Kolejdeki Serseri'nin devam kitabıdır.
Ada, Ateş ve değişiklerin hikâyesi gidenler ve gelenleriyle buradan, yarım bıraktığımız yerden devam ediyor.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Hiç olmadığım kadar ihtiyacım var sana. Kokuna, se...
Nasılsınız bakalım? İyi misiniz? Beni soranlar için ben iyiyim. Dersler, ödevler uğraşıp duruyorum. ^^
Öncelikli olarak İzmir ve çevresinde yaşanan depremden dolayı çok geçmiş olsun diliyorum. İhmaller, onlar bunlar yüzden nice canlar gitti. Çok şey söylemek istiyorum, içimi dökmek istiyorum aslında ama bunu yapmayacağım. Herkese tekrardan geçmiş olsun. Benimle konuşmak isterseniz her zaman bana yazabilirsiniz. Kapım sizlere hep açık...
Bölüme gelecek olursak hoş, tatlı bir bölüm oldu. Umarım sizlerde beğenirsiniz, hoşunuza kaçar 🥰
İnstagram: mavininhikayeleri (Bir sonraki bölüme ait bir sürü alıntıyı instagram adresimde vereceğim. Hem de baya alıntı vereceğim)
Wattpad: kendince_yazar (Duyurular, alıntılar için takip edebilirsiniz)
Yanımda olan, yorumlarıyla bana ilham olan herkese çok teşekkür ederim. 💙 Profilimde olan diğer hikâyelerime de bir bakarsanız çok sevinirim.
Belli bir yorum ve beğeni sayısına ulaştığında bölümü atacağım. Sınır koymak değil sadece tatmin olduğum zaman bölüm gelecek.
İyi okumalar.
~
Ateş'ten...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Anne neydi? Anne koşulsuz sevgi demekti. Hata yapmana rağmen senin yanında duran, hatalarını yüzüne söyleyen ama seni sevmekten vazgeçemeyen o koşulsuz sevgi demekti. Anne sevgisi vardı, anne kokusu vardı, anne yemekleri vardı. İşte ben bunların hiçbirine sahip olamamıştım. Annemin sıcaklığını hissedememiş, annemin elinden anne köftesini yiyememiştim. Aşık olduğumda, üzüldüğümde, arkadaşlarımla kavga ettiğimde hiçbir zaman anneme sarılamamış, onun sıcaklığında öğütlerini dinleyememiştim.
Evet, bir annem olmuştu. Annem bildiğim ama aslında hiç annem olmayan birisi olmuştu. Hiç saçımı okşamamıştı, dertlerimi dinlememişti, aşık olduğumda saf bir heyecanla ona anlatamamıştım. Ama ben onu annem bilmiştim.
Onlar benden çocukluğumu, annemi çalmışlardı. Yaşayacağım sevgiyi, annemin kokusunu çalmışlardı. Beni sonu gelmeyen bir karanlığın içinde bırakmışlardı.
Hani hep bir soru vardır ya... Doğuran mı annedir, yoksa büyüten mi diye? Sizce hangisiydi? Bence ikisi de değildi. Annelik duygusunu derininde hisseden anneydi.
Şimdi tam karşımda duran, beni büyüten kadın benim annem miydi? Hayır değildi. Ben o kadına anne demek istemiyordum.
"Senin ne işin var burada?" diye sert bir şekilde konuştuğumda, kapıya doğru ilerlemeye başladım. Ada'nın önüne geçip onu arkama aldığımda, tam karşımda duran kadına bakmaya başladım.