BÖLÜM • 41

25.8K 1K 255
                                    

Aras'ın kolunu omzuma alıp ona destek olarak eve sokmaya çalışıyordum. Aras ise bu durumdan oldukça şikayetçiydi.

"Ben kendim yürüye biliyorum İnci.",

Dudaklarımı ısırdım, tekrar ağlama krizine girmek istemiyordum. Bunun ne bana ne de Aras'a bir faydası vardı. Aras'ın şu an morale ve desteğe ihtiyacı vardı. Ağlama krizine giren sümüklü bir İnci'ye değil.

Açtığım kapıyla Tavuk ve Kal koşuşturarak yanımıza gelmişlerdi. Umarım sabah koyduğum fazla yem ve su yetmiştir.

Tavuk Aras'a doğru havlayıp, etrafında dolanmaya başladı. Kal ise bize bakıyordu.

Gülümsemeye çalışarak konuştum,

"Bizi çok özlemişler baksana!",

Aras söylediğimi umursamadan Tavuğu kucağına alıp salona doğru yürümeye başlamıştı.

Açtığım kapıyı kapatıp, alnımı kapıya dayadım. Mahvolmuş bir haldeydim. Kocamı, sevgilimi, tek ailemi, kaybetme düşüncesi beni boğuyordu.

Dolan gözlerimi kurulayıp yalancı bir gülümseme taktım yüzüme. Doktor ne demişti,

"Yeni bir tedaviyi denemeyi öneriyorum, Gamma Knife. Beyindeki kitlelerin genetik koduna verdiği hasarla birlikte tümörü öldürüyor.",

Aras, "Tedaviye ne zaman başlamalıyız?",

"Bana kalırsa hemen şimdi ama siz biraz düşünün ve sonra iki gün içerisinde başlamayı öneriyorum.",

"Bu süreçte ne yapmalıyız?",

"Aras beyin moralini yüksek tutmalısınız. Süreç uzun ve meşakkatli olacak, ona destek olup üzüntü, sinir, stresten uzak, sakin bir hayat yaşatmalısınız.",

Omuzlarımı dikleştirip son akan damlalarımı da sildim. Üzülmek yoktu, her şey Aras'ın sağlığı içindi.

Salona giriş yaptığımda Aras kucağında Tavuk, hemen yanında Kal ile koltukta oturuyordu.

"Sevgilim bir şey ister misin? Hazırlarım hemen.",

Dediğimde Aras bir şey söylemeden Tavuğu sevmeye devam etti. Üzerine gitmek istemiyordum. Şu an sanırım yalnız olmaya ihtiyacı vardı. O yüzden onu yalnız bırakmaya karar verdim.

Salondan çıkıp yatak odasına girdim. Darmadağınıklığım sadece ruhsal olarak değil, fiziksel olarakta geçerliydi.

Üzerimdeki kapüşonluyu çıkartıp banyoya doğru girdim. Kirli sepetini açıp elimdeki kapüşonluyu bırakınca midem kasılmıştı.
Yaşadığım duygu yoğunlu yine mideme vurmuştu sanırım.

Tuvaletin kapağını kaldırıp içimde ne var ne yoksa boşalttıktan sonra ayaklandım. Göz yaşlarım akmayı sürdürüyordu.

Aras iyileşene kadarda dineceğini sanmıyordum. Kalbim bir kez daha sıkışınca tuvaletin kapağını indirip üzerine oturdum.

İsyan etmek istiyordum! Neden biz? Neden asla mutlu olamıyorduk? Neden her şey yolunda giderken tepetaklak oluyorduk?

Canım acıyordu! Bu çok fazlaydı. Yaşadığımız her şey çok fazlaydı.

"İnci?",

Aras'ın sesini işitince hemen göz yaşlarımı kurulayıp sifona bastım. Aras'ın beni bu halde görüp endişelenmesini istemiyordum.

CEVHERİ (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin