--Gökyüzü bugün başkaydı.
Güneşliydi fakat yağmur dineli yeni olduğundan yer yer gökkuşakları donatmıştı şehri.
Telefonunu çıkartarak tarihe baktı.
15 Şubat 2021.
Nedenini bilmiyordu.. Bugün garipti.
Tam şu anda yere oturmak ve saatlerce ağlamak istiyordu.
Kötü bir şey olmamıştı. Fakat içindeki bu boşluk hissini daha fazla bastıracak gücü yoktu.
Birini arıyordu.
Birilerini..
Bir şeyi..
Ne olduğu önemli değildi, sadece bu içindeki boşluğu tamamlayacak bir şeyler..
Hâlâ nemli olan telefonunu kaldırarak kilidi açtı. Arkadaşı Jin'den bir mesaj almıştı.
İşe geç kaldığını ve müdürün onu sorduğuyla ilgili bir mesajdı.
Derin bir nefes alarak çantasını düzeltti ve koşmaya başladı.
Evden erken çıkmıştı oysaki. Fakat giderken yolunun üstündeki parka girdiginde, karşılaştığı cıvıl cıvıl manzara, içindeki ne zamandır var olduğunu bilmediği boşluk hissini körüklemiş ve onu yaklaşık 1 saat kadar geciktirmişti.
Su birikintilerinden koşarak geçerken etrafa su sıçratıyordu. Ekranı tekrar açarak saati kontrol etti ve daha da hızlanarak çalıştığı markete doğru koşmaya devam etti.
Birkaç araba tarafından ezilme tehlikesiyle karşılaşsa da sağ salim ulaşmayı başarmıştı.
Metal kapı kulpunu tutarak itekledi. Soğuk olması irkilmesine neden olmuştu. Fakat hemen ardından yüzüne çarpan sıcak havayla gülümseyerek içeri girdi ve kapıyı ardından kapattı.
"Üşüdün mü?" Elindeki karton kutuları yere bırakarak doğruldu Jin. "Dereceyi yükseltmemi ister misin?"
Başını iki yanında sallamıştı. "Gerek yok." Gülümseyerek elini omzuna koydu Jin. "İyi misin?" Başını sallayarak kasaya doğru ilerledi ve yerine geçti. "Her zamanki gibiyim."
"Müdür bir daha olursa işine son veririm dedi. Haber vermemene sinirlenmiş. Konuşup konuşup gitti."
Omuz silkmişti. "Önemli değil."
"Ugh.. Bad girl seni." Dalga geçmesine gülümseyerek buğulu pencereden dışarı dikti gözlerini.
"Biriyle tanıştım." Pencereye baksa da kulağı Jin'de idi. "Ee?" Jin kasaya doğru ilerleyip kenardaki sandalyeye oturmuş, o da aynı şekilde dışarı bakmıştı. "O, o. Anlıyor musun?"
Gülümsemişti. "Doğru kişi o. O yani. O benim doğru kişim.. Gerçek- Ah.. Boşversene."
Kıkırdayarak Jin'e döndü. "Diğer yarım mı demeye çalışıyorsun?"
"Evet!" Göz göze geldiklerinde utanarak başını eğdi Jin. "Biliyor musun, Yunan mitolojisine göre insanlar dört kol, dört bacak ve iki yüzü olan bir kafa ile yaratılmış.. Güçlerinden korkan zeus onları ikiye ayırmış ve onları hayatları boyunca diğer yarılarını aramaya mahkum etmiş. Diğer yarımızı bulduğumuzda ise aşk bizi birlikte tutuyormuş, birbirimizi tamamlıyormuşuz."
