirir hale gelmişti.

Sırtım yatak ile buluşurken kendini üzerime bıraktı, kalçası kasıklarıma kurulurken parmaklarım beline dolanarak ona tutundu. Dudaklarımı inlememek için birbirine bastırırken üzerimde hareketlenmesi ile başarısız oldum, adı dudaklarımın arasında  inleme ile dökülürken boynumda kıkırdadı. "Bana dayamaman çok hoş sunbae." derken başını boynumdan kaldırarak yüzlerimizi yakınlaştırdı, parmağı işkence etmeyi keserek iki eli de bel boşluğuma indi.

Jeongguk dudaklarımızı birleştirmeden önce ellerini belimden çekerek başımın iki yanına koyarken parmaklarım pijamasından içeri sokularak kalçalarına indi. Üzerimdeki ritmik hareketlerini ellerim ile desteklerken dillerimiz birbirine karşı amansız bir savaş haline girmişti. Jeongguk dudaklarımızı ayırarak alnını omzuma yaslarken hareketlerini hızlandırmıştı ve başımı geriye atarak inlemekten başka bir şey yapamıyordum.

Orta parmağımı hareket ettirerek bana sürtünmekte olan bedenin deliğinin etrafında gezdirdiğimde Jeongguk'un dudaklarından arasından kaçan inleme tenimde son bulurken dişlerini boynuma geçirdi. Ani hareketi parmağımı ileri ittirmeme sebep olurken seslerimiz birbirbine karıştı, yardım alarak bedenimi doğrulturken Jeongguk'un elleri boynuma dolanmış haldeydi.

Sırtımı yatak başlığına vererek parmağımı içeride hareket ettirirken dizleri üzerinde yükseldi, saçları alnına yapışmış halde, buğulu gözleri ile bana bakarken onu bitirmek istiyordum. İçimde biriken ateş kasıklarımda toplanıyor, başımı geriye atarak Jeongguk'un içini tamamen doldurduğumu hayal ediyordum. "Hyung, daha fazla." dedi, sesi içimin titremesine ve penisimin seyirmesine sebep olurken parmağımı çektim, hafif yükselerek pijamamı iç çamaşırım ile birlikte sıyırdım. Ona kuru olduğunu söylerken aralık dudaklarımdan içeri parmaklarını gönderdi, dudaklarımın arasına hapsederek dilim ile minik parmaklarını ıslatırken gözlerini bir an olsun gözlerimden çekmiyordu.

Bu Jeongguk'u seviyordum, bana karşı hiçbir sınırı olmadan davranmasını ve benim için delirdiğini görmeyi. Dilini dudakları arasında gezdirirken parmaklarını çekti, yerini dudakları alırken eli geriye doğru giderek penisimi sardı. Yavaş hareketler ile çekiştirirken kollarım beline dolanarak aşağıya indi, pijamasını dizlerine kadar gelecek şekilde sıyırırken alt dudağını çekistirdim ve dilimi gezdirdim.

İnlemesi kulaklarıma dolarken penisi elinin yardımı ile deliğine yaklaştırdı, "Jeongguk." diye fısıldadım nefes nefese, kalbimin atışlarını rahat bir sekilde duyabiliyordum. İçimde onu parçalamak isteyen bir arzu vardı ve onu doldurmak için deliriyordum. Kendini biraz daha yükselterek penisin üzerine otururken parmakları ensemdeki saçları çekiştirdi, tamamen oturduğunda tenlerimiz birbirine değdi.

Alışması için beklerken dudaklarımı yanaklarında, çenesinde, boynunda gezdiriyordum. Jeongguk yavaş bir şekilde aşağı yukarı hareket etmeye başladığında dudaklarımın arasından dökülen inlemeye engel olamadım. Ellerimi kalçasının biraz üzerime yerleştirerek hızlanmasına yardımcı olurken başımı geriye attım.

Ensemdeki ellerinden biri çeneme inerek başımı düzeltirken "Bana bakmanı istiyorum." dedi, gözlerindeki bakış içimi titretirken daha hızlı olması için mırıldandım. Tırnakları pijamamın açılan kısmından omzuma geçerken daha hızlı inip kalkıyor, bazen tamamını çıkaracak hale gelerek kendini birden bırakıyordu ve o anlarda inlemelerimiz birbirine karışıyordu.

İkimiz de sona yaklaştığımızda içinden çıkmak istedim fakat buna izin vermedi, parmaklarımı ıslatarak penisine attım ve onun ritmine uyarak çekiştirmeye başladım. Dudaklarım başını geriye atmasından faydalanarak boynuna değerken "Hyung..." diye mırıldandı, ikimiz de aynı anda boşaldığımızda alnını omzuma bıraktı.

"Seni seviyorum."

Banyonun ardından çarşafları değiştirdikten sonra yatağa uzandığında başucumdaki çekmeceyi açarak kremi çıkardım, kalçasına biraz öncenin aksine tamamen masum bir şekilde dokunarak kremi sürerken "Bebeğim.." diye mırıldandım, bana doğru bedenini çevirirken yeni giydiği pijamanın altını yukarı doğru çektim. "Canın acıyor mu?" diye sorduğumda başını iki yana sallayarak reddetti, küçük bir çocuk gibi kollarıma sığınırken dudaklarımı yanağına değdirdim.

"Sen benim her şeyimsin, Jeongguk. Çok seviyorum seni."

Gülerek kollarıma sığınırken başını tamamen benim boynuma gömdü, onunla evli olma fikri tamamen ruhumu iyileştiriyordu. "Jeongguk." dedim, başını boynumdan çekerek gözlerimin içine baktı.

"Haftaya bu saatlerde, evli olacağız."

'

smutu uzun bir şekilde yazmaktan hoşlanmıyorum,
bu nasıl smut, oldu bitti yorumlarınızı kendinize saklamış olduğunuza inanıyorum.
hikayemi smut için değil de ikisinin aşkı için okuyor olmanızı tercih ederim.

Continue Reading

You'll Also Like

2.4M 174K 40
taehyung: ne zamandır sakatsın? :d (21.15) *görüldü.* jeongguk yazıyor.. taehyung: neden geç yazıyorsun? (21.17) ha pardon, elin sakattı değil mi? :d...
2M 186K 30
18 yaşındaki Jungkook ve 22 yaşındaki özel resim öğretmeni Taehyung arasında geçen garip yazışmalar taekook,texting
6.5M 542K 48
Taehyung, hastalanan evcil hayvanını götürdüğü veterinere ilk görüşte aşık olur ve onun dikkatini çekebilmek için bütün yolları denemeye başlar. önem...