34. BÖLÜM PART 1 (DÜZENLENDİ)

Start from the beginning
                                    

Evet şu an yapabileceği en büyük hata Kral'ın sözünün üstüne bir söz söylemesiydi çünkü Dike göstermese de planlarını bozduğum için oldukça sinirliydi. Bunu bir bakışta anlıyordum fakat sanırım bu büyücü asker için geçerli değildi. Yine de Dike beklediğimden daha düzgün bir tavırla(!) "Mutfağa ben ileteceğim dedim asker sen sadece benim emirlerimi yerine getir." dedi dişlerinin arasından ve tek kaşını kaldırarak parlayan kırmızı gözlerini büyücü ve içten içe acıdığım çocuğa çevirdi. Genç yeni atanmış bir asker olduğu çok belliydi ayrıca bunu olduğu yerde titremesinden çözebilirdiniz. Baya olduğu yerde titriyordu.

"Kralım o zaman biz önden gidiyoruz." dedi Chris ortamda ki gerginlikten epeyce sıkılmış olmalı ki yüzünde ki saygısını bozmak istemediğini gösteren gülümsemesinin aksine gözleri 'Hadi artık!' der gibi bakıyorlardı. Dike gözlerini en sonunda büyücüden çekip tüm yüzüne yerleştirdiği bir gülümsemeyle her zamanki tavrını hızlıca takındı. Bir inanın bu kadar hızlı mimik değiştirmesi gerçekten bazen korkutucu olabiliyor.

Sen hiç yapmadığını mı sanıyorsun Ciara?

Ben her türlü korkutucuyum Kasta, mimiklere ihtiyacım yok.

"O zaman Winta ekibi lütfen bizi takip edin." Kralın sağ kolu olduğunu düşündüğüm ve diğerlerinden yaşça daha büyük gözüken iri kıyım asker kalın sesiyle tüm gözleri üzerine topladı fakat bize bakmak yerine önden yürüyerek sadece kapıya doğru ilerledi. Kral ile sarayda ilk görüşmemizde de bu asker yanındaydı ve bu sabahki yarışmada da Kral'ın hemen arkasında bulunuyordu... Etrafı iyice taramamın nedeni tabi ki de Dike'ın bir açığını aramak için değildi, ben onun açığını birkaç gün evvel zaten bulmuştum ve bu açık ona gerçekten pahalıya patlayacaktı.

Düşüncelerimle geçen saniyelerin ardından yemek salonu arkadaşlarım tarafından hızlıca boşalmıştı ki hiçbirinin bana dönüp de 'gelmiyor musun?' sorusuyla karşılaşmadığıma göre zeki dostlarım bir işler karıştırdığımı çoktan anlamışlardı. Gerçi Chris'in hala gelmemi umut ettiğini düşünüyorum çünkü en arkadan ilerleyip başını bana döndürüp duruyordu. Daha fazla onunla göz teması kurmamak için sırtımı kapı tarafına çevirip tamamen dümdüz bir ifadeyle bana bakan Kral'a tek kaşımı kaldırarak meydan okudum.

Bu adam cidden beni aptal falan mı sanıyordu?

Bir dakika on saniye. Tam tamına yemek salonundan herkesin çıkması ve kapıların kapanması bir dakika on saniye sürmüştü ve anladığım kadarıyla bu yemek salonunun tek girişi de tam arkamdaki kapıdan sağlanıyordu. Ayrıca belirtmeliyim ki sarayın zaten üst katlarındaydık ve camlarda engebeli ağaçlarla çevrili Winta şehrini rahatlıkla görebilirdiniz. Böyle bir yükseklikte dinleniyor olabileceğimizi sanmıyordum ama zaten dinlenilip dinlenilmemek pekte benim umurumda değildi.

Kral Dike'ın oldukça düz bakan bakışları beni baştan aşağı incelerken gayet rahat bir tavırla ona doğru adımladım. Cilalı mermerde yansıyan siluetim ve odada ki tek ses olan ayakkabı sesinin eşliğinde Dike'ın omzunu çok yakın bir mesafeden geçerek az önce oturduğu, diğer oturduğumuz sandalyelerden yüksekte ve daha işlemeli sandalyeye Dike'ın sinirden parlayan gözlerinin içine bakarak yavaşça ve tadını çıkara çıkara oturdum.

Kalçam kırmızı ve baya rahat olan koltuk yastığına değer değmez Kral'dan bir şey demesini bekledim ama o bunun yerine sadece kızgın bir boğa gibi burnunda nefes alıp vermeye devam etti. Bu hali daha bir zevk almama neden olurken dudağımın kenarı hafifçe yukarı kalktı. "Oturmaz mıydınız Kralım?"

Zevk aldığımı yeterince belli eden sesim Kralımızı daha sinirlendirmişti ancak beklediğim tepkiyi hala alamamıştım, yine de Dike sözümü tekrarlamama izin vermeden bana en yakın sandalyeyi çekip kendini sertçe attı.

ANKA KIZ (ASKIDA)Where stories live. Discover now