怖いです

183 16 13
                                    


--

Elini uzattığında Yoongi'ye bakarak gülümsemiş ardından tutmuştu sıkıca.

"Gidelim mi?"

Neresi olduğunu bilmiyordu ama yine de sallamıştı başını.

Çünkü o, onun diğer yarısıydı.

Önden ilerlemeye başlamıştı Yoongi. Narumi arkasından ilerliyordu.

"Demin.. Neden bana seslendin?"

"Ah.. Yarı zamanlı işim.." Diğer elindeki kağıtları gösterdi. "Anketörlük yapıyorum." Anladığını belirtmek için başını sallamıştı. "İşe dönmen gerekmez mi?"

"Gerek yok, artık... Seni çok sevdiğim birkaç yere götüreceğim. Senin işin için sıkıntı olur mu?"

Gülmüştü. "Yok.. Artık olmaz."

O da gülerek önüne dönmüştü.  "Kaç yaşındasın?"

"20. Sen?"

"En son 20 yaşındaydım." Yoongi'nin lafıyla kıkırdamıştı.

"Bu şehirde mi yaşıyorsun?" Narumi'nin sorusuna karşı redderek başını sallamıştı. "Ben Daegu'da yaşıyorum. Buraya, tatil için geldim. Gelmişken de çalışayım dedim."

"Anladım.."

"Daegu'ya gittin mi hiç?"

"Küçükken sanırım.. Emin değilim ama pek hatırlamıyorum."

"Bugün oraya gidelim mi? Yarın döneriz."

Nereyi dese onaylayacaktı zaten. "Olur!"

Önlerinde duran otobüse bindiler peş peşe. "Terminale gidelim.." Başını salladı.

Yanyana oturdular arka koltuklardan birine. Narımı cam kenarına geçmişti.

"Okulun nasıl?" Soran Yoongi olmuştu.

"İyi.. 2. öğretim okuyorum. Gündüz de markette çalışıyorum.. Ah! Bir iş arkadaşım var. Adı Jin.. Bana bugün o söyledi. Ruh eşini bulduğunu. Ben de duyunca heveslendim ve sokağa attım kendimi. Aslında o, koca dünyada ruh eşimi marketin önünde bulamayacağımı söylemişti."

Gülüşmüşlerdi.

"Ona kendisinin nasıl bulduğunu sordum. Bana mucize olduğunu söyledi.. Ve ben seni, marketin önünde bulduğuma göre-"

"Bizimki daha iyi bir mucize oluyor.."

Sırıtarak başını salladı. "Mucize.."

Yol boyu konuşmuşlardı. Narumi okulundan, çocukluğundan ve Jin'den bahsetmişti. Yoongi ise ilgiyle onun dinlemişti.

İndiklerinde Yoongi bilet almak için yanından ayrıldığı sırada Narumi telefonundan Jin'e bugün işe gelemeyeceğini söyleyen bir mesaj yollamıştı. 

"Aldım. 30 dakika sonra kalkacakmış." Telefonu cebine koyarak ona doğru ilerlemişti.

"Heyecanlandım." Gülümsemişti.

Henüz her şey çok yeniydi.

Evet, birbirlerinin yarısıydılar, bunu biliyorlardı. Fakat hâlâ tam anlamıyla her şey çok yeniydi. Bir anda bağlanmak zor gelmişti ikisine de.

Saishū | Min YoongiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin