"Tabiki gelirim."
Onun aksine daha cesurdum. Draco Malfoy bu boru mu? Değil.
Yüzündeki gerginlik yerini kocaman bir sırıtışa bırakmıştı.
Balo günü
"Of Helena, olmadı sanki bu?"
"Kızım lez olsam yavşarım susar mısın?!"
Helena'nın çıkışıyla yerimden zıpladım.
"Tamam, ama olmuş d-"
"Bir daha aynı soruyu sorarsan götüne avada çakarım!"
(elbisen+takıların)
(direykooo[çok yakışıklı zalımın ogli])
Makyajımı sade tutmaya özen göstermiştim. Saçlarımın uçlarını dalgalandırdığımda hazırdım. Çok abartıyı sevmiyorum. Merdivenden indiğimde bütün gözler bana dönmüştü. Hatta bir çocuğun ağzındaki suyu püskürttüğüne yemin edebilirim.
"Çok güzel olmuşsun..."
"Teşekkür ederim Bay Malfoy, siz de çok hoşsunuz."
Gözlerime bakarak elini uzattı. Gülümsedim ve elini tuttum.
Önce öğretmenler dans etti. Sonra Draco beni dansa kaldırdı. Bir elini belime koydu bir eli ile de elimi tuttu. Gayet mesafeli bir danstı. Bir kaç danstan sonra yerimize oturduk.
Bir süre sonra
"Serina, seni bir yere götürebilir miyim?"
Önümde elini uzatmış, bana 'lütfen' dercesine bakan okyanus gözlere baktım.
"Tabii ki Draco."
Elini tuttuğumda o önde ben arkada ilerlemeye başladık. Beni manzarası çok güzel olan bir yere getirdi.
"Müzik burdan da duyuluyor."
Haklıydı, müzik sesi boğuk gelse de anlaşılıyordu.
"Evet haklısın."
Draco boğazını temizledi.
"Bu dansı bana tekrardan lütfeder misin?"
Gülerek ona baktım.
"Tabii ki!"
Bu sefer iki eliyle belimi tuttu. Bende doğal olarak iki elimi boynuna doladım. Kokusunu çok yakından duymak tuhaf gelmişti. Kafamı göğsüne koymamak için zor duruyordum. Müzik durunca biz de durduk.
Bana gergin bir şekilde bakmaya başladı.
"Ee- Şey, ben-"
"Sen?"
"Ben senin için bir şey aldım."
Ceplerini karıştırmaya çalıştı. En sonunda Slytherin yeşili, siyah - gümüş kurdelesi olan bir kutu çıkardı. Kutuyu bana uzatınca hayretle bir ona bir kutuya baktım. Kurdeleyi yavaşça çözdüm ve kutunun kapağını açtım. Çıkan şeyle nutkum tutulmuştu. Draco ise tepkimi ölçmek ister gibi suratıma bakıyordu.
Kolyeyi nazik bir biçimde kutudan çıkardım ve havaya kaldırdım.
"Ama bu - çok güzel."
Ben kolyeyi dikkatle incelerken Draco seslendi.
"Takmana yardımcı olmamı ister misin?"
Hızla başımı salladım. Arkamı döndüğümde saçlarımı tek omzuma attı. Kolyeyi ona uzattım. Nefesini boynumda hissedebiliyordum. Önüme döndüğümde çok yakındık. Önüme düşen saç tutamını kulağımın arkasına attı.
Bir dudaklarıma bir gözlerime bakıyordu. Biraz yaklaştı. Sonra tereddüt etti. Tekrar yaklaşırken gözlerimi kapattım. Nefesi dudaklarımın üstünden geçti. Dudaklarını dudaklarımda beklerken yanağımdan öptü. (şrfsz msn anncm?)
Ben hayal kırıklığı ile gözlerimi açtığımda, bana her baktığımda okyanusu anımsatan gözlerine ay ışığı vuruyordu. Hala çok yakındık. Ama bir o kadar da uzak.
"Çok yakıştı."
Dedi fısıltı ile.
"Teşekkür ederim."
Dedim aynı onun gibi.
O an kendimden asla beklemeyeceğim bir şey yaptım. Ayak uçlarıma yükseldim. Bir elimi gözlerinin önüne koydum, diğer elim ile yanağını tuttum ve dudaklarına küçük bir öpücük bıraktım.
Kendine gelemeden utancım yüzündenn onu orda bıraktım ve hızlı adımlarla odama çıktım. Balo daha bitmediği için odada kimse yoktu.
Makyajımı temizledikten sonra pijamalarımı giyip yatağa uzandım. Odanın boşluğundan yararlanıp -deli gibi - sırıttım. Bir elimin parmakları kolyemde, bir elimin parmakları dudaklarımda uyuya kaldım.
------------
diğer bölüm direykonun ağzından olacak, ve yavaş yavaş kaos ekleyeceğim haberiniz olsun 😺🧠🤏🏼