TANITIM BÖLÜMÜ 1 √

60.8K 1.1K 87
                                    

Çınar Yaslıhan:Bir erkek çocuğunu düşünün..
Ailesinin mutluluğu babasının düşmanlarının batağının açmasıyla biten mutluluk.Çınar'ın annesinin ölümüne sebep olan bir düşman batağı..
10 yaşında gözlerinin önünde annesinin ölümünü gören küçük kahverengi gözlü çocuk...
Erken yaşta hayatını şirketin başına geçerek amcasının desteğini almış zengin bir veliaht.
Ama kim bilebilirdi ki hayatına girecek kişinin tüm karanlığına rağmen kabul edeceğini.

#Yaş:29

Yeşim Kutlu :
Yeni doğmuş mavi gözlü altın sarısı saçlarıyla güzel kız çocuğu. Hayatı bir polis karakolunun kuytu köşesinde soğuktan ölmek üzere bulunan güzel kız çocuğu.
Hayatını berbat bir çocuk yuvasında geçirmiş bütün emeği ise istediği üniversitede okumaktı. Onun hayalinde kariyer planlarından başka bişey yoktu onun için.
18 yaşına gelmeden yaşadığı olaylar yüzünden o iğrenç yuvadan kurtulmuş Cemal amcanın manevi kızı olarak aile sahibi olmuştu.
Ve bir kaç yıl sonra istediği marmara üniversitesinde tıp fakültesi  Psikayatr bölümünü son derecede iyi şekilde bitirmişti.
Stajyerlik olarak ise bir karakolda çalışmaya başlamıştı.

#Yaş:24
-----------------
Bu sessizlikte yağmur damlalarının odadam ki pencerelere vurduğu için çıkardığı tok sesten başka hiç bir ses yoktu.
Kitabımın orta sayfalarını gözümle takip edip yanımda ki ağzına kadar kahveyle dolu olan beyaz kupa bardağımı elime aldığım gibi ağzıma götürerek bir yudum aldım hâlâ sıcaktı ve boğazıma iyi gelmişti.
Bir yudum daha alıp masadaki yerine geri bıraktım.

Karakolda en sessiz ve rahat çalışan sanırım bendim.
-Ki kitap okuyacak kadar fırsatım oluyordu-
Kitap artık önemli yerlere geldiği için kalbim hızlı hızlı atmış içimden sevinç nidalarını veriyordum.

Evet evet kitapda ki karakterler mutlu mesut olacağı için bende mutlu olup onlar adına sevinmeye başlamıştım.

Sıkıcı saatlerim ancak bu şekilde geçebiliyordu.
Ve mesai saatim benimle inatlaşmak adına bir türlü ilerlemiyordu.
Bu yüzden burada kitap okumak veya karakolda dolaşmak için başka birşey yapmıyordum. Tabii arada hasta ruhlu suçlularlada iletişime geçiyordum en azından arada zamanım böyle geçiyordu.

Telefonum zil sesi sessizliğe karşı savaş açmış ve tüm odayı doldurmuştu.

Çantamdan çıkardığım telefonu açıp kulağıma dayadım.

"Alo "
"Yeşim abla benim Cansu. "dedi.
"Selam kız kardeş "dedim gülerek.
"Ya yeşim abla lafı uzatmamı sevmezsin o yüzden sana hemen söyleyeceğim. Arkadaşlarla bir yere gideceğiz babamdan izin alamadım sen konuşsana sana izin verir o " yalvaran ses tonuyla ona kıyamadığımı bildiği için beni böyle kullanırdı.
"Pekala ki konuşacağım ama geç saate kalma yoksa babana açıklama yapamam "dedim gülerek.
"Yaşasın bir tanesin sen söz geç kalmayacağım "dedi kahkaha atarak.
"Hadi görüşürüz bakalım "
"Hoşçakal "
Telefonumu kapatıp son okuduğum yerde açık kalan kitabımın arasına ayracı koyup oturduğum yerden kalktım.
Her yerim uyuşmuş ve tutulmuştu.
Kitap okuyacağım diye sanırım fazla saatlerimi burda harcıyordum.

Üzerimdeki gömleği çekiştirip kırışıklaşan yerlerini düzenledim.
Ve pencereden yağan yağmura baktım.
Şiddetle yağmaya devam ediyordu hâlâ.

Cansu'nun babasıyla konuşmak için odamdan çıktım.
Karakolda ben hariç herkes harıl harıl çalışıyordu.
Tabii ben ise kitap okumaya kadar vakit bulabiliyordum orası ayrı bir muammaydı.
Ayak eklemlerimi yürüyüşle açılmış ve damarlarım bacaklarıma kan götürme görevini yaptırmaya başlamıştı.

Uzun koridorlarda adım adım yürüyüp devam ederek ve etrafa göz gezdirme çabasıyla yavaş yavaş Cemal amcanın odasına yaklaşıyordum.

Polislerin bir kaçı bana bakarken beni tanıyanlar ise baş selamı veriyorlardı.
Stajyerlik için buraya gelmiş kötü halde olan sanıklarla konuşma yetkisine sahip oluyordum tabii ruh hastalarıyla.
Ben bir psikologtum ve sadece burda ilk satjyerliğimi yapıyordum bir nevi rahat iyi ve güzel işti.

PSİKİYATRİSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin