iki, seni bekliyor olacağım.

3.5K 446 532
                                        

"Kafamdaki tırtıllar, bir gün oldu kelebek. Besledim ellerimle, şimdi hepsi birer aç köpek."

sanırım ficin jeongguk'unu en iyi bu cümle özetler✌🏻
bölüm başlığı yapacaktım ama sığmadı napalım...

ve bu bölüm belki size sıkıcı falan gelebilir ama diğer bölümlere zemin hazırladığını bilin 😉 iyi okumalaar!!!

×

Yatağımın içinde, dizlerimi karnıma çekmiş yatıyordum. Çok uykum vardı ancak kabus görürüm diye gözlerimi kapatmıyordum hiç. Aslında her gece görüyordum fakat sabah Masterchef binasına gideceğim için kendimi tetiklemek istemiyordum. Zaten Taehyung'u görecektim, bu yüzden yeterince tehlikeliydi durumum. Uyumam büyük bir yanlış olurdu.

Oflayarak battaniyemi üstümden attığımda tavana birkaç saniye daha baktım, sonrasında da çıplak ayaklarımı soğuk zemine vura vura mutfağa doğru yürüdüm. Buzdolabındaki cam şişeyi alarak bardağa suyu doldurdum ve sigara paketini nereye koyduğumu hatırlamak için etrafıma bakındım birkaç saniye. En sonunda, ankastrenin üstünde olduğunu gördüğümde gülümseyerek uzandım çakmağa ve pakete. İçinden bir dalı dudaklarım arasına yerleştim, derin bir nefes çekerken de çakmakla sigarayı yaktım ancak kafam öyle doluydu ki sadece dalı değil, yanlışlıkla baş parmağımı da yakmıştım.

Sızlanarak sigarayı küllüğe koyduğumda kızarmış parmağımı dudaklarım arasına alıp hafifçe emdim acısının geçmesi için. Sızlama hissi yavaşça geçmeye başladığında suyu kafama dikip sigaraya uzandım hemen. Gevşemem gerekiyordu.

Duvardaki saat üçü gösterirken yüksek sandalyelere oturup her bitişinde yeni bir dal daha yakarak saatlerce düşündüm. Özellikle son bir buçuk ayımı. Taehyung'u bir buçuk aydır görmüyordum. Kriz geçirdiğim gün Jimin taksiye atlayıp yanıma gelmiş, beni eve götürmüştü. Psikiyatristimi eve çağırmıştı ve dürüst olayım, o anları asla hatırlamıyordum. Sayıklayarak gecenin bir yarısı uyanmıştım, o ana kadar hiçbir şeyi hatırlamıyordum. Sayıkladığım ismi düşününce bile delirecek gibi oluyordum. Jimin uyandığımda başımda bekliyordu, Taehyung'un bana ne yaptığını sordu. Ben de ona "Hiçbir şey," dediğimde, "Neden o zaman saatlerdir onun adını sayıklıyorsun?" dedi.

Taehyung'un adını sayıklıyordum, onu gördüğüm an aylardır iyiyken kriz geçiriyordum, bir buçuk aydır doğru düzgün uyuyamıyordum ve uyuduğumda ağlayarak uyanıyordum. Sesi sürekli kafamdaydı, babam bir şeyler zırvalıyor, annem çantasını toplayıp gidiyor, ablam kapıyı suratıma çarpıyordu. Sürekli, sürekli aynı şeyler kafamda dönüp duruyordu. Taehyung hep ana karakterdi, oradaydı, hiçbir yere gittiği yoktu.

Seul'den, siktiğimin Paris'ine gitmişti ama kafamdan gidememişti.

Eski Jeongguk oluyordum, onun bıraktığı Jeongguk'a dönüşüyordum yeniden ve bu yüzden dehşete kapıldım. Ben iyiydim, somurtkanım diye bazı notlarıma düşük de verseler çok güzel yemekler yapıyordum. Kore'nin en iyi şefleri yemeğimi beğenmişti, dünyanın en büyük yemek yarışmasında yarışacaktım. Sabah gidecektim oraya ve bu turu da geçecektim işte. Bunları yapacaktım çünkü eski Jeongguk değildim, ben büyümüştüm, Taehyung yanılıyordu. Çocuk falan değildim.

"Büyüdüm ben."

Paketteki son sigarayı çıkartırken gözlerim saate kaydı, beşe yaklaşıyordu. Uykum tamamen açılmıştı bu yüzden gülümseyerek mutfakta göz gezdirdim. Bir şeyler yapabilirdim. Jimin, sevgili dostum günlerdir benim yüzümden uyuyamıyordu. Tıp okumasına rağmen birkaç dersini aksatmıştı bile, geceleri benimle uyumaya çalışıyor, hatta uyuyamadığımı bildiği için sabahlara kadar saçma sapan şeylerden bahsediyordu. İki hafta önce girdiğim bir krizi daha kendisi durdurmuştu, o olmasa ne yapardım sahiden bilmiyordum çünkü kimsem yoktu. Hayatımda Jimin'den başka kimse yoktu.

masterchefHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin