⌯ Kırık Kalpler

3.1K 318 219
                                    

BÖLÜM 14

Kırık kalpler

─────────────────────

"Sana söylemek istedim." dedi Taehyung, nihayet konuşacak gücü kendinde bulduğunda.

"O halde neden söylemedin? Sana güvenmiştim."

─────────────────────

Not: bu bölümde +18 sahneler vardır. Yaşınız küçükse veya bu kısımları okumak istemiyorsanız "♦" işaretini gördüğünüz yerden itibaren okumayı bırakın.

Not 2: panomda paylaştım ama beni takip etmeyeniniz vardır diye buradan da söylemek istedim. Bir insta hesabı açtım sizlerle iletişimde olabilmek için. Eğer gelmek isteyen olursa kullanıcı
adım: vmkfic

İyi okumalar ♡

━━━━━━━━━━━━

Eğer sana güvenmeseydim, sen böylesine kıymetli olur muydun hiç?

-Milena'ya Mektuplar, Franz Kafka

    

    

Taehyung

    Yemek masasında müthiş bir sohbet dönüyordu o akşam. Jungkook'un abisi Junghyun, çocukluk anılarını anlatıyordu. Jungkook bunları daha önce hiç anlatmamıştı bana. Bu yüzden büyük bir keyifle dinliyordum. Anlaşılan Jungkook küçükken de çok neşeli bir çocukmuş. Bir çok arkadaşı, iyi bir çevresi varmış. Şimdilerde böyle olmadığını zaten anne babası hariç bütün yakınlarıyla tanıştığımı söyledi bana. Yine de onun bu yönünü dinlemek hoşuma gitmişti. Ayrıca abisinin evli olduğunu ve bir yeğeni olduğunu da öğrenmiştim.

Junghyun ve arkadaşları beni ve ilişkimizi oldukça iyi karşılamıştı ki beni en çok sevindiren de bu olmuştu. Gecenin geç saatlerinde artık evlerine gitmek üzere kalktıklarında onları beraber uğurladık. Jungkook ile biraz daha vakit geçirmek adına etrafı toparlamasına yardım ettim bende.

Akşam yemeği boyunca gözlerimi ondan alamamıştım. Bir an önce baş başa kalmamızı beklemiştim. Bu yüzdendir ki mutfaktan çıkıp da yanıma geldiğinde tam bacağını altına alıp oturacakken onu kendime doğru çektim, boynunun en hassas yerine birkaç öpücük bıraktım. Huylansa da geri çekilmedi. Onu öpmeme izin verirken bir yandan gülüşlerini sunuyordu bana. Onu iyice kendime çekerek yanı başıma oturmasını sağladım. Gülümseyerek bana baktı.

"Beni kırmayıp geldiğin için çok teşekkür ederim." dedi. Ben de beni davet ettiği için teşekkür ettim ona. Utanarak gülümsemesini saklamaya çalıştı. Bir kez daha kendime çekip öptüm onu. Bu onu daha da gülümsetti. Ama bu sefer saklamadı gülüşünü. Gülüşünde takılı kaldı bakışlarım. O kadar uzun süre baktım ki gülüşünün çoktan silindiğini ve onun da o büyük, parlak gözleriyle yüzümü incelediğini sonradan fark ettim.

Sonra birden, akşam yemeği boyunca zihnimden geçen ama bir türlü dile getiremediğim şeyi söyledim. "Jungkook." dedim, bakışları gözlerime çıkarken. "Seni seviyorum."

Bir süre bakakaldı. Sonra solan gülüşü tekrar belirdi yüzünde. "Nereden çıktı şimdi bu?"

"Bilmem," dedim, omuz silkerek. "içimden geldi."

「 fatalité 」taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin