yalancı

By wishful-thinking12

79 26 0

Yalancı. Evet benim adım bu. İnsanlara göre bu hikayenin yalancısı benim. Peki ya gerçek yalancı kim? More

0.0
0.1
0.2
İnstagram bölümü
0.3
0.4
0.5
İnstagram bölümü
0.6
0.7
0.9

0.8

4 1 0
By wishful-thinking12

Herkese merhaba bu bugün yazdığım ikinci bölüm. Okunduğu pek söylenemez ama yazmak hoşuma gidiyor. O yüzden vazgeçmeyeceğim:) Okuyan birileri varsa iyi okumalar dilerim 🦋


~

Sumru: Çocukluğumu.

Sumru: En yakın arkadaşımı.

Sumru: Kahve gözlü çocuğu..

Batın okudukları karşısında dondu kaldı. Bir tepki veremedi. Bir an için acaba çok mu pot kırdım, yoksa benim kim olduğumu anladı mı diye düşündü. Ama genç kız kim olduğunu anlamış olsaydı bu kadar sessiz kalmazdı. Yine de tedbiri elden bırakmamak adına bundan sonra daha dikkatli olmaya çalışacaktı. Henüz daha çok erkendi. Eğer şu an kim olduğu anlaşılırsa bir çuval inciri berbat etmiş olurdu.

Sakinleşti ve hala genç kızın mesajına bir cevap vermediği aklına geldi. Tam bir şeyler yazacaktı ki saatin çok geç olduğunu fark etti. Genç kız çoktan uyumuş,rüya görmeye başlamıştır bile diye düşündü. Sonra burukça gülümsedi. Yıllar sonra onunla konuşmak anonim bile olsa çok güzeldi. Eskiden en yakınım dediği kişiye şimdi çok uzak olsa da bu bile onun için iyiydi.

Bilinmeyen numara olarak çok fazla yazmamaya çalışıyordu Batın. Birden çok fazla üzerine gidip her şeyi mahvetmekten korkuyordu. Ama onunla konuştukça da konuşası geliyordu.. Kolay değildi onun için. Yılların özlemi vardı üzerinde. Yine de bir şekilde kendini durdurmayı başarıyor ve yazmıyordu.

Saat gece yarısını çoktan geçmişti. Ama zaten uyku düzeni diye bir şey yoktu hayatında. Kalktı, kendine bir kahve yaptı. Sonra balkonuna geçti ve o da genç kız gibi anılara daldı...

Flashback

Küçük çocuk tam eğilip mumları üflemek üzereydi ki kelebeğinin sinirli sesini duydu
" Dilek tutsana aptal çocuk. Onu da mı ben söyleyeyim."

" Kızım çok ayıp arkadaşınla güzel konuşmalısın."

Küçük kız sıkıntıyla ofladı ve " Tamam,tamam bir daha demem anneciğim." dedi ve sonra kahve gözlü arkadaşına döndü ve sabırsızca konuştu " Dile artık sen de şu dileğini Ege. Hepimiz seni bekliyoruz pasta yemek için."

Küçük çocuk her doğum gününde aynı şeyi diliyordu. Sevdiklerinin mutlu olmasını.. Kendi doğum gününde bile dilek hakkını sevdikleri için kullanacak kadar güzel bir kalbe sahipti..

Küçük çocuk bu sefer bir değişiklik yapmayı istedi ve sabırsızca onu bekleyen kelebeğine döndü " Bu yıl dilek hakkımı sana verebilir miyim? Eminim en az benim kadar güzel bir şey dilersin zaten."

Küçük kız kocaman gülümsedi,çok heyecanlanmıştı ama sonra bunun haksızlık olduğunu düşündü. Doğum günü olan kendisi değildi ki. Dilek hakkını kahve gözlü çocuğun elinden alamazdı.

" Olmaz Ege bu senin doğum günün. Senin dilek hakkını kullanırsam haksızlık olur."

" Ama bunu ben istiyorum senden. Haksızlık falan olmaz."

Küçük kız kahve gözlü çocuk ona beklentiyle bakarken ne yapacağını şaşırmıştı. En sonunda aklına bir fikir geldi.

" O zaman sen de benim doğum günümde benim dilek hakkımı kullanacaksın. Ancak öyle kabul edebilirim böyle bir şeyi."

" Off kelebek amma da uzattın. Tamam öyle olsun o zaman. Bundan sonra her doğum günümde benim yerime dilek dileyeceksin. Anlaştık mı?"

" Sen de benimkilerde dileyeceksin. Anlaştık!"

İkisi arasındaki konuşmayı sabırsızlıkla dinleyen biri daha vardı:Lina. Küçük kız en yakın arkadaşı ve ağabeyinin bitmek bilmeyen sohbetine dayanamadı çünkü o pastayı bir an önce yemek istiyordu. " Ay yeter artık ama hadi üfle şu mumları Ege."

" Ağabey desene kızım bana ben senden iki yaş büyüğüm."

Küçük kız alayla konuştu " Ama ben senden daha akıllıyım."

Onların bu tatlı atışmalarını izleyen anneleri olaya müdahale etti ve sonunda pasta afiyetle yendi.

Flashback bitti

Batın o doğum gününden beri söz verdiği gibi genç kızın doğum günlerinde dilek diliyordu. Genç kız hala buna devam ediyor muydu açıkçası bilmiyordu. Devam etmesini umuyordu.

Batın'ın genç kızın doğum gününde dilediği dilekler de zaten hep kelebeğinin mutluluğuyla ilgiliydi.

Sadece onun artık acı çekmemesini istiyordu. Çünkü Batın'a göre mutluluğu en çok hakeden kişi Sumru'ydu. Onun acısına dolaylı yoldan da olsa sebep olduğu için bir kez daha kendinden nefret etti.

Tam kendine yine onu üzdüğü için kızmaya başlamıştı ki telefonuna gelen bildirimle duraksadı.

İt: Onun nerede olduğunu bulabildin mi?(03:35)

Batın: Hayırdır gece gece rüyanda mı gördün?

İt: Başlatma şimdi rüyana onu bulabildin mi bulamadın mı onu söyle

Batın: Sanane amk

Batın: Yeni mi aklına geldi onu merak etmek

İt: Bak, ben hatamı anladım. Eğer ki nerede olduğunu biliyorsan lütfen söyle.

İt: Bu saatten sonra onu üzecek bir şeyi asla yapmam. Kendimi affettirmem lazım.

Batın: Bulamadım.

Batın: Bulsam da zaten sana söylemem

Batın: Madem aklın başına geldi onu üzmek istemiyorsun

Batın: O zaman onun karşısına çıkmazsın. Bulmaya çalışma artık. O her nerede ise mutludur.

Batın: Mutlu olmasa 4 yıl sürmeden dönerdi.

Batın: Şimdi duymak istediklerini duyduysan siktir git

Görüldü

İt: Neden onu çoktan bulmuşsun gibi hissediyorum.( Gönderilmedi.)

Çevrimdışı

Gece gece yine sinirlenmişti Batın. Hala yüzsüz yüzsüz yazıyordu. Sanki tüm olanlarda hiçbir suçu yokmuş gibi..

Daha fazla düşünmek istemedi bunu. Aklına geldikçe sinirlerine hakim olmakta zorlanıyordu. Elindeki kahve bardağını aldı ve içeriye geçti. Bardağı rastgele bir yere bıraktıktan sonra yatağına gitti ve uzandı.

Kelebeğini düşünmeye başladı. Bu ona iyi geliyordu. Ve en sonunda yüzüne kondurduğu huzurlu tebessümle uykuya daldı.

•••

"Beni nasıl buldun?"

" Çok zor oldu ama buldum lavinya'm."

"Ben senin hiçbir şeyin değilim!"

Genç kızın bağırmasıyla karşısındaki çocuğun gözünden bir damla yaşın düşmesi bir oldu.

"Anlamıyor musun? Anlamak mı istemiyorsun? Ben hatamın farkına vardım Sumru."

"Hiçbir şeyi geri alamam, bunu biliyorum zaten. Ama lütfen izin ver bana. Yanında olayım, hiç mutlu olmadığın kadar mutlu edeyim seni."

Genç kız karşısındaki çocuğa anlam vermekte zorlanıyordu. Gerçekten değişmiş olabilir miydi yoksa yine çok iyi rol mü yapıyordu.. İkinci seçenek daha mümkündü. Sonuçta geçmişte de çok iyi rol yapmış,kandırmıştı onu.

"Dediğin gibi poyraz hiçbir şeyi geri alamazsın. Bu saatten sonra ne ben senin yaptıklarını unuturum ne de sen beni bu bitmek bilmeyen yalanlarınla kandırabilirsin."

Göz yaşları sessizce akarken genç kıza doğru bir adım attı çocuk. Ama gel gör ki çocuğun bir adımına karşı kızın geri adımlayıp bağırması bir oldu.

"Sakın yaklaşma bana. Şimdi defol git evimden."

Genç kız umursamaz gibi görünüyordu. Ama bu onun için de zordu. Sonuçta bir zamanlar bir şeyler hissetmişti karşısındaki ağlayan çocuğa karşı. Yoksa hissettiğini mi sanmıştı...

Genç kız kırgın bir şekilde çocuğa bakarken birden bir gürültü koptu. Ve çocuğun yere düşmesiyle etrafa kırmızı bir sıvının yayılması bir oldu.

Hemen çocuğun yanına koştu ve korka korka ellerini tuttu. Çocuk öleceğini bilse bile sırf ellerini tuttuğu için o an dünyanın en mutlu insanı gibi hissetti. Son kez genç kıza duygularını açtı,özrünü diledi.

" Lavinya, benim güzel kızım.. Seni çok seviyorum birtanem. Her şey için özür dilerim. Çok geç kaldım. Sana geç kaldım,bize geç kaldım..  Biliyorum şimdi sen beni affetmeden ölürsem arkamdan vicdan azabı çekersin. O güzel kalbin içten içe bu ölümü hak ettiğimi bilse de arkamdan üzülür. Bunu kendine yapma güzel kızım. Ben hak ettim bu ölümü. Seni çok ama çok seviyorum hep de seveceğim."

Genç kız kan ter içinde yatağından fırladı. O gördüğü rüya da neyin nesiydi? İnstagram bitti şimdi de rüyalarında mı özür diliyordu poyraz. Genç kız sinirden güldü. Rüyada bile rahat yok bana diye söylendi.

Sonra içine aniden bir korku düştü. Poyrazın başına bir şey gelmiş olabilir miydi acaba? Sonra kendi kendine kızdı." Aptal mısın kızım sen? Başına ne gelmiş olabilir sanki. Saçma sapan bir rüya işte o kadar. Üstelik başına bir şey gelmiş olsa bile üzülmek sana mı düştü."

Daha fazla bu rüyayı düşünmek istemedi. Nasıl olsa yarın instagramdan yine özürler  dilemeye başlar poyraz efendi diye geçirdi içinden. Aslında onu engellese iyi olacaktı.

Bu rüya konusunu burada kapattı ve kalkıp kendine bir bardak su aldı. Tam suyunu içiyordu ki kalbine aniden bir ağrı girmesiyle iki büklüm oluverdi. Saniyelik de olsa bu ağrıyla gözünden birkaç damla yaş süzülüverdi.

Biraz daha yerde oturduktan sonra çıkıp biraz hava almaya karar verdi. Sonra saatin daha gece 4 buçuk olduğunu görmesiyle bu fikirden de vazgeçti. Her zamanki gibi yatağına geçti ve her şeyi unutmayı dileyerek uykusuna daldı.

~

Umarım beğenmişsinizdir..
Oy vermeyi unutmayın lütfen🦋

Continue Reading

You'll Also Like

6.3M 340K 84
@yeis: yüksek müsaadenizle bayım, @yeis: sizi sevmeye geldim. *Kısa Hikaye #1 (10.02.2020) *Genel Kurgu #1 (21.05.2020) *Romantizm #1 (14.08.2020) *M...
61K 1.1K 24
Abisi tarafından emanet edildiği adamın karanlık yüzüyle tanışmaya başlayan Işık kurtuluş ve onu kendi cehennemine çeken suç örgütü lideri Han Barlas...
123K 5.9K 28
"Ne bekliyordun?" "Hiçbir şey beklemiyordu-." Cümlemi tamamlamama izin vermedi. "İki güzel söz, bir güzel bakış, iki sarılış. Başka! Başka ne oldu! N...
141K 7.2K 32
"kitaptaki yazım hataları düzenlenecektir." ! Kitap bana aittir.! İ𝑐𝑙𝑎𝑙&𝐴𝑟𝑎𝑚 𝑍𝑒𝑚ℎ𝑒𝑟𝑜ğ𝑙𝑢 🥀28.08.2023🥀 Kuma yoktur.. Tesadüf denilen...