Yeni dostlar

214 31 76
                                    

Sıradan bir günde gözlerimi açtım. Kahvaltıdan sonra sıcak bir kahve yaptım. yıllardır kafamda dönen soruları ve cevapları durdurmak için derin bir nefes eşliğinde bir yudum kahve aldım. Kafamda bir parti vardı ve Kafamda yapılan bu çılgın parti beni hiç mutlu etmiyordu. Temiz hava almak ve yürüyüş yapmak için dışarı çıktım. Her partinin sonunun çılgın bir baş ağrısı olduğunu hepimiz biliyoruz ama kafamdaki bu parti gözlerimi yuvalarından çıkarıyormuş gibi acı veriyordu. Daha fazla dayanamayıp. 'Yeter'diye bağırdım içimden ve sanki bu içimden haykırışımı biri duymuş gibi cevap verdi
-"kim var orada"
- hemen yürüdüğüm ara sokağın her ince ayrıntısına göz gezdirdim. Birinin dikkatini mi çekmiştim . Bomboş sokakta kimseleri görememiştim. Kafamın içindeki partiye katılmaya karar verdim. Başka bir ses daha duymuştum .
- "kim soruyor evime nasıl girdin"
Diğer ses tekrar cevap verdi
-"ne evinden bahsediyorsun" diye. çok geçmeden delirdigimi düşünmeye başladım ve bir şey denemek istedim.
-"hey beni duyabiliyor musunuz ?"
Diye seslendim içimden. Duyduğum sesler dışında başkaları da cevap verdi. Sonunda anlamıştım. Başka açıklaması yoktu Telepati yapıyorduk ama Nasıl ? Diğer sorularıma olan tavrım gibi bu soruyu da bir kenara fırlattım. Evet diyen bu seslerin ne olduğunu anlamam gerekiyordu. Bir buluşma ayarlamak güzel olabilirdi diye düşündüm.
-"herkes beni dinlesin ya şuan ben deliriyorum ve kafamın içindeki seslersiniz ya da gerçekten bir insansınız eğer bu ikinci seçeneği göz önünde bulundurursam yarın saat 3 te vereceğim adreste buluşalım."


Çok saçma geliyordu neden kafamda sesler duyuyor ve onlara cevap veriyordum kesin delirmiş olmalıydım. Evime doğru yol alırken bunu düşündüm

Sonunda eve dönmüştüm. Yarın ki buluşma için sabırsızlanıyordum ve düşünmeye başladım kafamdaki Parti'ye tekrar katıldım çılgın sorularla dans ederken bir kaç yudum cevap içmek istedim. Peki ilk sorumla başlayalım gerçek olan neydi? Deli olmam mi yoksa çılgınca yapılan zihin mikrofonuna fısıldamak mı? Emin olamıyordum gözlerimdeki rahatsızlık yanma hissi hep uykumu getirirdi ve yine en iyi yaptığı işi yaptı beni yatağıma fırlattı. Çok geçmeden kendimi uykuya teslim ettim. Sabah olmuştu sıradan bir gün yaşayacağımı düşünürken kendime rehabilitasyon otelinde kral dairesini ayırtma düşüncesi çarpıp durdu alnıma. Kendime bir kahvaltı sonrası kahve ayarladım. Parti hala devam ediyordu kafamda ve partide eğlenirken zamanın nasıl geçtiğini anlayamadım. saat ikiye geliyordu hemen hazırlandım ve yola koyuldum adrese geldiğimde kendime rahat bir köşe buldum. Deli olmasam bile tanımadığım bu şeylerin önüne kendimi atmamalıydım. Ben yine kendi cevaplarımı kovalarken bir kaç kişi gözüme çarptı. Etrafı dikkatlice süzüyorlardı, sanırım beklediğim kişiler geliyordu. Seslenmeye karar verdim tabi ki yine önlem aldım içimden bağırdım onlar değilse de rezil olmak istemezdim.

-"kendinize rahat bir yer bulun " dedim ve izledim. Peki bunlar kimdi? Niye beynimizle mektuplaşıyorduk? Güvenmeli miydim? Emin olmanın tek yolu onlarla yüz yüze konuşmaktı. en azından deli olmadığımı haklı çıkardıkları için bunu yapabilirdim.


"Herkes dediğim adrese geldi mi? diye sordum.
Evet cevabını aldım.
"Tamam o zaman beni duyabilenler ayağa kalksın ve öne doğru üç adım atsın" dedim sanki onlardan başkası da duyabilirmiş gibi.
Tanrım çok saçma dedim içimden. sanırım onlarada saçma geldi ama 5 kişi ayağa kalktı ve öne doğru çıktılar. Sanırım aradığım sesler bu insanlardı birbirlerine bakıyorlardı. Toplanmaya başladılar. Bende onlara doğru yürüdüm .
-" geldiğiniz için teşekkür ederim. Kafanızdaki soruları ve yükünü biliyorum bunların hepsine cevap veremem ama yükü biraz azaltabiliriz. Müsait bir yere geçelim ve bu çılgınlığı düşünelim"
Sakin bir yere gitmiştik. Kimseye deli olduğumuzu kanıtlamak zorunda değiliz sonuçta. Meraklı gözler üzerime dikilmişti. Çok sert tipi fırtınası gibi çarpıyordu o keskin bakışlar.
-"Öncelikle birbirimizi tanımadığımızdan eminiz. Hadi tanışalım, ben "mavi"

ArbeWhere stories live. Discover now