Sıradan olmayan gün

22 3 5
                                    

"Kafamda farklı düşünceler bir-birlerini kovalıyorken aynı zamanda yarışıyorlardı. Sanki her öne geçen cümle doğru olduğunu kanıtlama çabasındaydı. Ben ne yapıyordum ? Ben. Ben.. Sadece zihnimin esiriydim.
Ya duygularım ?
Onlarıysa saklamakta çok başarılıydım.
Bana göre hiç bir duygu sahibini bulmadan kullanılmamalıydı. Zamanını bekliyordum. Hep kazanmasam da kendimce doğru yoldaydım."-diye düşünürken ileride bir kitap bile yazacağımı kanıtlamıştım.

Geç kaldıktan sonra kendimi sınıfımda otururken buldum. Otobüsde olanlarsa aklımdan bir türlü çıkmıyordu. Bugün bana okuduğum romanların hayalini yaşatmıştı. Sahi yüzünü gördüğüm o adam neden aynı şarkıyı dinlediğimize rağmen ben de hiç bir iz bırakmamıştı? Bu kadar hoş bir tesadüfün güzel duygular doğurması gerekmiyormuydu ?- derken zihnimle arama hocanın sesi girdi. Gelen ses yabancı değildi.
- Derse hazır mısın ?
- Evet.
- Peki o zaman seni buraya alalım.
Öne çıkmayı ilk okuldan beri hiç sevmezdim. Tüm gözler üzerimdeyken nedense rahat edemezdim. Belki de sakarlığım peşimi burakmadığı içindi.
Neyse ki hoca beni çok severdi. Öyle bir soru yağmuruna tutardı ki yerime geçmeden profesör olacağıma inandığım zamanlar az olmamıştı. Fakat bugün şanslı günümdeydim. İşte birkaç sorudan sonra yerimdeydim.

Zil..
Bu sesi bazı zamanlarda ne çok severdim. Sadece okullarda dersin bittiğini haber veren ses bana çok daha fazlasını anlatırdı. Yeni bir şans verir gibi beni uykudan uyandırırdı. Hadi koş dercesine kulağımı okşardı. Bense küçük kız çoçuğu gibi herşeyi değiştireceyime inanırdım.

Nihayet 2. dersde bitmişti. Şimdiyse evime giden yolda yürüme vaktiydi. Okuldan çıkarken arkama dönüp bakma isteğime karşı koyamadım. Sanki yarın gelemeyecekmişim gibi hissettim. Ne saçmalıyordum ki ben ? Evle okul dışında hiç bir gidecek yeri olmayan birisiydim. Önüme dönüp yoluma devam ettim. Durağa kadar yürüdükten sonra ilk gelen otobüse bindim. Nasıl olsa hepsi beni evime götürüyordu. Normal de otobüs bile kullanmazdım. Yoluma şarkılarım, mavi gökyüzüm ve zihnimdekilerle devam ederdim. Fakat bugün kendimi çok yorgun hissediyordum. Bu yetmezmiş gibi otobüsteki kalabalık da beni ayakta durmaya mahkum etti. Neyse ki Evim yakın olduğundan çok geçmeden inmiştim.
Kapıyı açıp içeri girdim. Abdestimi tazeleyip namazımı kıldıktan sonra kendimi öylece yatağa attım. Gözlerim hızlıca kapanırken kapı sesine mağlup oldum. Bana hiç kimse gelmez ne de uğramazdı. Bu vakit bu da kimdi ?
Hızlıca yerimden kalkıp başörtümü taktım. Kapıya doğru ilerlerken "Kim o" diye seslendim.
Sesime yanıtın gelmemesi beni tedirgin etmişti. Bir daha sordum fakat yine cevap yoktu. Kapıya yaklaştığımda "Ev sahibi" diye bir ses geldi. Huzursuz olmuştum. İçimdeki sesin "Açma" demesine aldırış etmeden kapıyı açtım.
Gördüklerim karşısında öylece kaltım. Kalbim hızlıca atarken avuç içlerim terliyordu. Dünyanın hep etrafımda döndüyünü hayal ederken böylesini hiç düşünmemiştim. Kafamın etrafında sanki yıldızlar dönüyor  yere yıkılmam için daha bir hızlanıyorlardı. Yıkılmamak için elimi duvara uzatırken dışarıdan yardım için bana uzanan eli geri çevirdim. Adamsa buna aldırış etmeden eve girmeye çalışıyordu. Kendimi toparlayıp kapıyı zorda olsa kapattım. Bu da neydi böyle ? Sıradan hayatı olan birine bunlar fazla değilmiydi ? Yoksa deliriyor muydum ? Belki de.. Aynı otobüste, aynı şarkıyı dinlediğim adam evimin kapısında zorla içeri girmeye çalışıyordu..

MavimdekiBizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin