Aşk Olsun

By begumxp

316K 6.9K 1.3K

Bir genç kız düşünün; babası tarafından sevilmeyen, şiddet gören. Bir adam düşünün; kaplaranlık bir adam. Can... More

2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37

1

43.6K 637 154
By begumxp

Ellerimde ki poşetlerle eve doğru yürüyordum. Her zaman bana kaldığı gibi yine bana kalmıştı eksikleri almak. En sonunda çıldıracaktım o olacaktı. Kafamda ki düşüncelerle yürümeye devam ederken bir binanın köşesine pusan bir kedi gördüm. Yavaşça yanına yaklaştım. Elimde ki poşetleri bir köşeye bırakıp kedinin yanına eğildim. Elimi öne doğru yavaşça uzatmış ve sevmek istemiştim. Kedinin ilk önce kafasını okşamıştım sonra ise yavaş hareketlerle kucağıma almıştım. Çok tatlı bir kediydi. Gözleri mavişti ve tüyü ise kahverengi sarı renkleri taşıyordu. Kediyi severken gözün de bir sorun olduğunu farkettim. Daha dikkatli baktığımda gözünde yara olduğunu ve bu yaranın enfeksiyon kapmaya başladığını gördüm. Gözlerine bakarken aynı zaman da onunla konuşuyordum.

"Merhaba tatlım. Senin ismin ne bakalım? Sen ne tatlısın. Canın acıyor mu? Merak etme iyi olacaksın" demiş ve kediyi sevmeye devam etmiştim.

Omzuma değen elle irkilmiştim. Arkamı hafif döndüğümde takım elbiseli biri vardı. Ona soran gözlerle baktığımda sonunda cevaplamıştı.

"Merhaba hanımefendi. Birşey mi oldu? Ağladığınızı gördüm yanlış anlamayın lütfen." demişti.

Adamın demesiyle ağladığımı yeni farkediyordum. Bu tür şeylere dayanamıyordum. Bişey olmadığını sadece kedi için böyle olduğumu söylemiştim.

"İsterseniz veterinere götürelim. Size yardım edebilirim? "demişti.

Bu teklif karşısında ilk birkaç dakika durmuş ve düşünmüştüm. Aslında iyi fikirdi. Tanımadığım bir adamın arabasına binmek korkutsa da bu yavrucak için korkumu es geçebilirdim. Adamı başımla onaylamış ve bir elime kediyi diğer elime poşetleri almıştım.

"Lütfen izin verin poşetleri ben alayım. Bu arada kusura bakmayın unuttum adım Semih." demiş ve poşetleri alıp arabaya gitmişti.

Bende arkasında kediyle takip ediyordum. Arka koltuğa poşetleri koyduğu için ön tarafa binmek zorunda kalmıştım.

"Benim adım da Gece. Memnun oldum." dedim.

Kedi yol boyu korkmuştu ama onu severek birazda olsa rahatlatmıştım. Sonunda veterinere geldiğimiz de aşağıya inmiş ve beklemeden içeriye girmiştim. İçeride doktor almış ve muayne etmeye başlamıştı. Sonunda muayne bitmiş ve ilaçlarını vermişti.

"Kedinin durumu iyi. Enfeksiyon fazla ilerlememiş bu yüzden şanslıymış. Bazı ilaçlar verdim hem ağrısını kesecek hem de uyutacak. Yazdığım ilaçları alır ve kullanırsanız daha iyi olacaktır. Geçmiş olsun." dedi ve yanımızdan uzaklaştı. Bu kediyi sokağa bırakamazdım bu yüzden onu sahiplenecektim. Kedinin yanına gitmiş ve sevmeye başlamıştım.

" Sen ne tatlı bişeysin. Bak bişeyimiz yokmuş. Yakın zamanda iyi olacakmışsın. Şimdi benimle geleceksin tamam mı?" dedim.

Sanki anlayabiliyor gibi elime kafasını koymuştu. Kediyi kucağıma alıp arkamı döndüğümde Semih'in burda olduğunu gördüm.

"Teşekkür ederim her şey için." dedim.

"Rica ederim. Sizi gideceğiniz yere kadar bırakayım." dedi.

Bu durum karşısında hafif utanmıştım. Çocukken de utangaçlığımı atamazdım. Bunu umursamamaya çalışıp kediyi kucağıma aldım. Veterinerden çıkıp arbaya bindik.

"Siz beni gördüğünüz yere bırakın ben giderim oradan." demiştim.

Adam başını iki yana salladı ve konuşmaya başladı.

"Oraya gittiğimizde siz yolu tarif edin ben sizi eve bırakayım. Poşetlerle kediyi taşıyamayabilirsiniz. Hem ilaçları da alalım. " demişti.

Ben veterinerden sonra poşetleri tamamen unuttum. O Derin olacak arkadaşım yatsın ben burada poşetlerle cebelleşeyim. Ben düşüncelerimde kaybolmuşken araba çoktan çalışmıştı. İlk önce kedinin ilaçlarını almış sonra ise beni gördüğü yere gelmiştik.

"Evinizi tarif eder misiniz?" dedi.

"Tabi" dedim ve evi tarif ettim.

10 dk sonra sonunda eve gelmiştim. Kediyi kucağıma aldım ve arka tarafa yöneldim. Poşetleri almak istediğim de Semih beni durdurmuştu.
Bu
"Lütfen izin verin ben alayım. Siz kediyi götürün." dedi.

