05 🍷

46.1K 736 311
                                    

"ARAS DOĞANAY"

"Benim adım da Aras Doğanay'sa bunu sana ödeteceğim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



"Benim adım da Aras Doğanay'sa bunu sana ödeteceğim."

"Aptal oldukları yanlış şeyler
söylediklerinden belli!"

Bana doğru hızla adımladı ve beni koridorun sonuna doğru sürükledi.

Kolumu ondan çekiştirmeye çalışırken adımlarımı bıraktım ve diz kapaklarım zemine çarptı. Fakat adam yine de vazgeçmeden beni sürüklemeye devam ediyordu.

"Ya bıraksana beni!"

Koridor bitince kapıyı açtı ve beni içeri doğru savurdu. Kapı kilidinin içinde duran anahtarı yan çevirip kapıyı kilitledi ve anahtarı alıp camı açtı. Bana bakarak kilidi yavaşça bıraktı.

O an kilidin düşüşünde içimden bir şeylerin koptuğunu hissettim. Bir yerde daha anahtar olmalıydı. Yedek anahtarı camdan atacak kadar salak olmadığını düşünüyordum. Belki cebinde veya bir dolapta olabilirdi. Ben bunları düşünürken adam bana doğru adımlamaya başlamıştı bile.

Bana doğru yavaş adımlar atarken üzerindeki gömleği çıkarttı ve bir köşeye attı. Daha sonra kalın siyah kemerini de çıkartıp bir köşeye fırlattı. Üzerime yürümeye devam ediyordu ve o geldikçe ben geri adımlıyordum. Yavaş yavaş sanki benim acı çekmemi istermiş gibi adımlıyordu. En son ben duvara yapıştığımda büyük bir adım atarak kendini bana değdirdi.

Ellerini diz kapağımın biraz üstünden vücuduma değdirerek yavaşça yukarıya doğru çıkardı. Elini uzun tişörtüm altına soktuğunda kalçama değdi.

"Bırak, istemiyorum." dedim. Sesim bir fısıltı gibi çıkmış havaya karışmıştı.

Hareket etmeye çalıştım ama vücudu ile duvar arasında sıkışmıştım.

Bu sefer sesimi bir kaya gibi sert ve kararlı çıkarmaya yemin etmiştim.

"İstemiyorum seni, bırak!"

Eli kalçamı bırakıp yavaşça önüme doğru gelince erkekliğine dizimi geçirdim ve onu ittim.

Hemen pencereden aşağıya baktım ve çok yüksekte olduğumuzu fark ettim. Buradan atlayamazdım.

Ben bunları düşünürken adam beni arkamdan tuttu ve sırtımı göğsüne yasladı.

"BIRAK PİSLİK HERİF İSTEMİYORUM!"

"BANA BİR DAHA BAĞIRIRSAN SENİ...!"

Birkaç saniyelik sessizlikte kalbim göğsümden fırlayacakmış gibi sert atıyordu.

"Kapa çeneni, çıkartacağım seni!"

Cebinden bir anahtar çıkardı ve kapıya doğru adımladı. Anahtar demek ki cebindeymiş. Bunu tahmin etmiştim.

Bana bakıp gel işareti yapıp alt kata indi, başka bir odaya girdi. Burada kocaman bir masa ve sandalyeler vardı. Diğer şeyler umrumda değildi çünkü buraya geliş amacımız yemek yemekti.

"Sana zorla dokunmayacaktım..."

Kaşlarım hâlâ çatılı bir şekildeyken onu izliyordum.

"Sadece yapabildiğimi görmeni istedim. Şimdi otur ve yemek ye."

"Aç değilim."

Eline sofradaki böreklerden birine aldı ve bana doğru geldi yanağımı sıkıp açtı ve ağzıma sokup ağzımı kapattı.

"Yemezsen zorla yediririm." diye mırıldandı. Sesi çok sakin ve mesafeliydi.

Ağzımdaki lokmayı çiğnerken elini yavaşça ağzımdan çekti ve ben ağzımdaki lokmayı masaya tükürüp, sofranın örtüsünü tüm gücümle çektim. Masadaki her şey gürültüyle yere düşerken büyük bir kırılma sesi duyuldu.

Adam ellerini yumruk yapıp sıktı ve çene kasları gerildi. Ateş saçan gözleriyle bana doğru adımladı, aramızda beş adımlık mesafe bırakıncaya kadar geldi ve sonra durdu.

"Benim adım da Aras Doğanay'sa bunu sana ödeteceğim."

SESİMDEKİ ESARET (+18) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin