Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Gelsin soft ve kaos dolu bölümlerr
*\ /*
Lisa Cooper ve Sirius Black, aynı konuştukları gibi eskiye, yani birbirlerini görmezden gelmeye dönmüşlerdi.
Ya da onlar öyle sanıyordu.
Her ne kadar konuşmasalar, yan yana geçerken birbirlerine bakmasalar bile hep akıllarında düşünceler dolaşıyordu.
Sirius bazı zamanlar kendini haritadan Lisa'nın nerede olduğuna bakarken buluyor, kütüphanede onu gördüğünde raflar arasında fazladan dolaşıp ne çalıştığına bakıyordu.
Lisa ise bakışlarını onun üstünde tutmamaya çalışıyor, büyük salonda yemek saatlerinde çaktırmadan baktığında arkadaşlarıyla sohbet edip gülüştüğünü görüyordu. Bazen de gizlice Quidditch antrenmanlarını seyrediyordu.
Sirius ile o gün konuştuktan sonra binaya döndüğünde Donna'nın karşısına geçip her şeyi bildiğini, bir daha kendisiyle konuşmamasını, berbat bir insan olduğunu söyleyip Profesör Slughorn'ın yanına gitmişti. Ondan, yatakhanesini değiştirmesini rica etmişti.
Çoğu zamanını da ya kütüphane, ya yatakhane ya da Lily Evans ile Hogsmeade'de geçirmeye başlamıştı. Slytherin'den sadece Regulus ile arada konuşuyor, Severus ile de derslerde yanına oturuyordu.
Lily ile şaşırtıcı bir şekilde yakınlaşmışlardı. Birkaç kere onun Gryffindor'dan arkadaşları ile de sohbet etmişliği olmuştu.
"Ah Lily... bunu benden isteme." dedi Lisa yalvarırcasına. Ama Lily Evans'ı tanıma fırsatı yakaladığı şu günlerde, öğrendiği bir şey vardı ki, o çok inatçıydı.
"Lütfen." Lily ellerini çenesinin altında birleştirerek konuştu. "Tek gitmek istemiyorum. Marlene ya da başka kimse gelmiyor."
"Çünkü hiçbiri James Potter'a katlanmak istemiyor." dedi Lisa gözlerini büyüterek.
"Ama sen ona katlanabiliyorsun." Lily onun huyuna gitmeye çalıştı. "Sadece birkaç saat. Hatta belki daha az. Sen işaret ettiğin an tüyeriz."
James, Lily'i Üç Süpürge'ye gitmeyi teklif ettiğinde Lisa'nın şaşırmasına sebep olacak bir cevap vermişti. Ama tek gitmek istemediğini, yanında birinin daha olması gerektiğini söyleyip duruyordu.
Lisa'ya göre de kurban kendisiydi.
Lily'i kırmamak adına en sonunda kabul etti ve iki kız üstlerini değiştirip kapıda buluşarak Hogsmeade'e doğru gittiler.
Her hafta sonu olduğu gibi köy yine kalabalıktı. Cadılar bayramında oldukları için de her yer süslenmişti. Üç Süpürge'ye girdiklerinde Lily etrafta James'i aradı.
"Ah! İşte oradalar!" Kızıl saçlı kız Lisa'nın koluna girerek onu neredeyse sürükledi.
"Oradalar, derken?" diye sordu Lisa, çoğul ekine karşılık olarak. Yaklaştıkları masaya baktığında James'in yalnız olmadığını gördü.
