Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
*\ /*
Sirius, bir ağacın gövdesine, Lisa'da kollarını ona sararak göğsüne yaslanmıştı. İkisi de Kara Göl'ün önünde konuşuyorlardı.
Profesör Slughorn'ın söylediğine göre, Sirius'a verilen aşk iksirinin etkileri farklıydı. Hareketleri daha normal, ama gözü sadece o kişiyi görecek şeklindeydi.
Lisa, Chloe'ye bunun hesabını sormak istese de, Sirius onu durdurmuş ve ilk önce kendisinin konuşacağını söylemişti.
Chloe'nin söylediğine göre de, kendisi böyle bir şey yapmamıştı. Bir sürü yemin etmiş, ama Lisa bunlara inanmamıştı. Donna'da, Chloe'yi bir köşede sıkıştırmış ve doğruyu söylemesi için tehdit etmişti. Ama hâlâ bilmediğini söylüyordu.
Lisa, Donna'nın Chloe'yi sıkıştırıp konuşturmaya çalıştığını gözleriyle görmese, bunun Donna'nın işi olduğunu bile düşünebilirdi. Ama belli ki değildi.
Lisa, Chloe'ye yaptığı büyüyü anlatıyor ve Sirius buna gülüyordu. Bu da Lisa'nın daha çok sinirlerini bozuyordu. Genç kız kafasını kaldırdı ve ona ciddiyetle baktı.
"Gözüm dönmüş gibiydi Sirius. Tek istediğim... Chloe'ye zarar vermekti." dedi. "Sonrasında düşününce... kendimden ürktüm."
Sirius'un alaylı ifadesi yok oldu. Lisa'nın önüne düşen sarı saçlarını geriye doğru ittirdi.
"Hepimizin içinde hem karanlık, hem de aydınlık bir taraf vardır. Önemli olan hangisini seçtiğimizdir. Bizi biz yapan budur, Lisa."
Lisa, onun sözleriyle gülümsedi. "Eğer bir gün... Profesör Dumbledore bahsettiğiniz gizli örgüte sizi almayı kabul ederse... ben de gireceğim."
Sirius, Lisa'nın söyledikleriyle yaslandığı ağaçtan ayrıldı. Genç kız da kollarını ondan çekti ve uzaklaştı.
"Bunu sırf ben istiyorum diye söylüyorsan..."
"Hayır." diye sözünü kesti Lisa. "Hep seninle birlikte olmak istiyorum Sirius. Senden ayrı kalmanın nasıl bir şey olduğunu tattım ve inan bana... bu hayatımdaki en kötü günlerdi. Yanımda sen olunca hiçbir şeyden korkmuyorum. Ben aydınlık tarafta olup, karanlık tarafa karşı savaşmak istiyorum. Ama seninle birlikteyken." Lisa, sevgilisinin elini tuttu. "Sen olmadan bunu yapamam."
Sirius, onun sözleriyle gözlerinin içi parlayarak gülümsedi. Kız arkadaşına resmen gururla bakıyordu. Söyleyecek tek bir kelimesi yoktu. Ona olan sevgisini, gururunu, hislerini asla tarif edemiyordu. Sadece bakışlarıyla anlamasını istiyordu. Sirius Black, her ne olursa olsun tüm hayatını Lisa ile geçirmek istiyordu.
"Bir şey söylemeyecek misin?" diye sordu Lisa onun sessizliğine karşı.
