3

3.5K 378 346
                                    

16 Temmuz 2020 - Busan

"Sizi dinliyorum Bay Jeon." Sessizliğini korudu. Rahatlamak için Jin'in aldığı mumlardan birkaçını Jungkook gelmeden yakıp odanın belirli köşelerine koydum. Bu yüzden susuyor olmasına sakin kalabilirdim.

"Beni dinleseydiniz sevdiğim adama kavuşmama yardımcı olurdunuz." Kaşlarımı çatıp dosyasını kenara ittim. Amacım ilişki tavsiyesi vermek değildi benim amacım onu unutturmaktı.

Beni unutturmaktı.

Jeon Jimin'in artık Park Jimin olduğunu kafasına vura vura hatırlatmaktı.

"Amacım sevdiğiniz beyefendiyle aranızı yapmak değil Bay Jeon. Amacım size yardımcı olup kötü anılarınızı unutmakta yardımcı olmak." Sanki berbat bir şey demişim gibi sinirlendi. Gözümün içine bakıp dilini her zaman yaptığı gibi ağzında gezdirdi.

Hızlı hızlı soluklanmaktan inip kalkan göğsüne baktım. Bir düğmesini atlamış olduğunu görmek tüm dikkatimi dağıttı. Anlaşılan buraya gelmek için fazla aceleci davranmış olmalıydı.

Gülümsedim, onun buraya gelmek için okula yeni başlayan küçük çocuklar misali koşuşturuyor olduğu gerçeği aklıma doldu.

Tavşan dişleriyle popüler bir çocuk olmalıydı, çünkü o benim şirketimin en popüler hastasıydı.

Benim hastamdı.

Eski kocamdı.

"Anılarımın berbat olduğunu nereden biliyorsun?" Omzumu silkip dosyayı havaya kaldırdım.

"Burada tartışmalı geçimsizlik yazıyor. Ayrıca paranoid bozukluğunuz da var." İşte ayrılmamızın küçük bir sebebi de buydu.

Onu sürekli başka insanlarla, hatta Jin'le bile aldattığımı düşünüyordu. Onu aldatıyor olduğumu düşünmesi bile büyük bir sorundu.

Bana sürekli bağırıyor, eşyaları dağıtıyor ve ilişkimizi zedeliyordu.

O sadece zarardı.

"Ne yani hasta mıyım ben?" Sabır dilenerek dosyayı tekrardan masaya koydum. "Hasta mıyım ben? O yüzden mi göremiyorum onu?"

Jungkook'a eskisi kadar güvenemiyordum. Bunu engelleyen şey mafya olması değildi, agresif hareketleri yüzünden birgün silahı çıkarıp kafama sıkar diye endişeleniyordum.

Bizi, ailesini hiçe sayıp kanlı haliyle eve geliyordu.

Oğlumuzu korkutuyordu.

Onun da Jungkook gibi bir katil olmasını istemedim, oğlumun hayatını riske atamazdım.

Çünkü o en çok Jungkook'a düşündü. Benimle konuşmuyordu bile, sürekli diğer babasını istiyordu.

"Konumuz Jeon Min değil, konumuz sensin."

"Benim soyadımı taşıyor, sen kimi kimden saklıyorsun Jimin?"

Henüz küçükken yuvamızı açmıştık ona. Ben daha büyük bir çocuk istesem de Jungkook bebeklere bayılırdı. Beraber büyütmek istedi, güzel bir yuva kurmak istedi.

Lakin yuvayı kurduğu gibi yıkan da oydu.

Artık oğlumu ona emanet edemezdim,  o benim gibi olmalıydı. Nazik, işine düşkün, sevgi dolu bir çocuk.

Jungkook gibi bir katil değil.

"Tek sorun benim mesleğim mi?"

"Sorun sensin Jungkook." Ayağa kalkıp yanına gittim. Yanındaki tekli koltuklardan birisine oturup iyice inceledim. Bu sefer kan lekesi yoktu fakat yeni dövmeler yaptırmıştı.

Yuanfen 'JikookWhere stories live. Discover now