1

524 76 167
                                        

1012 Kelime | Soft Agnst | Bakudeku | Quirkless

Dünya dönmeyi bırakmadığı sürece Deku'dan nefret etmeyi bırakmayacaktım.

"Seni lanet inek, ne yaptığını zannediyorsun!" diye bağırıp onu ittirdim. Bana dokunuyordu, bundan rahatsız oluyordum. Midem karıncalanıyor, kusacakmış gibi hissetmeye başlıyordum. Tüm dikkatim dağılıyordu.

"Ka-Kacchan..."

"Kes sesini!"

"Kanıyor!"

Elimi omzundaki derin bıçak yarasına bastırıp dişlerimi sıktım, "Defol git başımdan!"

"Seni böyle bırakamam!"

"Siktir git!"

"Gidersem... Gidersem hastahaneye yetişemezsin! Burada öleceksin!" diye haykırdı yüzüme. Alnımdaki ter damlası çenemden kayıp yere damlarken, boynumu acıyla geriye attım. O orospu çocuklarını gördüğümde kafa diretmek yerine kaçmalıydım.

Baristalık yapmaya yeni başladığım bardaki bir adam oranı buramı ellemeye başlayınca suratına yumruk atmış, sonrasında o ibnenin parababası olduğunu öğrenmiştim. Gerisi tahmin edilebilir... Adamları iş çıkışı başıma üşüşmüş, omzumun atardamarımın geçtiği kısmını bıçaklamışlardı. Yardımıma yetişense barda garsonluk yapan Deku olmuştu.

Yaralı olmayan omzumun altından kolunu geçirip beni ayağa kaldırmaya çalıştığında ona karşı koymadım. Planımda o beni kaldırdıktan sonra kalkıp gitmek vardı.

Ama öyle olmadı.

Yürüyemiyordum. Tüm bedenim titriyordu. Dizlerim kırılmış gibi sızlıyordu.

Ve omzundaki yara kızgın demirle vuruluyormuş gibi acıyordu.

Bedenim, benim yanımda minicik kalan Deku'nun üstüne yığıldı yığılacaktı. Zaten zar zor taşıyordu. Şu an kollarının çok acıdığına emindim.

"Deku, bırak beni."

"A-arabama kadar götürebilirim."

"Ambulansı aradın mı?" diye fısıldadım kesik kesik. Aradığına emindim ancak yine de sormuştum. Bilincimi açık tutmam gerekiyordu.

"Aradım." deyip bir anda yere çöktü ve kafamı dizlerine koydu.

Pes etti, beni taşıyamıyor.

O tişörtünü çıkarıp yırtarken ben elimle omzuma bastırıyor, zemzem misali akan kanımın durması için dua ediyordum.

Bu çok acı vericiydi. Resmen artık bu dünyalık zamanım kalmamıştı. Kum saatimdeki kumlar parmaklarımın arasından kayıp gidiyordu. Yakında çarklar duracak, sürem dolacaktı.

Canım çok yanıyor.

Deku tişörtüyle yarama tampon yaparken bir yandan ağlıyordu. Çok paniklemişti. Aslında ağlamakta haklıydı, ama o ağlayınca benim de ağlayasım geliyordu. Boğazımı temizleyip susmasını bekledim. Gözlerimin yavaş yavaş dolmaya başladığında ise kaşlarımı çatıp "Ağlama." diye azarladım.

"Ka-Kacchan... Çok korkuyorum. Lütfen sana bir şey olmasın. Lütfen ölme..."

Her kelimesinde daha çok ölüyorum halbuki...

"Ölmeyeceğim seni aptal."

"Sensiz yaşayamam."

Lütfen sus Deku, canımı yakıyorsun.

Dünya'm - BakudekuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin