Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Nereye gidiyorsun küçük kız?"
Bütün sinirimi kapıdan çıkartarak sertçe kapattım ve yüzüme vuran sert rüzgarlara karşı kulübe doğru yürümeye başladım. Rüzgarın yüzüme tokat gibi attığı saçlarımı yukarıdan topladığım bir dağınık topuz ile rahatlamıştım. Bir nebze olsa da.
Babamla ettiğimiz bütün kavgalar yine her zamanki gibi aynı şekilde sonuçlanmıştı. Üniversitem pahalı bir yerdi ve orası için para kazanıyordum, okuduğum konservatuar özel yetenekli öğrencileri topladığı için fiyatı çok yüksekti. Annemden sonra polis memuru olan babam benim için daha çok çalışıyordu ve onun bu yorgun hallerine üzülüyordum. Artık ona daha fazla yük olamamak için üniversite masraflarımı kulüpte şarkı söyleyerek karşılamaya başladım. Üniversite için yüklü miktarda paraya ihtiyacım vardı ve babam bu parayı sadece kendisinin karşılayabileceğini düşünüyordu. Ama ikimiz de bu şekilde geçinemeyeceğimizi biliyorduk sadece babam kendisine bunu yediremiyordu.
Kapıdaki iki iri yarı adamlardan birine kartımı gösterdim. Beni kısa bir süre sonra tanıyıp yavaş bir biçimde ikisi de kenara çekildi. Uzun siyah mermerden oluşan altı basamağı çıktıktan sonra camdan yapılmış ince kapıyı ittim. İlk defa bu kulübün bu kadar boş olduğunu görüyordum.
Oysaki bu mekan çok da ünlü olmasa da ilçedeki çoğu kişi bilir ve hep işlek olurdu. Şaşkınlığımı saklayamamış etrafa kısa bakışlar atmıştım. Sahneye çıkmama yaklaşık yarım saat kalmasına rağmen tek bir kişi bile yoktu. Üstelik sahnenin en önündeki masada içkiler, şarap çeşitleri ve çerezler bulunuyordu. Onun dışında bütün masalar boştu. Hızlıca personel kapısı açıldı ve kulüp müdürü içeri girdi. Sertçe bıraktığı kapıdan çıkan ses boş mekanda yankılandı.
"Hoş geldin Derin kızım!" Kulağımı tırmalayan korkunç sesi neredeyse her gün duymaktan ağlayacak kıvama gelmiştim. Viskiyi çok içmekten mi yoksa yıllarca sigara içmenin sonucumu bilmiyorum fakat boğazı ve ses telleri çok tahriş olmuştu. Yine kuvvetlice öksürdü ve elindeki suyu içti. "Hemen hazırlan! Yarım saatin var, bir üst katta her şey hazır!"
Bu telaş nedendi ki?
Acaba bir aksilik mi vardı?
Nasıl bir aksilik olabilir ki Derin? Sakin olsana biraz.
"Odaları hatırlıyorsun değil mi? Giyineceğin yeri veya-"