Böyle insanaların kaldığına inanamıyordum. Olumlu anlamda kafamı salladım. Elimde kediyle kapıya doğru gittim. Derin kediyi görünce çok sevinecekti ancak o sevinmesini hüzne döndürecektim. Market işini bana kakalamıştı yine. Kapının önünde gittim ve zili çaldım. Evimiz küçük bir evdi. İkimizde ortaokuldan beri arkadaştık. Üniversite için aynı yerde ve aynı okulu tutturduğumuz için beraber kalmak istemiştik. Kapı fazla beklemeden açılmıştı. Kafamı kediden kaldırıp arkadaşıma baktığımda karşımda bu halde duran kişinin Derin olduğuna şaşırıyordum.

"Sana ne oldu böyle?" dedim.

Normalde Derin çok süslüdür kapıyı bile süslü haliyle açar. Ama şuan da gördüğüm manzara çok kötüydü.
Bir elinde nutella bir elinde kaşık, yüzü çikolatayla kaplıydı, yüzüne bir de maske yapmıştı ve şuan acayip korkunç görünüyordu. Derin bir bana bir de arkamda ki adama bakıp duruyordu.

"Ş-Şey b-ben... Yanlış zamanlama" demesiyle içeri kaçması bir oldu.

Onun bu haline kendimi tutamayarak bi kahkaha patlattım. Semih'e baktığımda o gülmemek için kendini zor tutuyordu. Yüzümdeki gülümsemeyi silmeden Semih'in yanıma gittim.

"Her şey için teşekkürler." dedim.

Poşetleri yere bıraktı ve tekrar bana döndü.

"Ne demek rica ederim." dedi ve arkasını dönüp arbaya ilerledi.

Arabanın çalışmasıyla gözden kaybolması bir oldu. Hızı severdim ama başkalarında olduğunda onlara zarar gelecek gibi hissetmekten kendimi alıkoyamazdım. Kediyle beraber eve girdim. Derin muhtemelen odasına süslenmeye çıkmıştı.

"Derin adam gitti gelir misin aşağıya?" dedim.

Merdivenlerden ses gelince geldiğini anladım. Sonunda yanıma ulaştığında az önce ki halinden eser yoktu. Giyinmiş ve makyaj yapmıştı.

"Niye söylemiyorsun kız biri var diye. Aşk olsun. Adam taştı ama senin yüzünden kaçırdım yine. Sen-" dedi ve sözü yarıda kesildi.

Kucağımda ki kediye hazine gibi bakıyordu. Kedileri daha doğrusu tüm hayvanları seven bir arkadaşım vardı.

"Bu tatlışı nerden buldun?" dedi.

"Sen bu tatlışa dokunmak için dışarıdaki poşetleri içeri alıyorsun tamam mı? Koş hadi" dedim.

Kaşları ilk önce çatıldı ama ciddi olduğumu anladığı için oflayarak dışarıya gitti. Bende kediyi şimdilik koltuğun üzerine bıraktım. Şimdilik onun için en iyi yer burasıydı. Bu sırada Derin poşetleri içeri taşımış ve yanıma gelmişti.

"Çok tatlı. Adı ne? Bizimle mi kalacak? Bizim mi? " diye sorularını sıralamıştı.

"Derin nefes al. Bir senin bana kazıkladığın market alışverişinden sonra dönüşte fark ettim. O dışarda gördüğün beyefendi yardım etti gözünde yara varmış veterinere götürdük. İlaç yazdı. Bide evet bizimle kalıyor artık." dedim ve derin bir nefes aldım.

"Adı ne?" dedi Derin.

"Bilmiyorum ki. Aklıma gelmedi. Aklında var mı isim?" dedim Deri'ne.

Beni başıyla onayladı ve aklındaki bir kaç ismi saymaya başladı.

"Bak şimdi Lila, Miniş, Tatliş, Nohut, Tutku, Prenses, Hayal, Umut. Sence hangisi?" dedi.

Kedinin cinsiyetini doktora gitmeden söylemişti. Kızdı. Ama Derine kız olduğunu söylememiştim.

"Sen kız olduğunu nerden biliyorsun?" dedim.

Derin bana bakarak gözlerini devirdi.

"Anlamak için doktor olmak gerekmez demi?" dedi.

"Doğru, neyse hangi isim?" dedim.

Kediyi kucakladı ve seçtiği ismi söyledi.

"Bence Güneş olmalı. Sence?" dedi.

Güzel bir isimdi aslında.

"O zaman bizim dünyamıza hoşgeldin Güneş." dedim.

Bölüm sonu~

İlk bölüm hakkında düşüncelerinizi alabilir miyiz?

Sizce Güneş ismi güzel mi?

Siz olsanız kedinin adını ne koyardınız?

Continue Reading

You'll Also Like

49.2K 4.2K 34
Psikolojik hasta olan bir asker ve psikiyatristin hikayesi...
67.6K 4.2K 24
Beni özlediğinde yıldızlara bak.
517K 37.7K 16
Çimlerin kralı, Fenerbahçe'nin göz bebeği Kuzey Karahanlı. Hayatını kariyerine adamış, tek amacı daha da başarılı olmak olan bir adam. Buz patenine...
187K 9.2K 36
Aşkın barut kokan hâli... UYARI! → İncelemekte olduğunuz kitap 16 yaş ve üzeri için uygundur. Olumsuz örnek oluşturabilecek unsurlar içermektedir. →...