nana elindeki küçük çikolataların olduğu pakete var gücüyle sarılmış, başını da yuta'nın koluna yaslamıştı. arkadaşından güç almaya çalışıyordu çünkü birazdan jaehyun'la konuşma girişimde bulunacaktı. japon genç birkaç dakika bekledikten sonra mırıldandı,
"neyi bekliyoruz, zili çalsana...""hayır hayır, kendimi hazır hissetmeliyim."
"pekala o zaman şunu söyle, neden böyle bir karar aldın?"
gözlerini bahçe çalılarında gezdiren çocuk belli belirsiz cevapladı,
"aldım çünkü birileri bana birisine onu sevdiğini söylemekte gurur kırıcı bir şey olmadığını söyledi ve ben de mantıklı buldum. hyun beni istemese bile en azından şansımı denemiş olacağım."yuta düşünceli bir şekilde dizini sallamaya başlarken arkadaşının haklı olabileceğini düşünüyordu. izin almak ister gibi elini kapı ziline götürdüğünde jaemin birkaç derin nefes daha alıp başını salladı ve böylece tiz ses bütün evde yankılandı. ikisi de nefeslerini tutmuş öylece bekliyorlardı, kısa süre sonra jaehyun'un yumuşak sesi duyulmuştu.
"geliyorum."kapıyı açtığında öyle güzel görünüyordu ki japon gencin olduğu yerde sendelemesine ve bu yüzden jaemin'in de tökezlemesine sebep olmuştu. başının üzerine kondurduğu çiçeklerden yapılmış sevimli taç, pudra rengi salaş gömleği, bacaklarını saran beyaz pantolonuyla adeta kusursuzluğun tanımı gibiydi. bir süre öylece arkadaşlarını izlemiş ardından hiçbir şey olmamış gibi gülümseyerek söylemişti.
"annemin doğum gününü kutlayacağız, gelsenize."bu teklif elbette nana'yı hayrete düşürmüştü, nasıl olur da aralarında hiçbir problem yokmuş gibi davranırdı. temkinli adımlarla içeriye girmiş, henüz koridordalarken dayanamayarak hyun'un boynuna sarılmıştı. ağlamamak için kendisini zor tutuyor, sesi titriyordu.
"ben çok üzgünüm, böyle olsun istemezdim gerçekten. sadece istemiştim ki jeno beni kıskansın ve haechan da bize bulaşmak nasıl olurmuş görsün."güzel çocuk konuyu geçiştiremeye çalışarak cevapladı.
"önemli değil nana, gerçekten. başta sana çok kızmıştım ama şimdi iyiyim. iyiyiz.""aramız iyi mi gerçekten?"
"evet, bu çikolatalar benim için miydi?"
telaşlı genç gülümseyerek onayladı,
"evet senin için, sevdiğini söylemiştin.""oh, çok teşekkür ederim ama onları anneme versem olur mu?
doğum gününe kimse katılmadığı için üzülüyor...""elbette hatta şu andan itibaren buraya onun doğum günü için gelmiş bulunuyoruz."
jaehyun gülümseyerek içeriye geçen arkadaşını izlemiş ardından yuta'ya dönmüştü. gözleri buluştuğunda ikisi de ne yapacağını bilemez bir şekilde olduğu yerde hafifçe sallandı. en sonunda ilk adımı atan japon genç olmuştu.
"çok güzel görünüyorsun.""teşekkür ederim, çok hazırlandım."
"hazırlanmasan da güzel görünürdün çünkü yüzün güzel görünüyor, elbette vücudun da kötü görünmüyor ya da kıyafetlerin. tanrım, ne saçmalıyorum ben. demek istediğim şu ki, güzel bir yüzün olduğu için makyaj yapmadığında da güzel görünüyorsun yani herşeyi hazırlanmana bağlama."
heyecandan eli ayağına dolaşan gencin karmaşık konuşması yüzünden koridorda derin bir sessizlik vardı. iki arkadaş bir süre birbirini izlemiş ardından sesli şekilde gülmeye başlamışlardı.
"üzgünüm, yalnızca çok güzelsin işte" dedi yuta.
hyun ise gülümseyip elini uzatmakla yetinmişti,
"içeriye gidelim hadi."