1. Bölüm

13.4K 803 255
                                    

"Yakında kralın mezarına ulaşacağız

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Yakında kralın mezarına ulaşacağız." dedi heyecanlı bir sesle Hasan. Neden bilmiyordum fakat onun bu heyecanına ortak olamıyordum ve yüreğim bir türlü huzura kavuşmuyordu. Her yeni bir adımda, nefesim daralıyor ve buradan çıkmak için inanılmaz bir istek duyuyordum ruhumda. Biraz daha ilerlediğimizde Hasan bana döndü ve gülümsedi "Heyecanlı mısın?"

"Elbette heyecanlıyım, aylardır bu anı bekliyoruz." dedim düz bir sesle, heyecanım sönmeye başlıyordu her geçen saniye ile birlikte.

Gülümsemesi dudaklarında dondu "Heyecanın sesinden okunuyor." dedi ve toprakları sırtlarındaki çantalara koyarak bir kaplumbağa gibi hareket eden Arap işçilere baktı "Hızlı olun." diye bağırdı onların ana dilleri ile, sonra yeniden bana döndü "Gün bitmeden kralın mezarında olmak istiyorum." dedi, sesindeki emrivaki bir ton vardı ve hoşuma gitmedi.

Onun bu heyecanı bana da bulaşmalıydı lakin olmuyordu. Onun kadar huzurlu ve heyecanlı hissetmiyordum. Kaldı ki çalışanlarımızdan üç kişi garip bir şekilde gaibe karışmıştı. Bizim de aynı sonu yaşayıp yaşamayacağımızın garantisi yoktu. Mumyaların lanetinin gerçek olduğunu bilecek kadar çok okumuştum ve şimdilerde de gözlerimle şahit oluyordum.

Arkeoloji benim tutkum, hayatımdı. Ama eğer bir lanet sebebiyle ölürsem de, tutkum benim ölüm sebebim olacaktı. Ölmek için güzel bir yol...

Duvarda silinmeye yüz tutmuş resmi gösterdi "Görüyor musun? Osiris'in resmi. Çok yaklaştık."

Başımı iki yana salladım "Bu bir tuzak olabilir." dedim endişeli bir tonla "Yağmacıları uzak tutmak için bir yoldur belki."

"Şayet yağmacı olsaydık, endişelenebilirdim lakin değilim.."

"Umarım değilizdir." dedim, Hasan'ın gizli telefon konuşmalarına birkaç kez şahit olmuştum ve daha önce bir şeyden bu kadar rahatsız olduğumu daha hatırlamıyordum. İngilizlerle konuştuğunun farkındaydım. Bize maddi dayanak sağlayan yine onlardı, ama ne bu adama ne de İngilizlere güvenmiyordum.

Onunla öğrencilik yıllarımızdan beri çok büyük bir rekabet içindeydik ve beni ezmek için eline geçen her fırsatı kullanacağını da biliyordum. Benim de burada onunla beraber çalışacağımı duyduğunda, yüzü karşısında bir yılan varmış gibi tiksintiyle asılmıştı.

Omzunun üzerinden baktı bu kez yüzüme ve yine nefreti gördüm gözlerinin en derininde "Seni buraya neden aldıklarını anlamıyorum. Tek başıma da çalışabilirdim."

"Bölümü birincilikle bitirdiğim için buradayım muhtemelen sevgili Hasan." dedim ve göz kırptım. O anda yanımıza Maria geldi. Çok güzel bir kızdı. Hasan'ı gördüğünde gülümsedi ve elindeki defteri bize göstererek salladı.

"Sanırım burada çizilmesi gereken bir şeyler var."

Hasan elini saçlarının arasından geçirdi ve sert sesiyle "Nasıl isterseniz madam, isterseniz sizin için burayı boşaltayım ve yalnız biz kalalım." dedi.

Asenath | Firavun'un RuhuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin